Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

KAMUDA PERSONEL İNTİHARLARI ?…

              

 

                                                                                                    Ahmet GÜZEL[*]   

 

                                                                                 

Son yıllarda özellikle Emniyet Teşkilatımızda bazı personelin intihara teşebbüs ettikleri, bazılarının intihar ederek hayatına son verdiği, bazı personelin bunalıma girerek mesai arkadaşlarına zarar verdiği yazılı, sözlü ve görsel basında toplum olarak izlemekteyiz.

Emniyet Teşkilatımızın, iş yoğunluğu, yürütülen hizmetlerin herkesin gözü önünde bulunması, halkla iç içe olan mensuplarımızın en küçük yanlışının soruşturma ve suçlanma konusu yapılması, kişiye atfedilen suçlanmanın; “kişinin suçu kesinleşinceye kadar suçlu sayılamayacağı” gerçeği dikkate alınmadan yapıla geldiği gözlenmektedir.

Personelin, suçlanılan konu ile ilgili olarak sürekli suçlu gibi hafızalarda yer alması, isnat  edilen suçla ilgisi olmadığı ve iddia edilen hususların  gerçekliği kesinleşmediği  halde “çamur at izi kalsın.” Atasözünde vurgulandığı gibi personelin sosyal ve ruhsal yapısı üzerinde  olumsuz gelişmelere ve kişiliğine yönelik tahribatlara yol açtığı görülmektedir.

Kuşkusuz, her meslekte hata işleyen, yanlış yapan ve mesleğini kötüye kullanan insanlar bulunabilir. Ancak; Hırsızı kovalayan memurun hırsızı yakalayarak adalete teslim etmesi, görevinin sonunda hırsızın cezalandırılmasını beklemesi en tabii hakkıdır. Tam tersine; memur,.yakaladığı hırsızın cezalandırılmasını beklerken; çeşitli gerekçelerle hırsızın serbest bırakıldığını görmesi,Onu derinden yaralar.Bu durum Kamu vicdanını da rahatsız eder.Hırsızın peşinden koşan memurun çalışma şevkini olumsuz olarak  etkiler.

Bu nedenlerle, dürüst çalışan, aktif, çalışkan, başarılı memurların çok iyi değerlendirilip onurlandırılması ve bu tür çabaların amirlerce  göz ardı edilmemesi, hatta örnek  olarak takdir edilerek mükafatlandırılması  gösterilmelidir.

APK Daire Başkanlığımızın 05.07.1995 gün ve 3470/95 sayılı yazısı üzerine; intihar eden mensuplarımızın intihar nedenleri ve bu konuda alınacak tedbirler konusundaki Dairelerimizin konu ile ilgili görüş ve önerileri  mutlaka değerlendirilerek gerekli çalışmalar yapılmış ve bu çerçevede gerekli tedbirler alınmıştır.

Kurumsal iş yoğunluğu, işin sorumluluğu ve yapılan işin Teşkilatımızın ihtiyacına uygun hale getirilmesi çabalarının personel üzerinde olumlu neticeleri olduğu gibi, olumsuzlukların getirdiği stres, takdir edilmeme hissi, anlık hatalarda, personelin azarlanma ve dışlanma davranışları kişiyi içe dönük hesaplara yöneltir. Suçluluk ve ezilmişlik psikolojisi atlatılamadığı takdirde önlenemez hatalara sebep olunabilir.

Ayrıca; ücret yetersizliği, geçim sıkıntısı, olumsuz aile ve çevre ilişkileri yansımaları sonucunda oluşan problemler büyüyerek personelin ruhsal dengesinde fırtınalara yol açar. Her insan (özellikle de önemli hizmetlerin yürütüldüğü kamu kurumlarındaki personel), toplumda örnek bir birey olmak ister, bunu sağlayamayınca kendine yönelik hesaplaşmalara girer. Bu da olumsuz ve istenmeyen sonuçlar doğurur.

Teşkilatımızda görev yapan her kademedeki personelin mesai,ücret,iş ve sosyal imkanlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar ve bu çalışmalara paralel olarak yapılacak düzenlemelerin, ilgili yasal mevzuat çerçevesinde birey ve toplum üzerinde  olumlu katkılar sağlayacağı açıktır

Özellikle, Kamuda Yeniden Yapılanma ve Personel Rejimi ile ilgili yürütülen (Kamu Reformu Yasa Tasarısı) çalışmaların hız kazandığı bu günlerde yukarıdaki hususların da göz önüne alınarak düzenlemelere gidilmesi hem personel açısından hem de Kamu düzeninin sağlıklı işleyişi açısından önem arz etmektedir.

