Polislik Sevgisi
Muhlis YILMAZ
1.Sınıf Emniyet Müdürü
İnşaat Emlak Dairesi Başkanı
36 yıllık mesleki hayatımda, şu tecrübeyi kazandım; bu güzel mesleğimizde başarının temelinde ÖZVERİ, GÜVEN, HİSSETMEK, ALGILAMAK, ÖN SEZİ, DİSİPLİNLİ OLMAK gibi kavramlar yatmaktadır. DÜRÜSTLÜK kavramı zaten var olması gereken temel niteliktir. “falan adam çok dürüsttür” gibi sözler abesle iştigaldir, çünkü olması gereken zaten odur.
ÖZVERİ: Mesleğimiz fedakarlık isteyen bir meslektir, meslekte zaman mevhumu yoktur. Bir operasyona başladığınızda yarım bırakamazsınız. Neticeyi alıncaya kadar onu sürdürmek zorundasınız. “Daha sonra devam ederiz” dediğiniz anda o işte kopukluk olur, toparlamanız zorlaşır.
GÜVEN : Meslekte kendimize güvenmemiz lazım, kendimize güvenmezsek başarılı olmamız mümkün değildir. Ben bu işi yaparım demek gibi…
HİSSETMEK-ALGILAMAK-SEZMEK: Mesle-ğimizde bu önemli kavramlar başarının da yoludur, bu başarı da tecrübeye dayanır. Birçok olayları çözmede bunların büyük etkisi vardır.
Yıl 1978, Anafartalar Emniyet Amirliğinde Sivil Ekipler Amiri olarak görev yapıyordum. Bölgemizde üniversiteler çoğunluktaydı. Örgütlerin faaliyet gösterdikleri bölgelerdi ve devamlı olarak olaylar meydana geliyordu. Bir gün Hacettepe Hastanesinin etrafından 2 örgüt arasında silahlı çatışma olduğu anonsu üzerine olay yerine intikal ettiğimizde ölen örgüt militanları ve yaralı şahıslar vardı. Yaralıları hastaneye kaldırdıktan sonra etrafta araştırmalara başladık. Bu arada daha önceden tanıdığımız ve hep o bölgede yatıp kalkan, zaman zaman kendisine yardımcı olduğumuz kimsesiz ve sahipsiz, ahraz ve abdal 19-20 yaşlarında bir şahıs yanımıza geldi. Bizi el işaretleriyle Hacettepe’nin arka tarafında yıkık, içinde kimsenin oturmadığı bir eve götürdü. Bir yeri göstererek kazmamızı istedi. Gösterdiği yeri kazdığımızda 7 tane çeşitli çap ve markada tabanca çıktı. Bu tabancaların hepsinin o günkü olaylarda kullanıldığı tespit edildi.
Konuyu nereye getirmek istiyorum?.. Bölgenizde bu tür insanlar vardır. Onun ahraz olması veya abdal olması onun yardımına ihtiyacınız yoktur anlamına gelmez. Zaten Polisin birinci görevi alil ve acizlere yardım etmek değil mi?…
1979’da yine bir olayı anlatmak istiyorum. Gece saat 02:00 sıralarında bölgede bir siyasi partinin binası kurşunlandı ve patlayıcı madde atıldı. Olay yerine intikal ettik, elimizde ipucu olarak sadece bir arabanın rengi ve modeli vardı.
Etrafta araştırma yaparken 20-25 yaşlarında bir şahsın elleri, ayakları ve ağzı bağlı şekilde yatıyordu. Şahsın elini, ayağını ve ağzını çözdük, kendisine durumu sorduk. “efendim, ben üniversitede okuyorum, saat 01:00’de evime giderken 3 kişi önümü kestiler, arabamı gasp ettiler ve anlattığınız eylemi yaptılar. Daha sonra benim elimi, ayağımı bağlayıp buraya bıraktılar” şeklinde beyan verdi.
Şahsın yalan söylediğini, olayın anlattığı şekilde olamayacağını, gözlerinden yalan anlattığını fark ettik. Şahsı Emniyet Amirliğine intikal ettirip dinlediğimizde yalan beyanda bulunduğunu itiraf etti. Olayın gerçek yönünün şöyle geliştiğini anlattı: Eylemde bizzat bulunduğunu, eylemden sonra arkadaşlarına kendisinin ellerini, ayaklarını bağlamalarını istediğini, çünkü polisin arabayı tespit edip yakalayacağını bildiği için böyle bir senaryo uydurduğunu söyledi. Daha sonra şahsın sorgusu sonucu, Ankara’da bir bölgenin sorumlusu olduğunu beyan ederek soruşturma derinleştirildi. Birçok olaylara karıştığı anlaşıldı. Suçlu şahsa olayın özünü anlatıp mülakat yaptığınızda mutlaka bir yerinde çelişkili ifadeler verecektir. Bunu iyi kavramak gerekir.
Genç arkadaşlar, gerçekten bu meslek bir okuldur, üniversitedir. İnsan psikolojisini çok iyi bilmek, suçluluk psikolojisini anlamak gerekir. Bunları bilmek için de çok çalışmak, özveride bulunmak gerekir.
Bu yazdıklarımın sizlere bir ışık tutması halinde kendimi mutlu addederim.
Saygı ve sevgiler sunarım.