Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

DOĞRULAR VE YANLIŞLAR

                          

                                                                                                             Kemalettin ERTAN

                                                                                                           Emekli Emniyet Müdürü

 

SEVGİ VE SAYGI – 2

(Sevgiler Ertelenmemeli)

 

            Bu yazıma Behçet Necatigil’in “ Sevgilerde” adlı şiiri ile başlamayı uygun buldum.

  

            Sevgileri yarınlara bıraktınız

            Çekingen, tutuk, saygılı.

            Bütün yakınlarınız

            Sizi yanlış tanıdı.

 

            Bitmeyen işler yüzünden

            (Siz böyle olsun istemezdiniz)

            Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

            Kalbinizi dolduran duygular

            Kalbinizde kaldı.

 

            Siz geniş zamanlar umuyordunuz

            Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek,

            Yılların telaşlarda bu kadar çabuk

            Geçeceği aklınıza gelmezdi.

 

            Gizli bahçenizde

            Açan çiçekler vardı,

            Gecelerde ve yalnız.

            Vermeye az buldunuz

            Yahut vakit olmadı.

 

            Evet, çoğu kez ertelemişizdir sevgimizi.

Ya çekingen, ya sıkılgan, ya utangaç olduğumuzdan, ya da ihmalkârlığımız, biraz da aile ve toplumun baskıları yüzündendir bu erteleme.

        Yüreğimizde dopdolu duran sevgiler, bir kaynak, bir pınar, bir hazine gibidir. Ne yazıkki çoğumuz bunun pek az farkındayız.

          Ben şahsen, sevdiğim insanlara, özellikle de küçüklük dönemleri hariç çocuklarıma “Seni Seviyorum” diyememiş olmanın üzüntüsünü yaşayanlardan biriyim.

            Sevgi; tavır, davranış ve bakışlarla belli edilse bile, sözle de takviye edilerek bütünlük kazandırılmalıdır. Buna daha çok da çocuklarımızın ihtiyacı vardır. İlgisizlik ve bilhassa da sevgisizlik onları başka arayışlara yönlendirmektedir.

            “Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu” deyimi bu açıdan bir gerçeği yansıtır.

            Teknik, yararları yanında zararlı yönleri ile de gündemde. İşte, başta internet olmak üzere iletişim arçlarındaki çocuk ve gençleri yanlışa iten yayınlar. Bu yüzden bilhassa genç beyinlerin hasara uğratılışı, zehirlenişi. Yanlışı seçenlerden, satanistlik ve benzeri akımların kurtuluş olduğunu zannedenlerin türeyişi.

            Böylece, aileden ve toplumdan kopmalar, intiharlar ve cinayetler.

            Bir yandan da yolsuzluklar, anarşi, terör ve hiç bitmeyen, bitirilmek istenmeyen savaşlar.

            Bütün bunlara karşı koyacak tek güç var.

            O da SEVGi’dir. Öncelikle de insanlık sevgisi.

            Soyut kavramlar olan “İnsanlık” ve “Sevgi” sözcüklerinden oluşan “İnsanlık sevgisi” ;

          Bütün insanların sevecenliklerini söz, tavır ve davranışları ile belli ettikleri bir sevgi türüdür. Dolayısıyle birçok sevgi türünün de temel taşıdır. Zaten sevdiklerimiz ve sevebileceklerimiz o kadar çok ki saymakla bitmez. Yeter ki sevgi pınarımızın musluğunu açık tutmayı becerebilelim.

             Acaba sevgileri derecelendirip ölçebilirmiyiz?

       Sanmıyorum. Zira, bizim “Çok” dediğimiz, bir başkasının “az”ı kadardır belki de. Bu nedenle, en kötü en acımasız tanımladığımız birinin yüreğinde taşıdığı, herhangi bir konudaki sevgi kırıntıları bazen bizdekini aşabilir.

           Öyleyse gelin, şairin dediğini hatırlayalım, sevgileri ertelemeyelim. Çünkü mutlu anılarımızı çoğaltmak birazda buna bağlı.

           Yeter ki sevgimiz yapmacık ve sahte olmasın.