Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

SUÇ ANALİZİ: ÇAĞDAŞ POLİSİN VAZGEÇİLMEZ SİLAHI

 

 Cüneyt GÜRER, MA[*] 
 TADOC*

 

ÖZET

Bu çalışmada, polisin suç önlemede kullandığı çağdaş yöntemlerden olan ve hemen hemen bütün suç türlerinde uygulama alanı bulunan “suç analizi” hakkında bilgiler verilmiş ve polisin suç üzerinde etkinliğinin artırılması amacıyla yapılan bazı bilimsel çalışmalarda suç analizine öncelik verilmesine dikkat çekilerek, analizin polis için oldukça önemli bir suç önleme yöntemi olarak kullanıldığı açıklanmıştır.

Bununla birlikte uygulamaya dönük fikir vermesi bakımından isabetli bir analiz süreci için suç analizinin aşamalarına kısaca değinilmiştir. Çalışmamızın teorik yönünün ön planda olması ve sınırlılığı nedeniyle aşamaların uygulanması konusunda somut ve ayrıntılı örneklere yer verilememiştir. Çalışmamızın genel amacı olan “suç analizi konusunda teorik bilgi verme” gözetilerek bu tür örnekler sınırlı tutulmuştur. Suç analizinin fonksiyonel kullanımının kısaca ele alınmasıyla ayrıca işlevsellik konusunda da okuyucuya fikir verilmeye çalışılmıştır.

A-GİRİŞ:

Suç analizi kavramı Orlando Winfield Wilson tarafından 1960 yılında kaleme alınan Polis Yönetimi (Police Administration) adlı kitapla birlikte polis literatürüne girmiştir. August Vollmer ile başlayan profesyonel polis yöneticiliği alanında reformist bir yönetici olarak bilinen Wilson, Chicago Emniyet Müdürlüğü döneminde bir çok yeniliğe imza atmıştır. Wilson yayınlamış olduğu eserlerinde polisin suç kökenleri ve insanları suça iten nedenler üzerinde sınırlı etkilerinin olduğunu savunmakla birlikte etkili bir polis yönetiminin suçun azalmasında önemli bir rol oynayacağını savunmuştur. Mesleğine Polis memuru olarak başlayan ve ilerleyen yıllarda çeşitli kademelerde polis yöneticiliği yapan Wilson, polis yöneticiliği ile akademisyenliği birleştirmiş, yaptığı yenilikleri yazdığı eserlerle akademik hayata da kazandırmıştır.

Bu eserlerin en önemlileri arasında gösterilen ve uzun yıllar referans kitabı olarak kullanılan Polis Yönetimi adli kitapta Wilson suç analizini polisin en önemli araçlarından biri olarak göstermiş ve özellikle büyük şehirlerin polis müdürlüklerinde suç analizi birimlerinin kurulmasının zaruretinden bahsetmiştir (Wilson, 1963 pp. 103).  Wilson’a göre güçlü bir polis yönetimi için suç analizi vazgeçilmez bir araçtır. Suç analizi birimlerini etkin bir şekilde kullanan polis yöneticilerinin verdikleri kararlarda isabetli hareket etme oranları yükselmektedir, zira suç analizi karar mekanizmalarında ki yöneticilere suçlar hakkında kendine özgü metodlardan yararlanarak gerçekçi değerlendirmeler ortaya koymakta bu değerler çerçevesinde bilimsel metodoloji ve suç teorileri ile harmonize edilmiş strateji ve aksiyon önerileri getirmektedir.

Suç analizi, kriminoloji, ceza adaleti, istatistik, psikoloji, sosyal psikoloji ve sosyoloji gibi bilimin farklı dallarını bir araya getirmektedir. Bu nedenle suç analizini profesyonel olarak uygulamak isteyen birimlerin farklı bilim dalları ile barışık olmaları, insan ve çevresini gerek gözlemsel gereksek bilimsel olarak iyi tanımaları gerekmektedir. Suç analizinin kapsamı uygulama içerisinde oldukça geniş bir alanı içermektedir, bu nedenle mevcut analiz metotlarını bütün suçlara uygulamak mümkündür. Birden fazla bilim dalının kullanıldığı suçun analiz aşamasında suç ve suçluların tipik özellikleri, suç işleme yöntemleri, suçun işlenişinde etkin olan saikler, suçun işlendiği yer ve zaman ile ilgili yoğunlaşmalar değerlendirilerek polisin suçlar üzerindeki caydırıcı etkisinin artırılması hedeflenmektedir.      

Bu çalışmada polisin suç üzerindeki etkinliği kavramından yola çıkarak suç analizinin gerekliliği ile, genel olarak suç analizinin ne olduğu teorik olarak açıklanmaya çalışılacaktır.

B-POLİSİN SUÇLAR ÜZERİNDE ETKİSİ VARMI?

Polisin etkin ve verimli çalışması ve suç üzerindeki etkileri ile ilgili bugüne kadar bilimsel içerikli ve doğrudan uygulamaya dönük bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların polisliğin bir bilim dalı olarak kabul edildiği ABD de yoğunlaştığı görülmektedir. 1960 lı yıllarda artan suç oranları polis ve bütün kamu yöneticilerini özellikle büyük şehirler başta olmak üzere suç oranlarının düşürülerek toplumda huzur ve güvenin sağlanması için yeni arayışlara itmiştir. Amerikan üniversitelerinden polisiye konuların sosyal bilimler içerisinde araştırma konusu olarak yer alması bu süreci hızlandırmıştır.

