Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

KRİZDE ASAYİŞ YÖNETİMİ

Hulusi ÇELİK

                                          3.Sınıf Emniyet Müdürü

        Polis Koleji Müdürlüğü

Güvenlik mensupları olarak, dünyadaki gelişme ve olayları takip ederek bunların ülkemizi hangi alanlarda etkileyeceğini, halkımızın sosyal dokusunu bozup bozmayacağını, insan psikolojisinin etkilenmesi yanında gelecekte oluşabilecek olumsuzlukları tespit etme hatta çocuklarımızın yaşayacağı dünyanın kirletilmemesi, insan sevgisini her bireyin sürekli hissetmesi ve buna bağlanması için; sıcak savaşların gündeme geldiği ve dünyanın değişik bölgelerinde, farklı boyutlarında yaşandığı günümüzde, bizlerin etkilenmemesi mümkün değildir.

Sıcak savaşlarda iç huzur ve asayiş durumu savaş kadar önemlidir. Savaş öncesi, anı ve sonrasında  bireysel ve toplu panik ortamları oluşur veya oluşturulur. Bu dönemde fısıltı gazetelerinin tirajları ve inandırıcılık oranları çok yüksektir. Enbiyolar, çıkar bekleyenler, misyonerler, hak elde etmek isteyenler, toplum psikolojisini zayıflatmaya, yanlış kanaat oluşturmaya, merkezi gücün güven duyduğu unsurları zedeleyerek moral bozmaya çalışanlar yerel ve ulusal yayın organlarında yer alması için çarpıcı haber üretenler ile bu kesimde daha önceden hazırlanmış  kalemlerin devreye girmesi hatta bunların toplum içinde saygın kişilerden oluşması özellikle de belli kültür gruplarına seslenmeleri, sanal dünyada gençler vasıtası ile ailelerin içinde tartışma konuları oluşturulması, diğer devletlerin lider ve yöneticilerinin sempatik icraat ve yüzlerini ortaya çıkararak kendi liderlerine güvensizlik aşılamaları, okullarda çocuklarımızın psikolojilerini zayıflatan tartışmalara yer verilmesi, yiyecek maddeleri üzerinde senaryolar yazılarak alışverişleri belli yiyeceklere yönlendirme, talepler arz edilmeyince, panik ortamının mantık değerlerinde sapmalar oluşturması, ekonomik zararların, yatırımların yön değiştirmesi, istihdam alan ve planlarının zayıflaması… Bunları o kadar çoğaltmak mümkün ki sonunda dengelerin alt üst olması savaşta her şey caizdir kanısıyla birleşince yük polislere binmekte, içerdeki psikolojik savaş dışarıda ki savaş kadar  önem arz etmektedir. 

Her krizde hiçbir şey olmasa bile komşularımızdaki durum bizleri etkilemektedir. Örneğin; Irak Hükümeti içerde halkıyla iletişimi sağlamış görünüyor. Ancak şu durumu göz ardı etmemek gerekmektedir. Bölgemizde yaşayan halk kültüründe yazın yiyecekler ve kuru bakliyatlar stoklanmakta, kışın da tüketilmektedir. Bu temel gerçeği herkesin bilmesine rağmen Amerika niçin harekatını kış aylarında yapmaktadır. Halbuki baharda yapılacak bir harekat hem yiyeceği tükenen halkın dışarı çıkmasını, hem kendini zayıf hissetmesini, hem yeni kış için hazırlık yapmasını zorunlu kılmaktayken ve bunun mevcut hükümet veya iktidarların silinip atılmasını sağlayacakken, AmerikaSaddam’ı devirmekte samimi midir, yoksa bölgedeki çıkarları için her an elini burada tutmasını gerektirecek, sebeplere ihtiyaç mı hissetmektedir?

Eğer böyle ise uzun sürecek bu süreç içinde yeni oluşacak suç ve suçluların  alanlarını iyi belirlememiz gerekmektedir. Şehrimizde, mahallemizde yaşayan insanları iyi tanımamız kriz dönemlerinde veya olağanüstü durumlarda mevcut hal ve hareketleri, değişimleri iyi gözlemlemek, çevremizdeki su depoları, su kaynakları, yiyecek üreten, satan iş yerlerinin kapasiteleri, okul ve iş yerlerinden faydalanabileceğiniz depolar, sığınaklar, bir deprem anında ihtiyaç duyulacak toplanma, barınma alanları, elektrik, hava gazı, telefon hat ve arterlerinin mahallemize yönelik strateji haritalarını oluşturmak, personelimizi acil durumlarda, salgın hastalıklar dahil, sağlık problemlerinde ulaşılacak  adresleri  tespit etmek, duyarlı olmak temel hedefler arasında yer almalıdır.

Bence polis amiri değerlendirme yapabilen, kabiliyeti gelişmiş, olayları okuyabilen, genel kültürü herkesce kabul gören, güvenilir yani hayati durumlar ortaya çıktığında çevresindeki her türlü kişi, kurum ve kuruluşun güvenini kazanmış, emin insan unvanını almalıdır. Zat ve zafiyetleri çevresince bilinen görevliler olağanüstü durumlarda da vazifesini yapamaz, bu da ilk önce meslektaşlarının çalışma koşullarını zorlaştırır. Yasaların uygulanması sırasında caydırıcılık gücü yok olduğu gibi adalet duygusu da zedelenir.