Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Polis Koleji Kapatılırken

 image002

Polis teşkilatı, Türk bürokrasisi içerisinde “Genel Müdürlük” statüsüyle görev yapan bir kurumdur. Üç yüz bine varan personel ile görev yapmaktadır. Ne var ki en üst görevlisini kendi içinden çıkaramamaktadır. Bunun nedeni ise bu önemli teşkilat, kendisini yönetebilecek bilgiye ve beceriye sahip “tepe yönetici” yetiştirmede yetersiz görülmektedir.

Bu sıkıntı polis akademisi yönetiminde de yaşanmaktadır. Akademinin tepe yöneticisi de teşkilatın dışındakilere devredilmiştir. Oysa polis koleji ve polis akademisi, Büyük Atatürk’ün direktifleriyle bilgili ve disiplinli polis yetiştirilmesi için açılmıştı. Demek ki bilgili ve disiplinli bir üst yönetici bile yetiştirememiştir.

Bu eksikliği İstanbul il emniyet müdürlüğünde de gördük. Üç yüz binlik teşkilat içinden liyakat sahibi bir “emniyet müdürü” bulunamaması ilginç bir durumdur.

Ve de son olarak polis kolejine öğrenci alınmadığına tanık olduk. Bir yanda tepe yönetici çıkaramama sendromu yaşanırken diğer tarafta eğitimin kaynağı kurutulmaktadır.

Oysa polis kolejine alınanlar, bu teşkilatın yıldızlarıdır. En yeni ve en çağdaş bilgilerle donatılarak ışıklarını her geçen gün parlatmaya devam ederler.

Polis kolejinden sonra güvenlik bilimleri fakültesinde ve enstitüsünde daha parlak ışıklarla birer “ay parçası” olurlar.

Mezuniyet sonrasında komiserlik, amirlik, müdürlük derken omuza takılan her yeni yıldız, beyni daha da aydınlatan projektör olur.

Bir bakarsınız, sabah güneşi parlaklığıyla bütün ülkeye dağılırlar ve içinden geldiği halkı aydınlatmaya başlarlar. Onlara “güven kaynağı” olurlar.

İçlerinden birinin ışığı ise en göz alıcı düzeydedir. Geçmişteki meşakkatli yıllar törpüleyip parlatmıştır onu. Öğle güneşi aydınlığına ulaşmıştır ve tepe yönetici olur.

Sonra o güneş, akşamın kızıllığında çok uzakları aydınlatmaya devam eder.

Ufkun ötesini de görebilelim diye…

Zira dışarıdaki karanlık arenada insanın, diğer insana zarar verdiği çılgınca bir koşuşturmaca ve amansız bir mücadele devam etmektedir. Bunun için karanlıkları aydınlatan ışığa daha çok ihtiyacımız olacaktır. Bu yönüyle polis koleji bu teşkilatın ilk ışığıdır ve her bir kolejli, bu teşkilatın parlayan yıldızıdır. Yıldızlarımız sönerse yolumuzu bulamayız, yönümüzü tayin edemeyiz.

Polis akademisi başkanı olsun, İstanbul emniyet müdürü ve diğer müdürlerimiz olsun, hepsi ışığı artarak büyüyen ay gibidir. Ay olmazsa hesap, kitap, plan ve program yapılamaz. 

Emniyet genel müdürü ise teşkilatın güneşidir. En büyük ışık kaynağıdır.

Hepsi aynı yörüngede ve bir düzen içinde hareket ederler. Bu uyumu bozmamak gerekir.