Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Benim Polisim

image002 (9)Benim ülkemde polis,

Sadece polis değildir.

Sadece hırsız kovalayıp cinayetleri aydınlatmaz.

Sadece trafiği yönetmez.

Sadece devriye gezmez.

Polisim bunları yapar,

Ve bir de

Hain tuzaklara,

Kör pusulara,

Namert saldırılara karşı tetiktedir.

Yedi gün yirmidört saat teyakkuzda olmak nedir bilir misiniz?

Benim ülkemde polis,

Öğretmendir,

Sosyal hizmet görevlisidir,

Psikologdur,

Sosyologdur,

Sivil toplum gönüllüsüdür.

Gönüllüdür:

Ülkesinin makûs talihini yenmek için gönüllüdür,

Kör kurşuna göğsünü siper etmeye gönüllü olduğu kadar,

Sokakta mendil satan,

Eline molotof tutuşturulan,

Ayağında yırtık lastikle okula gelen,

Üşüyen,

Karnı doymayan çocuklarımız için de gönüllüdür.

Snelman(1) kimdir bilir misiniz?

Benim Polisim Snelman’dır.

Ülkesini ayağa kaldırmak için kendisi hep ayaktadır.

Benim polisim Promete’dir.

Olimpus dağından ateşi çalıp insanlarını aydınlatacaktır.

Benim polisim Yunus’tur, sözün doğrusunu söyler.

Yaşamak için değil yaşatmak için yaşar.

“Polis”tir o!

Polis şehir demektir, şehirse medeniyet.

Benim polisim yitik bir medeniyetin izlerini sürmektedir.

Bunu herkesin anlamasını beklemek gerekmez.

Ülkemin insanları uyanıncaya kadar, polisim herkesin yerine görev başındadır.

Nöbetçidir!

Nöbetçi doktordur o!

Nöbetçi hemşiredir.

Nöbetçi eğitimci,

Nöbetçi rehberdir…

Nöbetçi kanaat önderidir,

Nöbetçi liderdir.

Hasılı

Benim ülkemde polis,

“Nöbetçi vicdan”dır.

Bütün vicdanlar uyanıncaya kadar…

Vesselam.

(1) Modern Finlandiya’nın kuruluşunu hazırlayan halk kahramanı. Snelman’ın halka karşı yaptığı konuşmalar halkın kendi memurlarına karşı daha çok güven beslemesini sağlamıştır. Dinç, zihin ve ruhca gelişmiş, ahlakça üstün yeni genç memurlar devlet kuruluşlarında görev almaya başlamışlardır. Bu sayede Finlandiya örnek gösterilmeye layık bir kalkınma aşamasına erişmiştir. Halk da bu yeni kuşak memurlarıyla pek haklı olarak övünmeye başlamıştır. Bu hikaye yazar Gregory Petrov’un “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabında anlatılmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında subaylara ve devlet memurlarına söz konusu kitabı okumaları tavsiye edilmiştir.