Tribünlerden Alkış Almak İçin Polis Basamak Yapılmamalıdır!
Zeynel Abidin AYHAN
Polis Teftiş Kurulu Başkanı
Ülkemizde yıl içinde, yüz binleri aşan sayıda suç işlenmekte, polisimiz tecrübesini, bilgisini, teknolojiyi kullanarak birazda şahsi sorumluluk altına girerek faili meçhul bırakmamaya çalışmaktadır. Hatta gelişmiş ve medeni olduğunu söyleyen devletlerin polisleri kendi ülkelerinde öldürülen Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların vs. önemli kişilerin faillerini bulamazken, yakalayamazken Türk polisi önemli faili meçhul olay bırakmamıştır.
Birtakım art niyetliler aksini söylese de gerçek öyle değildir. Vicdan sahibi herkes Anadolu insanının yiğit evlatları olan polisin bu hakkını teslim etmektedir.
Burada tasvip etmediğimiz, sakıncalı gördüğümüz bir uygulamaya da temas etmek istiyorum. Polisimiz suçları önlerken veya çözerken yılların tecrübesiyle kazandığı taktiklerden ve çağın teknolojisinden faydalanmaktadır. Bu teknolojilere çok büyük paralar vererek sahip olunmakta uzun süre hizmette kalması gerekmektedir. Bazen bir kısım mensuplarımız kamu oyunu bilgilendirme gerekçesiyle her şeyi ortaya dökmektedirler bunların bir kısmı iç dünyasındaki komplekslerinden bir kısmı kendini öne çıkarma zafiyetlerinden, bir kısmı da TRİBÜNLERE oynayarak bir yerlere uçabilmek arzusundan kaynaklanmaktadır. Sebep ne olursa olsun doğru bulmuyoruz, açıklanan usuller teknikler kolay kazanılmamıştır. Gelişen olaylarda yine lazım olacaktır. Polisin işini zora sokmayın karşınızdaki şer güçlere, hıyanet çevrelerine fırsat vermeyelim. Devletin polisi, milletin polisi tabi ki her şeyini borçlu olduğu devletine milletine hesap verecektir. Millet kendisi için yapılan fedakarlığın karşılığını görmek ister. Amma ! Her şeyin bir adabı, edebi vardır. Polislik ciddi iştir. Devlet adamlığı ister. Ketumiyet ister ve halka saygı, kanunlara mutlak riayet ister.
Yakaladığı birkaç fahişeyi duvarın dibine dikip elinde MP-5 ile resim çektirerek bir yerlere gelmeye çalışmak polis mesleğini kullanmak yanlıştır.
Bazıları TRİBÜNLER’ den alkış almak eskilerin tabiriyle parsa toplamak istiyorlarsa kendileri çıksın, sahada oynasın. Polisin sırtına binmesin. Teşkilatta bu kafaları taşıyanlar unutmasınlar ki 157 yıldır ayakta Türk devleti ebed müddet ayakta kaldıkça polisimizde var olacaktır. Şovmenlik ayrı iştir. Hatta günümüzde meslek oldu da denebilir. Amma polislik ayrı bir hayat tarzıdır. Polis olunur ve polis kalınır. Onu lütfen günümüzün modası olan sevildiği, tasvip gördüğü sanılan işlerle kıyaslamayalım. Karıştırmayalım. Arkadaşlarımızda asla özenmesin.
Polislerimiz köylü, işçi, memur, esnaf çocukları arasından seçilir. Yüksek gelire sahip meslek kuruluşlarından kamu kesimindeki ailelerden polise rağbet edilmez. Bilindiği gibi polis Türk milletini kahır ekseriyetinden seçilir, eğitilir ve yetiştirilir. Yabancılaşmış bazı enteller, Türkiye kimliğini önemsemeyen aydınların kasıtlı, haksız eleştirileri, hazımsızlıkları yüreğimizi kanatmıyor da değildir. Ne yapalım onların işi budur.
Zaman zaman bir araya geldiğimizde başka mesleklere gıpta ile baktığımız imrendiğimizde olur. Olağanüstü yetkilerle mücehhez kuruluşlarda vardır. Özlük hakları iyidir. Dolgun maaş alırlar. Sosyal hayatlarında sıkıntı yoktur. Sendikaları, dernekleri, odaları, baroları, vakıfları vardır.
Anayasadan, kanunlardan aldıkları yetkileri ve güçleri vardır. Aslında yetişmiş insan gücü olarak kültür eğitim olarak memleketimizin sıkıntılarını paylaşanlar olarak fazla bir farkımızda yoktur.
Aramızdan parlamentoya taşınabilmiş olanlarında, taşlı, dikenli yolları aşıp her çeşit silahla saldırıya açık olan, saldırılan polisin sırtındaki zırhın koruma gücünün artırmasını bekleriz.
157. Kuruluş Yıldönümünü kutladığımız şu günlerde polisin şov yapması, siyaset yapması tabi ki düşünülemez. Devlet geleneğine bağlı kalınmalı içinde yaşadığımız iletişim çağı da unutulmamalı. Dünyanın küçüldüğü sınırların kalktığı bir zamanda tabi ki halkada doğru bilgiler verilmeli bunun alt yapısı hazırlanmalıdır. Ancak devlet geleneğine bağlı kalarak hukuka saygılı olunarak müesseselere zarar vermeden, insanlara zarar vermeden yapılmalıdır.
Bunları değerlendirirken Polis Devleti kurulsun, biz diğer kurumların önüne geçelim onları bir kenara itelim asla aklımızdan geçmez. Türkiye Cumhuriyeti Devletine hizmet veren bütün müesseseler önemlidir. Hiç birinin birbirinden üstünlüğü yoktur. Ancak nimet – külfet dengesi iyi kurulmalıdır.