Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Kadınların Trafikte Aile ve Toplumda Yaşadıkları…

KADINLARIN TRAFİKTE AİLE VE   TOPLUMDA YAŞADIKLARI TACİZ/ KALIP YARGILAR’IN      SOSYO EKONOMİK YÖNDEN İRDELENMESİ

 

İHSAN MEMİŞ-2015

İhsan MEMİŞ

KTYG Genel Başkanı (*)

Türkiye de doğan nüfusun % 51 ‘i erkek olmasına rağmen, yaşın 50 yi geçmesi halinde kadın nüfusun sayısı % 51 i bulmaktadır. Yani   kadın ve erkek nüfus oranı % 1 geçirgenlik payı ile % 50 oranındadır (1). Kadınların hızla artan kentleşme olgusundaki iş ve sosyal yaşamdaki etkinliği giderek artmaktadır. İşçi, memur, esnaf ve sosyal aktivitedeki artış hızı her geçen yıl % 2-5 arasında pozitif olarak artmaktadır. Bu bağlamda il , ilçe ve şehirlerarasında araç kullanma payları da artan aktivitelere uygun olarak yıllara göre gelişmektedir. Geçen 10 yıl içerisinde araç kullanma ihtiyaçları yaklaşık % 25 lerde iken bugün bir kat daha artarak % 50 leri geçmektedir.2005 yılında toplan sürücü belgeli kadın sayısı % 16 lar da (2.710.000 kişi) iken, 2014 yılında bu rakam % 23 lere çıkmaktadır. Yani 5.917.000 kadın sürücü belgeli insanımız vardır. (2)

Doğu ve Güneydoğu illerinde MTSK giden kadın sürücü adayları maksimum % 25 ler de kalırken, iç Anadolu bölgesinde bu rakam % 50 leri bulmakta ve Marmara bölgesinde ise bazı illerde % 70 i zorlamaktadır. Yani 20 kişilik sınıfların 15’i bayan adaylardan meydana gelmektedir.

Ancak; Türkiye de kadınların araç kullanmasını beyin olarak kabul edemeyenlerin dışında ataerkil geleneklere bağlı olarak hoş karşılamayan ailelerin varlığı üzücüdür. Diğer yönden genellikle küçük çocukların gelişme çağlarında kız çocuklara bebek, erkek çocuklara silah veya araba alınması da temelden gelen ve çocukların yetişmesine konulan peşin hükümlü yanlış yönlendirmelerdir. En tehlikeli travma eski kuşakların yanında erkek hakimiyet alanının ellerinden alınmasını hoş karşılamayan ve buna sert şekilde engel olan kravatlı eşlerin varlığı sosyal olarak bir tehlikedir. Bu sosyal tehlike içersinde ilk okul mezunu eşten, doktora yapmış eş’e kadar tüm katmanları görmekte mümkündür. Bu bağlamda kadınlarımızın mağduriyetlerinin ana başlıklarını pragmatik olarak şöyle sıralayabiliriz.

1-Kadınların gece araç kullanma oranı gündüze göre % 20 lerde kalmaktadır.

2-Kadınların şehirlerarasında araç kullanma oranı yaklaşık % 16, kent içerisinde (il veya ilçe) araç kullanmaları % 84 dür.

3-Kadınların şehir içi ve dışında bir yılda erkekler tarafından korna , yakın takip,yandan sıkıştırma veya elle tacizleri en az 15 defadır (3).2008 yılında 732 bayan sürücü üzerinden yapılan anket sonucu çok değişik verilere ulaşılmıştır.

4-Kadınların yaklaşık % 60 ı sürücü belgesi olmasına rağmen çeşitli nedenlerden, araç kullanmamaktadır.

5-Evli kadınların   evlerin de araç olsa dahi eşlerinin hakimiyet alanını kaybetme içgüdüsü ile tacizinden ve sert davranmasından dolayı araç kullanma oranı yaklaşık % 50 yi geçmemektedir.

6-Kadınların erkeklere göre emniyet kemeri takma oranları yaklaşık % 50 daha fazladır.Tüm gelişmiş ülkelere paralel olarak bayanların emniyet kemeri takmaları ve çocuklarına ve eşlerine de taktırma ısrarları aileyi koruma içgüdüsü ve sevgisinden kaynaklanmaktadır.

Kadınların aktif trafikte taciz edilmelerinin nedenlerini psikolojik ve sosyal davranış olarak incelediğimizde;

1-Taciz eden erkeklerin genellikle yüksek ego tatmininde bulundukları,

2-Tacizde bulunan erkeklerin Aile içi şiddet yaşayan bir aileden daha çok geldikleri,

3-Alkollü alarak araç kullanan ve daha çok uyuşturucu kullanan kişilerde görülen saldırganlıklarının bir uzantısı olarak yollarda kendini gösterdiği sıkça görülmektedir.

Ancak; kadınların yaratılıştan gelen mucadele gücü kendisine ileri gitmeyi ve daha çok yaşamla bütünleşmeyi sağlarken, önce tedirgin olarak direksiyon kullanan kadınların hızla araç ve yol ikilemini beyinlerinde bütünleştirerek hayatın her alanında varlıklarını göstermek toplum için büyük bir kazanımdır. Böylece araç kullanan kadınlar ;

A-Hem kendilerini ve hem de ailelerini taşımaktadırlar.

B-Acil hallerde hem kendilerini ve hem de ailelerini işe, hastaneye veya başka alanlara yetiştirmektedirler.

C-Bayanların iş hayatında aktif varlıkları Ekonomiye destek vermekte ve hem de ekonomiden pay almaktadırlar.

Günümüzün kentleşen Türkiyesinde köyler şehirlere gelse de modernleşme bazı illerde az ve bazı illerde hızla ilerlemektedir (5). Trafik kültürü veya eğitimi almayan yani trafik kültürünü beyninde kurallar olarak saklamayan araç kullanıcıların davranışlarına toplumsal bakış açısı olarak kural tanımaz ve bir diğerine saygı göstermeyen (maganda) erkek veya evde baskın erkek (maço) olmak beynin kişisel egosunun tatmini olsa dahi bunlarında hakimiyet alanı giderek daralmaktadır. Çünkü toplumların kadın veya erkek olarak medeniyet yürüyüşleri ileriye doğru devam etmektedir.

Bu nedenle; akan trafikte ve   evlerimiz de kadınların (eşlerimize) saygı, cesaret ve güven vererek onların ekonomik ve sosyal paylaşımında rol alması hem ailelerimize ve hem de Türkiye ye makro düzeyde yarar sağlayacak ve en azından erkeklerin hayat mücadelelerini günlük bazda yaklaşık % 50 de kolaylaştıracaktır.

Kaynaklar:

( 1 )www.nvgm.gov.tr

( 2 )www.trafik.gov.tr

( 3 )www.trafik.org.tr

(4) KAFESOĞLU İbrahim;Trafikte Şiddet ,Çapa Tıp Fakültesi,2010,İstanbul

(5)Göç Raporu,Kalkınma Bakanlığı,2014-Ankara

(6)EROL Atilla,IŞIK İdil;Cinsiyet ve deneyim kalıp yargılarının trafikte sürücü hatalarına etkisi,Uluslararası Trafik ve Ulaşım Güvenliği Dergisi,Ankara,2015 S;5

Not:Eser sahibinin adı yazılmadan ve kaynak gösterilmeden yayımlanamaz.

(*) Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Genel Başkanı,

Hacettepe Üniversitesi Trafik Kazaları Araştırma Merkezi Bilim Danışma Kurulu Üyesi,

TOBB Yolcu Taşıma Sektörü Meclis Üyesi