DOĞRULAR VE YANLIŞLAR
Kemalettin ERTAN Emekli Emniyet Müdürü |
YAŞAMDAN GÖRÜNTÜLER
Yaşıyoruz, ama nasıl?
İyilerle, kötülerin, yanlışlarla doğruların, güçlülerle güçsüzlerin, mutlularla mutsuzların arasında yaşayıp gidiyoruz işte.
Şöyle bir etrafınıza bakın.
İnsanlarımızın çoğu, üzüntülü, sıkıntılı, sinirli, küskün veya tedirgin.
Mutlu görünenlere pek az rastlanıyor.
Acaba neden? Kanımca tek neden var, o da;
Yarınlar için duyulan endişedir. Bir başka deyişle de, geleceğe güvenle bakamamanın yarattığı karamsarlık.
Siyasi, sosyal ve ekonomik yapılardaki, bozukluk, olumsuzluk ve dengesizlikler yüzünden, işsiz, güçsüz ve yoksulların durumu ortada.
Buna bir de; sorunları çözmekle görevli olanlardan; bulundukları yerin hakkını veremeyen yada hakkı olmayan yerlerde bulunanları,
Sevgi ve saygıyı unutanları,
Paylaşmaya yanaşmayanları,
Her türlü duygu sömürücülerini,
İnsaf ve merhametten nasibi olmayanları,
Akıl, mantık ve iz’an özürlülerini eklerseniz, nasıl bir ortamda yaşamakta olduğunuzu fark eder ve ister istemez sorarsınız;
– Biz bu kadarını hak ediyor muyuz?
Hayır arkadaş hak etmiyoruz.
Toplum adına yönetimi üstlenmiş olanlara İNANARAK VE GÜVENEREK yaşamak istiyoruz.
Zaten tek çıkış yolumuz da bu.
Aslında, inanılan ve güvenilen insan olmak hiçte zor değil.
Yeter ki, kişisel çıkarlar korunurken, başkalarının hak ve hukukuna riayetin şart olduğu unutulmasın.
Bu konuda polisimiz, örnek kuruluş olmak zorundadır.
***
YABANCI SÖZCÜKLER
Sizin de dikkatinizden kaçmamıştır.
Hani şu yabancı sözcüklere olan merakımız.
Bazen, insan kendini başka bir ülkedeymiş gibi hissediyor.
İşyerleri, çeşitli tesis, cadde ve sokak tabelalarında, satışa sunulan malların üzerinde; ne anlama geldiğini bilmekte zorlandığımız sözcükler görüyor ve bunların hızla yaygınlaştığını fark ediyoruz. Ayrıca, konuşma ve yazılarda da yer alıyor bu tür sözcükler.
Acaba bütün bunlar, “Avrupalı” olmaya heveslendiğimiz için mi?
Yoksa bir özenti, yada ticari ve politik faaliyetlerin gereği mi?
Belki de, Dünya küçüldüğü için güçlü devletlerin kendi lisanlarını “Dünya Dili” haline getirmeyi amaçlamış olmalarındandır.
Yaşadığımız gezegende, yeniliklere uyum sağlamaya evet, ama, benliğimizden taviz vermeye hayır.
***
Evet dostlar, bütün terslik ve yanlışlıklara rağmen, yaşamak yine de güzeldir.
Bunun için, yapmanız gereken birkaç şey var.
1- Doğruların yanında yer alıp, yanlışlarla ve yanlış yapanlarla mücadele etmek,
2- Hangi durumda olursak olalım. “Nasıl mutlu olurum” un yollarını aramak.