Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Şiirlerle 167.Yılda Türk Polisi

124. (nisan)_053 124. (nisan)_054 124. (nisan)_055

 

 

 

 

 

 

 

İkincilik

Ödülü

 

10 Nisan 2012

İbrahim ŞAŞMA

KARAMAN

 

 

 

 

 

 

 


                                    YİĞİTLERİN TÜRKÜSÜ

 

Kaç asır karanlığı, yok eden o kutlu nur.

Zulmün sırtını yere, seren yiğitler bizde.

Sığdıramam sineme, bu böyle büyük onur.

Yiğitliğin hakkını, veren yiğitler bizde.

 

Başımı yasladığım hem babadır, hem ana.

Onunla kudret bulur, sevda denilen mâna.

Yeri gelir Yunus’tur, yeri gelir Mevlana;

Muhabbet diyarında, eren yiğitler bizde.

 

Al bayrağın semamda nazlı nazlı yüzmesi.

Öz yurdumda insanın huzur ile gezmesi.

Gökte ayın şavkıdır, bir ışığın huzmesi.

Zifiri karanlıkta, gören yiğitler bizde.

 

Zalime dur demeye, durdurmaya ahtı var.

Şeref için şan için imrendiğim bahtı var.

Gönlümdeki sarayın tek yiğitlik tahtı var.

O dost makamda hüküm süren yiğitler bizde.

 

Konu vatansa eğer, bükülür mü bileği?

Hakkı tutup kaldırmak, budur elbet dileği.

Cümle şerin kabusu, günahsızın meleği;

Yolumda yoldaşımdır, yaren yiğitler bizde.

 

Anlamadım insanı, nelerin yarışında.

Mahareti vatanı, huzurla sarışında.

Edirne’den Ardahan, yurdun her karışında;

Adaleti aşk ile deren yiğitler bizde.

 

Anamın bağrı gibi, sığındığım kucaktır.

Tandırda ekmeğimi pişirdiğim ocaktır.

Güneşten daha aydın, ondan daha sıcaktır

Haneme huzur diye giren yiğitler bizde.

 

Yüreğinde depremler, sinesi volkan olur.

“ Şahadet şerbetiyle, bayrağa al kan olur.

Bir ulusun bekçisi, hem kılıç kalkan olur

Göğsünü o aşk ile geren yiğitler bizde.

 

Ben bir Gaffar tanırım, ay yıldıza yar olan;

Sakarya’da akan su, Toroslarda kar olan.

Göğsündeki kör kurşun şeref olan ar olan;

Canı cennet vatana seren yiğitler bizde.

 

Asalet mürekkebi damlar iken harcına.

Bir can borcu var ise o sadıktır borcuna.

Merhamet sancağını dikip gönül burcuna;

Şehrin saçlarını, ören yiğitler bizde.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üçüncülük

Ödülü

 

 

 

 

 

 

 

 

10 Nisan 2012

Ömer KILINÇER

ERZURUM

                                            BAYRAKLI KUTU

 

Korktum rüyamda anne, gelmedi bu akşam

babam

Kapıda benim oyuncak ambulansımın büyüğü

Birde bir sürü babam gibi adam

Sıçradım sonra yataktan, koştum yanınıza

Babamın yastığı boş, sen ise bir başına

 

Geçen gün geldim yine yalnızdın,

Ondan öncekinde ve bir öncekinde de

Neden çizgi filmler bile başlamadan gider ki bu adam

Yoksa polisler sabah kahvaltı yapmaz mı?

Bir sabah da ekmeğime reçeli babam sürse olmaz mı anne

 

Babam mı bu kadar sert olan, yoksa onu sert yapan üniforma mı?

Bir baba çocuğuna dokunmaz mı?

Neden sadece uyurken öper ki beni!

