Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

YASADIŞI GÖÇ, İNSAN TİCARETİ VE İLTİCA KONULARINDA ÜLKEMİZİN DURUMU VE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Mehmet TERZİOĞLU

Yabancılar Hudut İltica Daire Başkanı

 II-ULUSLARARASI ANLAŞMALAR

Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi

Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve buna ek iki protokol 12-13 Aralık 2000 tarihinde İtalya’nın Palermo kentinde düzenlenen bir konferansla BM üyesi ülkelerin imzasına açılmış ve 136 ülke ile birlikte 13 Aralık 2000 tarihinde ülkemiz tarafından da imzalanmıştır.

Ek Protokoller

1- İnsan Kaçakçılığı, Özellikle Kadın ve Çocuk Kaçakçılığının Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol.

2- Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol. 

25 Nisan 2002 tarihinde, Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunu Tasarısı, T.B.M.M. İçişleri Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilmiştir.

Sözleşmeye ek iki protokol ile ilgili olarak da; 2001 yılı Ekim ayında Dışişleri Bakanlığı tarafından tüm kurumların görüşleri sorulmuş, özellikle sözleşme metninin tercümesinin daha dikkatli yapılması yönünde tarafımızdan belirtilen görüşler doğrultusunda, metnin tercümesi üzerinde Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumların katılımıyla bir çalışma düzenlenmiştir. 

III-GERİ KABUL ANLAŞMALARI 

Yasadışı göçmenlerin ülkemizden geldikleri ülkeye iadesi veya ülkemizden diğer bir ülkeye yasadışı geçiş yapan yasadışı göçmenin ülkemize kabulü konusunda yaşanan olumsuz durumların düzeltilmesi, ayrıca iade prosedürünün yasal bir zemine oturtulması gereği doğmuştur.  

AB tarafından ülkemizin kaynak ve hedef ve transit ülkelerle Geri Kabul Anlaşmaları imzalaması beklenmektedir. AB’ne adaylık sürecine kadar olumsuz olarak bakılan bu konuya, adaylık süreci ile birlikte farklı bir ivme kazandırılmıştır. Bu çerçevede, öncelikle kaynak ülkelerle, daha sonra da aşamalı olarak transit ve hedef ülkelerle geri kabul anlaşmaları imzalanması politikası güdülmektedir. 

Ülkemiz, kaynak ülke pozisyonunda olan İran, Pakistan, Bangladeş, Afganistan, Irak, Hindistan, Suriye, Çin H.C. ve Sri Lanka’ya, transit ve hedef ülke olan Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’ya  2001 yılı başında geri kabul anlaşması teklif etmişti.

2002 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Ürdün, Rusya, Tunus, Özbekistan, Moğolistan, Mısır, Kırgızistan, İsrail, Gürcistan, Etiyopya, Belarus, Sudan, Cezayir, Libya, Fas, Lübnan, Nijerya, ve Kazakistan’a da geri kabul anlaşmaları teklif edilmiştir. 

Ülkemiz gibi transit bir ülke olan Yunanistan  ile kendi vatandaşları ile üçüncü ülke vatandaşlarının geri alınmasını öngören Geri Kabul Protokolü imzalanmış ve uygulamasına başlanmıştır.

  • Suriye ile yapılan görüşmeler sonucunda 10 Eylül 2001 tarihinde Geri Kabul Anlaşması,
  • Yunanistan ile 8 Kasım 2001 tarihinde Geri Kabul Protokolü imzalanmıştır. Her iki Ülke parlamentolarınca onaylanan protokol uygulanmaya başlamıştır.
  • Bulgaristan ve Romanya ile müzakereler sürdürülmektedir. 
  • Irak ve Afganistan’ın mevcut siyasi yapısı itibariyle ilerleme sağlanması mümkün görülmemiş,
  • Bangladeş, bu anlaşmayı kabul edemeyeceğini belirtmiş,
  • Diğer ülkelerden ise henüz bir cevap alınamamıştır.  

