GÖZLEM
Özdemir BAŞAT Polis Enstitüsü 1968 Mezunu Kamu Yönetimi Uzmanı İletişim Uzmanı Renk Uzmanı |
Baş Koymak Üzerine
– Aynı Yastığa baş koyamadılar. Kaynanası iki tane küçük yastık yaptırmış.
– Osmanlı için baş koymuştu. Aldılar, padişah’tan bile.
– Başını ister istemez koydu. Koyundu.
– Politikaya baş koymuş, alt tarafı Başbakan olmuştu.
– Türk diline baş koymuştu, diliyle birlikte gömdüler.
– Ben bu spora baş koydum dedi. Yüzlerce yumruk yiyor.
– Diplomada anlaşmazlığa düştük. Fotoğraf diye yalnızca başımı koymuşlar. Oysa mayolu olanını vermiştim.
– Bilmediğim için soruyorum: Öteki dinlerde cenazenin başını ne tarafa koyuyorlar?
– Tapusu bende, ama razı olmuyor. Yani göğsüne başımı koyamaz mıyım?
– Basın özgürlüğüne baş koyunca biri “para”lanır, öteki “para”lanır.
– Kafalı insanmışım anneme göre; öğretmenliğe baş koy derdi. Beni gerçekten seviyor muydu?
– Zevksiz herifler! Hamburgere bir baş da soğan koymayı akıl edemediniz mi?
– Reklamcılığa baş koydu ve bütün hurdaları sattı.
– Ben bu davaya baş koydum arkadaş diyor. On yıl sonra oy kullanacakmış da.
– Kedim başını dizime koydu. Kıskanç yaratık! Tam da konuğum soyunmaya başlamıştı.
– Türkü çığırıyordu: “Arabaya taş koydum, civanım, ben bu yola baş koydum”. Hangi partidensin muhterem?
– Başımı şapkama koydum. Olamaz mı?
Bayram Üzerine
– “Bayram gelmiş neyime” türküsünü gülücüklerle, hoplayarak okuyordu.
– İçimden ne geçirdiğimi biliyorsun. Gözlerim bayram edecek.
– “Kes-Yüz-Parçala-İyi topla ha!” diye gevezelenince karım, gerisine baka baka gitti bayram kasabı.
– “Hoş geldin enişte!” diye o beni öptü bu kez, bayramda. Elimde paket göremeyince morardı.
– Bayram trafiği sonunda buradan geçer: “eN LeVazıMatçı”.
– Önce şeker, sonra et. Hayır, önce et, sonra şeker bayramı. Yıl değişince bunlar da sıra değiştiriyormuş hocam.
– Bayramda mendil verene çok bozulurdum. Bakkal amca onun karşılığında fırıldak bile vermiyordu.
– Bayram günü Kahire’de olacaktım, hangi müslümanın takvimine göre uçtuk hostes hanım?
– Şimdikiler cahil kalıyor. Kurban Bayramı’nda bumbar gibi b.ktan şeyler yenmez mi yani?
– Vah bana! “En güzel ses insan sesidir” diyor karım, daha bayram kahvaltısında.
– “Galiba her gün bayram yapıyorsunuz” dedim. “Elbette, ben seçilerek geldim” dedi.
– Çaktırmadan tatil ayağından üç gün bayram yapıyorlar Suriye’de. Cuma Müslüman, Cumartesi Yahudi, Pazar Hıristiyanlar.
Beklemek Üzerine
(Kimseye öncelik yok, abecesel sıranı bekle.)
Meslek : Bekleme Süresi :
Avukat : Hele adli tatil bitsin de…
Bankacı : Yarın-öbür gün “hızla” çekebilirsiniz.
Berber : Lütfen bir saat (gezindikten) sonra.
Dilenci : Üç namaz vakti yetiyor ağabeycim.
Doktor : Kafanız kırılmış ama, randevunuz var mıydı?
Kalaycı : Çabucak satıyorum. Antika bunlar artık.
Kebapçı : Bitti ama, yenisini bağazlayıp yaptıralım.
Meyhaneci : Her akşam hem gelmelerini, hem de gitmelerini.
Mezarcı : Öğlene mi ikindiye mi?
Patron : Biz sizi ararız.
Piyangocu : On günde bir efendim.
Sekreter : Ay bir saniyeee!
Sıvacı : 15-20-25 gün beyim.
Şair : 100’ncü TV kanalı açılınca.
Taksici : O tarafa gitmiyorum. Ben bekliyorsam sen de
Bekle.
Tefeci : İpotek hazırsa “hemen”.
Terzi : Valla, önümüzdeki ay. Kaçıncı provanızdı?
Trafikçi : Kırmızıda fırt, yeşilde de fırrrt!
Yayıncı : Yeni okuyucu kuşak doğup gelince…
Yönetmen : Her akşam Bizimki’nin orada yavrum.
(Neci ise : Bu satırda da sen dalganı geç.)
Not: Çamaşır makinesi “uzun programda” bir buçuk saat bekletiyor.