Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

DEĞİŞİK HIZ DENETİM YÖNTEMLERİNİN SÜRÜCÜ HIZ SEÇİMİNE ETKİLERİ

 

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TRAFİK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

ARAŞTIRMA RAPORU

I.GİRİŞ

Karayolu Trafik Güvenliğinin sağlanmasında, eğitim ve mühendislik hizmetlerinin geliştirilmesine paralel olarak, trafik denetiminin de etkin biçimde yerine getirilmesi önem taşımaktadır. Trafik denetiminin temel hedefi, yol kullanıcıların güvenli olmayan davranışlarını en aza indirgeyerek, trafik kazalarını ve yol açtığı kayıpları azaltmaktır.

Denetimin temel amacı, daha fazla ceza yazarak sürücüleri cezalandırmak değil, yol kullanıcıların “algılanan yakalanma risklerini” arttırarak, trafik güvenliği açısından tehlike yaratan davranışları üzerinde caydırıcı etki yaratmaktır. Algılanan yakalanma riski, sürücünün herhangi bir trafik kuralına uymama durumunda,trafik polisi tarafından yakalanma olasılığını öznel olarak değerlendirmesidir. Diğer bir ifadeyle, sürücülerin kurallara uygun davranmalarında, gerçek (nesnel) yakalanma olasılığından çok, yakalanma olasılığını yüksek olarak algılayıp algılamadıkları daha etkili olmaktadır (Åberg, 1998). Sürücüler tarafından algılanan yakalanma riski, denetim faaliyetlerinin yoğunluğu ve tehdit ediciliği ile artış göstermektedir.

Denetimin yoğunluğu, denetim birimlerinin sayısının ve görünürlüğünün artırılmasıyla, tehdit ediciliği ise, denetim ekiplerinin tanınabilirliğinin ve kural ihlalinde bulunan sürücüleri yakalamaya hazır olduğu izleniminin verilme derecesi ile ilgilidir. Algılanan yakalanma riskinin artırılabilmesi için her iki olgunun etkin olması gerekmektedir.

İdeal olan, algılanan (öznel) yakalanma riskinin, denetim (gerçek yakalanma riski) faaliyetlerinin yoğunlaştırılması ile arttırılmasıdır. Denetim yoğunluğu doğrudan doğruya personel ya da teknolojiyi kullanacak şekilde gerçek anlamda artırılarak, kural ihlallerinde gereken cezai işlemlerin eksiksiz olarak uygulanması bu etkiyi sağlayacaktır. Ancak, buna imkan bulunmayan yerlerde, geçici olmak suretiyle, sürücülerde trafik-polisi=ceza koşullanmasına bağlı davranışsal değişiklikler sağlayabilecek nitelikte ayırt edici ipuçları kullanılabilir (Köksal,1998) 

Denetimin etkinliği ile kaza sayıları arasındaki ilişkilerin incelendiği çalışmalarda, denetim düzeyinde belirgin bir artış olmadığı takdirde, kaza sayılarında belirgin bir azalma olmadığı görülmüştür. Ayrıca, bu araştırmaların sonuçları denetim yoluyla elde edilen güvenlik etkilerinin, deney mahalli ile sınırlı olan alanlarda başarılı olabileceğini, genel bir etki yaratmayacağını göstermektedir. 

I.A.TRAFİK DENETİMİ – SÜRÜCÜ DAVRANIŞI – KAZALAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER 

Trafik kazalarının büyük bir oranının insan faktörünün çeşitli yönleri nedeniyle meydana geldiği kabul edilen bir gerçektir. Bu insan faktörlerinden biri kaza riskiyle ilişkili olan trafik yasalarının ihlal edilmesi davranışıdır. 