Bu arayışların bir parçası olarak 1970 de polisiye konularda araştırmalar yapmak ve sorunlara çözümler üretilmesini sağlamak üzere Polis Derneği[†] (Police Foundation) kurulmuştur (Sherman, 1974). Kansas Şehri Koruyucu Devriye Hizmetleri Araştırması bu dernek tarafından finanse edilen ilk ve en önemli çalışmaların başında gelmektedir. Kelling ve arkadaşları (1974)  tarafından yapılan bu çalışmada polis devriye hizmetlerinin suç, yakalama, suç aydınlatma, ve vatandaşların suç korkuları üzerinde hiç bir etkisinin olmadığı tespiti yapılmıştır.

Bu tespit kendi alanında bilimsel çerçevede ve bağımsız bilim adamları tarafından yapıldığı ve genel kabul gören “polisin ve devriye hizmetlerinin suç üzerinde caydırıcı etkileri olduğu” yönündeki inanışa ters olması nedeniyle oldukça ses getirmiştir. Bu çalışmayı daha sonraları diğer çalışmalar da takip etmiş ve benzer sonuçlar elde edilmiştir (Team Policing: Schwartz ve Clarren, 1997). Polisin suçlar üzerindeki etkinliği ile ilgili akademik düzedeki tartışmalar günümüze kadar devam etmektedir ve bu konuda literatürde bir çok çalışmaya rastlama mümkündür.

Sherman (1997)  polisin suçlar üzerindeki etkileri ile ilgili yapılan araştırmaları değişik açılardan kritiğe tabi tutarak Amerikan polisinin suç önlemede sıkça kullandığı metotları bilimsel ve uygulamaya yansıması boyutuyla ele almış ve 8 temel hipotez ortaya çıkarmıştır. Çalışmanın sonunda polis uygulamalarında kullanılan değişik yöntemlerin huzur ve güvenliğe etkileri ortaya çıkarılmıştır. Yukarıda bahsedilen hipotezler kısaca aşağıda açıklanmıştır;

1.      Polis Sayısı: Polis sayısı artırıldıkça suçlar azalır,

2.      911 Yardım Çağrılarına Çok Hızlı Cevap Verilmesi: Polisin 911 yardım çağrılarına çok hızlı gitmesi suçların daha az olmasına neden olur,

3.      Düzensiz Devriye Uygulamaları: Polis devriyelerinin yer ve zamanının düzensiz olması daha az suç oluşmasına neden olur,

4.      Devriyelerin Hassas Bölgelere Yönlendirilmesi: Polisin sorumluluk bölgesinde suçların yoğunlaştığı bölgelere devriyelerin yönlendirmesi bu bölgelerde daha az suç olmasına neden olacaktır.

5.      Reaktif Tutuklamalar: Polisin gözlemlediği ya da karşılaştığı olaylarda daha fazla tutuklama yapması suçların azalmasına neden olur

6.      Proaktif Tutuklamalar: Suç işleme eğilimi olan ve suç işlemesi kuvvetle muhtemel olan kişileri polisin gözlemesi ve daha önce işlemiş kişileri kontrol altında tutması suçların azalmasına neden olur,

7.      Toplum Destekli Polislik: Polisin halkla suçla mücadele alanında daha fazla işbirliği yapması daha az suç işlenmesine neden olur,

8.      Problem Merkezli Polislik: Polisin suçun nedenlerini tespit ederek bu problemlerin çözümü için daha aktif programlar geliştirmesi suçun azalmasına neden olur.

Yukarıda sayılan hipotezlerle ilgili yapılan çalışmalarda tespit edilen ortak nokta suç önlemede etkinliği artıran en önemli unsurun polisin profesyonel olarak spesifik hedeflere yönlendirilmiş olması ve ne yaptığını bilen yöneticilerle, neyi nasıl, ne zaman yapacağını bilen iyi yetişmiş polisler olduğu ortaya çıkmıştır. En modern polis uygulamaları arasında kabul edilen Toplum Destekli Polislik (Community Policing) uygulamalarının bile, suçların risk faktörleri üzerinde açık bir odaklanmanın olmaması durumunda bir işe yaramayacağı görülmüştür. Bu uygulamalarda en önemli taban polisin suçlar hakkında elde edecekleri anlamlandırılmış bilgilerdir. Bu da polisin günlük hayatında dağınık olarak bulunan farklı bilgi kaynaklarının analiz edilerek uygulayıcılar için kullanılır hale getirilmesi ile mümkündür.

C- SUÇ ÜZERİNDE ETKİ ARTIRMA ÇALIŞMALARININ PARÇASI OLARAK ICAP MODELİ VE ANALİZ:

Polisin suçlar üzerindeki etkinliğinin tartışılmaya açılmasıyla birlikte ortaya suçlara karşı yeni polis yaklaşımlarının araştırılması zorunluluğu çıkmştır. Bu süreç ABD’de 1960 lı yıllarda yaşanan  özgürlük haraketleri, Wietnam karşıtı gösteriler ve sonrasında ortaya çıkan suç oranlarında meydana gelen patlamayla birlikte hızlı bir ivme kazanmıştır.

Bireysel özgürlüklerin merkezi sayılan ABD’de halk özellikle cana ve mala karşı hızla artan suçlar nedeniyle suçların azaltılması için dönemin hükümeti ve devlet üzerinde çeşitli baskılar oluşturmaya başlamıştır. Bu baskıların ve baskılara karşı devlet mekanizmalarının hassasiyet göstermeleri sonucu  dönemin ABD Başkanı Lyndon B. Johnson tarafından 28 Temmuz 1967 de Illinois Eyaleti Valisi Otto Kerner başkanlığında ülkedeki güvenlik sorununa çözümler bulmak amacıyla Kerner Komisyonu kurulmuştur. Daha çok bilimsel saha araştırmaları çerçevesinde çalışmalar yapan komisyon ilk sonuçlarını 1968’de yayınlamış ve hazırlanan raporda belirtilen sorunların giderilmesi için çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmalar için Amerikan hükümeti oldukça kapsamlı bir bütçe hazırlamış ve bu bütçeyi araştırmacıların bilim adamlarının ve polis yöneticilerinin kullanımına sunmuştur.

