Ulaşım Sistemleri
Abdullah BOLCU
1.Sınıf Emniyet Müdürü
Trafik Hizmetleri Başkanı
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı
Ulaşım: toplumsal, ekonomik ve kültürel etkinliklerden, kısaca yaşamdan ileri gelen doğal bir zorunluluktur. Ulaşıma duyulan yoğun ihtiyaç, ondan beklenen faydanın yanı sıra, trafik kazaları, çevre kirliliği, ölüm ve yaralanma gibi bir çok olumsuz sonucu da birlikte getirmiştir.
Ulaşımı en az kayıpla gerçekleştirme hedefi, alternatif ulaşım sistemlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ulaşım sistemlerinden hangisinin tercih edileceği, ülkelerin coğrafi, ekonomik, kültürel ve benzeri özelliklerine bağlıdır. Ülkemiz için önemli olan husus, bu sistemlerden hangisinin ülkemiz açısından uygulanabilir olduğunu belirlemek ve uygulanması için gerekli alt yapıyı hazırlayarak tercih edilen sistemi hayata geçirmektir.
Ulaştırma sistemini oluşturan karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu, suyolu, boru hattı gibi parçalardan her biri; teknik ve ekonomik açıdan kendilerine uygun ve etkili oldukları yerlerde kullanılmalıdır. Böyle bir sistem dengelidir. Belirli bir ulaştırma türünün gerektiği yerde, onun eksikliğini, diğer bir ulaştırma sektörünü güçlendirerek çözmek çoğu kez olanaksızdır. Bu tür bir zorlama ile sistemin tek kaynağı güçlenir ya da gelişir. Ancak bu durumu rasyonel bulmak mümkün değildir.
Ülkemizde halen 14.793.923 adet sürücü ve 9.811.658 adet tescilli araç bulunmaktadır. Ayrıca, Avrupa ülkelerindeki toplam ağır vasıta sayısından daha fazla minibüs, kamyonet, kamyon, tır, tanker ve otobüs kara yollarımızda seyretmektedir. Teknolojik gelişmeler doğrultusunda motorlu araçların sürat, konfor, kalite gibi unsurlarında her geçen gün bir takım yeniliklerin de ortaya çıkması ve kapıdan kapıya hizmet, karayolu taşımacılığının cazibesini artırmaktadır.
Şehirlerarası yolcu taşımacılığımızın %97’sinin, yük taşımacılığımızın %93’ünün karayolu ile yapılmasından kaynaklanan dengesizlik, ulaşım sistemlerimizin verimsiz ve yetersiz kalmasına sebep olmakta ve sorunlar yaşanmaktadır. Ölümlü trafik kazalarının çoğu, başta ekonomik nedenlerden dolayı iyileştirilememiş tek şeritli, çift yönlü karayollarında meydana gelmektedir. Avrupa ülkelerine göre kişi başına düşen araç sayısı daha az olan ülkemizde, trafik kazaları insan ölümlerinin önemli nedenlerinden biridir.
Ulaştırma politikamız; değişik ulaşım türleri içerisinden, dengeli seçilerek entegrasyonu ve koordinasyonu sağlanan bir anlayış çerçevesinde yürütülmelidir. Dengeli, sağlıklı ve maliyeti en az düzeyde olan bir ulaştırma sistemi ancak iyi bir planlama ile oluşturulabilir ve geliştirilebilir.
Petrol kaynaklarının 2050 yılına, doğalgaz kaynaklarının 2070 yılına kadar ömrü kaldığı göz önüne alındığında, raylı sistemler ile toplu taşımacılık lehine yatırım yapma zorunluluğunun ortaya çıktığı görülmektedir.
Şehir içlerinde toplu taşımacılığa dönüş dikkatle değerlendirilmeli, yeni ulaşım politikalarının oluşturulmasında ilk planda düşünülmelidir.
Yatırımlar öncelikle bu dengenin kurulması için raylı taşıma sistemleri, denizyolu, boru hattı ve hava yolu taşımacılığına yönelik yapılmalıdır.
Pensylvania üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Accoss’un yaptığı incelemelerde; ABD’de demiryolu ulaşımı olmasa, ABD topraklarının büyük bölümünün karayolları ile kaplı olacağı, Boston-Newyork arasında demiryolu taşıması yapılmamış olsa, aynı trafiği karşılamak için 20 şeritli karayoluna ihtiyaç olacağı sonuçları ortaya çıkmıştır.
Ülkemiz genelinde yaşanan ulaşım sorunu, dünya kenti haline gelen İstanbul’da kendini daha çok hissettirmektedir. Tescilli araçlar ve nüfusun önemli bir kısmı İstanbul’da bulunmaktadır. Bununla birlikte İstanbul kültürel, coğrafi ve ekonomik durumu itibariyle ulaşım konusunda oldukça avantajlıdır. Denizle içiçe olması, denizyollarının sağlayacağı tüm imkanları beraberinde getirmektedir. Bunun yanı sıra ekonomik gelişmişlik ve ticari faaliyetlerin yoğunluğu, havayollarının kullanılma oranını artırmaktadır. Kentteki yoğun yapılaşma, geniş yolların yapımını imkansız kıldığından yer altı raylı taşıma sistemlerini alternatifsiz hale getirmekte ve yatırımların bu alana kaydırılmasını zorunlu kılmaktadır.
Ulaşım sistemi konusunda olması gerekenleri belirttikten sonra, mevcut ulaşım sistemimizden en fazla verimi elde etmek ve trafikten kaynaklanan sorunların çözümü için bakanlığımızca yürütülen çalışmalardan bahsetmek isterim.Trafiğin denetimi görevini ifa eden bakanlığımızca, Karayolu Trafik Kanunu’nun verdiği yetkiden alınan güçle, yürüttüğümüz çalışmalardan bazıları şunlardır.
1. Yasal mevzuatın görev ve sorumluluk verdiği kurum ve kuruluşlar arasındaki işbirliği ve koordinasyon geliştirilmiştir.
2. “Yerinden Yönetim” esasına canlılık kazandırılmış, 81 ilimizde valilerimizin yönlendirmesiyle, trafikten sorumlu tüm kurum ve kuruluşların trafik hizmetleri faaliyetlerine terör kadar önem vermesi sağlanmıştır.
3. Denetim görevinin daha etkin olarak sürdürülebilmesi için önemli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi sağlanmıştır ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.
4. Trafik zabıtasının verimli ve hedefe yönelik denetim yapması amacıyla teknolojik araçlar alınarak hizmete sunulmuştur.
5. Personelimizin mesleki bilgi birikimini artırmak, gelişen teknolojiye uyumunu sağlamak ve ülke genelinde standart uygulama yapılmasını sağlamak amacıyla eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmiştir.
6. Ticari araç sahibi fabrikalar, ambarlar, işletmeler ve yük-yolcu firma yönetimlerinin, şoförlerinin trafik kurallarına uyup uymadıklarını denetlemeleri için internette web sayfası açılmıştır. Bu sayfada tüm sürücülerin ceza puanları bulunmaktadır. Her sürücü trafik ceza puanını internetten öğrenebilecektir.
Tüm bu yenilikler ve faaliyetler; trafik kurallarına uymayı, kamuoyunda trafik bilincinin oluşturulmasını ve trafik kazalarını azaltmayı amaçlamaktadır. Trafik güvenliği; yasal mevzuatın görev verdiği tüm kuruluşların sorumluluklarını yerine getirmesi ile sağlanabilecektir.
Unutulmamalıdır ki; ulaşım sistemine yapılan yatırım, 10 misli olarak geri dönmektedir.