Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ

                                                               Nihal Yalçın

                                                           Emniyet  Müdürü

                                                            Hukuk Müşaviri

Gürültü, hoşa gitmeyen,rahatsız edici,beğenilmeyen ve istenmeyen sesler topluluğudur.

Gelişmiş ülkelerde,teknolojinin gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkan gürültü sorunu, günümüzde,tüm insanlar üzerinde pek çok  olumsuz etki yaratan, fizyolojik ve psikolojik dengelerini bozan,iş verimini azaltan önemli bir çevre sorunudur.

Gürültüyü yaratan kaynakların başlıcaları ise,Ulaşım araçları,endüstri,yol ve inşaat makineleri,eğlence yerleri ile yerleşim alanları’dır.

Ulaşım araçlarının yarattığı gürültü,özellikle trafikte ortaya çıkar.Çalışan araçların motor gürültüsü,eksoz ve fren gürültüsü,klakson gürültüsü,yolda hareket sırasında tekerleklerin çıkardığı sesler,trenlerin raylar üzerinde hareketi sırasında çıkardığı gürültü,uçağın ve deniz araçlarının gürültüsü ulaşım araçlarından kaynaklanan gürültü türüne örnek olarak söylenebilir.Endüstrinin geliştiği bölgelerde fabrikalardaki çalışan makinelerin çıkardığı gürültüler de  yaygın gürültü türlerindendir.

Yine,bahçeli gazinolar,diskotekler,kahvehaneler,lunaparklar,düğün ve konser salonları,açık hava sinemaları,barlar eğlence yerlerinden kaynaklanan gürültü çeşitleridir.

Evlerimizdeki,sokağımızdaki çeşitli araç ve gereçler ile insanların davranışlarıyla ortaya çıkan gürültüler de yerleşim alanlarından kaynaklı gürültü türleridir.

Gürültünün ,insanın hem fiziksel sağlığı,hem de psikolojik sağlığı üzerinde pek çok olumsuz etkileri mevcuttur.Araştırma sonuçlarına göre gürültü;

Nabız ve soluma hızlarını artırarak  vücudun  düzenini  bozar,

Kalıcı yada geçici duyma bozukluğuna yol  açar,

Stresi artırır,kalp atışlarını hızlandırarak kan dolaşımını değiştirir,kalp hastalıklarına yol açabilir,

Aniden ortaya çıkan ses insanı korku içinde bırakır onun sinir sistemine ağır bir darbe vurur,beyinsel rahatsızlıklara sebep olabilir,

Yine sinirsel etkilemesiyle migren,uykusuzluk,ülser,gastrit  gibi hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabilir,                                                                

Sinirlilik , yorgunluk ve uykusuzluğa yol açabilir,

         Çalışma ve iş  verimini azaltır.

         Gürültüden yeterince duyulamaması nedeniyle anlama ve algılama bozulur,dikkatimiz dağılır.

Canlıların bulunduğu her yerde bir ses oluşumu vardır.Ses kirlenmesi ise,insan kadar eski bir sorundur.Yüzyılımızın da en büyük sorunlarından biridir. 

Roma İmparatorluğunda,soyluların yaşadığı sarayların çevresinde  gürültü  olmasın diye gece belli bir saatten sonra  at arabalarının geçmesi yasaklanmıştır.

16. yüzyılda Britanya kraliçesi Elizabeth gece ses olmasın diye,  saat 22.00’den sonra erkeklerin kadınlarını dövmesini yasaklamıştır.

 1950’li yıllarda, motorlu taşıtların kullanımının artması,hava ulaşımında kullanılan araçlar ve üretim tesislerinde kullanılan makinaların çalışmasıyla birlikte, gürültü kirliliği  artmıştır.

Gürültü ölçü birimi:desibel dB’dir.”0” dB insan kulağının ancak duyabilceği kadardır.Sesin frekansı ise, dalgaların saniyedeki sayısı olup hertz ile ölçülür.

Aşılmaması gereken en yüksek sınır değerler,

-hastanelerde………………40 dB

-doğa parklarında………..45 dB

-konut bölge……………….50 dB

-Yol yapımı………………..75 dB

-Endüstri bölg……………..65 dB

-hava alanı………………….70 dB

-bina yapımı……………….70 dB

-yatak odası………………..20-30 dB

-çalışma odası……………..60-70 dB’ dir.

0-30         dB arası çok sessiz, 30-50 dB arası sessiz, 50-60 dB orta ses, 60-70

dB arası sesli ve 70-80 dB arası çok seslidir.

      Gürültüyü önlemek için neler yapmalıyız?

Bu konuda alabileceğimiz çeşitli önlemler şunlardır:

-İş ve sanayi makinalarının bakımını sık sık yaparak, en az ses düzeyine indirmek,

-bisiklet kullanımını çoğaltmak,

-trafiği yer altına indirmek ,

-taşıtların egsozlarına susturucu takmak.                      

-ses yalıtım maddeleri kullanmak,-zorunlu gürültülü çalışma ortamında kulak koruyucu  kullanmak,

-gürültü  düzeyinin aşılmasını engellemek için denetim yapmak,

-gereksiz korna çalmamak,

 -televizyon,radyo,kaset ve cd çalarlarlarımızın,müzik setlerimizin  sesini,kendi duyabileceğimiz kadar açmak

-evlerimizde bakım ,onarım,tamirat işlerini uygun zamanlarda yaptırmak,

-okulda,evde,işyerlerinde gereksiz gürültü yapmamak,başka insanlara saygı gösretip,rahatsız etmemek. 

Bizim ülkemizde de bu konuda,1986 yılında  Çevre Kanununun 14.maddesine dayalı olarak “GÜRÜLTÜ ve KONTROL YÖNETMELİĞİ” çıkartılmıştır.

Bu yönetmelikte,gürültünün önlenmesi için neler yapılacağı,en yüksek gürültü düzeyleri ve bunlara uymayanlara uygulanacak cezalar belirtilmiştir.

Örneğin,

Gürültü çıkaran alet ve makinaların iş günlerinde 20.00 ile  08.00 arasında çalıştırmak yasaktır.

Gazino,park,disko,bar,açık hava sinemaları ve benzer yerlerde ses seviyesinin 90 dB yi aşması yasaktır.

Yetkili kurumların gösterdiği yer ve zamanlar dışında yüksek sesle bağırarak ya da mikrofon, hoparlör gibi araçlarla satış yapmak yasaktır.

Ancak,eğlence yerlerinde giriş kapısının üzerine “DİKKAT,İçerideki ses düzeyi devamlı duyma bozukluğuna yol açabilir” şeklinde ikaz levhası konulduğunda gürültü sınırlaması ortadan kalkmaktadır. 

Gürültü ile ilgili şikayetler Valiliklere,belediyelere ya da köy tüzel kişiliğine  yapılmaktadır.Gürültü seviyesi de yine bu kurumlarca ölçülmektedir.

Sonuç olarak ,gürültü günümüzde giderek artan büyük bir çevre kirliliğidir.Sakin ,huzurlu,mutlu,sağlıklı ve verimli bir yaşam için gürültüyle mücadele etmeli,gereksiz gürültüden kaçınmalı,uymayanları uyarmalı,yaşam kalitemizi artırmalıyız.