Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

İNSAN HAKLARI KONUSUNDA YAPILAN İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI


                             Şükrü YÜKSEL

                                                                           Başkomiser

                                                                             TEMÜH Dairesi Başkanlığı

İnsan hakları uygulamaları konusunda Batı standartlarına ulaşma yönünde büyük bir çaba gösterilmekle birlikte, bu konuda eksikliklerin olduğu fakat giderilmesi için yoğun çabaların sürdüğü bilinen bir gerçektir. Bu eksikliklerin giderilmesini geciktiren en önemli engel, Türkiye’nin çok uzun yıllardır yaşamakta olduğu, hiç bir çağdaş Batı ülkesinin karşılaşmadığı ölçekteki yaygın şiddet ve terör olaylarıdır. Türkiye’ye karşı insan hakları konusunda yöneltilen iç ve dış eleştirilerin önemli bir bölümünde bu gerçek göz ardı edildiği gibi, çoğu zaman terör örgütlerinin yaygın ve olumsuz propagandasıyla da çarpıtılmaktadır.

Ülkemiz ve Teşkilatımız aleyhine yöneltilen insan hakları ihlal iddialarının verimli olarak araştırılabilmesi ve insan hakları ile ilgili konuların tek elden takip edilmesi ve yürütülebilmesi amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi Başkanlığı bünyesinde “İnsan Hakları Şube Müdürlüğü” oluşturulmuştur.

İnsan Hakları Şube Müdürlüğü; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) yapılan müracaatlarla ilgili işlemleri yapmak, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesinin (AİÖK) ziyaretleriyle ilgili düzenlemeleri yapmak, tüm emniyet birimlerinde insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak tespit edilen aksaklıkları giderme yönünde çalışmalar yapmak, ulusal ve uluslararası dernek, vakıf, sivil toplum örgütleri ve basının gündeme getirdiği ihlal iddialarını araştırmak ve rapor haline getirmek, Dışişleri Bakanlığı ve Genel Müdürlüğümüz Dışilişkiler Daire Başkanlığı ile koordineli olarak, teşkilat mensuplarımız için yurtiçi ve yurtdışından ders görevlilerinin katılımı ile insan hakları konusunda seminer, kurs ve konferans mahiyetinde hizmet içi eğitim faaliyetleri düzenlemek ve benzeri görevleri yerine getirmektedir.

İşkence ve kötü muamelenin önlenebilmesi amacıyla yasal, yönetsel ve eğitsel alanda yapılan düzenlemelerle personel yönlendirilmekte ve motive edilmekte, işkence ve kötü muamele iddiaları minimum düzeye indirgenmeye çalışılmaktadır.

A)Hukuki Alanda Yapılan Düzenlemeler ile gözaltı süreleri, yakınlarına haber verme, müdafiin hukuki yardımından yararlanma ve susma hakkı konularında reform niteliğinde değişiklikler yapılmıştır. Bunlar;

Gözaltı Süreleri :

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına girmeyen suçlarda,

  • Üçten az kişinin suça iştirakiyle işlenen suçlarda, yakalananlar en geç 24 saat içerisinde en yakın sulh hakiminin önüne çıkarılmalıdır,
  • Üç veya daha fazla kişinin bir suça iştirakiyle toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya fail sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerle Cumhuriyet Savcısı bu sürenin 4 güne kadar uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.

Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda,

  • Üçten az kişinin suça iştirakiyle işlenen suçlarda, yakalananlar en geç 48 saat içerisinde en yakın yetkili hakimin önüne çıkarılmalıdır.
  • Üç veya daha fazla kişinin bir suça iştirakiyle toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya fail sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerle Cumhuriyet Savcısı bu sürenin 4 güne kadar uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir.

Yakalananın Yakınlarına Haber Verme: Adli amaçlı olarak yapılacak yakalamalarda, isnat olunan suç DGM görev alanına girsin veya girmesin, yakalamadan ve yakalama süresinin uzatılmasına ilişkin emirden yakalananın bir yakınına veya belirlediği bir kişiye, Cumhuriyet Savcısının kararıyla gecikmeksizin haber verilir.

Müdafiin Hukuki Yardımından Yararlanma: 4778 Sayılı Kanunla DGM görev alanına giren suçlar da dahil olmak üzere, yakalanan şahsın gözaltı başlangıcından itibaren müdafiin hukuki yardımından faydalanabilmesi sağlanmıştır.