Burada önemle vurgulamak gerekir ki,  öncelikle Ülkemizi transit olarak kullanan yasadışı göçmenlere kaynak olan Ülkelerle geri kabul anlaşmaları imzalanmadan hedef ülke konumunda ki AB ülkeleri ile bu yönde anlaşmalar imzalanması Ülkemize geri kabul edilen yasadışı göçmenlerin kaynak veya transit ülkelere iadesinde güçlüklerle karşılanmasına neden olacak ve bu yabancıların Ülkemizde barındırılmaları ile iaşeleri konusunda sorunlar yaşanacaktır.  

IV-GÖNÜLLÜ GERİ DÖNÜŞ PROJELERİ

Avrupa ülkelerinden Hollanda, İsviçre ve İsveç makamları tarafından iltica başvuruları reddedilmiş olan Iraklıların ülkemiz üzerinden transit geçişle, gönüllü olarak Kuzey Irak’a geri dönmelerini sağlamak amacıyla Uluslararası Göç Örgütü ve Anadolu Kalkınma Vakfı arasında imzalanan bir protokolle esasları belirlenen proje uygulamaya konmuştur.

Hollanda, İsviçre ve İsveç makamları ile, gönüllü dönüşlerin çok az sayıda olacağı, toplu dönüşlerin yapılmayacağı hususlarında mutabakata varılmasının ardından 2002 yılının Ocak-Şubat-Mart aylarını kapsayan bir deneme sürecine geçilmiş ve herhangi bir sorunla karşılaşılmaması halinde uygulamaya devam edilmesi,

Söz konusu geri dönüş programı çerçevesinde, gönüllü olduğu belirtilerek transit vize ile ülkemizden geçiş yapacak olan Iraklıların ülkemizde iken K.Irak’a dönmekten vazgeçmesi veya hamili bulunduğu seyahat belgelerinin süresinin 6 aydan az olması ya da herhangi bir sebepten dolayı, anılan ülke makamlarınca düzenlenen aynı seyahat belgesi ile geldikleri ülkeye geri gönderilmesi kararlaştırılmıştır.

Varılan mutabakat çerçevesinde Ocak-Şubat-Mart aylarında deneme  uygulaması süresinde; İsviçre’den 8 kişi, Hollanda’dan 14 kişi olmak üzere toplam 22 kişinin geçişisağlanmıştır. Bu ülke makamları tarafından düzenlenen ve Habur hudut kapısından çıkış yaptıktan sonra ellerinden alınarak Bakanlığımıza gönderilen seyahat belgelerinin incelenmesinde;

“Yalnız Türkiye’ye seyahat etmek üzere” ya da “dönüş vizesi hamili olmaması halinde geri dönemeyeceği“ gibi şerhlerin içerdiği tespit edilmesi üzerine, bu durumun düzeltilmesi halinde ülkemiz üzerinden geçişlere izin verileceği hususu Dışişleri Bakanlığı’na bildirilmiş ve uygulamaya geçici bir süre ara verilmiştir.

Bunun üzerine 29.05.2002 tarihinde Irak uyruklu yabancıların gönüllü dönüşleri ve Türk vatandaşlarının geri dönüşleri hakkında İsviçre, Hollanda ve İsveç heyetleri ile DışişileriBakanlığı ve Bakanlığımız arasında bir toplantı gerçekleştirilmiştir.

İsviçre heyeti ile yapılan görüşmede;

1. IOM aracılığıyla İsviçre’den Türkiye’ye yılda 100 vatandaşımızın gönderilmesi ve şahısların meslek edindirilerek ülkelerinde kalmalarının sağlanması hususunda çalışma yapılması,

2. Üçüncü ülke vatandaşlarının özellikle ülkelerine geri gönderilmesi için 60 bin$ yardım düşündükleri, IOM’ in seyahat belgesi ve dönüş biletleri için yardımcı olacağı (özellikle Afrika ülkeleri ve Uzak Doğu vatandaşları için),

3. Geri dönüş vizesi gereken Iraklılar için her seferinde nota verileceği, bir sefere mahsus tümü için geri dönüş vizesi verileceğine dair bir garanti verileceği (Lasse passe bir çıkış için, yabancılara mahsus damgalı pasaport her ülke için geçerli olduğundan gönüllü geri dönüşlerde sadece “Identity Certificate” isimli seyahat belgesini kullandıkları) belirtilmiştir.

