İNSAN HAKLARI VE POLİS
| İhsan ÜNAL[*] |
Kamu yönetimi içinde çok önemli konumu ve işlevi olan polisin GÖREV ve SORUMLULUKLARI ile HALKLA ilişkileri konularına uygulamanın içersinde olan bir ilin Emniyet Müdürü olarak, bazı hususlara değineceğim.
İnsan Hakları ve İhlali Denince, Hemen Herkesin ve Herkesimin Aklına İlk Önce Teşkilatım ve Personeli Gelmektedir.
Oysa Kuruluş, Görev ve Yetkilerimiz İnsanın Doğumla Başlayan ve Ölümüyle Biten, ki buna Defin işlemi de dahil, yaşamının tüm Evrelerinde, Hakkını-Hukukunu koruyan, Korurken de Gerektiğinde bu uğurda canını bile verebilen ki bugün de Yüzlerce Şehit, Binlerce Gazi bulunurken böyle bir olumsuzlukla anılmamız düşündürücüdür.
Sebepleri acaba; Korumakla mükellef olduğumuz, Birey veya kitleler midir? Görev veya Yetkilerimiz midir? Veya Yetiştirilmemiz midir?
Bunları öz olarak arz etmeye çalışacağım.
Tek başına yaşama imkanı olmayan İNSAN, en az bir kadın ve erkek beraberliğiyle, Birlikte Yaşamı, Çocuklarının Oluşumuyla AİLE TOPLULUĞU, bilahare bunların da çoğalmasıyla,
- AŞİRET
- BOY
- BEYLİK
derken, DEVLET dediğimiz Belli Siyasi Sınırları ve yine belli bir takım Kural ve Kurumları olan örgütlenmeye kadar gelinmiştir.
Yine Malumlarınız; Bireyler ilk önce Tam ve Doğal bir Özgürlük-Eşitlik Sergilerken, Çoğalmaları, Mal Edinmeleri, İstek ve Arzularının çeşitlilik göstererek çoğalması Doğal Yasa diyebileceğimiz “AKLI” devreye sokmuştur.
İşte Devlet dediğimiz mükemmel toplulukta Bireylerin HUZUR-GÜVEN içerisinde yaşaması, öncelikli bir ilke olarak görülüp kabul edilmiştir.
Huzur ve Güvenliğin Sağlanması, bir başka deyimle DİRLİK ve DÜZEN’in tesisi ise Bireylerin yani insanların birbirlerine saygısı ile mümkündür. Herkesin, birbirinin Doğal Hakkına, Yaşamına, Özgürlüğüne ve malına Saygı Duyarak yaşaması zorunlu kılınmaktadır.
Birey; Toplu Yaşamda; Özgürlüğünü:
- En İyi
- En Yararlı ve de
- En Az ZARARSIZ biçimde kullanmalıdır.
Aykırı davranış ve eylemlerde bulunanlar da kuşkusuz CEZALANDIRILMALIDIR.
Bu cezalandırmada Devlet dediğimiz,
- Bağımsız bir siyasi topluluğun Teşkilatlanması
- Hizmet birimlerini oluşturması ve
- Bireylerle Kitle Örgütlerinin Hak ve Hukuklarını koruyarak
- Gelişmelerine katkıda bulunmak işlevi ile yükümlü bir Tüzel Kişilik kazanmasıyla mümkün olur.
Tabi ki Ekonomik yapı, Sanayileşmede, Devletin Olmazsa Olmazlarındandır.
Günümüzde Devleti, Devlet yapan, başlıca özellik, Demokratik Yapısıdır, yani, Hukuk Devleti oluşudur. Hukuk Devletinin: Amaç ve Ülküsü ise, İnsan Haklarını Koruyarak Ekonomik, Sosyal Kalkınmaya Halkını Kavuşturmaktır.
Bu konularla ilgili tarihe bir baktığımızda ;
- 15 HAZİRAN 1215 TARİHLİ MAGNA CHARTA FERMANI ( İngiltere Kralı ile Baronlar arasında İnsan Hakları Konusundaki İlk Anlaşma )
- 1 TEMMUZ 1776 VIRGINIA İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ
- OSMANLI İMPARATORLUĞUNDA 1808 SENED-İ İTTİFAK VE 26 ŞUBAT 1839 TANZİMAT FERMANI
- 26 HAZİRAN 1945 TARİHİNDE KURULAN BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN 24 EKİM 1945’DE YÜRÜRLÜĞE KOYDUĞU KURULUŞ ANTLAŞMASI VE
- 18 EKİM 1961 TARİHİNDE AKDEDİLEN AVRUPA SOSYAL ŞARTI VE DE
daha ayrıntılı olarak da işlenen “İNSAN HAKLARI ANTLAŞMASI”dır.
