Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Siber Zorbalık ve Okul İklimi

 

image002

21. yüzyılın teknoloji ve bilişim çağı olması ile teknoloji, özellikle bilişim teknolojisi, günlük yaşamın vazgeçilmez öğelerinden biri olarak bireylerin yaşamına girdi. Sadece internet kullanımı değil aynı zamanda sanal oyunlar, internetten yapılan alışverişler, sanal forumlar ve ağlar üzerinden bilgi paylaşımları da giderek arttı. Bilişim teknolojisi, çocuklar ve ergenlerin yanında yetişkinler için de, günlük yaşamın vazgeçilmezlerinden biri oldu.

Öğrencilerin ve öğretmenlerin okulun çevresi ve içi ile ilgili algıları, kendilerini güvende hissetmeleri, aralarındaki saygı ve sevgi, okulun paydaşları arasındaki etkileşim sıklığı ve kalitesi gibi öğeler okul iklimini oluşturan faktörler. Okul ikliminde başarılı olma motivasyonu, açıklık, düzen ve disiplin, ailelerin katılımı, kaynakların paylaşımı, öğrenciler arasındaki iletişimin etkililiği önem kazanır. Okul iklimi ergenlerin duygusal ve davranışsal uyumlarında ve akademik başarısında anahtar bir role sahiptir. Çocuklar okulun etkisiyle çok küçük yaşlardan başlayarak zamanlarının çoğunluğunu akranları ile geçirmeye ve onlarla sosyal bir etkileşime girmeye başlar.

Bu yaşlarda akranlarla geçirilen süre artar ve ergenlikte zirveye ulaşır. Ergenin davranışlarını okul ve aileden çok akranları şekillendirir. Arkadaşlık ilişkileri, ailelerin gittikçe küçülmesi ve zayıflaması, okulda geçen yılların artmasıyla okul dışında faaliyet gösteren çok sayıda grubun devreye girmesine neden olur. Okuldan okul dışına taşan bu etkileşim geçen zaman içinde ailenin önüne geçer.

Okul ve akranlar gibi aile dışındaki sosyal bağlamlar çocukların ve ergenlerin gelişimi için sağladıkları olanak ve fırsatların yanında birçok riskleri de taşır. Bu noktada okul zorbalığı büyük bir risk oluşturuyor. Okulun fiziksel çevresinde gerçekleşen zorbalık türleri; sınıfta, soyunma odası, tuvaletler, koridorlar, okul bahçesi ve okul yolunda ortaya çıkıyor.

Son yıllarda internet ve cep telefonu gibi iletişim teknolojilerinin kullanımı artarak ergenlerin yaşamlarının birer parçası haline geldi. Bu durum okul ortamında deneyimlenen akran zorbalığının sanal ortama taşınmasına neden oldu. Bilgisayar ve elektronik iletişim araçlarının bilgiye daha hızlı ulaşmak, bireyler arasındaki iletişimi hızlı ve kolaylıkla gerçekleştirmek için sağladığı olanaklar bu araçların kullanımını yaygınlaştırdı. Denetimsiz ve bilinçsiz kullanımı sanal ya da siber zorbalık (Cyberbullying) olarak tanımlanan suç türünü ortaya çıkardı. Siber zorbalık; bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da grup tarafından diğer birey ya da gruba zarar vermek için tasarlanan kasıtlı, tekrarlanan ve düşmanca davranış içeren zorbalık türü olarak tanımlanır. En yaygın şekilde yazılı telefon mesajı, resim, fotoğraf veya video görüntüleri, telefon aramaları, elektronik postalar, sohbet odaları, anında mesajlaşma ve web sitelerinin kullanılması aracılığıyla gerçekleşir. Kişiyi aşağılayan mesaj atma, kişiyi engelleme, kendini başka birisi olarak tanıtma, nedensiz olarak sanal ortamdan atma, interneti kötüye kullanma, elektronik posta ve mesaj yoluyla tehdit etme gibi davranışlar buna örnek olarak gösterilebilir.

Okul içinde ve dışında meydana gelen siber zorbalık ayrımının net olmaması ve siber zorbalık olaylarının daha çok aynı okula giden ergenler arasında meydana gelmesi, okul iklimi ile siber zorbalık arasında ters yönlü bir ilişki oluşabileceği görüşünü güçlendiriyor.

Okulda meydana gelen akran zorbalığının siber zorbalığın güçlü bir yordayıcısı olduğu okulda zorbalığa uğramanın internet ortamında zorbalığa uğramaya, benzer şekilde okulda zorbalık uygulamanın da internette zorbalık yapmayı yordadığını tanımlayan görüşler bulunuyor.

Okullarda olumlu bir okul iklimi yaratmanın okuldaki şiddet içerikli davranışların ve zorbalık davranışlarının azaltılmasının bir yolu olduğu düşünülüyor.

