EMNİYET TEŞKİLATINDA NASIL BİR YENİDEN YAPILANMA?
Yusuf Vehbi DALDA[1] |
Polis tehlikeli manevralarla kırılma noktasına[2]
getirilemeyecek kadar önemli bir alettir.
Louis CASAMAYOR
Fransız Yargıç
Esas konuya girmeden önce oldukça kaliteli bir baskı ile çıkartılan,yararlı ve meslek mensuplarının düşüncelerini açıklama ve paylaşma imkanını sağlayan ve günümüzde giderek önemi artan iç ve dış iletişimde aktif bir rol üstlenen,25.sayıya erişen Çağın Polisi Dergisi ve de adına yaraşır bir şekilde ortaya koyduğu medeni ve cesur çizgi-anlayış ile gerçekleşen 21.yüzyıla yakışan ve de hepsinden daha da önemlisi hep “sahipsiz” olduğu değerlendirilen Polis Teşkilatının okyanuslar ortasında yapayalnız bırakıldığının düşünüldüğü ve en çok ihtiyacının duyulduğu bir dönemde tutunacak en emin bir dal olarak var olması ve böyle bir dergiyi çıkaran değerli Emekli Emniyet Müdürleri derneğinin tüm yöneticilerine şükran ve minnetlerimi sunmak isterim. Onların,yılların zihin ve bedeni yorgunluğunu atıp stressiz ,sakin ve huzurlu bir dinlenme dönemi seçmeleri yerine ,yılların biriktirdiği sadece bilgi ve deneyimle değil, sanki bir “manevi yükümlülük” ve ünlü şairin dizelerinde belirttiği üzere :
“ Yalnız duyan yaşar” sözü,derler ki doğrudur,
“ Yalnız duyan çeker” derim,en doğru söz budur[3].
misali mesleğin tüm cefa ve sıkıntılarını yaşamışlığın verdiği sorumlulukla,dar ve sınırlı imkanlar ve bizzat fiili emek harcayarak dergiyi hazırlama ve çıkarılanları dağıtma yönündeki bu ulvi ,özverili çalışma ve özellikle Emniyet Teşkilatının henüz bir Dernek-sendika kısaca Sivil Toplum Kuruluşunun bulunmadığı şu dönemde bir can simidi gibi sorunların dile getirme ve bunlara çare önermede her türlü takdirin ötesinde bir hizmet verildiğinin hakkını teslim etmek gerektiğini düşünüyorum.
Konumuza dönersek, 59.Hükümetin hazırladığı Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısı 29.12.2003 tarihinde TBMM’ne gönderilmiştir.Tasarının kamuoyuna ilanından sonra çeşitli kesimler ve medyada yapılan eleştiriler doğrultusunda kısmen yapılan değişikliklerle verilen son şekli ile 57 sayfa olarak www.basbakanlik.gov.tr web sayfası ana sayfasında yer verilmiştir.
TBMM’ne gönderilen tasarıda “Polisin Konumunda” herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.[4]
Burada makalenin başlığı olan Emniyet Teşkilatında nasıl Bir Yeniden Yapılanma ile ilgili düşünceleri dile getirmeden önce, tasarıdaki şekliyle konumu kısaca tekrar gözden geçirmek gerekecektir.
Taslak Ocağın ikinci haftasında TBMM’de gündeme alınmış ve konu ile ilgili birkaç “cesur yürek” ve Polis kökenli milletvekillerinin gayret ve önerileri ile yapılan girişimler sonucunda, Anayasa Komisyonunun 15.01.2004 tarihli toplantısında yapılan görüşülmesi esnasında verilen önergelerle;
“Tasarının 28inci maddesinin başlığı “ Hiyerarşik kademeler ve birim unvanları” şeklinde değiştirilmiş; son fıkrasına istisnalar arasına “Emniyet Genel Müdürlüğü” ibaresi eklenmiştir.Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilat ve kadro unvanları açısından maddede öngörülen düzenleye uygun düşmediği için istisnalar içine alınması, Komisyonumuzca uygun görülmüştür.Madde bu çerçevede kabul edilmiştir.”