Daha çok toplumsal olayların nedenleri üzerinde açıklamalarda bulunan komisyon raporunda beyaz-zenci ikilemi açıkça ortaya konarak hükümetin bu konuda acil programlar geliştirmesi önerilmiştir. Bu komisyon ve yayınladığı raporun çalışmamız açısından önemi ise özellikle iç güvenliği ilgilendiren en kapsamlı sosyal bir çalışma olması ve çalışmada ortaya çıkan sonuçların beraberinde yeni saha araştırmalarını getirmesi olmuştur. Takip eden süreçte suçlar üzerinde etkinliğin artırılması için suç analizi kavramının gerekliliği ortaya çıkmıştır, bu nedenle Kerner Komisyonu çalışmaları özelde suç analizi, genelde ise Güvenlik Bilimleri açısından bir milat olarak değerlendirilebilir, zira bu tarihten sonra uzun zamandır sosyal bilimcilerin ilgisini çekmeyen güvenlik konusu akademik çevrelerde ve polisiye uygulamalarda geniş ilgi uyandırmaya başlamıştır. Bir çok üniversite bünyesinde Adalet Bilimleri (Justice Studies) ya da Ceza Adaleti Bilimleri[‡] (Criminal Justice) bölümleri, araştırma merkezleri kurulmuş, bu alanlarda yapılacak çalışmalara daha fazla bütçelere ayrılmaya başlanmıştır. Bunun yanında bir çok polis merkezi (il emniyet müdürlükleri[§]) saha araştırmalarına kapı açarak akademisyenlerle işbirliği içinde “kendine çeki düzen vermiştir[**]

Suçların artması ile ortaya çıkan sonuçlar polisin suçla mücadelede klasik yöntemlerin yerine yeni stratejiler geliştirmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bütün bu arayışlar ABD genelinde yüksek miktarlarda paralar harcanarak bilimsel değeri de olan çalışmalarla desteklenmiştir. Bu çalışmalardan burada bahsetmek yerine, bu arayışların bir parçası olan ve makalenin konusunu teşkil eden suç analizi ile ilgili gelişmelere öncülük etmiş bir çalışma ve modelden bahsetmek daha yerinde olacaktır.

Kanun Uygulayıcıları Destek-Yardım Dairesi (Law Enforcement Assistance Administration) LEAA, ICAP projesini destekleyerek suç analizinin kapsamlı olarak polis merkezleri tarafından kullanımını öngörmüş ve suç analizi kullanımı sürecini hızlandırmıştır. ICAP projesi öncelikle PEP (Patrol Emhasis Program- Devriye Öncelikli- Ağırlıklı Program) olarak ortaya 1975 yılında atılmış, muhtevasında daha sonra bazı değişiklikler yapılarak ICAP şekline getirilmiştir. ICAP in gerçekleştirmeye çalışmış olduğu ana hedefler şunlar olmuştur:

1-911 türü polis imdat servislerinin yönetimi: Başta ABD olmak üzere bir çok batı ülkesinde polis en önemli zamanını telefon aracılığı ile yapılan isteklere ve ihbarlara harcamaktadır (calls for service). Bu nedenle etkin ve verimli bir hizmet için  bu tür isteklerin sınırlı kaynaklarla karşılanabilmesi ve iyi yönetilmesi gerekmektedir. ICAP polis merkezlerinin oldukça yoğun talepleri karşılayabilmesi için yeni model ve taktikler geliştirmeyi planlamıştır.

2-Suç analizi birimlerinin kurulması ve çalışır hale getirilmesi; ICAP in bu çalışmanın da konusunu oluşturan en önemli hedefi artan suç oranlarıyla mücadeleye yeni çözümler üretebilmek için suç analizi birimlerinin oluşturulması ve bu birimlerin çalışır hale getirilmesi olmuştur. Bu nedenle polis merkezlerinin ICAP programından yararlanabilmeleri için öncelikli olarak suç analizi birimlerini kurmaları zorunluluğu getirilmiştir.

3-Devriye Hizmetlerinin Yönetimi; ICAP modeli ile polis devriyelerinin daha etkin kullanımı hedeflenmiştir. Özellikle düzenli ve belirli sabit saatlerde olacak bir devriye yerine, devriye bölgelerinde en fazla işlenen suçlar, bunların işleniş saat ve günleri v.b gibi noktalar tespit edilerek tespit edilen saatlerde bu hizmetler yoğunlaştırılmış, ancak bu suç analizi birimleri tarafından yine takip edilerek her hangi bir değişim halinde göreve yansıtılmıştır.

4- Suç soruşturmaları ve kovuşturulmalarının düzenlenmesi; burada polisin soruşturma dosyasını hazırlarken eksiksiz toplanması ve dedektiflerin (soruşturmaya ehil görevlilerin) kabiliyetlerinin artırılması hedeflenmiştir.

5-Ağır Suçluların Takibi Programı; Burada amaç ağır suçlara karışmış suçluların takip edilerek ceza almalarını müteakip topluma yeniden kazandırılmalarını sağlama ve bu kişilerin yeniden suç işlemelerini önleyici tedbirler almayı içermektedir.

ICAP dinamik bir program olarak uzun yıllar polisin taktik kabiliyetlerinin artırılması ve suçlarla etkin mücadeleyi sağlayıcı metotlar geliştirmiştir. Bu çalışmanın konusu olan suç analizi ile ilgili olarak ICAP’in geliştirdiği modele göre, suç analizi; suç analizinin ortaya çıkardığı bilgiler, personelin etkin istihdamı, ve taktik operasyonlarda etkinlik ve verimliliğin artırılması için anahtar bir rol üstlenmiştir. Bu nedenle ICAP modelinde suç analizi birimleri suçların işleniş şekli, suçlu profilleri, suç işleme metotları, suç işleme zamanları v.b gibi konuları sürekli takip ederek, sürekli yeni elde edilen bilgilerle alanı beslerler.