Susma Hakkı :Sanığın, isnat edilen suç hakkında konuşmama hakkı bulunmaktadır. Hukuka aykırı şekilde elde edilen delillerin hükme esas alınmayacağı kuralı getirilmiştir.

Personel Hakkında Soruşturma: TCK 243. maddeden dolayı 5 yıla kadar verilen ağır hapis cezası 8 yıla kadar, TCK 245. maddeden dolayı 3 aydan 3 yıla kadar verilen hapis cezası 3 aydan 5 yıla kadar yükseltilmiştir.

Bu kapsamda işkence yaptığı tespit edilenler Türk Ceza Kanununun 243. Maddesi, kötü muamelede bulunanlar ise Türk Ceza Kanununun 245. Maddesi gereğince adli tahkikata tabi tutulmakta ve ayrıca bu tür suçları işleyenler hakkında Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün ilgili maddeleri gereğince idari tahkikat başlatılmaktadır.          

İşkence ve kötü muamele suçunun adli suç olması nedeniyle, C.Savcıları tarafından işkence ve kötü muamele iddiaları ile ilgili resen soruşturma başlatılmaktadır.

B) Mesleki Alanda Yapılan İyileştirmeler ile  yasal alanda yapılan reformların uygulamaya sağlıklı bir şekilde yansıtılması için gerekli idari düzenlemeler yapılmaktadır.

Gözaltı İzleme Birimleri: 01.08.l995 tarihinden itibaren, gözaltına alınan şahıslara mer’i mevzuatla tanınan hakların kullandırılması, avukat bulundurulması ve yakınlarına hemen haber verilmesi yönündeki  yeni yasal düzenlemeler ışığında “Gözaltı İzleme Birimleri” kurulmuş olup, merkezde AKKM Dairesi Başkanlığı ile bağlantılı olarak 81 ilimizde  faaliyete geçirilmiştir.

DenetlemelerC.Savcıları tarafından; Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğine uygunluğu denetlenen nezarethane ve ifade alma odalarına ait inceleme ve araştırma raporları değerlendirilmekte olup, tespit edilen aksaklıkların giderilmesi yönünde ilgili Emniyet Müdürlükleri ve Jandarma Genel Komutanlığı ile koordine kurulmaktadır.

Nezarethane Ve İfade Alma Odalarının İyileştirilmesi: “Yakalama Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği”nde belirtilen standartlar doğrultusunda, ülke genelinde polisiye birimlere ait 2843 adet nezarethaneden 2313 adedinde iyileştirme çalışmaları tamamlanmış, 530 adedinde ise iyileştirme çalışmaları devam etmektedir.

Emniyet Teşkilatınca, sınırlı ekonomik kaynaklara rağmen, oldukça kısa bir sürede nezarethanelerin % 80’inin uluslararası standartlara kavuşturulması sağlanarak önemli bir adım atılmıştır.

Adli Tıp Raporları :Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması durumunda ve gözaltına alınan kişinin herhangi bir nedenle yerinin değiştirilmesi, gözaltı süresinin uzatılması, serbest bırakılması ve adli mercilere sevk edilmesi işlemlerinden önce sağlık durumunun doktor raporu ile tespiti sağlanmaktadır.

Doktor ile muayene edilen şahsın yalnız kalmaları, muayenenin doktor hasta ilişkisi çerçevesinde yapılması esastır. Ancak, doktor veya şüpheli, sanık ya da gözaltına alınan kişi, kişisel güvenlik endişesini ileri sürerek muayenenin kolluk kuvvetleri gözetiminde yapılmasını isteyebilmektedir. Bu istek yerine getirilirken belgelendirilmesi gerekmektedir.

Gözaltına alınan şahıslar için doktor raporu alınması sırasında yerine getirilmesi gereken yükümlülükler ve kurallar bile başlı başına işkence ve kötü muameleyi önleyici niteliktedir.

Sanık Hakları Formu: Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği gereğince, DGM kapsamındaki suçlar da dahil olmak üzere, yakalanan ve gözaltına alınan şüpheli veya sanıklara, haklarını belirten “Şüpheli ve Sanık Hakları Formu” verilmektedir. Aynı zamanda hakları da sözlü olarak bildirilmektedir.