Tüm ülkelerde yasaların çiğnenmesi, trafik kaza sayısının artmasına neden olmaktadır. Norveç’te yapılan bir araştırmaya göre (Elvik,1997) en fazla ihlal edilen 16 trafik yasası belirlenmiş ve bu ihlallerin ortadan kaldırılması durumunda, ölümlü karayolu kazalarında % 48 oranında azalma sağlanabileceğini ileri sürmüşlerdir. İsveç ‘de ise ölümlerin % 76, ölüm ve yaralanmaların ise % 48 oranında azalacağı tahmin edilmektedir. Evans (1991), ABD’de trafik ölümlerinin, alkollü araç kullanılmadığı takdirde % 40 oranında azalacağını varsaymaktadır. 

Araştırmalar, sürücülerin en fazla ihlal ettikleri trafik kuralının hız limitleri olduğunu ve yol durumuna, ülkeye ve denetim yoğunluğuna  bağlı olarak, hız sınırlarını % 20-80 arasında aştıklarını göstermektedir. 

Trafik denetiminin asıl amacı, sürücüleri kaza riskini arttıran ihlal davranışlarından caydırarak, kazaların oluşmasını engellemektir. Ancak, kazaları azaltmak için hangi denetim düzeyinin yeterli olabileceğine karar verebilmek için öncelikle, trafik davranışını geliştirmek için ne kadar denetime ihtiyaç olduğuna cevap verebilmemiz gerekir.

I.B.HIZ DENETİM YÖNTEMLERİ 

Hız denetim yöntemlerinin her biri caydırıcılığı maksimum düzeyde arttırmayı amaçlamakla birlikte, bu yöntemlerin yol kullanıcı davranışları üzerindeki etkisi konusunda farklı yorumlar bulunmaktadır. 

I.C.SABİT VE SEYİR HALİNDE DENETİM 

Sabit denetim yönteminde, araçların hızlarını kaydeden kısmen gizlenmiş bir polis aracı (genellikle  sivil) ile daha ileriki bir noktada bekleyen ve kural ihlalinde bulunan sürücüleri durdurarak işlem yapan başka bir araç (resmi) daha kullanılmaktadır. 

I.D.SİVİL VE RESMİ ARAÇLARLA SABİT DENETİM 

Sivil denetim araçlarının etkilerine ilişkin yapılan çalışmaların sonuçlarına göre bazı araştırmacılar herhangi bir etki bulamamış, diğerleri ise, aynı güzergahlarda seyir halinde yapılan resmi ya da sivil denetimlerin, sabit denetimlerden daha az etkili olduğu sonucuna varmıştır. 

Genellikle denetimlerde,  hem resmi,  hem sivil ekip araçları kullanılmaktadır. Her iki denetim yönteminin de avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Resmi araç kolayca görüldüğü için, denetim aracı olarak kullanıldığında genel bir önleyici etkisinin olduğu görülmektedir. Normal koşullarda, resmi aracı gören sürücü, hızını azaltarak emniyet kemerini kontrol eder ve denetim ekibinin bulunduğu yerden belirli bir mesafeye kadar kurallara uygun davranmaya çalışır. Bu durumda resmi aracın, önleme bakımından büyük bir avantajının olduğu söylenebilir. Sivil araçlarla yapılan denetimin(kısmen gizli) hedefi ise, yol kullanıcıların ne zaman ve nerede denetime maruz kalacaklarına dair belirsizliği arttırmaktır   Sivil araç denetimi, hiçbir şeyden şüphelenmeyen sürücünün yakalanmasına olanak sağlar. Bu nedenle, ciddi ihlallerde önleyici etkisi bulunmakla birlikte genel önleyici etkisi çok fazla değildir. (Shinar&McKnight, 1985), “Sürpriz etkisi” yaratmak ve resmi araçlarla görülmeyen bazı suçların (cep telefonu kullanmak, hatalı sollama, yakın takip vs.) denetlenmesi için sivil araçların kullanılması etkili olabilmektedir. Armour (1984), toplumun sürüş alışkanlıklarını etkilemenin ve algılanan yakalanma riskini arttırmanın en iyi yolunun  görünür denetim stratejileri uygulamak olduğunu belirtmiştir.