Bu açıklamalardan sonra suç analizi kavramını biraz daha açmak yerinde olacaktır.

B-SUÇ ANALİZİ NEDİR?

Suç analizi multidisipliner bir suçla mücadele yöntemidir. Bu nedenle suç analizinin farklı disiplinler açısından ortaya konulmuş bir çok tanımına rastlamak mümkündür. Bu çalışmada suç analizinin sadeleştirilmiş bir tanımı yapılarak bu tanım çerçevesinde ne olduğu konusunda bilgi verilecektir.

En genel anlamda suç analizini “polisin temel görevlerinden olan suçun oluşmadan önlenmesi ve mevcut suçların ve suç eğilimlerinin tesbit edilerek bunlara karşı gerekli tedbirlerin alınmasını” içeren bir kavramdır.

Yukarıda ki tanımı açmak gerekirse;

  • Suçların oluşmadan önlenmesi, hangi suçların neden, hangi saikler altında işlendiğinin belirlenerek suç ve suçlu profillerinin çıkarılması, kişileri suça iten nedenlerin belirlenerek bu nedenler üzerinde çözümler geliştirmeyi içermektedir. Suçların oluşmasının ardında yatan nedenleri eldeki veriler çerçevesinde değerlendirmek suç teorilerinin bilinmesini (kriminoloji) ve bu teoriler kapsamında isabetli değerlendirmeler yapabilmeyi içermektedir.
  • Mevcut suçların aydınlatılması: suç ve suçlu profillerinin çıkartılması suçların hangi bölgelerde hangi zaman dilimlerinde ne gibi metodlarla işlendiği ile ilgili çalışmaları kapsamaktadır. Polis Merkezlerinde kurulması öngörülen suç analizi birimleri daha çok bu kısımla ilgili çalışmalar yürütmektedirler. Mevcut suçların aydınlatılması kapsamında suç analizinin soruşturmaya da bazı katkıları bulunmaktadır. Soruşturmayı yürüten görevliler suç analizi üniteleri tarafından belirlenen modüs operandi dosyalarından yararlanabilmekte, aynı zamanda suçun işleniş yöntemi ile ilgili sınıflandırılmış bilgiler elde edebilmekte ve üzerinde soruşturma yürüttükleri konuyla ilgili bilgi sahibi olabilmektedirler.
  • Suç eğilimlerinin tespit edilmesi; toplumda meydana gelen ekonomik, sosyal, kültürel değişimler uzun vadede suçların türleri ve işleniş şekilleri üzerinde bazı değişmelere neden olmaktadırlar. Güvenlik hizmetinin sürekliliği ve bu hizmeti sunan kişilerin sınırlı zamanlar içerisinde bu hizmeti gerçekleştirmeleri gerçeğinden hareketle, toplumda meydana gelen uzun vadeli değişimlerin neden olduğu suç eğilimleri suç analizinin uzun dönemli değerlendirilmeleriyle ortaya konulmaktadır. Bir anlamda suçlarla mücadelede kurumsal bellek oluşturulmakta ve bu bellekte bulunan değerlendirilmiş bilgilerin ışığında ileriye dönük bir takım öngörmeler ve buna bağlı önleme programları geliştirilmektedir.

Suç analizinin bir çok alanda kullanımı mümkündür. Asayişe müessir suçlar, terör suçları, kaçakçılık suçları v.b. Suç analizinin terörle mücadele alanında kullanımı ile ilgili olarak şu örnek verilebilir: 11 Eylül terör saldırıları sonrasında FBI ve CIA nın sistemleriyle ilgili yaptıkları çalışmalarda haber alma teknikleri bakımından oldukça gelişmiş teknolojilere sahip olmalarına rağmen bilginin anlamlı hale getirilip kullanılmasında sorunlar yaşadıkları tespit edilmiş bu amaçla da değişik birimlerdeki personel eğitilerek suç analizi ile ilgili oluştırılan yeni birimlerde istihdam edilmiştir.  ABD de özellikle büyük şehirlerde suç analizi yöntemleri aktif olarak kullanılmaktadır ve polis merkezleri içerisinde suç analiz birimleri kurulmuştur.

SUÇ ANALİZİNİN AŞAMALARI:

Suç analizi uygulayıcılarına göre, suçlarla ilgili olaylar (ceraim) analiz edilmeği ya da sınıflandırılmadığı zaman (burada sınıflandırmadan kasıt suçun tür olarak sınıflandırılması değil, işleniş metodu, zamanı ya da şekli kastedilmektedir.) çoğunlukla yöneticiler bütün olayların birbirinden bağımsız olacağı değerlendirmesini yapacaklar ya da hangi olayların ilişkilendirilebileceği konusunda tahminden öte geçmeyen varsayımlarda bulunacaklardır. Bu nedenle suç analiz yöntemleri ışığında yapılan değerlendirmelerin başarıya ulaşma oranı her zaman yüksek olacak, personelin doğru zaman ve yerde doğru sayıda görevlendirilmesi ve taktik operasyonlarda etkinlik ve verimlilik artacaktır.

Etkili ve verimli bir analiz gerçekleştirebilmek için bazı aşamalar bulunmaktadır. Bu aşamalar suç analizinin temelleri olarak nitelendirilebilir. Bir diğer ifadeyle bu aşamalar bir bütün olarak sonuçlar veren analiz sürecinin basamaklarıdır. Bununla birlikte analiz süreci her zaman aşağıda verildiği düzen içerisinde gerçekleşmeyebilir bu nedenle bu süreci Ekblom (1988) yemek tarifine bakarak yemek yapmaktan daha çok bütünlüğüne dikkat ederek resim yapmaya benzetmektedir.   