C) Eğitim Çalışmaları’na tüm teşkilat bünyesinde önem verilmekte ve insan hakları bilincinin tüm personele aşılanması amaçlanmaktadır.

Eğitim; en özlü tanımıyla, insanların davranışlarını değiştirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Personelimizin mesleki ve teknik konularda bilinçlendirilmesi amacıyla düzenlenen hizmetiçi eğitim çalışmalarının tamamında insan hakları ayrı bir ders olarak programda yer almaktadır. Bu düzenleme her yıl hazırlanan yıllık eğitim programlarında belirtilmektedir. 2003 Yılı Eğitim Planı Uygulama Talimatında da söz konusu dersler düzenlenecek tüm hizmetiçi eğitim etkinliklerinde yer almaktadır.

Bu güne kadar insan hakları konusunda (5) amir düzeyindeki personelimiz yüksek lisans eğitimini tamamlamış olup, (30) personelimiz yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.       

Bunların yanı sıra, konularında uzman yerli ve yabancı akademisyenlerin katılımı ile personelin bilgilendirilmesine yönelik seminer ve konferans çalışmalarına büyük önem verilmektedir.

Her geçen gün gelişen Polisimiz, modern çağın gereklerine göre ve insan haklarına saygı ölçütünde görev yapmak amacıyla yoğun çaba sarf etmektedir. Bu amaçla suç soruşturmasında, sanıktan delile ulaşma değil, delilden sanığı tespit etme ilkesi eğitim faaliyetlerinde sürekli olarak vurgulanmaktadır. 

SONUÇ

İşkence ve kötü muamele iddiaları ile ilgili AİHM’ne açılan davalara bakıldığında, bu davaların büyük oranda terörle mücadelenin en yoğun şekilde yapıldığı 1990’lı yılların ilk yarısında vuku bulan olaylarla irtibatlı olduğu görülmektedir. Bir kısmı da münferit ihlal ve hatalardan kaynaklanmıştır.

CMUK’nun 254. maddesinin 2. fıkrasında “Soruşturma ve kovuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz.” hükmü yer almaktadır. Aynı şekilde Anayasamızın 38. maddesine göre kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle tahkikatlarını uzun ve yorucu çalışmalar neticesinde tamamlayan  güvenlik güçleri, elde edilen delillerin mahkemece hükme esas alınabilmesi için, hukuka aykırı davranışlardan kaçınma bilincine erişmiştir.

Genelde terör örgütü mensupları, birçok olayda da asayiş ve organize suç şüpheli ve sanıkları  taktik ve aldıkları talimatlar gereği, yapılan her polis operasyonundan sonra işkence gördüklerini iddia etmektedirler. İşkence gördüklerini iddia etmelerinin amacı,  kendilerinin suçsuz olduklarını adli makamlara ve kamuoyuna inandırmaya çalışmak ve polisimizi töhmet altında bırakarak yasadışı örgütlere karşı yapılacak operasyonları sekteye uğratmaktır.

Bununla birlikte, ülkemiz aleyhinde yurtiçinde ve dışında faaliyet yürüten terör örgütleri ve onlara destek veren sivil oluşumların, güvenlik güçlerimizin sistemli bir şekilde insan hakları ihlallerinde bulunduklarına dair propaganda faaliyetleri yürüttükleri gözlemlenmektedir. Elbette terör örgütleriyle ilişkileri bilinen bu odakların, teröristlerin katlettiği on binlerce vatandaşımızın yaşam hakkına hiç değinmemeleri de gözden kaçmayan bir gerçektir.

Yapılan çalışmalara rağmen  münferitte olsa bazı görevlilerimizin hak ihlallerinde bulunduğu inkar edilemez bir gerçektir Bu davranışlar ile  teşkilatımızın genel prensip ve politikalarına aykırı hareket eden bu görevlilerimiz  hakkında adli ve idari soruşturmalar yapılmakta, suçlu bulunanların cezalandırılması cihetine gidilmektedir.

Yapılan kamuoyu araştırmalarında vatandaşlarımızın en güvendiği kurumlar arasında Emniyet Teşkilatının üst sıralarda yer alması yüce milletimizin vicdanının sesini yansıtmaktadır. Bu da göstermektedir ki; kamu vicdanı, en temel insan hakkı kabul edilen yaşama hakkının korunması uğrunda çok özverili çalışan güvenlik görevlilerini insan hakları ihlali konusunun odağında görmemektedir.