Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

POZİTİF DÜŞÜNELİM

 

Füsun Emel KUNTER

               Eğitim Daire Başkan Yrd.

Hemen hemen hepimizin son yıllarda ağzından düşürmediği iki kelimecik var: “pozitif düşünelim” ki… her şey pozitif olsun.

Değerli okurlar, şu anda “Peki ama nasıl?” der gibisiniz. İşte, birlikte karar verelim diye bu satırları yazıyorum.

Başınıza gelen her talihsizlik ancak, ‘sabır’ ve ‘şükür’ kelimeleri ile teselli edilir. Çevrenizde size yakınlarınız, arkadaşlarınız hep “şükret”, “ buna da şükür ne yapacaksın” yada “sabret, sabreden derviş………” şeklinde başlayan cümlelerle yaklaşırlar.

Yani daha anlaşılır hali “kalender olmak.” Var mı başka çare? İçinde bulunduğunuz tüm koşullar negatif düşünerek halledilebilir hallerde mi?…

Nereden bakarsanız zor, nereye bakarsanız yine zor. Yaşamınızı şöyle bir gözden geçiriniz . HİÇ SANSÜRSÜZ.

  • Kaç kez güzel şeyler hayal ettiniz de hayal kırıklıkları sizin olmadı mı?
  • Olması kuvvetle muhtemel işlerinizin olmadığını, sebebi olmadığı halde olmadığını öğrenmediniz mi?
  • İyi niyetleriniz,  özverileriniz tamamen karşılıksız kalmadı mı?
  • Hatta sayısız nankörlükle karşılaşmadınız mı?
  • Hiç hak etmediğiniz halde ağladınız, ağlatılmadınız mı? ( erkekler de ağlar)

Hayır diyebilenleri yürekten kutluyorum, ama evet doğru diyenlere, “şükredelim, pozitif düşünelim, sabredelim; Bunlarda geçer” diye sesleniyor, pozitif enerji ve düşüncelerle saygılar sunuyorum.

DALGA

Mesut sanmak için kendimi

Ne kağıt isterim, ne kalem;

Parmaklarımda cıgaram,

Dalar giderim mavisinden içeri

Karşımda duran resmin.

 

Giderim, deniz çeker;

Deniz çeker, dünya tutar.

İçkiye benzer bir şey mi var,

Bir şey mi var ki havada

Deli eder insanı, sarhoş eder?

 

Bilirim, yalan, hepsi yalan;

Taka olduğum, tekne olduğum yalan;

Suların kaburgalarımdaki serinliği,

İskotada uğuldayan rüzgar,

Haftalarca dinmeyen motor sesi,

Yalan.

 

Ama gene de,

Gene de güzel günler geçirebilirim;

Geçirebilirim bu mavilikte,

Suda yüzen karpuz kabuğundan farksız,

Ağacın gökyüzüne vuran aksinden,

Her sabah erikleri saran buğundan,

Buğudan, sisten, ışıktan, kokudan…

 

Ne kağıt yeter ne kalem,

Mesut sanmam için kendimi.

Bunların hepsi… hepsi fasafiso.

Ne takayım, ne tekneyim.

Öyle bir yerde olmalıyım,

Öyle bir yerde olmalıyım ki,

Ne karpuz kabuğu gibi,

Ne ışık, ne sis, ne buğu gibi…

İnsan gibi.

ORHAN VELİ

(Yaprak ,1.12.1949)