A-    VERİ TOPLAMA:

Suç analizi için farklı kaynaklardan elde edilen veriler başlangıç noktasıdır. Veri toplamada amaç aslında birbirinden bağımsız ya da ilgisiz gibi görünen bazı olayların ilişkilendirilebileceği türden donelerin bir araya getirilmesi ve analize zemin hazırlamaktır. Analizin isabetli olup olmaması ya da kalitesi, mikro düzeyde verinin kaliteli olmasıyla doğru orantılıdır. Bu nedenle suçların analiz edilmesiyle ilgili olabilecek her türlü bilgi, güvenilir, doğru ve sağlıklı elde edilmiş bilgiler olması idealize edilir. Ancak sosyal bilimlerin bütün alanlarında olduğu ve özellikle nicel çalışmalarda öngörüldüğü üzere yapılan analizlere metodolojiden ya da veri toplama araçlarından kaynaklanabilecek yanılma payı verilir (standart sapma).

            Veri ve Veri Kaynakları: İyi bir analiz gerek teker teker olaylar bazında ya da gelen anlamda olaylar hakkında elde edilmiş her türlü bilginin değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkar. Bu nedenle suç analizi için veriler çeşitlilik arz eder. Ancak bunları sınıflandırmak gerekirse genel olarak polisin spesifik olaylar ya da genel olarak suçlarla ilgili elde edeceği veriler aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

1.      Matematiksel veriler:

                                                               i.      Suç Oranları

                                                             ii.      Suç aydınlatma oranları

                                                            iii.      Mahkeme ve cezaevi kayıtları v.b

 

2.      Gözlem sonuçları:

a.       Çalışanlardan sorumlu oldukları bölgelerle ilgili aldıkları bilgiler

b.      Vatandaş ihbarları

c.       Basın yayın organlarında elde edilen bilgiler

 

3.      Anket vb araçlarla elde edilen veriler,

a.       Bağımsız anketler,

b.      Suçla ilgili resmi anketler,

c.       Polis imdat telefonları

Suç olayları ile ilgili elde edilen her türlü veri kritik önem arz etmektedir. Bu nedenle yukarıdaki sınıflandırma kapsamına suç soruşturma dosyalarında elde edilen bilgilerle ilgili verilerin de dahil edilmesi mümkündür, bu özellikle Modus Operandi dosyalarının çıkartılabilmesi için önem arz etmektedir. Ancak soruşturma dosyalarında bulunan verilerin her zaman analiz işlemi için paylaşımı mümkün olmayabilir bu nedenle bu konu yukarıda belirtilen kapsamın dışında değerlendirilmiştir. Ancak soruşturma dosyaları için özel hazırlanmış formlar bu konuda yardımcı olabilir, zira bu şekilde mahkeme süreci tamamlanmış dosyalar için doldurulacak bu formlar analiz için katkıda bulunacaktır.

Suç analizi yapacak birimlerin farklı üniteler tarafından toplanmış verilere ulaşabilmesi gerekmektedir, ancak burada dikkat edilmesi gereken bu birimlerin veri toplama merkezi olmadığı, sadece elde edilen verilerin analiz edildiği yerler olduğudur. Analiz birimlerinin veri alabilecekleri iki önemli veri kaynağı vardır; Kurum içi Kaynaklar ve Kurum Dışı Kaynaklar.

Kurum İçi Kaynaklar: Polis tarafından analiz edilen verilen önemli bir kısmı polisin kendisi tarafından üretilen verilerden oluşmaktadır (Buck, 1973). Kurum içi kaynaklar resmi yazılı kurum evrakı olabileceği gibi gayrı resmi bilgilendirme amaçlı belgelerde olabilir. Bununla birlikte kurum içinde değişik amaçlar için toplanan her türlü istatistiksel bilgi bu kapsamda değerlendirilebilir.

Kurum Dışı Kaynaklar: Genellikle diğer kurum yada kuruluşlar tarafından toplanan ve suçla ilgili konularda açıklayıcı olabilecek her türlü veri bu kapsama girmektedir. Örneğin Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından toplanan ekonomik göstergeler, suç ile gelir düzeyi arasındaki ilişkinin bulanması için yada nüfus istatistikleri, nüfus yoğunlaşmasının suça artış ya da azalışları üzerindeki etkisinin belirlenmesi için yararlı iki kaynak olabilecektir.             

B-    VERİLERİN TASNİFİ:

Suçların analizinde kullanılacak verilerin elde edilmesinden sonra en önemli aşama elde edilen verilerin tasnif edilerek analize hazır hale getirilmesidir. Özellikle bilgi teknolojilerinin çok hızlı bir şekilde arttığı ve kapasitelerinin genişlediği günümüzde bilgi paylaşımı hızlanmış, bu polis merkezlerinin aynı anda bir çok kaynaktan yüklü miktarlarda veri almalarına neden olmuştur. Bu kadar çok verinin tasnif edilmemsi karmaşaya dolayısıyla da isabetsiz analizlere neden olmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz teknolojik gelişmeler bir diğer açıdan tasnif işlemini kolaylaştırmaktadırlar.

Günümüzde polis merkezleri geçtiğimiz yıllara oranla bilgi teknolojileri alanına yaptıkları yatırımı daha önceki yıllara göre daha da artırmışlardır (Brown, 1998). Bu polisin elde ettiği bilgileri elektronik ortama taşıması ve daha hızlı analiz etmesi bakımından oldukça önemlidir. O’Shea ve Nicholls (2000) tarafından yapılan çalışmaya göre günümüzde polis merkezlerinin %90’ı kritik olarak nitelendirdikleri verileri ve bilgileri elektronik formatta muhafaza etmektedirler.