Hollanda ve İsveç Heyetleri ile yapılan görüşmede;

Hollanda makamları tarafından, seyahat belgesine sadece Türkiye için geçerli ibaresinin konulmaması talep edilmiş, bunun yerine “Türkiye-Irak-Hollanda”ya seyahat için geçerli olacak şekilde düzenlenmesi Hollanda yetkilileri tarafından kabul edilmiştir.

İsveç yetkilileri gönüllü geri dönüşler için en az altı ay geçerli İsveç’e dönüş için de geçerli yabancılara mahsus damgalı bir pasaport kullanacaklarını belirterek bu belgenin bir örneğini sunmuşlardır.

Sonuç olarak, gönüllü dönüş yapacak olan Iraklılara düzenlenen seyahat belgeleri konusunda, Hollanda ve İsveç yetkilileri ile anlaşmaya varılmış olup, İsviçre makamları tarafından düzenlenen seyahat belgesinde “dönüş vizesi hamili olmaması halinde geri dönemeyeceği“ şerhin iptal edilmesi ya da başka bir çözüm yolu bulunması hususunda  Dışişleri Bakanlığı ve Bakanlığımız arasındaki çalışmalar devam etmektedir.

V-İLTİCA, GÖÇ VE DIŞ SINIRLARIN KORUNMASI GÖREV GÜCÜ 

AB’nin “Adalet ve İçişleri” müktesebatına uyum çalışmaları bağlamında İltica, Göç ve Dış Sınırlarının korunması konularının birbiriyle irtibatlı olarak değerlendirilerek kapsamlı bir uyum stratejisi ve takvimine bağlanması amacıyla, Bakanlığımız koordinatörlüğünde ilgili kurumların yetkililerinden oluşacak bir görev gücü kurulması kararlaştırılmıştır. 

Bu kapsamda; Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı ve Bakanlığımız Dışilişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı temsilcilerinden oluşan bir görev gücü kurulmuş, bu görev gücünü çalışmaları ile desteklemek üzere İltica, Göç, Dış sınırların korunması konularında üç ayrı çalışma grubu oluşturulmuş ve çalışmalara başlamıştır.

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE YASADIŞI GÖÇÜN DAHA ETKİN ÖNLENMESİNE YÖNELİK HAZIRLANAN PROJELER

1-Yabancı Kabul ve Geri Gönderme Merkezleri Projesi 

Coğrafi çekincenin kaldırılması AB uyum süreci çalışmaları kapsamında, kısa ve orta vadede değerlendirmeye alınacak olmakla birlikte, bu durum gerçekleşmeden dahi gerek ülkemizin gelecekteki durumuna gerekse güncel durumu göz önüne alınarak ülkemizde geçici sığınma amacıyla veya mülteci statüsünde bulunanlar ile serbest ikamete bağlanmak isteyen yabancıların taleplerinin değerlendirildiği aşamada barındırılacakları, haklarında nihai karar alınmamış olan yabancıların bulundurulduğu merkezler olarak AB ülkelerinde örnekleri bulunan Kabul Merkezleri olarak isimlendirilen (Reception Center) mekanlara ihtiyaç duyulmaktadır. 

Mevcut uygulamada talepleri değerlendirme aşamasında olan ve haklarında herhangi bir güvenlik tahkikatı yapılmamış yabancılar dahi serbest ikamete bağlanmaktadır. Bu durum ise, güvenlik, kaçak çalışma vb. çeşitli sakıncalar doğurmaktadır.

Diğer taraftan, gerek talebi reddedilen mültecilerin gerekse ülkemizde yasadışı göçe veya diğer suçlara karışmaları nedeniyle ülkemizden çıkartılmasına karar verilen yabancıları geri gönderme işlemleri tamamlanıncaya kadar barındırılacakları ve diğerine nazaran daha sıkı kontrol altında tutulan Geri Gönderme Merkezlerine (Detention Center) gerek duyulmaktadır.

