Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Özel Dedektiflik / Profesyonel Araştırmacılık Hizmetleri

Özel dedektiflik; yaşam içerisinde var olan kabahatlerin araştırılıp suç oluşmadan önce gerekli tedbirlerin alınmasını, mağdur olan kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesini, hukuk sisteminin sağlıklı işlemesi için gerekli katkının sağlanması açısından son derece önemli ve çağdaş bir meslek olarak ulusal ve uluslararası düzeyde yer almaktadır.

İsmail YETİMOĞLU
Özel Dedektif Derneği Başkanı

Dünyada yüzyıllardır var olan, toplumun ihtiyaçlarına cevap veren özel dedektiflik / profesyonel araştırma mesleği günümüzde Türkiye’de fiili olarak yapılmakta olup, şu an için herhangi bir hukuki yetki ve sorumluluk alanı belirlenmemiş ve henüz özel dedektiflik kanunu yasallaşmamış ise de söz konusu faaliyetleri yasaklayan herhangi bir kanun ya da düzenleme bulunmamaktadır. Toplum içerisinde farklı konularda ortaya çıkan/çıkabilecek mağduriyetlerin giderilmesi noktasında birtakım araştırmalara ihtiyaç duyan insanların söz konusu mağduriyetlerinin giderilmesini sağlayan ve bu yöndeki ihtiyaçlarına cevap veren birileri her zaman var olmuştur. Günümüzde de bu ihtiyaçların karşılanması artık kurumsal yapı içerisinde Özel Dedektifler Derneği’ne bağlı, hukuki sınırları ve sorumlulukları belli olan, uluslararası meslek standartları ve etik kurallarına bağlı olarak yerine getirilmektedir. Bu bağlamda kurumsal hizmet alan insanların birçoğu da hayatlarının kolaylaşmasını sağlamaktadır.

Diğer taraftan özel dedektiflik faaliyetlerinin suç ve suçla mücadele alanında bir sorumluluğu olmadığı gerçeğiyle hareket edildiğinde; genel kolluk faaliyetleri, polis ve savcılık faaliyetleri içerisinde onların görev ve sorumluluk alanlarına girmeden, haddini aşmadan, suç işlenmeden, toplumdaki ihtiyaçlara cevap verme noktasında sağlıklı bir şekilde hizmetlerin yürütülmesini sağlamak amacıyla hassas bir çizgide hareket etmektedir. Günümüzde artık son derece faydalı olduğunu düşündüğümüz Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamındaki kurallar çerçevesinde toplumdaki her bireyin kişisel verilerinin korunması zaruri ve çağdaş bir konudur. Avrupa’da bu durum çok daha yaygın ve önem gösterilen bir konudur. Bu bağlamda kişisel verilerin korunmasını sağlayan düzenlemelerin bulunmasını takdirle karşılıyoruz. Ancak bununla birlikte; çeşitli sebeplerle özellikle özel hukuka göre mağdur olan kişilerin hak ve hukukunu korumak ve mağduriyetlerini gidermek anlamında, muhtemel risklerin önceden belirlenip tedbirlerin alınabilmesi anlamında birtakım araştırmalara ihtiyaç duyulduğu da günümüzde yadsınamaz bir gerçek haline gelmiştir.

Bütün bunlar bir araya getirildiğinde; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun ve diğer yasal düzenlemelerin varlığı ile birlikte, bir taraftan da toplumda özel dedektiflik / profesyonel araştırmacılık hizmetlerine ihtiyaç duyulan fazla sayıda olaylar ve kişilerin bulunduğunu gözlemlemekteyiz. Bu gerçekler ışığında, ince bir çizgide ve hukuki sınırları aşmadan, vatandaşların hak ve hukuklarını da koruyabilmek açısından vatandaşların özel yaşamına müdahale etmeden, kişisel verilerin amacı dışında paylaşmadan bu hizmetlerin yapılabilmesi gerçekten çok zordur ve ustaca bir beceri gerektirmektedir.