Yukarıda paragrafta açıklanan gelişmelerde sözü edilen değişiklikle endişelerin bir kısmı ,özellikle rütbe ve hiyerarşik kademelerle konusunda amaca ulaştırılacak düzenleme sağlanmıştır,ancak istenilen ideal statüye ulaşmak için 48.maddede de gerekli değişikliğin yapılması gerekmektedir ve bu konudaki genel eğilim ve çabaların devam ettirilmesi ile taslağın TBMM Genel Kurul görüşmeleri esnasında bunun da gerçekleşebilme imkan ve umudu doğabilecektir.
Bu, Polis Teşkilatı için,sadece bir kamu kuruluşunun daha iyi yapılanması,yönetilmesi ve hizmet vermesi açısından değil, ama daha genel bir değerlendirmede bundan çok daha ötesinde “Bu Mesleğin Onuru” açısından daha bir önem arz etmektedir.
Yıllarca bize anlatılan ve gerçek yaşamda,günün her saatinde ve ülkenin her sokak ve köşesinde ve hemen her vatandaşın devletle ilişkisinde vatandaşın ilk başvuru mercii olarak “Polis” devletin somut bir görüntüsüdür. Bu nedenle de, esasında yaptığı hizmet açısından artık modern bir devletin bile yerine getirmede zorunlu görüldüğü “olmazsa olmaz” sayılan Adalet,Güvenlik,Dış Politika,Savunma gibi temel hizmetlerini yürüten diğer birimlerle aynı düzeyde değerlendirilmesinin gerektiği kaçınılmazdır.
Adaletin ilk kapısı “Karakol” ise
ve Polis Marşının nakarat kısmında ,
“ Hudutta ordu bekler,dahilde biz bekleriz,
Biz kanunun,rejimin timsali polisleriz”
Şekilde belirtildiği gibi hizmet veriliyorsa,bu daha da kaçınılmazdır.
Çağın Polisi Dergisinin 25.Sayısında dile getirilen “1970 yılındaki taleplerin “ yapıldığı sırada çok sık dile getirilen “ağlamayan bebeğe mama verilmez” sloganı ile yapılan girişimlerde o günün şartlarında bazı iyileştirici düzenlemeler gerçekleştirilmişti.Şu an,çok şükür belki, ağlamaya gerek bile bulunmuyor ama ülkedeki en çok satılan gazetedeki yazarın[5] vurguladığı gibi “Hakkını aramayana hakkın verilmediğini hatırdan çıkarmayarak” bu “ilk tasarının ilgili maddesindeki değişiklikle ilgili amaca ulaşmak için çok ciddi,titiz,sistemli ve bir bütünlük içinde bir gayret gerekiyor.Bu arada, son haftaların Türkiye gündemine yerleşen ve her hafta büyük halk topluğunu ektisi altında alan “Popstar” yarışmasındaki yarışmacılarından henüz tam hakim olamadığı dilde en zor şarkı ve türküleri büyük bir azimle öğrenen ve buna uygun ruhla seslendiren ve halkın en azından takdirini kazanan Elena’nın elendiğinde bile bunun hak etmediğinin seslendirildiği gibi,üstün bir çaba gerekiyor.Aksi takdirde,elendiği zaman, anadilde her gün söylenen şarkı sözlerini unutan diğer yarışmacının olduğu gibi dökülen gözyaşları bile boşa akıtılmış olur…
Umuyor ve bekliyoruz ki,ülkede bugün huzur ve asayişin sağlanmasında büyük özveri ile görevini yapan ve ileride de,sağlıklı bir yeniden yapılanmanın sağlanmasıyla, daha da iyi yapacak olan Polis Teşkilatı’nın bu dilek ve haklı talebi halk tarafından benimseneceği gibi,bu halkın temsilcileri olan milletvekilleri tarafından da dikkate alınacağı ve TBMM Genel Kurulunda komisyonlarda sergilenen aynı olumlu özen gösterilecek ve bu hususun düzeltilmesi yönünde gerekli girişim ve çalışmalar yapılacaktır.
Bunun sağlanacağı umudu ve varsayımı ile, Poliste bir yeniden yapılanma nasıl olmalıdır?