Uyuyor gibi yapmaktan yoruldum anne

 

Ne oldu anne? Düşer mi elden bardak, kapı zili çalınca

Soluğun kesilir mi, dizler titrer mi gözler

dolunca

Eyvah! Kapıda ambulans ve rüyamda gördüğüm amca

Galiba babam gelmeyecek bu akşam, üzülme

anne

 

Çocuk hüzünlü çakmak gözleri dalıyor ufuklara

Kalabalık yoruyor gözlerini, bakamıyor

insanlara

Neden evde değiller, neden herkes camii

avlusunda

Bilmiyor … Kahraman babası, onurlu polisim,

düştü toprağa

 

Çocuk meraklı, herkes orada fakat nerede

babası

Ortada bayraklı bir kutu, sarılmış sıkıca anası

Herkes ağlıyor, bunların hepsi oyuncağını

kaybetmiş olamaz

Babam burada olsa annem bu kadar ağlamaz

 

Oluk oluk onur akar damarlarından, polisim

toprağa düştüğü zaman

Gözler nemlenir fakat yürekte fırtınalar kopar o an

Bir ana, bir çocuk, baba ve kardeş

Avluda bir tabut, göklerde ezan, yüreği hüzün

kokan bir eş.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Jüri Özel

Ödülü

 

 

 

 

 

 

 

 

10 Nisan 2012

Nefiye TAYRAN

ZONGULDAK

 

                                                BİR TANEM

 

Bilir misin Bir Tanem?

Gideni beklemek çok zordur.

Gideni beklemek yüreğinde yanan kordur.

Saatin akrebi donar, yelkovanı nazlanır.

Yelkovan anlamaz ki bekleyen telaşlanır .

 

Bir saat dersin saatler geçer.

Görev uzamıştır diye arkadaşlar teselli eder.

Kalbin çarpar, büyür, büyür, huzursuz eder.

Şüphe öyle bir duygu ki, ölümden beter.

 

Gecikilen her dakikada gözün saatte, kulağın

sestedir.

Duyulacak kapı yada telefon sesi yürek sızlatan bestedir.

O beste ki; bazen bekleneni güle oynaya getirir.

O beste ki; bazen de al bayraklı haberi verir.

 

Olsun Bir Tanem;

Güle oynaya döndüysen yeni görevlere

göndermeye hazırım.

Emanetlerinin sessiz sitemlerini göğüslemeye hazırım.

Beklemeye, güçlü olmaya, işleri aksatmamaya hazırım.

Yeter ki sen hep dön, ben fedakârlıklara hazırım.

 

Olmasın,hani olur ya Bir Tanem;

O beste, al bayraklı haberi hüzünle çalarsa,

O beste, beni diğer yarımdan ayırdıklarını

anlatırsa,

O beste, yavrularının babasız kaldığını

fısıldarsa,

Ucunda VATAN var ki, evet ona da, ona da

hazırım.

 

Bu habere hangi yürekler dayanır?

Bu alevi hangi denizler söndürür?

Sorulan sorulara hangi cevaplar verilir?

Verilecek cevaplara hangi kelimeler seçilir?

 

Nereye gidiyorsun Bir Tanem?

Evde koltuğun, kumandan, yastığın öksüz.

Giydiğin üniforman, taktığın silahın sessiz.

Anan sensiz, kardeşin sensiz, devrelerin sensiz.

Ya ben! Ben mi? Gurbette şaşkın, acılı,

KİMSESİZ.

 

Gitme Bir Tanem;

Akşam evimin kapısı açılmıyor.

Yemeğimin tuzu, çayımın şekeri olmuyor.

Nazlanan yelkovan da durdu artık çalışmıyor.

Ağlama dayanamam dediğin gözlerim

kurumuyor.

 

Gitme Bir Tanem

Yüküm ağır omuzlarım taşımıyor.

Yükseklerdeki kanadım kırıldı uçamıyor.

Kara gözlülerin sen öpmeden uyumuyor.

Bu vatan senden hala hizmet bekliyor.

 

Gittin Bir Tanem;

Bıraktığın “Şehit Eşi” sıfatını onurla taşıyorum.

Can ve kan verdiğin al bayrağı özenle

saklıyorum.

Sana söz veriyorum, namertlere haykırıyorum.

Geleceğin mert, kahraman TÜRK POLİSLERİNİ ye