Bu konu hakkındaki tespitimiz; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun öneminin mutlaka göz önüne alınması gereken bir gerçek olduğu, fakat toplumda yadsınamaz bir ihtiyacın da bulunduğu yönündedir. Bu durumda ne yapılması gerekir? Aklın yolu birdir. Devletin uluslararası standartlarda hazırlanmış bir Özel Dedektiflik Kanunu’nu en iyi şekilde hazırlayıp kanunlaştırarak; bu konuda sorumluluk alabilecek, yetkinliği, becerisi ve eğitimi olan kişilere lisans verip onların denetimini en üst düzeyde sağlayarak, bir taraftan mağduriyetlerin giderilmesini sağlamak, kişisel verilerin korunmasını sağlamak, bir taraftan da toplumun genel kuralları çerçevesindeki sorunları hukuki çerçeve içerisinde çözülmesini sağlamak açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.

Bu konudaki toplumsal ihtiyaçların anlaşılması bakımından şu şekilde örneklendirmeler yapılabilir. İnsanlar, ebeveynler farklı sebeplerle çocukları ile ilgili birtakım kaygılar içerisinde olabilmektedir. Bu bağlamda çocuklarının kimlerle arkadaşlık ettiğini, kötü alışkanlıklara sahip olup olmadığını ya da kötü alışkanlıkları olan arkadaşlarının olup olmadığı, onlarla münasebeti, bu çerçeve birtakım risklerin oluşup oluşmadığını bilmek ve gerekli tedbirleri almak açısından özel dedektiflik hizmetlerinden faydalanma yolunda giden çok sayıda ebeveyn olduğunu biliyoruz. Bu durumdan şu çıkarılmalıdır; evlatları ile alakalı birtakım kaygılar içerisinde olan bir aile düşünün. Çocukları kendi yaşadığı şehirde ya da farklı bir şehirde ailesinden uzak bir biçimde üniversite eğitimi görebiliyor. Çocukların yetişme çağı ve ergenlik dönemlerini dikkate alırsak toplumsal hayatta birtakım tehlikelerle karşılaştıkları aşikârdır. Bu noktada aileler gerekli baskıyı uygulayamıyor, uyguladıkları zaman başka sıkıntılar ortaya çıkıyor. Ama bir taraftan da çocukları ile ilgili kaygılar duyuyor. Aileler bu noktada gerekli hizmetleri nereden alabilecektir? Emniyet güçlerine başvurup; ben çocuğumdan şüpheleniyorum, acaba arkadaşları kötü müdür, ya da bir takım kötü alışkanlıkları var mı yok mu araştırır mısınız dese dahi polisin böyle bir hakkı, yetkisi ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla böyle bir durumda özel dedektifliğe ihtiyaç duyulmaktadır.

Diğer taraftan ticari konularda benzer durumlar ortaya çıkabilmektedir. Kişi biriyle ortaklık yapacak ya da biriyle ortaklık yapıyor ve bir takım zarara uğradığını fark ediyor, ya da ortaklık yapacağı kişiden emin olamıyor. Sermayesinin şirketinin sorumluluğunu başka birine devredecek, müdür atayacak ama kişi dürüst mü değil mi bunu bilmiyor. Bu noktada ne yapılabilir? Kişinin polise gidip, şirketime müdür olarak atayacağım kişi hırsız mıdır değil midir, bana vermiş olduğu bilgiler doğru mudur, gerçekten üniversite mezunu mudur dediği zaman dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir hizmeti veren kamu kurum ve kuruluşu ya da güvenlik birimi yoktur. Dolayısıyla dünyanın her yerinde bu hizmetler özel dedektiflik ve profesyonel araştırma hizmetleri veren kişiler tarafından amacına uygun bir şekilde yapılmaktadır. Türkiye’de de aynı şekilde bu hizmetler yerine getirilmektedir. Dolayısıyla amacının dışına çıkılmaması, kişilerin özel yaşamına müdahale edilmeden kişisel verilerin korunarak bu hizmetlerin yapılmasını sağlamak açısından özel dedektiflik kanununun uluslararası standartlarda hazırlanarak kanunlaştırılması ve bu konuda görev alacak kişilerin en iyi şekilde denetlenmesi gerekmektedir.

