Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

İç Güvenlik Sorunsalı Emniyet ve Jandarma Bütünleşmesi

image001

GİRİŞ

Özellikle 2000’li yıllardan itibaren toplumun tüm kesimlerinde, kurumların yeniden yapılandırılmasının gerektiği fikri tartışmaya açılmış, sivilleşmenin ve demokrasiye teslim edilmiş güven ortamının tesis edilmesinin önemi üzerinde durulmuştur. Son yıllarda Türkiye, Avrupa Birliği üyelik süreci sivilleşme hareketleri bağlamında bu mesajı doğru okumuş ve hükümet, bir politika olarak Cumhuriyet’in militarist unsurlardan ve devlet elitlerinin hegemonyasından kurtulmasını istemiş, halkın değerleriyle Cumhuriyet’in değerlerinin kaynaştırılmasının mücadelesi içine girmiştir. Cumhuriyet’in sivilleşmesinin yanında, farklı toplumsal kesimlere hizmet götüren devlet kurumlarının da sivilleşmesi zaruridir. Bu zorunluluk beraberinde çalışma alanlarının çeşitliliklerinden çok, benzer olanın birlikte yürütülmesini gerekli kılmaktadır. İlgili tüm kuruluşların sürekli bir araya gelebilmeleri, farklı statüleri, farklı bağlantıları ve farklı mevzuatları sebebiyle konulara anında çözüm bulabilmeleri mevcut uygulamalar göz önüne alındığında mümkün olmamaktadır. Aynı konuda farklı kurumların görevli olması yazışmaları sayıca arttırmakta para, zaman ve insan gücü kaybına yol açmaktadır.[1] Hizmet edilen kesimin hizmete ulaşmasında kısa, net ve makul bir yolun olması gerekmektedir.

Günümüz demokratik yaşamı, darbeler sürecinin bitim noktası olarak tanımlayacağımız bir süreci ortaya koymaktadır. Demokrasinin sık sık kesintiye uğraması, demokratik kültürün topluma mal olamaması, demokrasinin siyasetin dışındaki alanlarda da gözetilmesi gereken bir kültürel alışkanlık şeklinde algılanmaması, idari yapılanmanın ve mevzuatın çağdaş demokratik normlara göre revize edilememesi gibi birçok faktör zikredilebilir.[2] Bu süreç içerisinde Türkiye’nin gerek kurumları ve gerekse sosyal yaşamı adına düzenlemesi gerekli olan yaptırımlarının yanında, hukuki birikimini de zamanın ruhuna uygun bir perspektiften değerlendirerek gerekli düzenlemeleri yapmakta geç kalmaması gerekmektedir. Bu bağlamda iç güvenlik sektöründe sivil gözetimin geliştirilmesinin yanında teknik ve hukuki anlamda yapılacak olan kurumsal yenilikler de iç güvenlik alanında önemli bir çalışmadır. İç güvenlik konusunda verimin arttırılması açısından JGK’nın, EGM’ ye devredilmesi ve bu bütünleşmenin tam olarak sağlanmasının ardından iç güvenlikte tek elden yönetimin sağlanması önem arz etmektedir.

Türkiye’de genel iç güvenliğin sağlanması, iki farklı kolluk kuvveti tarafından gerçekleştirilmektedir. Genel kolluk kuvveti olarak görev ifa eden, Emniyet ve Jandarma Teşkilatının görev ve sorumlulukları, günümüz kanunlarında, görev yeri esasına göre tasnif edilmiştir. Emniyet Teşkilatı, (Polis) şehir merkezlerinde, Jandarma Teşkilatı (Jandarma) şehir merkezi dışında kalan alanlarda görevlerini ifa etmektedir. Güvenlik konusuyla ilgili olarak aynı türde hizmet üreten iki farklı kurumun var olması, kurumsal yapılarının tamamlanmasında, kamu hizmetinin sürdürüleceği kamu hizmet binalarının israfı, kamuya ait gider ve masrafların artması, gereksiz alt yapı giderleri, ulaşım, iletişim vb. alanlarda devletin zarar etmesine sebep olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı kurumlar arası bütünleşme tartışmaları, Emniyet ve Jandarma Teşkilatı açısından uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir.

Kolluk kuvvetleri ortak kanunlarla hareket etmekte, kır kent ayrımı dışında yapılan işlemler birbirlerinin aynı nitelik göstermektedir. Ancak Emniyet ve Jandarma Teşkilatı, iş ve işlemlerini sürdürebilmek adına personel ihtiyaçlarını farklı yöntemlerle karşılamaktadırlar. Kolluk kuvveti görevini ifa etmekte olan kurumların personel ihtiyaçlarının çok çeşitli birimlerden karşılanması uygulamada sorunları beraberinde getirmekte, farklı eğitim yöntemleri ile yetiştirilen personel farklı tutum ve davranış sergilemektedir.