“Yabancı Kabul ve Geri Gönderme Merkezleri” gelişen şartlara ve güncel ihtiyaçlara bağlı olarak yabancılar ile ilgili yürütülen hizmetlerin etkin olarak ifa edilebilmesi ve kamu düzeni, kamu sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla önemli bir gerekliliktir.

Avrupa Birliği Uyum çalışmalarının başlatılmış olduğu değerlendirilerek tüm AB ülkelerinde olan bu kampların ülkemizde de açılmasının hem hizmetin işleyişi açısından hem de Göç ve İltica konularında AB uyumunu tamamlanması açısından gerekli olduğu değerlendirilmektedir. 

Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak ve uygulamada ihtiyaç duyulan bu merkezlerin inşa edilebilmesi amacıyla 1995 yılından itibaren çalışmalar başlatılmış, ancak gerek mali ödenek yetersizliğinden gerekse arazi veya bina temin edilememesinden dolayı sonuç alınamamıştır. 

İltica başvurusunda bulunan yabancılar ile yasadışı göçmen konumunda bulunup veya yasal konumda iken yurt dışına çıkarılmasına karar verilen yabancıların çıkış işlemlerine ilişkin prosedürün tamamlanmasına veya çıkışlarına engel hususların ortadan kalkmasına kadar geçecek süre içerisinde barınma, iaşe ve diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyen Yönetmelik tasarıları hazırlanmıştır. 

Bu kapsamda; Aksaray, Kırklareli, Balıkesir, Erzurum, Siirt, Van, Hatay, Trabzon, Erzurum, Muş, Iğdır, Çankırı ve Afyon illerinde kurulması düşünülmektedir. 

Bu amaçla, 2001 Ekim ayı içerisinde iki ayrı komisyon yukarıda belirtilen illerimizde  tespit edilen araziler üzerinde incelemeler yaparak, arazilerin uygunluğunu belirlemiştir.

Bunun için öncelikle Erzurum ve Aksaray ilimiz pilot bölge seçilerek örnek bir merkez kurulacak ve bu proje ekseninde diğer merkezler de inşa edilecektir. Pilot bölgenin tamamlanması için 2003 yıl sonu, diğer merkezler için de en son takvim 2007 yılı sonu öngörülmüştür. 

Bu merkezlerin her biri için gereken masraf, (5 milyon Euro) tutarındadır. Projenin hazırlanması ve inşaat işlemleri ile diğer tüm maddi işlemlerin takibini Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı birimler organize edecek olup, tüm merkezler için genel tutar, (55 milyon dolar) olarak belirlenmektedir. 

Bu masrafların bir kısmı, genel bütçe imkanları ile karşılanacak ise de bu konuda AB imkanlarının kullanılması da öngörülmektedir. Ancak, 2002-2004 yılı mali bütçesi görüşmelerinde yabancı toplama merkezlerinin kurulması için hazırlanan İçişleri Bakanlığı Projesi, AB Komisyonu tarafından reddedilmiştir. Komisyonla konu hakkında yapılan ileri görüşmelerde de, Komisyon yetkilisi, Yabancı Toplama Merkezlerinin tamamen yerel imkanlarla karşılanması gerektiği ve bu konuda hiçbir aday ülkeye finansman sağlanmadığını vurgulamıştır.    

2-Hudut Kapılarının Modernizasyonu Projesi 

a) Hudut Kapılarına cihaz alımı ve altyapı modernizasyonu 

Hudut kapılarında belge kontrolünün en üst düzeyde güvenli hale getirilmesi için şüpheli belgeleri denetleyecek cihazların başta yoğun hudut kapıları olmak üzere tüm kapılarda yerleştirilmesi ve kullanılır hale getirilmesi için pasaport ve seyahat belgesi kontrol cihazları alınacaktır. Bütçe imkanlarımızdan bu malzemeler için bir miktar ödenek ayrılmakla birlikte, AB imkanlarından da yararlanılması öngörülmektedir. (Yaklaşık talep edilen maliyet: 100.000 Euro) 

