Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Erol Özdemir…

  Erol ÖZDEMİR…

remzi koçöz

   Remzi KOÇÖZ

Polis Başmüfettişi

1.Sınıf Emniyet Müdürü 

 

 

“Geçmişte yazdıklarımın ambarıdır ÇÖTEN… Bazen polisiye bir anı.. Bazen bir köşe yazısı.. Bir makale ya da söyleşi.. Sıradan ya da sıradışı mesleki yaşanmışlıklar.. Kitap bile var bu ambarda.. Tabii ki zamanı olanlar için..”

Erol ÖZDEMİR’i taşrada görev yaparken önce “Mavi Yol 33 10 Merkez!” adlı kitabıyla, sonra (EGM Polis Dergisi, Çağın Polisi Dergisi gibi) polis dergilerindeki yazılarıyla, daha sonrada Ankara’ya geldiğimde APK’da ki bekleme sürecinde tanıdım. Bitmek bilmez enerjisiyle, sabırla teşkilatın sorunlarını/sıkıntılarını yıllarca kaleme alırken teftiş kuruluna geçiş sürecini de yazmıştır. 2008 yılından bu yana teftiş kuruluna geçiş sorun/sıkıntı olmaktan çıktığından sonraki dönemde geçiş yapan arkadaşlarımız bu süreçte yaşanan sıkıntıları pek bilmezler. Anlatılanlar onlar için belki birer komedidir. Aslında dramın ta kendisisidir. Belki de çok kimsenin seslendirip dar alanda konuştuğu, bırakın kaleme almayı sorunların dile getirilmesi gereken arenalarda dahi sessiz kalınan günlerde, kalemiyle daha doğrusu yüreğiyle yazmaya devam eder.

Meslek yaşamında kamu yönetimi alanında TODAİE’yi bitirmek yanında 59. dönem MGA müdavimleri arasına ismini yazdırır. Oradan da teşkilatın mevzuat değişiklikleri ile ilgili komisyonlarda/çalışmalarda görev alır. EGM Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde 2008 yılında oluşturulan 14 kişilik Mevzuat Araştırma-Geliştirme grubunun başkanı olarak devam ederken diğer yandan kurula yeni katılan müfettişlere yönelik seminerlerde eğiticilik görevi üstlenir.

EGM Polis Dergisi, Çağın Polisi Dergisi ve Piraziz Gazetesi’ndeki sayısız yazıları yanında; Şans Oyunları Araştırması (TODAEİ 1990) Kamu Yönetimi Uzmanlık eseridir. “Mavi Yol 33 10 Merkez” adlı eseri ile “Polis Koleji ve Akademisi Yıllığı” çalışmaları Emniyet Teşkilatına bırakmış olduğu kurumsal arşiv niteliğinde önemli bir çalışmadır. Tüm bu çalışmalarını/eserlerini yazının girişinde kendilerinden alıntıladığım ÇÖTEN (Ambar) isimli Web sitesinde (http://erolozdemir28.blogspot.com.tr/) bulabilirsiniz.

O, kendi deyimiyle Giresun Pirazizli Molla Hasan’ın torunu olarak 1970 yılında Ankara’nın yolunu tutarak Polis Koleji ailesine katılır. 1976 yılında da Polis Enstitüsünden/Akademisinden mezun olduktan sonra sırasıyla Gaziantep, Antalya, Bitlis, Çorum, Ankara, İstanbul, Edirne, Ankara illerinde değişik rütbelerde görev yapar.

1976-80 arası zor yıllardır. Olaylı yıllardır. O zamanın toplum polisi/zabıtasında işler kolay değildir. Türkiye’nin sancılı yıllarında kendini adaletten, eşitlikten uzak tutmaz. Çoğu meslektaşının korunduğu/kollandığı yıllarda o gerçekten kelimenin tam tamına sokak polisliği yapar. Hem de yaralanma pahasına. Sonrada tıkır tıkır terfi edenlerin yanında adaletsizliği, haksızlığı yaşar. Birinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi etmesi için hukuk mücadelesi verir. Ardından Teftiş Kuruluna geçişi de sancılı olur.

Aslında bu güzel insanı, bilgisinden, görgüsünden, asaletinden, zarafetinden ve de birikimlerinden yararlanabileceği bir göreve getirmesi, Kuruma; zenginlik, çeşitlilik, elit bir yöneticilik gibi bir değil birçok şey kazandıracak, bir vitrin oluşturacaktı! Büyük olarak görülen makamların layık olanlarca doldurulamadığı sürece küçüldüğünü tarih çoğu kez not düşmüştür.

Herkesle barışık, kendisine eza edenlere, hakkını gasp edenlere ağız dolusu sitemini hiç duymazken, O’nunkisi dervişlikle bilgelik arası bir şey gibi… Biz en ufak şeylere kızıp/köpürüp eleştirirken “sen ötekiler gibi olamazsın, olmamalısın, farklı olmalısın, onlar gibi olma lüksün yok” diyerek bilgelik-olgunluk şerbetinden içmeyi gösterir. Adeta sabır öğütleyen bir çınardır…

Birlikte çalışmalarımızda, sohbetlerimizde kızmasına, bağırmasına hiç rastlamazken, genellikle hep sabırla dinler, ardından o güzel Türkçesiyle, anlatımıyla kelimeleri tane tane özenle seçerek üzerine basa basa konuşur. Her konuşması, her anlatımı bir anlam yüklüdür, yani kıssadan hisse içerir. Zaten nezaketi ve asaleti ile devrelerinin her yıl bir araya gelmesini tetikleyen bir sosyal öncü…

O yazılarında, söyleşilerinde eski kuşakları, ağabeylerini unutmaz. Onları, anılarını, yaptıklarını, bir tarih süzgecinden geçirerek gelecek kuşaklara aktarma görevini üstlenir. Bir nevi köprü görevi ifa eder. İnsanları öldükten, haksızlığa uğradıktan sonra anılan, yüceltilen, özür dilenen ve bu sürecin gelenek haline geldiği toplumumuzda yaşarken insanları portreler olarak ortaya koyar, insanları onore eder.

Bunları isteseniz de parayla-pulla yaptıramazsınız, bunlar gönül işidir. Gönül adamlarının dağarcığından yansımalardır.

Erol Ağabey, yaşamının 60.yılında, -6 yıl öğrenci, 40 yıl da polis amiri olarak- onurla/gururla taşıdığı üniformayı ve de mesleğini şerefli bir jübile ile taçlandırırken;

Nice sağlıklı yıllar temennisiyle, yolu açık olsun… 01 Şubat 2016