158.yılı idrak ettiğimiz ve içinde bulunduğumuz 2004 yılında 159 .yılını kutlamaya hazırlandığımız Emniyet Teşkilatı dün olduğu gibi bugün kendine düşen görevleri bihakkın yerine getirmekle ve gelecekte aynı ve daha da iyi bir şekilde yerine getirecek olmakla beraber acaba bugün ideal bir yapılanmaya sahip midir? Her şeyi yerli yerine oturtmuş ve 200 bine yakın personeli ile sorunlarını çözmüş ve gönül rahatlığı ile hizmetlerini yürütmekte ve de mensupları mutlu mudur?
Bu sorulara bir çırpıda “evet” diyebilmek mümkün olamadığı gibi,çok geriye gitmeye gerek kalmadan son 2-3 ay içinde sadece medyaya yansıyan makale ve haberlere bir göz atmakla bile bunun cevabının şu an için “EVET” olmadığı rahatlıkla görülebilecektir.Yansımayan veya yansıtılamayan sorunları, idare ile olan dava sayısındaki miktarın çokluğunun[6] göz önüne alındığında sonuç olarak ,her büyük teşkilat gibi,Emniyet teşkilatının önemli sorunları olduğu,daha doğrusu “Sistemini tam olarak kurup,oturtmadığı” kendiliğinden görülebilecektir.
Kamuda Yeniden yapılanma Projesi ve bu çerçevede yapılacak çalışmalar bu açıdan iyi değerlendirildiğinde belki de bu alandaki sorunların çözülebilmesinde çok iyi bir vesile olabilir ve öyle de kabul edilmelidir.Geçmiş yıllarda Teşkilat bünyesinde bu alanda birçok düzenleme getirici çaba oldu, her ne kadar bir kısmı objektif,katılımcı ve sağlıklı bir düzenleme olmadığı için Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş ise de, genel bir iyileştirici düzenleme için gerekli olan “siyasi irade” bugünkü kadar net değildi,bugün böyle bir irade ortaya konmuş olduğuna göre,hep beraber bunu en iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekir.
KYTT tasarısı konusunda yapılan çok çeşitli tartışmalarda dile getirildiği gibi esasında tasarının genel gerekçeleri üzerinde neredeyse ortak bir kanaat oluşmuştur[7] ,bu satırların yazarı da bu gerekçelerin büyük bölümüne katılmaktadır,yani amaç ortaktır, şimdi bu amaca ulaşacak en uygun metodu bulmak gerekir.Emniyet Teşkilatı için ,bunun, kendi özel yasası çerçevesinde, karar alma,uygulamama ve yönetim süreçlerinde sistematize olmamış,geleceği öngörme misyonundan yoksun bir teşkilat (etki-tepki ilkesiyle çalışan) yerine, sokaktaki insanı ile tepedeki insanı eş düzeyde tutacak düzenlemeler ile, olabileceğini değerlendiriyoruz.Bunun sağlanması da mümkün olursa,geriye,projenin kararlılık,sabır,titizlik ve ciddiyetle hazırlanması ve uygulanmasının belirlenen süreli periyotlarla takibi kalmaktadır.Hedeflenen amaca ulaşmak için de hep birlikte bunu yapmak zorundayız.
Bu özet gözlemden sonra,kendi kendimize şunu sormalıyız:Acaba şu an Polis Teşkilatı tarafından yürütülen hizmetlerin tümünü yapmak zorunda mıyız? Hepimizi hatırındadır,yıllarca-gerçekten de öyle olduğu için- uzun listeler hazırlayarak Polise görev veren yasalardan söz ederek, polisin sırtına pek çok gerekli-gereksiz hizmetler yüklendiği ve bunların altından kalkmakta zorlandığımız ve de asli görevimizi layıkıyla yapamadığımızı dile getirmedik mi? İşte,şimdi,bu aşamada,bize, bu hizmetlerde bir ayıklama yapma fırsatı veriliyor. Zaman, yabancı filmlerdeki evlilik sahnelerinde çok özlü olarak sahnelendiği gibi “Ya bildiklerimizi,birikimimiz,deneyimlerimizi söyleyip-uygulamaya koymaya çalışacağımız,ya da bir ömür susmamız,içimize atmamız,sohbetlerde dertlenmeyeceğimiz” andır.
Her halde böyle uygun bir fırsat çıkmışken,birincisini kullanmak en akla yakın yol olmalıdır.
NE YAPILMAMALI?