KURUMLAR ARASI BÜTÜNLEŞME VE İÇİŞLERİNDE GÜVENLİĞİN TEK ELDEN YÖNETİMİ

Bilindiği gibi iç güvenlik alanı profesyonel yaklaşımları gerekli kılar. İç güvenlikle ilgili olarak pratik yöntemlerin olmaması geri dönüşü olmayan sonuçlarla karşılaşılmasına sebep olur. Yukarıda bahsetmiş olduğumuz yerindelik esasına dayalı olarak hizmetin sürdürülmesi; güvenlikle ilgili vatandaş odaklı hizmet anlayışının zaman zaman sekteye uğramasına sebep olmaktadır. Bunlar belli başlı sorunları beraberinde getirmektedir. Başlıca problem olarak 153, 155 ve 156 gibi güvenlikle ilgili olan iletişim numaralarının vatandaşta oluşturduğu karmaşık etkidir. Yaşamış olduğu bir sorunla ilgili olarak vatandaş iletişime geçmesi gerekli olan sorumluluk noktası hakkında emin olamamakta, ihbarla ilgili bilgi aktarımının net sağlanması zorlaşmaktadır. Hizmet sunulan alan noktasında, iki farklı kurumda aynı hizmeti, vatandaşa karşı sunmaktadır, tek tip hizmet için tek bir örgüt oluşturulmalı ve görev alanlarının ayrılmasının ortaya çıkardığı anlaşmazlıklar, personelin değişik şekilde yetiştirilmesinden kaynaklanan sorunlar ve farklılıkların ortadan kaldırılması gerekmektedir.[3]

Kolluk görevi ifa etmekte olan kurumlarımıza ilişkin olarak, diğer bir görüş ise, Jandarma Genel Komutanlığı”nın ülke genelinde yaygınlaştırılmasıyla, teşkilat oluşumunu tamamlaması ve iç güvenlik alanında tek kurum halini almasıdır. Bu alanda hizmet sunmakta olan Jandarma Teşkilatının iki farklı emir altında tutulmasının olanaksız olmasından dolayı, birleştirilmesi ve güvenlik alanında tek bir çatı olarak tanınması gerektiğini savunulmuştur.[4]

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Kolluk kuvveti olarak görev yapan ve bu alanda ortak hizmet üretmekte olan iki kurumun varlığı devlet olanaklarının israfına ve vatandaşa hizmet sunulmasında, vatandaşın karmaşaya düşmesine sebep olmaktadır. Yapılacak olan çalışmalarla; Jandarma Teşkilatının, Emniyet Teşkilatına gerekli uyumlaştırma çalışmalarının ardından devredilerek yeni bir oluşum esasına dayanılarak, çıkarılacak yeni kanunlar çerçevesinde iç güvenlik kurumunun tek elden yönetilmesi sağlanmalıdır. Zira iç güvenlik, çok katmanlı bir karar aşamasının hantallaştıracağı bir sistemdir. Kolluk kuvveti olarak görev yapmakta olan kurumlarımızın bugün uymak ve uygulamak zorunda oldukları yüzlerce kanun bulunmakta olup, bu kanunlar kurumlarımızın çalışmalarını imkansız hale getirmektedir. Kolluk kuvvetlerimiz görevlerinin ifasını gerçekleştirmede tıkanıklık yaşamaktadır.

Türkiye’nin bu dönüşümü başarıyla tamamlayabilmesi için, bugün var olan yenilik anlayışı yeterli durumdadır. Türkiye’nin yenilenmesinin, toplumsal beklentilerinin AB’nin beklentileri çerçevesinde, gerçekleştirilmesi ve bütünleşmesinin sağlanabilmesi açısından iki kolluk kuvveti kurumunun da birleştirilmesi önemlidir. Diğer bir yandan Türk toplumunun da sahip olduğu yenilik isteği, bu yönüyle eşgüdümleme çalışmalarını hem zorunlu kılmakta, hem de daha gerçekleşebilir bir nitelik göstermektedir.