Kara ve Deniz hudut kapılarımızda, gelen ve giden yolcuların ayrı salonlarda bekletilmesi, geliş-gidiş yollarının düzenlenmesi için hudut kapılarının binaları modernize edilecektir. Bütçe imkanlarına destek olunması hususunda AB imkanlarından faydalanılması düşünülmektedir. (Yaklaşık Talep Edilen Maliyet: 1 milyon Euro) 

b) Hudut Kapıları Personeline Eğitim Verilmesi 

Hudut kapılarında yapılacak modernizasyon çalışmasını hiç şüphesiz çok iyi eğitimli personel tamamlayabilecektir. Bu personelin sınır kontrolleri, yabancılar, mülteciler ve sahtecilik konusunda çık iyi eğitimli olması, aynı zamanda yabancılarla yapacağı diyalogları çok mükemmel sağlayabilmesi gerekmektedir. Bu nedenle üç aşamada eğitim çalışmaları yapılacaktır:

Yabancı Dil Eğitimi

Hudut kapısı personelinin, sahte belgelerle gelen yasadışı göçmenlerden ifade alması, bu kişilerin geldikleri yollar ile kullandıkları yöntemleri tespit etme, ayrıca bu kişilere yardım eden organizatörlerin tespitini yapabilme; sığınmak amacıyla gelen mültecilerin başvurularını alabilme, gerekli mülakat için gereken öncelikleri ve başvurunun gerçekten sığınma amaçlı mı yoksa, sahte ifadelerle mülteci statüsü kazanma amaçlı bir girişim olup olmadığını tespit etme; Ülkeye giriş yapacak olan şüpheli kişilerin ülkeye geliş amaçlarını sorma, bu amaçlarını gerçek olarak saptama, belgelerindeki eksiklikleri veya sahteciliği gerektiğinde soru sorma yöntemi ile ortaya çıkarma yeteneğine elverişli bir yabancı dil potansiyelinin bulunması gerekir. 

Bu yabancı dil yeterliliği, bu işleri yapmaya elverişli bir terminolojinin ders konusu da olduğu bir yabancı dil eğitiminin verilmesi ile mümkündür.   

Bu amaca ulaşabilmek için: en yoğun yolcu giriş-çıkış kapasitesine sahip olan İstanbul (Hava)-(30), Ankara (Hava)-(20), Muğla (Hava)-(20), Antalya (Hava)-(20), Aydın (Hava)-(20) ve Edirne-Kapıkule (Kara)-(5), Ağrı-Gürbulak (Kara)-(5) hudut kapılarında çalışan personelden toplam 120 personele Türkiye’de yaygın olarak faaliyet gösteren bir dil eğitim kurumu tarafından söz konusu hudut kapılarının sağlayacağı eğitim sınıflarında 6 ay süre ile sınırlar, iltica, göçmenler, hudut kapıları, sahtecilik, belge kontrolü, seyahat belgeleri terminolojisinin ve mülakat tekniklerinin öğretileceği bir İngilizce dil kursu verilecektir. Bu kursa katılacak olan personel, temel İngilizce bilgisine sahip olacaktır. 

Bu eğitim için talep edilen maliyet yaklaşık olarak 50.000 Euro’ dur. 

Sahte Belgelerin Erken Tanınması Eğitimi: 

Yeterli dil ve mevzuat bilgisine sahip olan hudut kapısı personelinin alacağı eğitim, gelen ve giden yolcuların pasaportlarının ve diğer seyahat belgelerinin kontrolü ve sahte olanların erken ve kesin teşhisi metotlarını öğrenmelerini sağlayacak eğitim faaliyetleri olacaktır. Bu eğitim süreci, diğer aşamalarla eş zamanlı yürütülecektir. 

Bu eğitimi, Avrupa Birliği ülkeleri uzmanlarının vermesi öngörülmektedir. Eğitim, Ankara’da Yabancılar Hudut İltica Dairesinin sağlayacağı eğitim salonunda, tüm eğitim destek gereçleri sağlanacak şekilde, aynı Daire tarafından tespit edilecek 20 şer kişiden toplam 120 personele, 1 er hafta süreden toplam 6 haftada teorik bilgi eğitimini ve kursların bitiminde kursu veren AB ülkesinin kriminal laboratuarlarında 1 hafta pratik eğitimi içermektedir. Ankara’da yapılacak kursa katılacak kursiyerlerin masrafını  Türkiye, AB ülkelerinde verilecek eğitime katılacakların tüm masrafları, Ankara’daki kursa gelen AB’li uzmanların masrafları ile buradaki simültane tercüme imkanı, AB ülkesince  karşılanacaktır. 