I.E.OTOMATİK DENETİM SİSTEMLERİ 

Otomatik denetim sistemleri, polis işgücü sorununun çözülmesinde kısmen işe yaramaktadır; İnsan gücünün arttırılmasına gerek kalmadan, ihlallerin tespit edilmesine olanak sağlamaktadır. Ayrıca, denetimlerin daha adil ve standart olmasını sağlamaktadır. Otomatik hız denetiminin etkilerinin değerlendirildiği 10 farklı araştırmanın meta analiz sonuçları, otomatik hız denetimi sonucunda, tüm yaralanmalı kazalarda %19, ağır yaralanmalı ve ölümlü kazalarda ise %17 oranında bir azalma sağlandığını göstermektedir. Aynı araştırmanın değerlendirmelerine göre, otomatik hız denetimlerinin şehir içinde şehir dışına göre daha etkili olduğu görülmektedir; ölümlü ve yaralanmalı kazalarda şehir içinde %28 oranında, şehir dışında ise  % 4 oranında bir azalma olduğu görülmektedir (Elvik,1997).

I.F.HIZ KAMERALARI 

Endüstrileşmeyle birlikte,1980’lerin sonuna doğru kameralı denetim programları geliştirilmiştir.Hız kameralarının kullanımı, hızı azaltmada etkili bir araç olarak kabul edilmektedir. Bu yöntemin ayrıca insan gücüne bağımlı olmaksızın yürütülebilmesi avantajı da  bulunmaktadır. 

Hız kameralarının geliştirilmesiyle geleneksel hız denetimine yeni ve ümit verici katkılar sağlanmıştır. Hız kameralarının etkilerinin değerlendirildiği 11 araştırmanın meta analizinde, bu yöntemin kaza sayılarında % 19 oranında bir azalma sağladığı bulunmuştur. Bu azalmaların şehir içinde şehir dışına göre daha fazla olduğu;şehir içinde %28, şehir dışında ise %4 olduğu bulunmuştur. Hale etkisi mesafesinin şehir içinde hız kamerasından 500 m’ye kadar, şehir dışında ise 1000 m’ye kadar sürdüğü bulunmuştur (ETSC,1999).           

Hız kameraları, hızı azaltmada etkili araçlar olarak kabul edilmektedir, ancak, diğer yöntemlerde olduğu gibi, hız kameraları da bütünleşmiş bir hız denetimi programının bir parçası olarak kullanıldığında etkili olabilmektedir.

I.G.HIZ DENETİMİNİN SÜRÜCÜ DAVRANIŞLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 

Hız üzerinde yapılan çalışmalar, trafik denetiminin sürücü davranışı üzerindeki etkileri konusunda oldukça benzer sonuçları göstermektedir. Denetim alanının hemen yakınında trafik kurallarına uyulduğu, hatta belirlenen hız limitlerinin altında seyredildiği görülmektedir. Denetim alanından uzaklaşıldığında, hızlar yeniden yükselmeye başlamaktadır. Dolayısıyla zaman ve mesafe açısından denetimin etkisinin sınırlı olduğu söylenebilir (Syvanen,1971; Olin ve diğ 1976; Hauer ve diğ. 1982). Bu nedenle, hız denetimi stratejilerinin optimal etkiye ulaşabilmesi için, uzun süreli ve yüksek yoğunlukla olması gerekmektedir. Bu şekilde, algılanan yakalanma riskinin arttırılması sağlanabilecektir. Uzun dönem stratejileri kapsamayan denetim programlarının etkilerinin ise geçici olduğu görülmektedir. 

Diğer trafik ihlalleri içinde, hız limitlerine uymama en yaygın ve en ciddi trafik ihlallerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte, trafik güvenliği ile ilgili araştırmalar hız ve kaza sayıları ile şiddeti arasında açık ve tutarlı bir ilişki olduğunu göstermektedir; hız arttıkça, hem kaza sayısı, hem de kazanın şiddeti artmaktadır(Bkz.tablo1). Trafik hızındaki ortalama 1 km/s lik artış kazalarda %3’lük bir artışa neden olmaktadır (Finch ve diğ. 1994). Diğer taraftan ortalama 50 km/s hızda bir yayanın ölme riski % 85 iken, 30 km/s hızda bu risk % 30 dan daha düşüktür. 