Türkiye’nin bulunduğu süreçten daha demokratik, ilerlemiş ve insan hakları odaklı bir yapıya kavuşabilmesi için kurumlar arası bütünleşme olanakları gözden geçirilmelidir. Bireylerin de, toplu halde yaşayanların da temel ihtiyaçları güvenliktir. Bu ihtiyaç arzu edilen şekilde karşılanmayınca diğer ihtiyaçlar, ihtiyaç olarak ortaya çıkmaz. Bu sebeple yapılacak ilk iş kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamaktır[5].  Sivilleşme kavramından ayrı olarak düşünülemeyecek olan bu çalışma alanı, aynı yönde hizmet üreten kurumların ortak çatı altında toparlanmasıdır. Kurumları açısından, AB beklentileri içinde sivilleşmesini sağlaması gerekli olan Türkiye’nin iç güvenliğiyle ilgili askeri niteliği ağır basan tüm unsurları, alanında uzman olan yeniden şekillendirilmiş bir kuruma devretmesi gerekmektedir. Türkiye’nin siyasal tarihinde Jandarma Teşkilatı adına “askeriyenin vatandaşa değen eli” olarak nitelendireceğimiz bir kurumun, dönüştürülmesi, reforme edilmesi ve kanun yönünden oluşturulacak bir kurum varlığıyla, yeni bir kurumun ortaya çıkarılması acil bir ihtiyaçtır. İşte bu ve benzeri gerekçelerle diyoruz ki; benzeri hizmetler birleştirilmeli, benzer ve işbirliği gerektiren hizmetlerin ve teşkilatların aynı makama bağlaması sağlanmalıdır.[6]

Son olarak; askeri nitelikte olmak, askeri unsurların ülke içinden gelecek olan tehlikelerden ziyade, ülkeyi dış tehlikelere karşı korumayı gerektirir. Nitekim Türkiye’nin siyasi tarihi içerisinde demokrasiye hançer vurmak diye nitelendireceğimiz darbe süreçlerinde yapılan baskılar uygulanan rejimler, öncesinde askeri unsurlarca yapılmış olup, ardından Jandarma kuvvetleriyle devamı ve kalıcı olması sağlanmıştır. Değim yerinde ise JGK, Genel Kurmayın sivil olana yani vatandaşa dokunan eli niteliğindedir. Askeri unsurların vatandaş üzerinde zorlayıcı nitelik olarak kullanılması demokrasi açısından kabul edilemez bir durumdur. Tüm bu çıkarımlara baktığımızda kanaatimizce askeri kimliğin, dışında demokratik niteliklerle anılması gerekli olan Türkiye’nin yapacağı çalışmalarda öncelikli olarak; Jandarma Teşkilatını, askeri bağlılık noktasında tam olarak iç güvenlik kurumu haline getirerek, kurumsal bütünleşmesinin tamamlanmasıyla İç güvenlikte birlikteliği sağlaması esastır. Değişen dünyada, gelişen Türkiye’nin bu anlamı ile başarıyı elde edeceğinden şüphemiz bulunmamaktadır.

  

KAYNAKÇA

Ayata, Ali, “Türkiye Usulü Avrupa Birliğine Yakınlaşma”, Akademik Araştırmalar Dergisi, (2009).

Dündar, A. Nihat, İç Güvenlik Yönetiminde Yeniden Yapılanma, Uluslar Arası Sempozyum: Avrupa Birliği Sürecinde Türk Polisi, Eylül 16-18 1996, (Ankara, 1996).

Emniyet Genel Müdürlüğü, Zabıtanın Birleştirilmesi Hakkında Bugüne Kadar Yapılan Hazırlık ve Tekliflerin Tetkikine Dair Rapor, Ankara: Kanaat Basımevi, 1947.

İçişleri Bakanlığı, İdari Reform Danışma Kurulu Raporu, İdarenin Yeniden Düzenlenmesi İlkeler ve Öneriler Ankara: Todai Yayınları, 1972.

[1] A. Nihat Dündar, İç Güvenlik Yönetiminde Yeniden Yapılanma, Uluslar Arası Sempozyum: Avrupa Birliği Sürecinde Türk Polisi, Eylül 16-18 1996, (Ankara, 1996), s.70.

[2] Ali Ayata, “Türkiye Usulü Avrupa Birliğine Yakınlaşma”, Akademik Araştırmalar Dergisi, (2009): s.35.

[3] İçişleri Bakanlığı, İdari Reform Danışma Kurulu Raporu, İdarenin Yeniden Düzenlenmesi İlkeler ve Öneriler (Ankara: Todai Yayınları, 1972), s.78.

[4] Emniyet Genel Müdürlüğü, Zabıtanın Birleştirilmesi Hakkında Bugüne Kadar Yapılan Hazırlık ve Tekliflerin Tetkikine Dair Rapor (Ankara: Kanaat Basımevi, 1947), s.3.

[5] Dündar, s.70.

[6] Dündar, s.71.