Toplanan verilerin analiz yapan kişinin sorgulamalarına cevap verecek şekilde tasnif edilerek yazılım programları aracılığı ile sorgulamaya uygun hale getirilmesi tasnifin en önemli sonuçlarından birini teşkil eder. Bu sonuca ulaşmak için veri elde edildikten sonra; veri girişinin yapılacağı yazılıma, tutulacağı sunucuya (server), elde edilmek istenen amaca yönelik sorgulama yazılımlarına (I2, GIS, Arcview, SPSS v.s) ihtiyaç duyulmaktadır. Burada sorgulamayı yapacak yazılımların analiz işleminin niteliğine göre farklılık arz ettiğine dikkati çekmek yerinde olacaktır, zira bazı yazılımlar suç analizin kendisi gibi değerlendirilmekte, bu yazılımı kullanabilen kişiler suç analiz uzmanı olarak tanımlanmaktadırlar. Herhangi bir yazılımım operatörü olan kişinin suç analizinde uzman olması MS Word programını kullanan bir kişinin yazar olduğunu iddia etmesi gibidir. Takdir edileceği üzere yazar MS Word programını kullanmayı bilebilir ancak her program kullanıcısı da yazar değildir.

Diğer taraftan yukarıda sadece bir kaçının ismi verilen yazılım programlarının her birisi farklı çalışma alanlarında da kullanılmaktadırlar ve her birinin çalışabilmesi için veri tabanına ihtiyaç vardır.  Suçla ilgili verilerden oluşan veri tabanı kullanılarak I2 yazılımı kullanılarak kişiler arasında ilişki analizi (link analysis) yapılabilir, GIS programları kullanılarak suç haritaları çıkartılabilir, SPSS gibi programlar aracılığı ile istatistiksel analizler yapılabilir. Yukarıda isimleri verilen yazılımlar ve araçların bir çoğu oldukça pahalı araçlardır, ancak burada dikkat edilmesi gereken bunların insan unsuru olmaksızın değerlendirildiğinde çok anlam ifade etmeyeceğidir.     

C-    ANALİZ – ÇÖZÜMLEME:

Bu safhada, elde edilen verilerin cevaplamak istediğimiz sorular çerçevesinde değerlendirilmesi ve birbirinden bağımsız gibi görünen karmaşık bilgi yapılarının ilişkilendirilmesi söz konusudur. Bu safhada kullanılacak analiz yöntemleri cevabı aranan sorunun niteliğine, ya da analizin kimin için yapıldığına göre değişme gösterir. Suç analizinde elde edilecek sonuçların hitap edeceği kitlenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak farklı metotlar kullanılabilir. Örneğin halkın bilgilendirilmesi ve suç korkusunun ortadan kaldırılması amacıyla yapılacak analiz türünde eldeki veriler bu çerçevede değerlendirilerek daha çok bir şehir de meydana gelen suç türlerine göre suçun en fazla işlendiği bölgeler haritalarda tespit edilerek bazı bu haritalar bazı grafiklerle desteklenerek halkın bilgisine sunulmak üzere kamuya açık yerlerde ilan edilir. Bununla birlikte, politika belirleyen yöneticiler için yapılacak analizler daha çok çözüm odaklı istatistiki ilişkilendirmelerle  desteklenmiş olarak yapılır. Herhangi bir suçla ya da birden fazla suçlarla ilgili polise yönelik yapılacak analizler ise suçluların farklı olaylarda gösterdikleri ortak özellikler, suçların işlerin yöntemleri gibi  konularda değerlendirilerek yapılmaktadır.

Gottlieb (1998) veri analizinde iki ana konuya dikkat çekmektedir: 1-Haritalandırma teknikleri kullanılarak coğrafi ilişkilendirmeler ve bölgesel değerlendirilmelerin yapıldığı analizler, 2- Benzer olayların olma sıklığı, olaylardaki etkenlerin benzerliklerinin tespit edilmesi ve mevcut verilerden farklı sorgulamaların yapılabileceği teknikler. Link analizleri, MO (Modus Operandi) tespitleri gibi.

Bununla birlikte suç eğilimlerinin tespit edilmesi, en sık tekrarlanan suç türlerinin, başka suçlarla ilişkilerinin belirlenmesi, farklı suçlar için mağdur tiplerinin belirlenmesi, farklı suçların işlendiği coğrafik özelliklerin belirlenmesi, gelecekle ilgili önleyici tahminlerde bulunma, yoğunlaşılması gereken suç türlerinin belirlenmesi ve bunlara karşı üretilecek çözümler bu safhada ortaya çıkarılabilecek sonuçlar olarak değerlendirilebilir.             

D-    SONUÇLARIN İLGİLİLERE DUYURULMASI

Kullanılmayan bilgi anlamsızdır bu nedenle analiz gerçekleştirdikten sonra elde edilen sonuçların mutlaka ilgili kullanıcılara iletilmesi gerekmektedir. Bu kullanım polisin farklı birimleri olabileceği gibi özel şirketler, diğer kamu kuruluşları, yatırımcılar ve vatandaşlar olabilirler.

Etkili analiz kadar bu analiz sonuçlarının hem iç hem de dıştan gelecek ihtiyaçlara cevap vermesi ve ilgililere iletilmesi de önem taşımaktadır. Bir diğer ifadeyle, kullanıcısına ulaştırılmayan bilgi değer kazanmayacaktır. Suç analizi sonucu elde edilen bilgilerin iç ve dış müşteriler tarafından kullanılması söz konusudur, iç müşteriler polis konuyla ilgili diğer birimleri, dış müşteriler ise farklı kurumlar olabileceği, özel sektör yöneticileri, gibi polisin dışındaki bütün vatandaşları kapsamaktadır.