Hız limitlerinin aşılmasının en yaygın trafik ihlallerinden biri olmasının temel nedenini bazı araştırmacılar şu şekilde açıklamaktadırlar; sürat yapmanın negatif sonuçlarını nadiren yaşıyor olmalarından dolayı, sürücüler hız yapmanın tehlikeli olabileceğini red etmektedirler (Corbett, Simon ve O’Connell, 1998). Bununla birlikte, sürat yapmanın, seyahat süresinin kısalması, sürat yapmanın verdiği zevk ve heyecan ve beceri duygusu gibi olumlu sonuçları da bulunmaktadır. Sürücüler için genellikle algılanan yakalanma riski gibi negatif sonuçlar, bu pozitif sonuçlardan daha ağır bastığında hız davranışı engellenmektedir (Fuller,1991; Zaal, 1994 ve ETSC,1995).

Sürücülerin hız seçimini etkilemek için çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Öncelikle, nesnel yakalanma olasılığını artırmayan görünür polis denetimi, hız seçimini ya da hız seçimine  ilişkin tutumları etkiler görünmemektedir (Shinar ve McKnight,1985). Hem nesnel (objektif) hem de öznel (subjektif) tespit edilme olasılığını arttıran polis denetimi, aynı zamanda kurallara uyum düzeyini de artırmaktadır. Ancak, tutumları motivasyonları ya da yolun güvenliği hakkındaki algıları değiştirmez (UK Department forTransport, 1999). 

Sonuç olarak, hız denetiminin öncelikli  konular arasında yer alması için oldukça geçerli nedenler bulunmaktadır;

  • Araştırma sonuçları göstermektedir ki hız değişimleri hem kaza riskini hem de kazanın ciddiyetini arttırmaktadır,
  • Yüksek performanslı motorlu taşıtların sayısındaki artışa bağlı olarak, hız limitlerinin arttırılması konusundaki eğilimler de artmaktadır,
  • Yüksek hız, diğer trafik ihlallerinin (özellikle hatalı sollama) ortaya çıkması olasılığını arttırmaktadır,
  • Düşük hızlar, gürültü azalmasına bağlı olarak yaşam kalitesini arttırmaktadır.

Yukarıda belirtilen noktalar göz önünde bulundurulduğunda, denetimin etkinliğinin arttırılmasının önemi anlaşılmaktadır. Denetimin etkinliğini arttırabilmek için; denetim süresini, sayısını, ve yoğunluğunu arttırmak, yol kullanıcıları yol kenarı işaretlemeleri ya da medya aracılığı ile denetim faaliyetlerinden haberdar etmek, denetimin görünürlüğünü sağlamak, denetim faaliyetlerinin arttırıldığına dair mesajlar vermek ve  denetim hacmi sabit tutulduğu halde, faaliyetlerin yoğunlaştığına dair, değişik sürelerle kampanyalar düzenlemek, ve denetim alanlarını arttırmak vb. uygulamalar  gerekmektedir. 

I.H. HIZ DENETİMİNİN HALE ETKİSİ

Daha önceden de belirtildiği üzere, denetimin hız düşürme davranışı üzerindeki etkisi, denetimin yapıldığı alanla sınırlı kalmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, hız düşürme davranışı, denetim alanından belirli bir mesafeye kadar ve belirli bir süreye kadar devam etmektedir. Literatürde zaman hale etkisi ve mesafe hale etkisi olmak üzere iki farklı kavramdan söz edilmektedir; Zaman hale etkisipolis denetimi bittikten sonra, denetimin etkisinin devam ettiği sürenin uzunluğu, Mesafe hale etkisi, denetim mahallinden etkinin sürdüğü mesafeye kadar olan km sayısı olarak tanımlanmaktadır (ETSC, 1999). Kullanılan denetim yöntemi (örneğin sabit, seyir halinde) yol durumu ve denetim yoğunluğu ve süresine bağlı olarak, hale etkisinin mesafesi  farklılık göstermektedir.

                                                                     

                                                                                                          Sürecek…