İş ve günlük yaşamda öğrenciler için okul ortamında sayısız yararların olmasına rağmen, bilişim teknolojisi farklı amaçlar için kullanıldığında, bireylere ciddi boyutta zararlar veriyor. Bireyler, cep telefonu, kişisel bilgisayarlar, dijital kameralar sayesinde artık çevrelerinde bilişim teknolojisini daha fazla kullanıyor ve bilgiye daha rahat ulaşıyor. Özellikle ergenler internet ortamını sanki  “ikinci bir yaşam yeri “ olarak kullanıyor. Ergenler MSN, SMS, e-mail, yazılı haberleşme, sohbet odaları, internette oluşturulan bloglar, fotoğraf ve video paylaşım siteleri (youtube, facebook, twitter gibi) yoluyla elektronik haberleşme araçlarını çok fazla kullanıyor. Ergenler arasında bilişim teknolojisi kullanımının artması; bilgiye daha kolay ulaşılması, arkadaşları ile zaman geçirmeleri ve onlarla daha kolay iletişim kurmaları ile yakından ilişkili. Böylelikle ergenlerin sanal ortamda kendilerini ifade etme becerileri gelişiyor. Ergenlerin siber ortamla bu kadar içli dışlı olması ve zaman zaman siber saldırılara uğramaları onları risk grubunda tutar. İşte bu noktada bilişim teknolojisinin zararları üzerinde durmak gerekiyor. Araştırmalara göre, ortaöğretim ve lisedeki kız öğrenciler teknolojik araçlarla daha önce hiç olmadığı kadar çok ve kolay taciz ediliyor. Hatta bilişim teknolojisi kullanılarak kızlar aşağılanıyor ve şiddete uğruyor. Gençler internet sitelerinde çok faydalı ve gerekli bilgilere ulaşırken aynı anda nefret ve ırkçılık içeren bilgi ve mesajlarla da karşılaşabiliyorlar. Ayrıca ergenlerin akranları ile sanal ortamlarda yaptıkları konuşmalar, geçirdikleri vakitler ebeveynleri ile geçirecekleri zamandan alınmış oluyor. Ebeveynlerin çoğu, çocuklarının sosyal paylaşım sitelerinde nasıl vakit geçirdiğini, sanal ortamlarda neler yaptığını da bilmiyor.

İnternetin eğitimcilere göre en büyük faydası öğrencilerin sınırsız bilgiye ulaşabilmesi. Okullarda bilgiye ulaşım olanakları, internet ve internet üzerinden eğitim, öğretmenden alınan dersten daha kolay ve faydalı olabiliyor. Ancak internet üzerinden hazırlanan ödevlerde öğrenciler “bilgi hırsızlığı” yaparak yayımlanmış yazıları kopyalıyor ya da başkalarının sunumlarını kendi ödevinde, kendi fikri gibi sunabiliyor. Öğrenciler bunu yaparken, bunun bilgi hırsızlığı olduğunun da bilincinde olmuyorlar.

Ergenlerin internet kullanım süreleri arttıkça, internet bağımlılığı ve siber şiddet gibi olgulara uğrama oranları da artıyor.

Siber akran zorbalığının doğasında, ciddi boyutlarda olabilecek, psikolojik, duygusal ve sosyal zararlar bulunur. Gelişim özellikleri dikkate alındığında hayli değişken bir topluluk olan ergenler arasında bu etkiler şiddet, fiziksel zarar hatta ölümle sonuçlanabilir. Bu etkiler ileriki yaşlarda akran zorbalığı uygulayıcısı ya da kurbanı olma olasılığını da belirler. Kurbanda görülen bu etkilerinin yanında, siber akran zorbalığı uygulayıcılarında da depresif semptomlar ve stres gibi psikolojik problemler, fiziksel ve sosyal problemler görülüyor.

İnternet kullanıcısı ergenlerle yapılan bir araştırmada çok çarpıcı bir sonuçla karşılaşılıyor. Buna göre ergenlerin %29’u siber akran zorbalığına uğradıklarını, %11’i başkalarına siber akran zorbalığı uyguladıklarını, %47’den fazlası da siber akran zorbalığına şahit olduklarını belirtmişlerdir. Birçok siber akran zorbalığı olayında, basit davranışlar uygulanırken (%50’si saygısızlığa uğramış, %30’una isim takılmıştır); % 20’si ise tehdit edildiklerini belirtmişlerdir. Çok sayıda kurbanın (%60’a yakın) online davranışlardan okulda, evde ve başka arkadaşlarından olumsuz yönde etkilendiği ortaya çıkmıştır.

Siber akran zorbalığı bilişim teknolojilerinin gelişimiyle ortaya çıkan ve her geçen gün artan siber şiddet suçlarından birisi olarak büyük risk ve tehlike oluşturuyor. Bu konuda okul ve toplum güvenliği açısından sonuçlar çıkarmak ve geleceğe yönelik önlemler almak gerekiyor. Geleceğimizin umut çiçekleri çocuklarımızı güvenle geleceğe hazırlamak toplumsal sorumluluğumuzdur. Türkiye’de okul güvenliğine ilişkin farkındalık oluşturan çalışmalar yapılmalıdır. Güvenli Okul standartları belirlenerek okulların fiziksel, psikolojik ve sosyal güvenliği sağlanmalıdır.