3-Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi Projesi 

Suriye, Irak, İran, Ermenistan ve Gürcistan hudutlarında kaçak göçmen geçişlerine mani olmak için alınan önlemlerin takviye edilmesi, yasadışı göçmen geçişlerinin engellenmesi amaçlanan bu projenin gerçekleşmesiyle Yasadışı göçmenlerin İran, Irak, Suriye, Ermenistan ve Gürcistan sınırlarından illegal geçişleri asgari seviyeye indirilecektir. 

Proje için öngörülen süre 4 yıldır. 

Projenin maliyet planlaması ise aşağıdaki gibidir:

  • 3’lü çelik şerit tel üstüvane (443 km): 8.239.800 $ .
  • Projektör : 885.720 $ (242 Sabit), 746.600 $ (204 Portatif)
  • Gece görüş gözlüğü (644 adet): 2.576.000 $.
  • Gece görüş el dürbünü (568 adet): 2.240.000 $.
  • Termal Kamera (34 adet): 1. yıl için 2.380.000 $.
  • Devriye Yolu İnşası (174.6 km): 164.073.500 $.     

4-Türk Sahil Güvenlik Botlarına Termal Kamera Yerleştirilmesinde AB Fonlarından Faydalanılması Projesi 

Bu projeyle; gelişmiş deniz aracı ve mürettebat tarama sistemi ile deniz güvenliğinin sağlanması, sınır kontrolünün Schengen Sözleşmesi’ne uyarlanması ve Termal kamera sistemiyle, uzun menzil de dahil olmak üzere, deniz güvenliğinin sağlanması, yasadışı göç ve kaçakçılık olaylarının engellenmesi amaçlanmaktadır. 

Kaynak bulunması halinde 1 yıl içerisinde tamamlanması öngörülen projede;1.aşamada termal kameraların satın alınması, 2.aşamada alınan bu teçhizatın montajı, 3.aşamada ise kullanış eğitimi verilmesi planlanmaktadır. 

Projenin öngörülen maliyeti sadece 1.aşama için 2.505.000 Euro’dur.

Bu proje ile;      Kıyılarımızın ve karasularımızın koruma ve fiziki güvenliğinin, denizde can ve mal güvenliğinin, karasularımızda uyuşturucu madde kaçakçılığı, denizin kirletilmesi, kaçak av dahil her türlü kaçakçılık ve yasadışı göç olaylarına karşı iç hukukumuzun uygulanması, hedeflenmektedir. 

5-Ege ve Akdeniz’de Göçmen Kaçakçılığı Olaylarının Tespit ve Önlenmesine Karşı Sahil Güvenlik Kuvvetlerimize Hava Kontrol Ünitelerinin Kazandırılması Projesi           

Bu projeyle; sınır kontrolünün güçlendirilmesi ve “Schengen Sözleşmesi”nin uygulanmasının sağlanması ve deniz yolu ile uyuşturucu ve göçmen kaçakçılığına karşı mücadelede Türk Sahil Güvenlik Kuvvetleri hava filosunun oluşturulması amaçlanmaktadır.

2 yıl sürede tamamlanması öngörülen proje çerçevesinde; 1.aşamada F-406 tip 5 REIMS hava kontrol aracının alınması, 2.aşamada bu araçların kullanılabileceği sahaların tespiti, 3.aşamada araçları kullanacak personelin eğitimi planlanmaktadır.

Projenin öngörülen maliyeti, 20-25 Milyon Euro civarındadır. 

Bu proje ile; hava araçlarının alımıyla, sınır kontrolü ve korunmasındaki eksikliklerin giderilmesi ve gidilecek noktaya ulaşım hızının bu sayede en az %50 arttırılması hedeflenmektedir.