Güvenlik hizmetleri ve insan hakları
Mümtaz KARADUMAN
1.Sınıf Emniyet Müdürü
Denizli İl Emniyet Müdürü
Toplumsal yaşama geçiş ile beraber insan hak ve özgürlükleri ortaya çıkmıştır. Hak; bir kimsenin talep edebileceği, ileri sürebileceği ve kullanabileceği bir durumu belirtir. Hak; devlet ve toplumun hukuk düzeni ve varlığı ile yasalarla güvence altına almış bulunduğu bir durum olarak da tanımlanabilir. İnsanlar için varolan hukuk düzeni içerisinde insan hakları teminat altına alınmıştır. Devlet ve toplum insanların mutluluğunu sağlamak için vardır. İnsan toplum içerisinde yaşamını sürdürürken doğuştan elde ettiği haklarının korunmasını isteme hakkına sahiptir.
İnsan hakları evrensel bir kavramdır. Toplumsal bilinç ve duyarlılık insan haklarının sağlanmasında büyük önem taşımaktadır. Bugün Sosyo-ekonomik olarak gelişmiş toplumlarda, insan hak ve özgürlüklerinde büyük aşamaların kaydedildiği görülmektedir. Bu toplumlarda İnsan sahip olduğu hak ve özgürlüklerinin bilinci içerisinde yaşamını sürdürmektedir. Yaşam kalitesi ve standardı yüksektir.
İnsan hakları evrensel beyannamesinde yapılan tanımında; “Irk,renk,cins,dil,din,siyasi veya diğer herhangi bir akite, milli ve sosyal menşe, servet, doğuş veya diğer herhangi bir fark gözetilmeksizin insan olması nedeni ile her insan tarafından faydalanılabilen haklara insan hakları denir.” şeklinde ifadesini bulmuştur.
Sosyal yaşamda insan hak ve özgürlüklerinin sağlanmasında, güvenlik görevlilerinin üstlendiği ve yürütmekle yükümlü olduğu görev büyük önem taşımaktadır. Güvenlik görevlileri bunun idraki ve şuuru içerisinde bulunmalıdır. Güvenlik hizmetlerinin mesleki etik ve kurallarına uygun olarak en iyi bir biçimde yerine getirilmesi halinde, hiç şüphesiz toplumsal kargaşa ve huzursuzluk ortaya çıkmadan ve insanlar mağdur edilmeden önlenecektir. Aksi takdirde güvenliğin bulunmadığı yerde toplumsal barış, huzur ve insanların mutluluğundan söz etmek mümkün olmadığı gibi toplumsal ilerleme de kaydedilemeyecektir. Bu bakımdan polis ve güvenlik görevlileri insan haklarının teminatı ve koruyucusudur.
B.M. tarafından 16 Aralık 1966 tarihli kişisel ve siyasal haklara ilişkin uluslararası sözleşme klasik ve temel hürriyetleri kapsar ve etraflı bir şekilde düzenlenmektedir. Yaşama hakkı, işkence ve insanlık dışı aşağılatıcı ceza yasağı, kölelik yasağı, kişi güvenliği, savunma hakkı, kanun önünde eşitlik, kadın-erkek eşitliği, özel hayatın korunması, din, vicdan, düşünce ve anlatım hürriyeti, yönetime katılma hakkı, seçim ve seçilme haklarını içeren bir sözleşmedir.
İnsan haklarının düşünsel boyutları; adalet, eşitlik, özgürlük, güvence ve mücadeledir. İnsanların bilinç düzeyinin artması ile insan hakları konusunda büyük ilerleme ve gelişmeler kaydedilmiş olacaktır. Devlet, bireyin hayat ,hürriyet ve mülkiyet haklarını korumak için vardır. İnsan hakları, bu hakların korunması için yasal bir sistemi zorunlu kılar. Yasaların ve güvenlik hizmetlerinin olmadığı yerde insan haklarının korunmasından bahsedilemez. Devlet, bu hakların korunmasını temin etmek amacı ile kamu düzeni ve güvenliğini emrindeki güvenlik kuvvetleri ile sağlamak zorundadır.
Devlet kişilerin hayat, hürriyet ve mülkiyet haklarını korumak için toplumsal hayatın gerçekleri olan adalet, kolluk kuvveti ve savunma ihtiyacını karşılamak için kurulmuş olan siyasal bir kurumdur.
Demokratik ve hoşgörülü olmak insan haklarının vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasiyi özümsemiş ve gerçekleştirmiş olan toplumlarda insan hakları geniş ve ileridir. Devletler yaptıkları yasal düzenlemelerde ve tüm etkinliklerinde insan haklarının özünü göz önünde tutmak ve buna zarar vermemek zorundadır.
İnsan her şeyin ölçüsü ve merkezi olduğuna göre, hukukun da ölçüsü insan ve onun hakları olmalıdır.