Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

KORODAN BİR KONSER DAHA

 

 

 Erol ÖZDEMİR[*]

 

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser salonu ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Ankara’ya kazandırılmış bir sanat eviydi. O’nun Sofya Askeri Ataşesi iken etkilenerek bizde de olsun dediği bir salondu. Dünya da olanlar bizde de olmalıydı. Türk ulusu, hiçbir konuda dünya milletlerinden geride kalmamalıydı.

Dış cephe rengiyle Opera binası ile bir bütünlük içinde bulunan bu dev salon, turkuaz ve yavruağzı iç duvar renkleriyle son iki yıldır 10 Nisan etkinliklerine de ev sahipliği yapıyordu.

Bu yıl 159’ncusu kutlanan polis teşkilatı kuruluş yıldönümü etkinlikleri doğrultusunda hazırlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Türk Sanat Musikisi korosu 7 Nisan’da işte bu dev salonda konserini verdi. Geçen yıl da aynı koro tarafından bu salonda konser verilmişti.

Konser saati yaklaşırken sahne gerisindeki “harp” dekoru, yüzlerce projektörün yanmasıyla daha da belirginlik kazanıyordu. Kendisini coşturacak müzisyenini beklercesine…

Önce erkek koro elemanları sahnedeki yerlerini aldılar. Hepsi bizim memurlarımızdı, müdürlerimizdi:

Ercan Yılmaz, Erdoğan Sasa, Ergün Sözdemir, Ersoy Özkaldı, Ertuğrul Özyıldırım, E.Haluk Öğüt, Mehmet Kara, Özgür Bahadır Demir, Paşa Sinan, Seyfi Usluoğlu, Sinan Işık, Ufuk Şen, Yılmaz Bilgin.

Sonra bayanlar yerlerini aldılar. Bizim memurelerimiz, bizim müdirelerimiz…

Arife Güleşir, Ayşe Gümüş, Belgin Karadağ, Belgin Turan, Dilek Özler, Göksenin Baş, İlknur Doğan, Medine Sılay, Meltem Sırmalı, Nuray Tunç, Nuriye Köseali, Nursel Yıldız, Nurten Haliloğlu, Sema Daşçı, Semra Usluoğlu, Serpil Diren, Seval Demirkol, Songül Yıldız, Tülay Çelik, Ümran Eraydın.

Serpil Kamışlı tasarımıyla Serel Modaevi tarafından hazırlanan kıyafetlerdeki hakim renk siyahtı ve koro elemanlarımızın aydınlık yüzleriyle iyi bir uyum sağlıyordu.

Dikine hiyerarşinin mutlak hakim olduğu bilinen teşkilatımızda en küçüğünden en büyük rütbelisine kadar her kesimden çalışanın büyük özverileriyle harmanlanan koro, toplumsal anlamda birlikteliğimizi gözler önüne seren güzel bir örnek oluşturuyordu. O birlikteliğin sunduğu pozitif enerji ise dinleyenlere yani öteki meslek mensuplarına yansıyarak iç huzurun yayılmasına yol açıyordu.

Onlar sahnede yerlerini aldığında kendilerini alkışlayan yüzlerce izleyici, onların sanatla özdeşleşmiş gözlerinin parıltısını, salonun devasa ışıklarını gölgede bırakır gibi görüyordu.

Ve o gözlerde geleceğin aydınlığı vardı.

İşte 24 Nisan 2002 tarihinde kurulan o koromuz, ilk konserini 27 Aralık 2002 tarihinde ODTÜ Kongre salonunda, ikinci konserini geçen yıl 12 Nisan’da yine bu salonda verdi.

Şehit ailelerine moral için 4 Haziran 2003 tarihinde Polis Radyosu salonunda üçüncü konserini veren koro, önceki emniyet genel müdürlerimizden Vali Kemal Önal tarafından Adana’ya davet edilerek 23 Ekim 2003 tarihinde Adana konserini verdi.

Ve işte bu beşinci konserde, topluluk elemanlarının CSO sahnesi ile ikinci kez buluşmalarından sonra, onlara eşlik edecek TRT saz heyeti sahnedeki yerlerini aldılar.

Polis radyosunun usta sunucuları; hem koro sanatçılarını, hem de saz heyetini izleyicilere tanıttıktan sonra koro şefi Murat Kadir Gök’ü sahneye davet ettiler.

Murat Kadir Gök, TRT Ankara Radyosunda keman sanatçısıdır. Denetimden geçmiş eserlerin sahibidir. Emniyet Genel Müdürlüğü Türk Sanat Musikisi korosunun oluşumunda ve varlığını devam ettirmesinde çok önemli katkılarda bulunmuştur.

