Paranın Kullanımı Ve Polisin Para Sahteciliğine Karşı Mücadelesi
Bülent AKDENİZ
Kaç. ve Org. Suç. Müc. Dai. Başkanlığı
Mali Şube Müdürü
GİRİŞ
Paranın ilk kullanımı Sümerler zamanına rastlar. O zamandan günümüze para, en önemli değişim araçlarından biri olmuştur. İşte bu önemli değişim aracını bir emek sarf etmeden kolayca elde edilebilmek için bir kısım insanlar da parayı taklit etmeye başlamışlardır. Paranın taklit edilmesine genel olarak kalpazanlık denilmektedir.
Kalpazanlık, teknik hünerlere sahip kişilerin işlediği, çoğu kez uluslararası boyutu da olan organize bir suçtur. Sahte paralar matbaa baskısı olabileceği gibi, renkli ya da siyah-beyaz fotokopi makinaları ile tarayıcı bilgisayarlarla da çoğaltıldığı görülmektedir.
Paraların taklit edilmesini önlemek amacıyla Merkez Bankaları tarafından çeşitli güvenlik unsurları konmaktadır. Bu güvenlik unsurlarının, insanlar tarafından iyi bilinmesi halinde sahte paranın piyasaya sürülmesi güçleşecektir.
KONUNUN ÖNEMİ
Ülkemizde her yıl binlerce kişi, bilmeden aldıkları sahte banknotlar nedeniyle mağdur duruma düşmekte; kanuni takibata ve maddi kayba uğramaktadır. Banknotlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan ve incelemeden alan vatandaşlarımızın bu gibi üzücü olaylarla karşılaşması her an mümkündür.
Ülke ekonomileri için büyük bir tehdit unsuru oluşturan banknot sahteciliğinde, polisiye önlemler kadar toplumun bilinçlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Sahtecilik konusunda toplumun yeterince bilinçlendirilmesi, kalpazanların kısa sürede yakalanmasını sağlayacağı gibi, bankacılık ve finans kesiminde para alış verişinde çalışan personelin herhangi bir kayba uğramasını da önleyecektir.
KALPAZANLIĞIN YASALARDAKİ YERİ
Kalpazanlık, Türk Ceza Kanununda suç olarak tanımlanmış ve karşılığında çeşitli müeyyideler öngörülmüştür.
Türk Ceza Kanunu 316.maddesine göre; kanunen tedavülde bulunan milli veya yabancı paraları, itibari amme kağıtlarını, kıymetli damgaları ve kamu işletmelerinin biletlerini taklit veya tağyir etmek, taklit veya tağyir edilmiş olduklarını bilerek satın almak, bulundurmak, piyasaya sürmek veya memlekete sokmak kalpazanlık suçunu oluşturmaktadır.
Türk Ceza Kanununa göre, yabancı veya Türk parası ayırımı yapılmadan bu suçu işleyenlere üç yıldan on iki yıla kadar hapis ve ağır para cezası verileceği ön görülmektedir.
Türk Ceza Kanununun 320.maddesine göre, bilmeyerek satın aldığı parayı bilerek sarf eden veya başka suretle piyasaya süren kişinin altı aya kadar hapis ve ağır para cezasına mahkum edileceği,
531.maddesinde ise, sahte parayı gerçek zannı ile aldıktan sonra sahteliğini fark edenlerin üç gün içinde polise müracaat edip bunları nereden ve nasıl aldığını açıklamaları gerektiği, aksine davrananların cezalandırılacağı ifade edilmiştir.
PARA SAHTECİLİĞİNE KARŞI ALINAN ÖNLEMLER:
Dünyada sahteciliğe karşı korunmak için paralar son derece gelişmiş emniyet unsurları ile basılmaktadır. Gerçek banknotlar; dizayn, renk ve baskı yönünden çok net ve düzgün görünümdedir. Dikkatle bakıldığında kolayca algılanabilecek bu net ve temiz görünüm yanında, elle dokunmak suretiyle yapılacak kontrolde sahte ve gerçek banknotları birbirindenayırmak mümkündür.
Paranın gerçekliğini anlamak için yapılacak kontrol üç aşamada yapılabilir;
A-Dokunma: Kabartma baskı tekniği, banknotlara özgü bir özelliktir. Genellikle banknotların ön ve arka yüzlerinde bulunan bazı kısaltmalar, kupür değerlerini gösteren rakamlar ile motifler dokunulduğunda kabartma hissi vermektedir. Ancak bu özelliklerin zaman içerisinde yıpranma gösterebileceği unutulmamalıdır.
B-Bakma: Banknotlar ışığa tutulduğunda filigran, düz bir hat şeklindeki emniyet şeridi ve bütünleşik görüntü ortaya çıkmaktadır. Bu üç unsur gerçek bir banknota her iki taraftan bakıldığında görülebilmektedir.
C-Açılı Bakış: Banknotlara değişik açılardan bakıldığında optik emniyet unsurlarının (renk değiştiren mürekkep, hologram gibi) farklı açılardan değişik renk verdikleri görülecektir.
Ayrıca profesyonellerin büyüteç, ultraviyole ışık ve infrared görüntüleyici ile inceleyebilecekleri başka özellikler de bulunmaktadır. Bunlar:
1-Renkli kılcal lifler ve özel mürekkep
2-Mikro yazılar
3-İnfrared özellikler (hologram bant ve hologram motif gibi) şeklindedir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME:
Sahte paraların piyasaya sürülmesinin önlenmesi amacıyla alınması gereken tedbirlerden belki de en önemlisi para sahteciliğine karşı vatandaşlarımızı bilinçlendirmektir. Bu nedenle özellikle medya kuruluşlarından da etkin olarak yararlanılacağı bir eğitim kampanyasının başlatılmasının yararlı olacağı değerlendirilmektedir.
Bu düşünceden hareket eden Genel Müdürlüğümüz Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından 1998 yılında ilki yayımlanan “Paranızı Tanıyor musunuz?” adlı kitapçığın ikincisi bu yıl içerisinde basılarak kamu ve özel sektör kuruluşlarına, medya kuruluşlarına ve mali sistem içerisinde yer alan ilgili tüm kuruluşlara dağıtılmıştır.