Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

DİLENCİLİK VE POLİS

 

 

                     Metin ÇINAR                                        M.Esat TOPCUOĞLU

                     1. Sınıf Emniyet Müdürü                      1. Sınıf Emniyet Müdürü

                     Polis Başmüfettişi                                Polis Başmüfettişi

 

 

 

            Dilencilik T.C.K.’nun 544 maddesinde yer alan kabahat nevinden bir suçtur.

 

            Türk hukuk sözlüğünde dilencilik terimi genel olarak; hukuki bir yetkisi olmadığı halde ve hiçbir iş emek ve menfaat karşılığı olmaksızın başkalarından para veya başkaca maddi yardım istemektir şeklinde tanımlanmaktadır.

 

            Böylece dilencilik huhuken korunması gereken bir meslek olmamakla birlikte her hangi bir ticari faaliyet olarak da düşünülemez. Vatandaşların serbestçe dilenme hak ve hürriyetlerinin bulunduğu da söylenemez.

 

            Kanun koyucu; dilencilikle ilgili maddenin hazırlanışı sırasında, dilenciliğin ülkenin sosyal bir problemi olduğunu, sapasağlam olmalarına rağmen normal kazanç yolları dışında kişiliklerini zedeleyerek ellerini kollarını acıma duygusuna açan kimselerin yasalar karşısında sorumlu tutulmasını öngörmüştür. Gerçekten dilenciliğin sosyal yaşamın bir yarası olarak düşünülerek, bu eylemin sadece cezai müeyyideleri  ile yetinilmemiş bunlarla birlikte sosyal ve idari düzenlemelerde getirilmiştir.

 

            Mevzuatımızda; T.C.K.’nun hükümlerinden başka değişik oluşumlara da yer verilmiştir.

 

            Bu bağlamda Belediye Kanununda dilencileri dilenmekten men edici tedbirleri almağa zorunlu kılan hükümler konmuş, anne ve babası tarafından ihmal edilip dilenciliğe sürüklenme tehlikesine maruz kalan çocuklar korunmaya muhtaç çocuklar kapsamına alınmış, ayrıca Yardım Toplama Kanunu düzenlenerek dilenciliğin önlenmesine yönelik yasal tedbirlerin alındığı da anlaşılmıştır.

 

            Dilenciliğin insanlık onuru ile bağdaşmadığı, sosyal, ekonomik ve psikolojik sebeplerinin olabileceği düşünülebilir.

 

            Yasaya göre; Dilencilik suçu talep etmekle oluşur. Ancak, bu sözlü istekten başka,  kavramın geniş yorumlanarak, el ve mendil açmak gibi eylemlerle isteğin açıklanmış sayılması gerekir. Ayrıca fiilin alenen işlenmesi gerekir, zira maddenin “dilencilik ederken tutulursa” hükümden bu anlaşılacağı, ayrıca dilencilik yapan kişinin iş bulamamış olmasının da mazeret sayılmayacağı dilenciliğin devamlı bir geçim vasıtası haline getirilmesinin şart olmadığı tekerrür nedeni ile cezanın ağırlaştırılmasının gerekebileceği, dilenirken kendisini acındırarak, karşı tarafın merhamet ve dini duygularını istismar etmek sureti ile para veya maddi bir değerinde söz konunu olabileceği anlaşılmaktadır.

 

            T.C.K.’nun 545 maddesi ise; 15 yaşından küçük çocukları toplayarak dilencilik ettirmekten, velayet, vesayet ve nezaret münasebeti ile 15 yaşından küçük çocukları dilenmeye veya dilencilikte kullanılmasına müsaade etme eylemlerini hüküm altına almıştır.

 

            Velayet ve vesayet Medeni Kanun hükümlerine göre tespit edilmeli muhafaza ve nezaret ise hukuki bir muameleden veya fiili bir durumdan doğmaktadır. Bunlara örnek olarak Eğitim ve Öğretim, dadılık ve süt annelik gibi ilişkilerde açıkça izin vermeyi kapsamaktadır. Kanun Maddesinde küçük çocuğun dilencilik yapma arzusunun kendisinden gelmiş olmasının da ayrımı yapılmamıştır.

 

            Yukarıda belirtildiği gibi dilencilik T.C.K.’nda yer alan bir suç olmasına rağmen bu suçla ilgili tüm işleri ve mücadele sadece belediye görevlilerine bırakılmış adeta adli bir suç olmasına rağmen genel zabıta olan polis bu konuda adli ve idare görevini art niyet olmaksızın bir bakıma ihmal etmiştir.