GÖZLEM
Özdemir BAŞAT Polis Enstitüsü 1968 Mezunu Kamu Yönetimi Uzmanı İletişim Uzmanı Renk Uzmanı |
İÇMEK ÜZERİNE
– Zemzem kuyusuna kadar gitti, hazır şişelerden içti.
– Uyurken sigara içemiyordu. Temelli uyuyunca tiryakiliği bıraktı.
– İyi gelir diye dualı su içti. Son duasını aynı hoca okudu.
– Bilmediği bir şey içti. Sabah yatağındakine “sen de kimsin” dedi.
– Sağlığında su içer, konserve kutusuna girince de zeytinyağı. Bildiniz mi?
– Toprak yağmuru içti, kafayı bulunca çamurlaşmaya başladı.
– Cola’yı hep şişeden içiyordu. Ağzı yuvarlak kaldı.
– Haplarını içmesi gerek. Sabah mavi, öğlen kırmızı, akşam yeşil… ı-ıh, sırası böyle değildi, derken öldü.
– Romalılar gibi içmeyi denedim, şöyle uzanmışken.
– Nefes boruma kaçtı. Ben zaten Ankara’lıyım.
– Gazete almaktan vazgeçince kaliteli sigara içecek parayı buldu.
– Bizim köyde çocuklar, ardıç liflerini gazete parçasına sarıp sigara niyetine içerdi. Hepsi okumayı öğrendi.
– Otobüs mola verince eli arkasında ıslıklanarak dolaştı, durdu. Binince hemen sigara içti.
– Kuzu emdiği zaman içmiş oluyor mu?
– Bombaladı kendi otomobilini; bir kapitalist gibi benzin içiyordu.
– Ben kitapta vaat edilen “Kevser”i peşin içmek istiyorum arkadaş!
– Neden kımız içemiyoruz? Henüz attan inip, altına geçemedik sağmak için.
– Parayı peşin al oğlum, bir duble daha içecekmiş.
İSTEMEK ÜZERİNE
– Bütün reklamlar paramı istiyor. Para verdiğini söyleyen milli piyango bile.
– Savaştılar. Barış istiyorlarmış meğer.
– Oy istedi, “Ne yapacaksın?” dedim, pişman ettim.
– Tavuk istemişti, götürdüm, kanatlarını tutup “ bunun pişmişi yok muydu?” dedi.
– Kur-an’ı okuyup anlamak istedim. Babam ‘çok kalın kafalısın” derdi, hâla okuyorum.
– Fasulye pilakisi yapsana, dedim. Tersliği tuttu yalınayağın, önce entari istedi.
– Kodese girip beleşten tıkınmak istiyordum. Ağzıma öyle vurdu ki, hepten aç kaldım.
– Gürültü etmemesini istedim. “şunu bağırmadan söylesene” dedi.
– Bunlar hep yanıt istiyor. Yani öğretmenler ve Savcılar.
– Kim demişti onu: “İsteyenin bir yüzü kara, vermeyen zenci”. Yok, o da karaydı galiba.
– Trafikçi kız pabucum kadar 14’lüyü kuşanınca beli bükülüverdi. Daha küçüğünü istiyor.
– “Bakın, bir şey istiyorsam nâmerdim, rahmetlinin koltuğu bana yeter” demişti birisi.
– Amerika’dan havalandı, İstanbul’da iniş istedi. Kuledekiler “Amerika’ da hava daha uygun yahu, dön” dedi.
– Hiçbir şey istemedi, uykum kaçtı.
KORKMAMAK ÜZERİNE
“Bir önceki sayfayı okuyup korkma, kalem benim elimde”.
– Karşıdan gelen kamyon şoföründen korkmayacaksın, balkonda oturup seyrediyorsan.
– Futbolda yenmekten korkmayacaksın. Yenilsen de dövüyorlar.
– Şimşekten korkmayacaksın, ışığını çakıp çakıp “ sel başladı mı?” diye bakıyor sadece.
– TV spikerinden korkmayacaksın. Giymezsin olur biter.
– Yağmurdan korkmayacaksın, donuna kadar ıslandıysan.
– Ev sahibinden korkmayacaksın, muslukları da kıracaksın, camı çerçeveyi de; parasını vererek.
– Düşmandan korkmayacaksın. Komutan öyle dediyse öyledir.
– Soba zehirlenmesinden korkmayacaksın, parasız kalıp kömür alamadıysan.
– Anılarını yazmaktan korkmayacaksın, öldükten sonra okunursa.
– İshal olmaktan korkmayacaksın, işin tuvalet bakıcılığı yapmak ise.
– Yaşlanmaktan korkmayacaksın, 80’inden sonra.
– “Sevgilim” demekten korkmayacaksın. Ona “Müdürüm” demekten daha kolaydır.
– Yıkanmaktan korkmayacaksın, teneşir tahtasına uzatılmamışsan.