İç müşteriler için suç analizi birimleri günlük haftalık ya da bültenler yayınlarlar, bunun yanında ilgili birimler tarafından talep edilen değerlendirme bilgileri içinde özel hazırlanmış raporlar ilgili birimlere sunulabilir. Dış müşterilerin için ihtiyaç duyulabilecek türde bilgiler internet üzerinden web sayfaları aracılığı ile basın yayın organlarına verilecek kısa süreli bilgiler aracılığı ile duyurulur. 

E-     GERİ BİLDİRİM VE DEĞERLENDİRME

Suç analizi birimleri için değişik taleplere sağladıkları verilerin hitap ettikleri kişilerin ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığını ölçmeleri ve ilgili kişi ve birimlerden değerlendirme amaçlı geribildirim almaları oldukça önemlidir. Elde edilen geri bildirim sonuçlarına göre bu birimler analiz yöntemlerini de test etme ve onların gerçeği yansıtıp yansıtmadıklarını öğrenme imkanı elde ederler.

Geribildirim, bu amaç için hazırlanmış formlarının aracılığı yapılabilir. Analiz bilgileri ilgili yerlere iletildiği anda, bu bilgilerle birlikte gönderilen formlar kullanıcılar tarafından doldurulur ve analiz birimine gönderilir. Bunun yanında ilgili kişilere yönelik anket çalışmaları ve doğrudan analiz yapılan olaylarla ilgili değerlendirme raporları gözden geçirilerek, analiz sonucu yapılan tutuklamalar, yakalamalar olayların azalması v.b gibi sonuçlar ile suç analizi birimlerinden talep edilen bilgi sayısında ki artış gibi konular geri bildirimler için kaynak olarak kullanılabilecek hususlardır. 

SUÇ ANALİZİNİN FONKSİYONLARI

Suç analizi için gerekli alt yapının oluşturulması ve yukarıda sayılan aşamaların gerçekleştirilmesinin bazı fonksiyonel hedefleri bulunmaktadır. Bunları suç analizinin fonksiyonları olarak adlandırabiliriz. Suç analizinin fonksiyonel kullanımı en genel anlamda “taktik kullanım” ve “stratejik kullanım” olarak iki sınıfa ayrılmıştır (O’Shea ve Nicholls, 2000), ancak diğer bazı çalışmalarda (Haley ve diğerleri, 1998) bu iki fonksiyona “yönetsel-idari kullanım” ve “spesifik-özel alanlarda kullanım”ında ilave edildiği görülmektedir. Bu dört fonksiyon aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır.   

Taktik Kullanım: Suç analizinin taktik kullanımı elde edilen suç verilerinin gelecekte olabilmesi muhtemel suç olaylarını önlemeye yönelik yapılan analiz faaliyetlerini içerir. Taktik kullanım için üretilen değerlendirme ve çözümlemelerde nasıl, nerede ve ne zaman sorularına cevap aranmaya çalışılır. 

Stratejik Kullanım: Elde edilen ve çözümlemesi yapılan verilerden hareketle suç eğilimlerinin ve suç türlerinin tespit edilmesi ve önlenmeye yönelik tedbirlerle, daha çok üst düzey yöneticilerin kararlarında yararlanabilecekleri türden bilgileri ihtiva eder. Stratejik kullanımda analiz edilen bilgiler her türlü teknik ayrıntıdan ayrıştırılmış, tamamen ortaya çıkarılan sorunların çözümlerine yönelik olarak hazırlanmıştır.

Yönetsel kullanım: Genel anlamda polis yöneticileri ya da kamu yönetiminin diğer alanlarında ki kişiler için personel planlaması, bütçe çalışmaları gibi alanlarda kullanılır. Bu tür bilgiler çözümleyici olmaktan daha çok açıklayıcı bilgilerdir.  

Özel Sektörde kullanım: Bu tip kullanım daha çok yatırımcıların yatırım öncesi suç risk faktörleri ile ilgili olarak yaptıracakları analiz sonuçlarını içermektedir.

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışmada polisin suç önlemede kullandığı çağdaş yöntemlerden olan ve hemen hemen bütün suç türlerinde uygulama alanı bulunan “suç analizi” hakkında bilgiler verilmiştir. Uygulamaya dönük fikir vermesi bakımından isabetli bir analiz süreci için suç analizinin aşamalarına kısaca değinilmiştir. Çalışmamızın teorik yönünün ön planda olması ve sınırlılığı nedeniyle aşamaların uygulanması konusunda somut ve ayrıntılı örneklere yer verilememiştir. Esasen bu tür örneklere böyle bir çalışmada yer verilmesinden daha çok uygulayıcılara dönük el kitapçıklarında yer vermek daha isabetli olacaktır. Bu nedenle çalışmamızın genel amacı olan “suç analizi konusunda teorik bilgi verme” gözetilerek bu tür örnekler sınırlı tutulmuştur. Suç analizinin fonksiyonel kullanımının kısaca ele alınmasıyla, işlevsellik konusunda okuyucuya bir fikir verilmiştir.

Ülkemizde suçlarla ilgili nicel ya da nitel verilerin değerlendirilmesi söz konusu verilerle ilgili birimler tarafından doğrudan yapılmakta ancak bu değerlendirmeler genellikle sınırlı açıklamalar içermekte neden sonuç ilişkileri ile önerileri de kapsayan değerlendirmeler olmaktan uzak kalmaktadır. Bunun nedenleri arasında bu tür değerlendirmelerin uygulamaya dönük faydalar sağlayacağı konusunda yaygın bir inancın olmaması, bu değerlendirmeleri yapan personelin yeterli eğitimi almamış olması, bu değerlendirmelerin ilgili kişilere ulaştırılmamış olmaması gibi hususları saymak mümkündür. Bununla birlikte özellikle suçlarla ilgili uzun dönemli (longitudinal) çalışmaların yapılmaması uzun yıllardan bu yana tutulan istatistik verilerin kullanılmamasına ve bunların toplanması sırasında harcanan emeğin boşa gitmesine neden olmaktadır. Ayrıca suç verilerinden yararlanılarak yapılacak akademik analizlerin uygulamaya dönük çok önemli sonuçlarının olması kaçınılmazdır.  

