TEMEL HAK ve ÖZGÜRLÜKLER ve KULLANIMI
İbrahim PEKBAY
Gazeteci-Yazar
Yeni Kayseri Gazetesi
İnsanın en temel hak ve özgürlüğü, kuşkusuz düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımı, yasalarca “Suç” sayılan “Fiil” aşamasına ulaşmadığı sürece de, bu özgürlüğün kullanımı sınırlandırılamaz.
Ancak; bu özgürlükler kullanılırken, özgürlüğün sınırlandırılması önceliği, devletin birliği ve bütününlüğünün korunmasına yönelik olabilir. Bu sınırlandırma da, Anayasa ile belirlenir. Çünkü Anayasa, özgürlüklerin özgürce kullanılmasının temel taşını oluşturur.
Anayasamızın “Başlangıç” bölümünde ifadesini şöyle bulur: “Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu; “
Temel hak ve özgürlüğümüz, yine Anayasamızın teminatı altındadır. Anayasamızın “İkinci Kısım” ve “Birinci Bölüm” ünde:
“ I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
Madde 12.- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
Madde 13.-(3.10.2001-4709) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
Demek oluyor ki, Devletin bireylerini oluşturan “Kişi”, hak ve ögürlüklerini kullanırken de, Anaysa’da ifadesini bulan bu kuralları göz ardı edemez. Bu kurallar, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması olarak da kabul edilemez. Özgürlüklerin kullanılması için, Devletin varlığı esas alınmalıdır.
Klasik bir cümle vardır; “Kişinin özgürlüğü, diğer kişinin özgürlük sınırında biter” denilir. Bu tanımlama, bir başka şekilde da açıklanabilir. Denilebilir ki; “Kişilerin özgürlüğü, saygı sınırını geçemez.” Yani, özgür davranış, insanlara saygısızlık boyutuna vardırılamaz. O boyut “Suç” teşkil eder.
Kişi, temel hak ve özgürlüklerini kullanmada hassasiyet gösterirken, aynı hassaaiyeti, Devletin varlığının ve bütünlüğünün korunmasında da göstermelidir.
Kişinin, bir tarafta hak ve özgürlükleri varken, diğer tarafta da kendisine, ailesine, çevresine ve Devletine karşı da yok sayamayacağı veya özgürlüklerinin önünde göremeyeceği ödevleri bulunmaktadır. Anayasa’nın 12. maddesinin ikinci paragrafı da bunun acıkça ifadesidir.
Sonuç olarak, kişi bu çerçeve ve sınırlandırmalar içinde, davranışları, fikirleri ve bunları sergilemede kendi iradesini kullanmakta özgürdür.
Ancak, özgürlüklerin de bir sınırı olduğunu unutmamak gerekir. Sınırlar da, ancak yasalarla belirlenir ki, o yasalara uymak de, kişinin görevleri arasındadır. Özgürlüklerin “Sınırsız” olduğunu savunmak, bu anlamda mümkün değildir.
Konuya, bir de “Hukuk Devleti” açısından bakalım. Anayasa’mızın 2. maddesi, devletin temel niteliklerini belirtirken “…hukuk devletidir.” Diye tanımlamakta ve 11. maddede de “… Kanunlar, Anayasa’ya aykırı olamaz.” Hükmünü içermektedir. Dolayısıyla, kişi temel hak ve özgürlüklerini kullanırken, Anayasa’ya uygun olarak yürülüğe konulan diğer yasalara da uymak zorundadır. Bu yasaları, adil bir şekilde uygulamak da, yine Anayasa hükemleri çerçevesinde “Yargı” gücüne aittir.
Anayasa’mızın ilgili maddesi de aynen şöyle:
“IX. Yargı yetkisi
Madde 9.- Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. “
Özetle söylemek gerekirse; Kişi, yine Anayasamızın “ İKİNCİ BÖLÜM, Kişinin Hakları ve Ödevleri” bölümünde 17. maddeden başlayan ve 40. maddeye kadar devam eden temel hak ve özgürlüklerini, Devletin varlığı ve bölünmez bütünlüğü çerçevesinde, hukukun üstünlüğü ilkesiyle uyumlu şekilde kullanacaktır. Onun için, öncelikle kişinin tem hak ve özgürlüklerinin neler olduğunu, nerelerde ve nasıl sınırlı olduğunu ve bunları da nasıl kullanacağını bilmesi gerekir.
Denilebilir ki; bunların hepsini nasıl bileceğiz?… Ülkemizdeki temel sorun da zaten bu. Bu sorunun çözümü için ise tek yol var, o da “Temel Hak ve Özgürlükler” “Temel eğitim” sırasında öğrenilmeye başlanır. Bir başka deyişle, doğru eğitim ile, en doğru biçimde hakların kullanılmasını sağlar.