Kamu Reformu Yasa Tasarısı ve buna paralel olarak yapılacak düzenlemeler gerçekleşinceye kadar kamu kurumlarında görevli yöneticilerin ve personelin bu tür intihar olaylarının azaltılması,hatta tamamen ortadan kaldırılması konusunda yapılabilecek hususları da kısaca belirtmekte yarar görmekteyim.

Kuşkusuz Kamu Reformu Yasa Tasarısı da gündemde iken;bu tür yaklaşımlar geliştirilebilir ve yeni yaklaşımlar çerçevesinde idareci ve personelin tutum,davranış,tavır ve iş anlayışı daha uygun bir duyarlığa kavuşturulabilir.

.

1-    PERSONEL YÖNÜNDEN:

 

a- Teşkilatımızda görevli her kademedeki ve her sınıftaki personelin sosyal durumu dikkate alınarak, ücret durumu, konut yardımı, lojman imkanı ve ulaşım durumu iyileştirici düzenlemeler yapılabilmelidir.

b- Personelin kendi arasında maddi ve manevi yardımlaşmasını ve dayanışmasını sağlayacak “ZOR GÜNLER SANDIĞI”, “İYİLİĞE TEŞVİK SANDIĞI”, “MUTLULUK SANDIĞI”, “TASARRUF SANDIĞI” gibi farklı sandıklar oluşturularak farklı platformlar geliştirilebilir.

c- Amir  ve memurlar, personelin bilinmeyen problemlerini personele hissettirmeden tespit ve tahkik ettirerek olumsuzlukları, önceden sağlayacakları “Toplumsal Dayanışma ve Yardımlaşma Ekibi” ile önleyebilmelidir.

 

2-  YÖNETİCİ YÖNÜNDEN:

 

a- Yöneticiler, emrindeki memurlara taşıyamayacağı yükü yüklememelidir.Ancak; memuru başıboş bırakıp denetimsiz, Daireyi ikinci adres gibi görmesine, Teşkilatın adını kullanarak kurumu ve görevi kötüye kullanma durumuna düşmesine fırsat vermemelidir.

 Zira; birinci durum personeli, altından kalkamayacağı yükten dolayı bunalıma ve psikolojik sorunlara götürür.

İkinci durum ise, personeli başıboşluğa aile ve toplumsal bağlardan uzaklaşmaya, Devlet, Millet, Bayrak, Tarih gibi kutsal değerleri tanımazlığı kadar götürür.

b-Yöneticiler, tüm personelin özel sıkıntılarını personele en yakın arkadaşından öğrenerek durumuna göre görev ve sorumluluk yüklemeli, sıkıntılarına çözüm yolları bulunarak daha sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturulmalıdır.

c-Yöneticiler, emrindekilere verilen işleri yaptıklarından dolayı teşekkür etmeyi  esirgememeli, ancak; personel “yağcılık” olarak nitelendirilen tutum ve davranışlara yönetilmemelidir. Bu durum; severek çalışanla, göstermelik işlerle yöneticilere sokulan personel gruplarının oluşmasına yol açar ve içsel bunalımlara sebep olur.

d- Yöneticiler, her konuda personele eşit davranmalı, hata yaptıklarında hatasını uygun bir üslupla anlatmalı ve hatayı en aza indirgemeyi hedeflemelidir.

 Yöneticiler personeli, birlik ve beraberliğe, başarıyı paylaşmaya, hataları elbirliğiyle düzeltmeye yöneltmelidir.

 Başarıların şahsi değil, ekip başarısı olduğu vurgulanarak ortak başarıyı yaşama hazzı yaşatmalı, olumlu tutumlara girmeyi öğretmeli, yönetici davranışlarıyla da bunu sergilemelidir.

 Aksi takdirde yapılan her görev ve sorumluluk başarı ile sonuçlansa bile görevli personelin bir bölümü kendisinin dışlandığını düşünerek psikolojik sıkıntılara düşebilir.

 



[*] Emlak Şube Müdürü, İnşaat Emlak Daire Başkanlığı