Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

DİKMEN VADİSİNİN FİL MEZARLIĞI

                                                                                                                 Dr.Kemal SARIDAĞLI

                                                                                                                1.Sınıf Emniyet Müdürü

                                                                                                                        Apk Uzmanı

 

                Henüz ilkokul sıralarında okurken Ankara’nın Konya ve Adana istikametini bağlayan ana yoldu. Hatta Keklik Pınarı denilen mesire yerleri, bağları, akan pınarları vardı.

 

                Yukarıda sözünü ettiğimiz yer Dikmen Vadisidir. Başkentimizin bu tarihi semti günümüz şartlarına uygun şekilde gelişen, lüks ve görkemli yapıları ile göz doldurmaktadır.

 

                Her zaman ileriyi gören Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk Ankara’ya ilk ayak bastığında Ankara’nın seğmenleri tarafından bu vadinin sırtlarında karşılanmamış mıydı? Demek ki ayrı bir özelliği vardır Dikmen Vadisinin. Dikmen Keklik Pınarı’ndan aşağıya doğru indikçe bugünkü ismi olan Dikmen Caddesinin bitimine yakın sağ tarafta kocaman görkemli binaları göreceksiniz. İşte burası Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ana binasıdır. Emniyetin bütün ünite ve birimleri burada toplanmışlardır. Ama ne toplanma! Bir oda ki bu oda, azami iki veya üç kişi olması gerekirken daha fazla insanlar yani daha fazla idare ve yöneticiler bulunmaktadır. Gerçi bunada şükür etmek gerekir ki bunu da bulamayanlar yani odası dahi olmayan idareciler vardır. İşte benim esas bahsetmek istediğim “fil mezarlığı” bu noktada başlamaktadır.

 

                Bu mevkilere gelmek için büyük mücadeleler veren insanlar (idareciler); kimi İl Emniyet Müdürlüğü yapmış, kimi Daire Başkanlığı yapmış, hatta Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı yapmış, kariyerli, deneyimli, disiplini pırıl pırıl temiz sicilli müdürlerimiz ve idarecilerimiz vardır.

 

                Eğer bu idarecilere özlük hakları verilmez, deneyimleri eğitimleri ve kültür hazinelerinden faydanılmazsa yukarıda adı geçen “fil mezarlığı” ortaya çıkar.

 

                Bu mezarlığa atılanlardan birisi de Dr.Kemal Sarıdağlı’dır. Bakalım bu mezar taşında neler yazıyor? Önce polis memuru oldu. Hedefi yükselmekti. Bunun içinde yılmadan bıkmadan, azimle yoluna devam ediyordu. Mutlak başarının da ilim, irfan ve eğitimden geçeceği muhakkaktır. Onun içinde gözü yükseklerde olan ve memleketine, milletine, ve vatanına faydalı olacak amirler sınıfına girmekti; neden olmasınki . Gururla görmekteyiz ki…

 

                Millet Meclisinde millet vekili ve Bakanlık koltuğuna oturmuş o kadar Emniyet mensuplarımız vardı ki bugün bunlarla övünüyor ve gururlanıyoruz. İşte ileriye doğru gitmenin de  yolu  eğitimden geçmesi muhakkaktır.

 

                İşte Dr. Kemal Sarıdağlı’da bunun böyle olacağını bilmekteydi ileride büyük mevki ve idareciler sınıfına girmek için durmadan gece gündüz sabırla başladı okumaya ve bakalım nereleri okudu!

         –          Polis Akademisi

         –          İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi

         –          İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden Yüksek Lisans

         –          İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Bölümünden Doktora tezini vererek “Doktorluk” ünvanını aldı.

İşte mezar taşında yazılacak başka yer kalmayacak kadar dolu, tecrübeli, temiz sicilli bu kişi ancak APK Uzmanlığına kadar yükselebilmiş olan Dr.Kemal Sarıdağlı, bu mezarlıktadır.

                Ruhuna El Fatiha!..

                Fakat benim burada niyetim kendimi övmek veya sızlanmak değildir. Bu fil mezarlığının içinde daha nice ünvanlı, kariyerli müfettişlerimiz, uzmanlarımız olduğu bilinmektedir. Ama bizi idare eden yöneticilerimiz hiç akıllarına geldimi ki bu ünvanlı, yetenekli deneyimli Müdürlerimiz ne yapıyorlar?

                Bunların deneyim ve tecrübelerinden nasıl faydalanılır diye hiçbir yöneticimiz sormuşmu dur?

Örneğin; kendim bir takım sorunlarımı dile getirmek için Sn.Genel Müdürümüze görüşmeye gittiğimde randevusuz görüşülemeyeceğini, onun içinde randevu alınmasını söylediler. Ben de randevu talep ettim. Bir ay kadar bekledim, cevap yok, 2-3 defa tekrar gittim yine görüşemedim ve kendi kendime kırıldım, içimden şöyle bir soru geçti.

               

              Bizleri idare eden ve mesleğimizin en yüksek makamı olan Sn.Genel Müdürümüze ziyareti gerçekleştiremeyen 1.Sınıf Emn.Md.APK Uzmanı derecesine gelmiş bir Emniyet Müdürü  olarak ulaşamıyor ve randevu da gerçekleştiremiyorsa aldığım unvan ve rütbelerinde hiç değeri olmadığı anlaşılmıştır.

               

             Kendi birimimin en üst düzeydeki idarecilerimize derdimizi anlatamaz isek bu sefer çareleri başka yerlerde başka idarecilerden mi veya siyasetcilerden mi? Umut bekleyeceğiz.

               

             Ben isterdim ki kendi birimindeki, kendi emrinde müdür veya polis memuru olsun sorunları dinlenmesi haklı veya haksız olduklarının  çözüleceği makam Emniyet Genel Müdürlüğü Makamı olması gerekirdi.

               

            Şüphesiz ki mesleğimiz disiplin mesleğidir. Üst makamlara terfi edilmesi içinde mutlaka önce sicil, kıdem ve liyakat sistemi uygulanmaktadır. Bu sistem ile terfi edenlere saygım sonsuzdur. Kıskanmıyorum ve kendilerini tebrik ediyorum. Ama bu makamları layikıyla almayanlarıda tenkit ediyorum.

               

             Sizce bu filler mezarlığı hak ediyorlarmı?

             Taktir sizlere aittir.