Kamu hukukuna giren alanlarda kolluk, savcılık/adliye, avukat bu alandaki konularda ilgili hizmeti yerine getirmektedir. Bir olayda savcı, genel kolluk (polis ve jandarma) aracılığıyla sanık ve mağdurların lehine ve aleyhine olan delilleri toplayıp mahkemeye sunmakta, her iki tarafın avukatlarının savunmaları sonucunda mahkeme bir karar çözümü sağlamaktadır. Ancak azımsanmayacak orandaki özel hukuk alanındaki olaylar için mağdur olan kişiler gerekli delilleri kendileri toplayamamaktadır. Bu durum sanıkların lehine işleyebilmektedir. İşte bu alanda doğan boşluğun önlenmesi ve her gün çeşitli alanlarda giderek artan ihlallerin giderilmesi için özel araştırma, özel dedektiflik mesleğine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç dünyada olduğu gibi ülkemizde de her gün artış göstermektedir.

Dünyanın pek çok ülkesinde, “özel dedektiflik” kurumunun yasal zemini oluşturulmuş ve söz konusu yasal zeminleri dayanak olarak kabul eden uluslararası özel dedektiflik firmalarının aynı zamanda uluslararası organizasyonlar aracılığı ile örgütlenmesi sağlanmıştır.

Bugün hukuki zeminini başarıyla oluşturmuş ve mesleki etik kurallarını belirleyip ulusal ve uluslararası çapta faaliyetlerde bulunmaya başlamış pek çok dünya ülkesinde, özel dedektiflik faaliyetlerinin adli süreçlerin bir parçası haline getirildiğini ve genel kolluğa önemli ölçüde katkılarının bulunduğunu gözlemlemekteyiz. Söz konusu faaliyetlerin yasal sınırları içerisinde uygulandığı pek çok ülkede, genel güvenliğin tesis edilmesi ve vatandaşların özel hukuka ilişkin karşılaştığı sorunlar kapsamda hukuki deliller elde edebilme sürecinin hızlandırılması noktasında önemli başarılar elde edildiği görülmektedir. Bu kapsamda özel dedektiflik faaliyetleri yalnızca gerçek/tüzel kişilerin mevcut sorunlarının çözüme ulaştırılması açısından değil, aynı zamanda kamu düzeninin sağlıklı bir biçimde işleyişi ve korunması açısından da büyük bir önem arz etmektedir.

Uygulamada dünyada ve ülkemizde toplumun her alanında uygulanan özel dedektifliğin Türkiye’de de oluşturulması 1980’li yıllardan sonra düşünülmüş ancak her seferinde arkası gelmemiştir. Bu konuda son Özel Dedektiflik Kanunu Yasa Önerisi taslak metindir. 1994 tarihinde hazırlanmış ancak kanunlaşmamıştır. Bu taslağın güncellenerek yürürlüğe girmesi bir zarurettir. Nasıl ki, duyulan ihtiyaçlar ve 1990 yıllarda fiili olarak uygulanmakta olan özel güvenlik, 2004 yılında çıkartılan özel güvenlik kanunu ile yasal düzenleme ve kontrol/denetleme altına alınmış ise özel dedektiflik faaliyetlerinin de yasal altyapısı oluşturulmalıdır.

Şu an ülkemizde” fiilen-de facto“ olarak özel dedektiflik hizmeti veren kişi ve şirketler bulunmaktadır. Bunların önemli kısmı dürüst çalışmakla, yasal boşluktan dolayı da bazıları pek çok insanı mağdur ederken, kimi zaman da suç işlemektedirler. Ayrıca kontrolsüz bir şekilde yabancı şirketlerce yürütülen bu tür faaliyetler “milli güvenlik sorunu” olabilecek nitelik arz etmektedir. Bu kapsamda doğabilecek sakıncaların önlenmesi ve giderilmesi için “Özel dedektiflik” kurumunun oluşması sosyal bir zorunluluktur.