Suç analizi daha çok polisiye uygulamalar içerisinde yer alan bir yöntem olmasına rağmen son yıllarda akademisyenlerinde ilgisine çekmeyi başarmıştır. Bu nedenle akademik çalışmalara da önem verilmeli ve ülkemizdeki suç yoğunlaşmaları bu suçların işleniş nedenleri, en fazla işlendiği bölgeler v.b konularda akademik tartışmalar açılarak sosyoloji, kriminoloji v.b gibi bilim dallarının da ışığında değerlendirilmeler yapılmalıdır.

Bununla birlikte suçla mücadeleye doğrudan katkıda bulunan birimler kendi bünyelerinde mevcut verilerinin analizlerinin yapabilmek ve uygulayıcılara doğrudan katkıda bulunmak için “suç analizi birimleri” kurmalıdırlar. Bu birimlerin kuruluşu ve işleyişi yönetmeliklerle belirlenmeli ve buralarda çalışan personel suç analizi uzmanı olarak görev yapmalıdırlar, zira yoğun iş temposu ya da gündelik işlerin daha çok bire bir olaylarla ilgili çalışmaları içermesi nedeniyle mücadeleci birimlerden doğrudan kapsamlı analizler yapmaları beklenmemelidir.

Bunun yanında mutlaka ülkemizin suç antolojisi çıkarılarak toplumsal değişimin suçlar üzerinde yaptığı değişimler hesaplanmalı ve bu çalışmalar yıllık raporlar halinde yayınlanmalıdır. Son olarak daha dar kapsamlı çalışmaların ortaya çıkarılması için bu konuda eğitim almış personel ve uygulama tecrübe kazanmış personel teşvik edilmeli ortaya çıkan çalışmalar da kitaplaştırılarak kullanıma hazır hale getirilmelidir.  

 

KAYNAKÇA

 

Brown, Donald E. (1998). The Regional Crime Analysis Program (RECAP): A

framework for Mining Data to Catch Criminals. IEEE pp. 2848-2853

Buck, A. George (1973). Police Crime Analysis HandbookU.S. Department of

Justice Law Enforcement Assistance Administration, National Institute of Law Enforcement and Criminal Justice

Ekblom, Paul. (1988). Getting the Best out of Crime Analysis. Crime Prevention

Unit: Paper 10. London: Home Office.

Gottlieb, Steven (1998) Crime Analysis; From First Report to Final Arrest,

 California: Alpha Publising.

Haley, Keith N., Todd, James C., Stallo, Mark, 1998, Crime Analysis and the

Struggle for Legitimacy, a paper presented at the annual meeting of the academy of Criminal Justice Sciences in Albuquerque, New Mexico, March 10-14 1998.

Kelling, George L., Tony Pate, Duanne Dieckman, and Charles E. Brown (1974)

The Kansas City Preventive Patrol Experiment: A Summary Report. Washington, D.C:  The Police Foundation. 

O’Shea, Timothy C. & Nicholls, Keith (2000). Police Crime Analysis; A survey of

U.S. Police Departments with 100 or More Sworn Personnel, paper presented in

Academy of Criminal Justice Sciences annual meeting April 2001.

Schwartz, Alfred I. & Clarren, Sumner N (1977) The Cincinnati Team Policing

Experiment: A Summary Report. Washington, D.C.: Police Foundation.

 

Sherman, Lawrence (1974) Sociology and Reform of the Police. Journal of Police

Science and Administration Volume 2, No. 3 pp.255-262

Sherman, Lawrence W. (1997) Policing For Crime Prevention in Preventing Crime What

Works, What Doesn’t, What’s Promising. Office of Justice Programs Research

Report. Washington D.C.: U.S. Department of Justice.

Wilson, O. (1963). Police Administration,  Mc-Graw- Hill Book Company, Inc.

New York.



[*] Başkomiser

* TADOC (Turkish International Academy Against Drugs and Organized Crime), EGM Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı bünyesinde BM ortaklığı ile kurulmuş uluslararası akademi. Ayrıntılı bilgi için bakınız: www.tadoc.gov.tr

 

Yazarla irtibat için: e-posta ; cgurer@kent.edu.

 

 

[†] Buradaki Dernek ifadesini Türkçe de kullanılan anlamının dışında ‘Polislik alanında araştırmalar yapan ve yaptıran kuruluş’ anlamında anlamak daha doğru olacaktır.

[‡] Amerikan Adalet Sisteminde Polis (Kolluk-Law Enforcement), Mahkeme ve Cezaevi üçlüsünün aynı çatı altında değerlendirilmesi nedeniyle güvenlik bilimleri Adalet Bilimleri altında çalışmalar yapmaktadır. Sonraki yıllarda polisiye konulara ağırlık veren üniversiteler farklı adlarda kullanmıştır.

[§] Amerikan merkezi olamayan polis sisteminden hareketle bir çok polis müdürlüğü “merkez” olarak nitelendirilmiş ancak burada Türk merkezi sisteminde karşılığı olarak İl Emniyet Müdürlükleri anlaşılmalıdır.

[**] Bu ifade 1960 öncesi Amerikan polis sistemi göz önüne alınarak yazar tarafından subjektif bir değerlendirmenin sonucu olarak buraya konmuştur. Bu tür bir çalışmada böyle bir ifadenin yersizliği dikkat çekmekte ancak anlam zenginliği açısından yerini bulduğu düşünüldüğünden okuyucunun affına sığınılarak buraya konulmuştur.