Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

YİNE DE ZAMAN, İLLE DE ZAMAN

 

 

 

Bahri Durabay[*]

 

Zaman, sessiz bir testeredir. (Kant)

 

Hani demiştik ya “körler ülkesinde tek gözü olan kral olur” diye, eğer kral olmayı kafaya koymuş isek bir kere daha zaman demeyi uygun gördüm. Halbuki “başarının dinamikleri” isimli kitabımızda “Şimdinin Hakimi” konu başlığı ile zaman konusunu değerlendirmeye çalışmıştım. Ama “yine de zaman, ille de zaman diyorum”.

Zaman kaybedildiği takdirde kıymeti anlaşılan, ancak telafisi mümkün olmayan bir hazinedir. Geçen zamanı tutup geri getirmek, tekrar o zamanı yaşamak imkansızdır. Ah vah etmenin ve son pişmanlığın faydası kesinlikle olmayacaktır.

Zaman insana her gün teslim edilen bir hazine ve bu hazinede yirmi dört altın gizlidir. Bu sizin zaman hesabınıza her gün yatar. Ancak öyle sihirlidir ki, her günün sonunda muhakkak biter. Siz harcasanız da harcamasanız da, o devamlı kendini yer ve biter. Demek ki bu hesap harcanmadan tasarruf edilecek bir hesap değildir. Aksine bu hesap harcanarak tasarruf yapılacak bir hesaptır. O halde nasıl harcanacağının bilinmesi, en hesaplı harcanma yollarının araştırılıp öğrenilmesi şarttır.

Geçmişe dönüp, tarihte iz bırakmış insanlara bir bakarsak, zamanın nasıl değerlendirilmesi  gerektiği konusunda sanırım ciddi bir fikir sahibi olabiliriz. Hatta zamanını kullanamayarak keşkelerle kafasına vuranlara da kulak misafiri olursak yine oldukça bilgileniriz. Bazen doğru, yanlış yapanlardan da öğrenilebilir. Ne diyor Cenap Şahabettin; “Ben edebi edepsizden öğrendim.” Siz de zamanı kullanmayı kullanamamaktan dolayı sefil ve derbeder olmuş, iyice basitleşmiş, tarihte yer bulamamışlardan da öğrenebilirsiniz.

Zaman saygı ister. Eğer disiplinsiz ve plansız bir hayat yaşıyorsanız zamana karşı saygınız yok demektir. Zaman da kendisine saygısı olmayana nimetinden tattırmaz. Zamana karşı uyanık, dipdiri ve onu umursar durumda olanlar kazanma kuşağında olanlardır.

image001Zamanın fethedilmesi lazımdır. Zamanı fethetmek  ülkeleri fethetmekten, hatta uzayı fethetmekten önemlidir. Zira zamanı fethedemeyenin, uzayı fethedecek güce ulaşması zaten mümkün değildir. Zamanın fatihleri günü hiçbir zaman 24 saat yaşamamışlardır. O günü 48 saat veya daha fazla yapmışlar, yani o sürede yapabileceklerini  24 saatte halletmenin yollarını  arayıp bulmuşlardır. Yüzyılları birkaç yıla sığdıranlar işte zamanın en büyük fatihleridirler.

Bir günümüzü ele aldığımızda, onda belki küçük ama boş geçen zamanlarımızın olduğunu fark edeceğiz. Mesela her gün işe gelip giderken durakta araba bekliyorsak, bu bekleme süresini yanımızda taşıdığımız bir kitabı okuyarak geçirirsek; yine işe giderken arabada, serviste geçen süremizi değerlendirirsek bir çok şey kazanabiliriz. Biriken bu küçük zamanların ay ve yıla vurulduğunda, hele hele bir ömürle kıyaslandığında ne büyük bir zaman dilimi yaptığını göreceksiniz. Bunun hesabını yine “Şimdinin Hakimi” yazımızda vermiştik.

İşte böyle küçük zamanlarını değerlendirenlerden birisi Dr. Darwin’dir. Köylerde arabasıyla ev ev dolaşırken, aklına gelen düşünceleri yanında bulundurduğu küçük not kağıtlarına kaydetmeyi bir usul haline getirmiştir. “Contemplations” adlı eserini de böyle yazmıştır.

Dr. Burney müzik dersleri verirdi. Öğrencilerinin birinin evinden diğerine giderken geçen zamanda, at üzerinde, Fransızca ve İtalyanca’yı öğrenmiştir.

Addison, “Spectator” adlı eserini yazmaya başlamadan önce gerekli malzemeyi çokça yığardı ki zaman kaybı yaşamasın.

Yine, kısa hayatına oranla birçok  eser vermeyi başarmış büyük insanların hayatlarına bakarsanız, yemekte vakit kaybı olmasın diye, çiğnemesi  kolay şeyler yemeyi tercih etmişlerdir. Bazısı ihtiyaca çıkıp zaman kaybetmemek için, üç günde bir ihtiyaca gidecek şekilde az yemeyi adet edinmiştir.

Bunlar bize oldukça uç misaller gibi gelebilir. Ancak bizler de bazı boşa geçirdiğimiz zamanlarımızı değerlendirmek suretiyle bir eksiğimizi giderebilir, kendimizi yetiştirmek için fırsat oluşturabiliriz.

Madem ömrümüz, içinde bulunduğumuz gündür, kıymetini bilelim. Dünün öldüğünü ve geri gelmeyeceğini çok iyi bilmeliyiz. Yarın  ise henüz doğmamış bir bebek. Ya doğmazsa!… Şimdimizi elden kaçırmayalım ve akıllı olalım.

İrademizi sonuna kadar zorlayalım. Eğer iradesiz davranırsak zaman yiyicilerin esiri oluruz. En kıymetli hazinemizi başkalarına yedirmeyelim. Üzerine oynadığımız hayat bizim hayatımız. O yüzden çok değerli. Hele hayatını başkalarının geleceği uğruna yaşayanlar için çok daha değerli.. 

 



[*] Başkomiser, Bilgi İşlem Şube Müdür Vekili