SAYIN MÜDÜRLER, ŞİMDİ “AMCA”OLDU
Mevlüt KARAYEL[*]
Bu satırlarımı yazmadan önce çok düşündüm. Neden derseniz, meslektaşlarım, özellikle meslek büyüklerim okuyunca beni ayıplarlar mı acaba diye yazarken bile düşünüyorum.
Efendim, teşkilatımızın gerek meslek kuruluşlarına, gerekse taşra teşkilatlarına ekserisi ziyaret, nadiren de olsa bir işi icabı gidildiğinde; müracaat kısmındaki görevliye kardeşim “Ben Emekli Emniyet Müdürüyüm falanca bölüme gideceğim veya falanca beyefendiyi ziyaret edeceğim denildiğinde, isteği doğrultusunda resmi polis kimliğini göstermesine rağmen gayet vakur ve asık bir suratla “Geç” demesine üzülmez misiniz? Bu yine fazla büyütmeye değmez. Aynı kuruluş diğer bir görevli, aynı konuşma ve aynı işlemden sonra “Geç amca” demesi daha üzücü değil mi?
Dahası var, herhangi bir il’de görevli iken aynı kuruluşun başka bir biriminde çalışan, o sayın müdürü çok iyi bilen ve tanıyan, o zamanlar saygıda kusur etmeyen, bir meslektaşımız polis memuru, şimdi emekli olan o sayın müdüre her karşılaştığında, daha doğrusu sık sıkkarşılaştığında, “Amca” diye hitap etmesi daha da üzücü ve düşündürücü olsa gerek.
Efendim konu ile ilgili olarak her ne kadar yer, tarih ve isim vermekten kaçınmakta isem de, az da olsa deyinmekten kendimi alamıyorum. Yıl 1996 veya 1997 10 Nisan Emniyet Genel Müdürlüğünün eski binasının önünde tören var sokuluyorum kalabalığın içine, önüme geçen görevli bir meslektaşım “Amca sen nereye” diyor. Ben de “kardeşim ben amca deyilim Emekli Emniyet Müdürüyüm” yanıtını verdiğimde muhatabımda en ufak bir saygı emaresi yok tabi ki ayrılıyorum oradan, bir tanıdık görürsem yanına sokulurum ümidiyle.
Yine yıl 1996 ayını ve gününü adresini yazmaya gerek görmüyorum, Keçiören de bir apartman dairesinde kira ile oturan bir yakınımın evinde çıkan bir yangın sonucu harap oldu, içerisinde hiçbir eşya kalmadığı gibi 4 yaşındaki erkek çocuğu da yangında öldü hemen olay yerine gittim.Mıntıka karakolu çevre tedbiri almış savcının gelmesini bekliyor. Apartman önünde bir sandalyede bacak bacak üstünde oturan ve ağzında uzun bir sigara olan başkomisere “Ben Emekli Emniyet Müdürüyüm yanan ev kayınbiladerimin, içeriye girebilir miyim dediğimde olmaz “Amca” yasak demesin mi, bunu derken ufacık bir toparlanma göstermeyen bu meslektaşımda bir polis amiridir. Tabi sürtüşmeye girmek bize yakışmaz, zaten acımız büyük bu durumu izleyen genç bir polis memuru yanıma sokularak başınız sağolsun müdürüm diyerek beni iki dakikalığına da olsa olay yerine götürmesi ve bilgi vermesi memnuniyetimi mucip olmuştur. Bu kardeşimi kutluyor meslek hayatında başarılar diliyorum.
Hangisine deyineyim silah ruhsatı için gidersin dosyada adın ve unvanın yazılı olduğu halde “Amca” olursun.
Bir meslektaşına bir şey sorarsın yine “Amca” olursun, bu çocuklar bundan başka hitap şekli bilmiyorlar mı? Beyefendi veya abide mi diyemezler.