Onun yönetimindeki konser, “şeddi araban” peşrevle başladı. Ardından koro, bu makamda eserler okudu.

Tülay Çelik’in solist olarak seslendirdiği “Saçların Tarumar Gözlerinde Nem” şarkısından önce Celalettin Biçer’in ney taksimi harikaydı.

İkinci olarak dinlediğimiz taksim, Didem Aydemir’in klasik kemençe ile geçtiği taksimdi. Polis  Başmüfettişi Haluk Öğüt, “Dokunma Kalbime” adlı şarkısını bu taksimden sonra seslendirdi.

Koro sanatçısı başkomiser Ertuğrul Özyıldırım, sözleri kendisine ait “Atlarım Dağlardan Yokuşlar Bitmez” adlı şarkıyı okudu. Şarkının bestecisi TRT sanatçısı Suat Yıldırım da izleyiciler arasındaydı ve eser okunurken piyano ile eşlik etti.

Konserin birinci bölümünün son solisti, Belgin Turan’dı. Taş plaklardakine benzeyen o nostaljik ve hoş yorumuyla Belgin Turan, “Gönlüme Gir Doğ Güneşim” adlı şarkıyı seslendirdi. Birinci bölüm, koronun seslendirdiği “Dalda Çıkmış Bir Elma” eseriyle son buldu.

Konserin ikinci bölümünde hicaz eserler vardı. Bu bölümde Yılmaz Bilgin, Ercan Yılmaz, Dilek Özler ve Belgin Karadağ solo şarkılar söyledi. 1947-1950 yılları arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü yapan Rifat Ayaydın’ın iki eserini de bu bölümde dinledik.

Bitirirken koronun seslendirdiği “Kaleden Top Atarlar” türküsü, Ahmet Kuşgöz’ün klarnet taksimiyle daha da renklendi.

Koro, izleyicilerin ısrarlı alkışlarıyla polis marşını seslendirdi. Marşımız, o akşam TRT’nin profesyonel saz sanatçıları eşliğinde çok daha güzel, çok daha anlamlı geldi bizlere.

Bu konseri izleyince, polis haftasında bir de şiir dinletisi düzenlenseydi diye geldi aklımıza. Tabanca atış şampiyonasında olduğu gibi, illerden gelecek şair meslektaşlarımızın katıldığı bir şiir akşamı gerçekleştirilebilirdi. Gönül dostları, yüreklerinden geçenleri bu dinletide paylaşabilme imkanı bulabilirlerdi. Sonra bu şiirler bir antolojide toplanabilir ve gelecek kuşaklara aktarılabilirdi.

Zira polis, sadece cop kullanmaz. Bunu anlatabilmenin en uygun yolu da sanat ve edebiyatla ilgilenmektir.

Konserin sona ermesiyle Emniyet Genel Müdür Yardımcımız Necati Altıntaş sahneye geldi ve bir konuşma yaptı. Koro şefine ve koro elemanlarına takdirlerini sundu. Polisin; “disiplinli, şefkatli ve bilgili” özelliklerinin yanına “sanatçı” yönünün de eklendiğini söyledi. Sonra polis koleji öğrencilerine seslenerek büyük üstat Avni Anıl’ın da  kendileriyle aynı sıralardan yetiştiğini hatırlattı.

O akşam her şey çok güzeldi. Ama eğer, sunucular prova yaparak çıksalardı, eğer Ertuğrul Özyıldırım yakasını kapalı tutsaydı, eğer üst rütbelilere ayrıldığını tahmin ettiğimiz ön koltuklar boş kalmasaydı her şey çok daha güzel olacaktı.

Boş kalan koltukları gördüğümüzde, acaba üniforma ile izlemek mi zor oluyordu diye aklımıza geliyordu. Ama öte yanda, koro elemanlarının tören elbisesi ile konser vermelerinin daha da anlamlı olabileceğini bile düşünenlerimizin olabildiğini söylemeliyiz. Ancak emniyet hizmetleri sınıfı ve genel idari hizmetler sınıfı olarak bir mozaik oluşturduğumuzu da göz ardı etmemeliyiz.

Bireylerin temel hak ve hürriyetlerinin güvencesi olan polisimiz kuşkusuz güzel insandır. Hele bir de güzel sanatların içindeyse bu güzellik daha da artmaktadır.

O halde hedef; iyi ve faydalı güzellikler doğrultusunda yürümeye devam etmektir. Unutulmamalıdır ki, bu anlayış içerisinde yerine getirilen hizmet kutsaldır.



[*] 1.Sınıf Emniyet Müdürü, APK Uzmanı, e-mail:eozdemir28@mynet.com.