Bu Antlaşmanın ÜLKEMİZCE de imzalanarak İÇ HUKUKUMUZA GİRMESİYLE, Ülkemiz aynı zamanda İNSAN HAKLARI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ GERÇEKLEŞTİRMEYİ de amaç edinerek Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Konseyinin Kurucu Üyesi olması ve bununda tabii sonucu olarak da DEVLETİMİZ;
Ülkemizin ve Halkımızın, Bölünmez Bütünlüğünü ve Demokrasiyi Korumak ve Toplumun Refah, Huzur ve Mutluluğunu sağlamak, Temel Hak ve Özgürlüklerini, Sosyal Hukuk Devleti ve Adalet İlkeleriyle donanımlı, Maddi ve Manevi varlığını geliştirmek için gerekli ortamı hazırlamayı TEMEL GÖREV OLARAK KABUL ETMİŞ bu görevini gerçekleştirmek üzere de bugün sayıları 200 bini bulan Polis Teşkilatımızı Görevli ve Yetkili kılmıştır.
Bundan da anlaşılacağı gibi Polis olarak mevcudiyetimiz, İnsan Hak ve Hürriyetlerini Korumak, İnsan Haklarının Teminatı olmak içindir. Bu amacı gerçekleştirmek için de Polisimiz
- ADLİ,
- İDARİ,
- SİYASİ ve
- TRAFİK
hizmetleriyle, 81 İl Merkezi ve 728 İlçede Kara, Deniz, Hudut Kapıları ile Hava Limanlarında Genel Asayişi korumak Kara Yollarında trafiğin düzenli akışını sağlayarak günün 24 saatinde görev yapmaktadır.
Bir öz eleştiri yaparak bu hizmetleri, Hukuk Kuralları içerisinde, Hukukun Üstünlüğü Gözetilerek, İnsan Haklarına da Bağlı ve Saygılı olarak, dün dediğimiz geçmiş zaman içerisinde yapabiliyor muyduk? Ortaokulu bitirip çocuk yaşımda 1965 yılından beri Teşkilatın İçinde, Polis Koleji, Polis Akademisini bitirmiş, mesleğin her kademesinde ve rütbesinde 20 İlde 4 İlçede çalışmış, Terörle Mücadele ve Harekat Daire Başkanlığı’nın kuruluşunda görev almış, mesleki konularla ilgili 3 kez ABD’ye gönderilmiş, Antalya-İstanbul ve Bursa İllerinde Müdür Yardımcılığı, 1993 yılından beri de BİTLİS-BALIKESİR-HATAY Halen de DENİZLİ İl Emniyet Müdürlüğü yapan biri olarak kesinlikle HAYIR diyorum.
Nedenleri ise,
Yine dün dediğimiz Geçmişte Polislerimizi İlkokul veya Orta okulu bitirenlerden, birkaç aylık yetersiz eğitimle, Polislik Formasyonuyla yetiştirilmeden, Polis olmadan, muhatabına Köyünde, Kentinde “LAN” diye hitap eden, Polis olunca da Üstündeki Üniforma, Jop ve Silahın Gücüyle “ULAN” diyebilen, Polislik Eğitimini Usta-Çırak ilişkileriyle tamamlayarak, Kanun Hakimiyetini sağlamada, Müesses Cemiyet Nizamını Korumada da Kaba Güce Şiddet ve Zora dayanarak sağlamaya çalışan, “ASAYİŞ BERKEMAL” deyimiyle de ortalığı GÜLLÜK–GÜLİSTANLIK gösterme gayretine, Araç,Gereç ve Malzeme eksikliğine, Teknik ve Teknolojik yetersizlikler de eklenince, Delil, İz ve Emarelerin tam elde edilememesi taktik sorgulama yapılamaması da eklenince, Mağdurun veya Maktulün yakınlarının sitemkar bakışı, feryatları, sızlanmalarına, suçlunun veya katilin, kin ve öfkesi de eklenince Polisin çalışmalarında duygusallığı ön plana çıkarmakta, olayı soruşturma esnasında, Kanun hakimiyetini sağlamakta veya Müesses Cemiyet Nizamı korumakta, Hatta bu uğurda da canını bile vermekte, Görevin ifası içinde zaman mefhumu gözetmeksizin aç, susuz günlerce çalışmasına rağmen ithamdan bir türlü Yukarıda arz ettiğim nedenlerden dolayı kurtulamamışken;