Bir yapılanma aşamasında yazılan ve söylenen parlak sözler kadar ve “Ayınası iştir,kişinin sözüne bakılmaz “ misali yapılan icraat önem arz ettiğinden ve maalesef çoğu kez teori ve pratik arasındaki fark gibi söylenen ve yapılan arasında da oldukça önemli farklar ve çoğu kez çelişkiler de bulunduğundan,
Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı genel gerekçesinin;
68. sayfasındaki “….kapsamlı bir çerçeve ve uzun vadeli bir perspektif içinde,merkezi idare ve mahalli idarelerde “iyi yönetişim” ilkelerini hayata geçirmeyi hedeflemektedir.
70.sayfadaki kamu yönetimi Temel kanunu,dünyada yaşanan bu gelişmeler ve çeşitli ülkelerde yaşanan tecrübeler ışığında ülkemizi 21.yüzyıla çağdaş bir yönetim zihniyetine ve yapısına kavuşturmak amacıyla hazırlanmıştır
Aynı sayfadaki :
- Şeffaf olma,
- Katılımcı olmak
- Düşük maliyette çalışmak
- Öngörülebilir olmak…
71.sayfadaki
- Stratejik yönetim anlayışı içinde öncelikli alanlara yoğunlaşır,performansa ve kaliteye dayanır,
- Hesap verebilirliği artırır
73 sayfadaki
- Stratejik açık
- Bütçe açığı
74 ve 75 sayfadaki “ verim kayıpları ve menfaat ilişkilerinin kamu kaynaklarının kullanımında genel faydanın önüne geçmesi etkili olmuştur..
78 sayfadaki. Bütün bu özellikler aşırı büyüme …..pekişmektedir.
85.sayfadaki:..
En az bunlar kadar anlayışların ,düşünüş ve davranış kalıplarının değişini de içermektedir.
“..Yönetim zihniyetinin değişmesi”..
88 sayfadaki bu kanunda ifade edilen anlayış ve yapı çerçevesinde kendi kuruluş kanunlarını ve kamu hizmetleri ile ilgili diğer kanunları gözden geçirmeleri gerekecektir.
İfadeleri çerçevesinde, halen TBMM ‘de görüşülmekte olan ve kısa süre içinde yasalaşması beklene kanun çıkıncaya kadar kamuda “Herhangi bir yeni birim,okul ve benzeri kuruluşun yapılması-açılmasının”
Özetle :”Ya olduğun gibi görün,
Ya göründüğün gibi ol”
Felsefesi doğrultusunda uygun olmayacağı değerlendirilmektedir.
Bu husus bazen en az daha sonra yapılacaklar ve belki ondan da fazla önemlidir.
Sürecek….
[1]1.Sınıf Emniyet Müdürü,APK Uzmanı ( Bu makaleye tek bir imza atılmakla beraber çok sayıda meslektaşla yapılan sohbet,istişare ve de özellikle genç meslektaşların akılcı önerileri değerlendirilerek ve sorumluluğu alınarak bir nevi ”Potpuri” bir yazı hazırlanmıştır.Bazıları unutma endişesi ile isimlerinin zikredilmediği bu meslektaşlarıma teşekkür eder,makalenin Teşkilattaki gelişmeye bir nebze yararı olacaksa,bunda paylarının olduğunu belirtmeyi bir borç bilirim).
[2] Polis Dergisi, hazırlanan sayı ,La Police , İkdidar karşısında polis Bölümü, Fransızca’dan çeviri:Mustafa Kandemir,APK D.Bşk. Emniyet Amiri
[3] Yahya Kemal Beyatlı,Kendi Gök Kubbemiz,Düşünce
[4] Çağın Polisi Dergisi,s.25 (Bu makalenin taslağı yapılmış ve yayın verilinceye kadar olan gelişmelere göre bazı değişiklikler yapılmıştır-TBMM gelişmeler bu zaman içinde cereyan etmiştir)
[5] Hürriyet, 21.01.2004, Ne Zaman Adam Oluruz, Fatih Altaylı
[6] Polisten Polise 3310 Merkez,2001,sayfa 110,Erol Özdemir,1..Sınıf Emniyet müdürü,APK Uzmanı
[7] TESEV’e göre 6-7 kişiyle reform yapılmaz, Meral Tamer,Milliyet ,09,01,2004