Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

BİR TRAFİK KAZASININ ANATOMİSİ

 

 

 Abdullah BOLCUTrafik Hizmetleri BaşkanıEmniyet Genel Müdür Yardımcısı

 

            Kazanın Zamanı ve Yeri:

02.09.2003 tarihinde 13.45 sıralarında Polatlı-Ankara karayolunun Ankara’ya 38.km. mesafede, tek yönlü ve 3 şeritli bölünmüş Devlet Karayolu.

            Kazanın Oluş Şekli:

Sürücü karayolunun en sol şeridinde Ankara istikametine ilerlemekte iken, bilinmeyen bir nedenle direksiyon hakimiyetini yitirmiş, araç sağa yol dışına doğru 43 m. Civarında ve sol yan lastikler üzerinde kayarak ilerlemiş, burada önce sağ ön lastiğinin şev başına çarpmasıyla 4-5 m. Kadar bu şekilde gitmiş, sonra da sol ön lastiğin yamaca çarpmasıyla sol yan marşbiyelin hasarlanma biçimi ve izlerden anlaşıldığı üzere, soluna yanlamasına kayarken önün yamaca doğru çıkması aracın sol arkası üzerine dikilmesini kolaylaştırmış ve bu şekilde ekseni etrafında bir burgu-vida gibi dönerek havalanmış ve arka kısmı üzerine dikilmiş, bu şekilde havalanarak arka kuyruk ışıklarının bulunduğu kısım üzerine tekrar düşmüş, buradan da istinat duvarı üzerine temas ederek emniyet şeridinde 4 tekerlek üstünde son duruş pozisyonunu almıştır.

            Kaza Yerindeki Bulgular:

Yol yüzeyinde yapılan araştırmada; kazada lastik patlaması veya aktarma organlarının etkili olduğunu gösteren bir kanıta ulaşılamamıştır. Eğer araçtan kaynaklanan nedenler olsaydı, yol yüzeyinde jant izleri, lastik üzerinde janttan kaynaklanan deformasyon ve jantta bu izlerin karşılığı olan ezilmeler olması gerekiyordu.

Aracın içerisinde yapılan incelemede; sürücü dışında diğer yolcuların emniyet kemeri kullanmadıkları, ön koltukta oturanın hava yastığının açılmasından sonra kafasını ön cama vurduğu ve camda dışarıya doğru 3 cm. civarında kafa profilinin tümsek şeklinde oluştuğu görülmüştür. Araç dışına fırlayan her iki yolcu da emniyet kemeri kullanmamaktaydı. Araç dışına fırlayanların aracın muhtemelen 2. çarpmadan sonra kapılarının açılmasıyla dışarıya düştükleri değerlendirilmektedir.

Kaza yerindeki platformda bulunan lastik izleri üzerinde yapılan incelemede, sol yan tekerlek gurubuna ait lastiklerin sağa şiddetli yönlenmesiyle yük transferinden aracın denge merkezinin sola kaymasıyla oluşan lastik izleri tespit edilmiş, bu izlerin enine her 5.m.de bir kez 8 noktada yapılan ölçümünde, başlangıçtaki iz genişliği ile sondaki genişliğinin 16 cm ile 19 cm arasında değiştiği tespit edilmiştir. Şayet sürücü yoldan çıkmaya neden olan kayma sırasında bir manevra yapmaya teşebbüs etseydi ölçülen lastik izinin genişliği, tipi ve yönünde değişiklik olması gerekiyordu.

Ayrıca sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybetmeye başladıktan sonra, her hangi bir fren tedbirini alamadığı, yoldaki lastik taban desen izinde bulunan yanal kanalların açıkça teşhisinden anlaşılmaktadır. Sürücü fren tedbiri alsaydı, yol yüzeyinde zımpara etkisi, lastiklerde fren ve fren sonucu oluşan kayma nedeniyle deformasyon olmalıydı.

            SONUÇ:

Kazanın oluşumundaki önemli etkenin aşırı hız olduğu, sürücünün direksiyon hakimiyetine sebebiyet veren olayın, daha düşün hızlarda gerçekleşmesi halinde direksiyon hakimiyetini yitirse bile, asfalt platform üzerinde yoldan çıkmadan 43 m yol kat ederken pozisyonunu düzeltebileceği değerlendirilmektedir. Eğer yoldan çıkma hadisesinin başladığı andaki hızı 90 km/h olsaydı (1.7 saniye içerisinde ki bu zaman intikal zamanını karşılamaktadır) sürücü tekrar şeridine dönmek için manevra yapmaya karar verebilecek ve bunu eyleme dönüştürecek zamanı olabilecekti. Ancak kazanın oluş şekli, araç hasarının derinliği, kazazedelerin yaralanma şiddeti ve kazadaki anahtar olayın başlaması ile son duruş arasındaki mesafenin 100 m. Civarında olması, aracın oldukça yüksek hızda olduğu kanaatine neden olmaktadır. Eğer kaza hikayesinin başladığı noktada aracın hızı 160 km/h idiyse intikal zamanı olan 1 saniyede 44 m. Yol kat edeceğinden sürücünün herhangi bir tedbir alması söz konusu olamayacaktır. Bu nedenle kazanın aşırı hızla birleşen direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu olduğu değerlendirilmektedir.