Bu güne geçmeden, Asayiş berkemal sözcüğünü açmak isterim. (Tarihde, kabadayı, yeraltında dünyasının adamları, birbirine girer, olaya Polis müdahale edip bir müddet sonra, olay yerine İl Emniyet Müdürü gelince olaya müdahale eden Başkomiser Müdür Beye tekmil verir. Müdürüm, ölüler derdest, failler firar, asayiş berkemal ‘ yani ölüleri kaldırdık, öldürenler de kaçtı, ortalık güllük-gülistanlık ‘ der. )
Ama bugün, Devletimiz, ekonomik sıkıntı içerisinde olmasına rağmen Polis Memurlarımızı, Lise Mezunu Kız-Erkek Gençlerimizden ÖSS’den bir Yüksek Okula girmeyi hak edenlerden, Psikolojik, Sosyolojik durumları uygun olanlar arasından, Özel Yetenek ve de Bilgi Sınavlarından geçirerek, Ön Lisans seviyesinde, Akademik Kariyerleri olan, kadrolu Eğitim ve Öğretim Elemanlarının Teorik ve Pratik Uygulamalarıyla verdiği;
- Hukuk Başlangıcı
- Ceza Hukuku Genel
- Ceza Hukuku Özel
- Ceza Muhakemeleri Usul Hukuku
- Medeni Hukuk (Kişi Hukuku)
- Suç Organizasyonu ve Kovuşturma Hukuku
- Disiplin Hukuku
- Polis Meslek Hukuku
- Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
- İnsan Hakları Kamu Hürriyeti
- Devlet Yapısı ve Nitelikleri
- Toplum Psikolojisi
- Gelişim Psikolojisi
- Davranış Bilimleri
- Halkla İlişkiler
- Polis Taktikleri
- Yakın Savunma
- Temel Trafik Bilgisi derslerini
2 yıllık Polis Meslek Yüksek Okulunu başarıyla bitirenlerden oluşturmaktadır.
Bugün hizmet veren Polisimiz, Göreviyle ilgili her türlü bilgilerle Donanımlı bir şekilde, SUÇA, MAĞDURA ve SUÇLUYA, bir Psikiyatrist, bir Sosyolog gibi yaklaşmakta, Vuku bulan Olayların, Neden, Niçin ve Nasıllarını da araştırarak, Kanun Hakimiyetini, Müesses Cemiyet Nizamını korurken, Olaya Muhataplarının ve de Halkın Huzurunu, Güvenini, Canını, Malını Onurunu da güven altına alırken, Alil, Acizlere de yardım edip yol gösterirken, tek kelime olarak Görevini Yaparken Hukuk Kuralları İçerisinde Hukukun Üstünlüğünü Gözeterek, İnsan Haklarına Bağlı ve Saygılı Kalarak yapmakta, Şartlar oluştuğunda da, daha müessif olayların da olmaması için zor kullanma yetkisini de asgari ve makul seviyede yapmakta, Güven Veren bir Güvenlik Görevlisi olarak herkesle, her kesimle seviyeli ilişkiler kurmaktadır.
Bugün Denizli Polisi, Otoritesini İlme, İlmini de Bilgiye dayandırmakta, Bilgisiz Görevi ile İlgili Otorite kuramayacağının bilincinde hareket etmektedir.
- Bireyin Doğal Haklarına,
- Demokrasinin Nimetlerinden Olan Çok Sesliliğe,
- Sivil Toplum Örgütlerinin Varlığına,
- Toplantı-Gösteri Yürüyüşüne,
- Basın Açıklamalarına,
- Laiklik Prensibi İçerisinde İnanç ve İbadetlerin yerine getirilmesinde,
- Eğlenmede ve de Dinlenmede, bunun gibi her türlü zıt eylemlerin yapılmasında, Zaman ve Zemini çok iyi değerlendirip, Beden Dilini de yerinde kullanma yeteneğini de ekleyerek Mer’i Mevzuat çerçevesinde tarafların hukukuna da riayet ederek, iyi bir Güvenlik Mühendisi gibi hareketle Kaliteli Güvenlik Hizmetini yapmakta, bu Görev şekliyle de, İNSAN HAKLARININ TEMİNATI OLDUĞUNU kanıtlamakta, dolayısıyla, artık İnsan Haklarının İhlali denince akla gelmemektedir. Görevin ifasında duygusallığa yer olmayıp, Hukukilik ve Şeffaflık hakimdir. İcraatlarımızda Eleştiri, Tenkit ve Öneriler, değerlendirilmekte ve bir daha eleştirilmememiz için güç kaynağımız olmaktadır.
Görevimizin hava gibi olduğunu, Varlığımızın hissedilmeyip yokluğumuzun ise bir felaketin başlangıcı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.