Efendim giriş bölümünde belirttiğim gibi yolunuz bir İl’e düşer de İl Emniyet Müdürünü ziyaret etme arzusu duyarsanız bu niyetle Emniyet Müdürlüğünün güvenlik bölümünden geçerken görevli üzerinizi aramak ister oğlum ben “Emekli Emniyet Müdürüyüm” dersiniz kimliğinizi sorar ve görür bunun ilgisi ve davranışı daha da tuhaf haaa der bu işlem sonucu özel kaleme çıkar adını ve unvanını alan özel kalem görevlisi notu makam’a iletir. Saatlerce beklersin kabul edilmeyip geri dönmem ne kadar acı yani üzücü bunu yaşamayan bilmez.
Hiç bekletmeden kabul eden Sayın İl Müdürleri İle Daire Başkanı gibi diğer makam sahiplerine teşekkür ve hürmetlerimi arz ederken hiç kabul buyurmayan veya saatlerce beklettikten sonra kabul eden sayın büyüklerime önceki Emniyet Genel Müdürümüz Sayın İ.Kemal ÖNAL imzası ile teşkilata yayımlanan 30.01.2002 tarih ve 500614 sayılı Genelgesini hatırlatmakta yarar görüyorum.
Emekli Emniyet Müdürleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğince çıkarılan ve “Çağın Polisi” adlı derginin (Yıl-1 Sayı:2) ikinci sayfasında yayınlanan bu genelgede özetle: “…Emekli Emniyet Mensuplarımıza gerekli sevgi ve saygı gösterilmeli karşılıklı güvene dayanan bir ilişki oluşturulmalıdır. Emniyet Mensuplarımıza, Emniyet Makamlarına yapacakları talep ve başvurularında gerekli hassasiyetin gösterilmesi, Hukuk kuralları içerisinde kurumlarına bağlılıklarını artıracak bir şeklide azami yardımın sağlanması ve disiplin kuralları içerisinde destek olunması her şeyden önce vicdani ve ahlaki bir görevdir…” denilmektedir.
Siyasileri, bir Bakan veya Devlet Bakanını ziyaret ederken fazla bir güçlük çekmediğimizi ve hüsnü kabul gördüğümüzü de vurgulamaktan kendimi alamadım.
Dünün sayın müdürleri, bugün neden ”Amca” oldu? Bu sorunun cevabını bir türlü bulamıyorum. Uzun meslek hayatım süresince maiyetimde çalışanları, Polis Okullarında idarecilik ve Öğretmenlik yaptığım yıllarda öğrencilerimi bilgi, beceri ve disiplin yönünden çok iyi yetiştirdiğime inanıyorum.
Tabii ki benim gibi daha nice sayın müdürler kendilerine bu mesleğe ve meslektaşlarına adamışlardır.
Hal böyle iken sayın meslektaşlarım acaba stresten mi, ekonomik bunalımdan mı yoksa başka nedenlerden mi emeklilere böyle davranıyorlar.
Meslek disiplini, karşılıklı sevgi ve saygı ilkeleri çalışırken mi, diğer bir deyimle çalışanlar için mi geçerli ? Uğradığı çeşitli mağduriyetlerden dolayı zaten ezik olan emekliyi bu gibi davranışlar daha da çok üzmez mi?
Yukarıda belirttiğim genelge ve bundan önceki sayın Genel Müdürlerimiz tarafından yayımlanın genelgeleri okuyunca sahipsiz olmadığımızı, daha doğrusu bir köşeye itilmediğimizi idrak etmekle şahsen teselli bulduğumu da yine vurgulamak isterim.
Tüm bunlara rağmen, emekliye sonsuz sevgi ve saygı gösteren, iş ilişkilerinde yardımlarını esirgemeyen ziyaretlerinde müşfik davranan meslektaşlarımız çoğunlukta oldukları için kıvanç duyup onurlanmamak mümkün mü?
Bunları yazarken okuyucuların ve meslek büyüklerim acaba nasıl karşılar diye halen düşünüyor ve beni bağışlamalarını istirham ederken sevgi ve saygılarımı sunuyorum