Bu kapsamda, Türkiye’de 2000’li yıllara kadar “Araştırma veya Danışmanlık” adı altında yapılmakta olan bu meslek 2003 yılında ilk kez “Özel Dedektiflik” adı ile kurumsallaşma yoluna girmiştir. Mavi Ay Özel Dedektiflik Ltd. Şti. kurularak ihtiyaç sahiplerine hukuki sınırlar çerçevesinde hizmet verilmeye başlanmıştır. Aynı zamanda Maliye Bakanlığı nezdindeki girişimlerimiz sonucunda “Özel Dedektiflik Meslek Kodu” oluşturulmuş ve bu meslek kodu üzerinden şirketlerin kurulması sağlanmıştır.

1994 yılında TBMM’de kabul edilip daha sonra veto edilen “3963 sayılı Özel Dedektiflik Kanununu” yeniden ele alınmış ve kanunlaşmasını sağlamak amacıyla 03.05.2007 tarihinde “ÖDD – ÖZEL DEDEKTİFLER DERNEĞİ” kuruluşu gerçekleştirilerek mesleğin hukuki sınırları ve etik kurallarının belirlenmesi sağlanmıştır. İlk iş olarak uluslararası normlarda Kanun Taslağı hazırlanıp TBMM ve Hükümet yetkililerine sunularak kamuoyu oluşturulması süreci başlatılmıştır.

2008 yılında Türkiye adına, IKD – Uluslararası Özel Dedektifler Dernekleri Federasyonuna üye olunarak “Uluslararası Meslek Standartları ve Etik Kurallarının” benimsenmesi sağlanmıştır. ÖDD – Özel Dedektifler Derneğinin örgütlenmesi sürecinde bu mesleğe ilgisi olan tüm kişi ve kuruluşlar davet edilerek ortak çalışma ve mesleğin geliştirilmesi amaçlanmıştır. ÖDD üyeliğine kabul edilen kişilere şirket ve firmalar kurulması sağlanarak kayıt altına alınarak denetimleri sağlanmıştır.

Çeşitli kamu güvenlik ve istihbarat birimlerinden emekli olmuş kişiler ÖDD Üyeliğine kabul edilerek bu süreçte özel dedektiflik mesleğine kazandırılması, kamudaki tecrübelerinin bu mesleğe adapte edilmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Kamu görevinden gelen bazı kişiler ÖDD’nin tüm faaliyetlerinde aktif görev almak suretiyle nitelikli bir ekip oluşturulması sağlanmaya çalışılmıştır.

Bu aktif süreçte uluslararası istihbarat örgütlerinin yansıra çeşitli güç odakları tarafından dikkatle izlendiğimiz ve çeşitli yöntemlerle kontrol altına alınma operasyonları ile karşı karşıya kaldığımız dönemler olmuştur. Bu dönemlerde milli duruşumuz ve tavız vermez milli ilkelerimiz sayesinde bizlere sunulan sonsuz maddi ve manevi olanaklar reddedilerek yola devam edilmiştir.

Bu kapsamda Özel Dedektifler Derneği olarak yürüttüğümüz tüm çalışmalara rağmen günümüzde hala Türkiye’de bir yasal zemini bulunmayan Özel Dedektiflik hizmetlerinin gerek kolluk kuvvetlerine gerek ise adli süreçlere sağlayacağı faydalar göz önünde bulundurulmalı,  bu kapsamda yürütülen/yürütülecek çalışmalarda emniyet güçlerinin de muhakkak desteği alınmalı ve söz konusu hizmetlerin işbirliği içerisinde hareket edilerek ivedilikle yasal zemininin oluşturulması sağlanmalıdır.