Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

BÜYÜTEÇ

 

Hasan Hüseyin ÇALI [*]

MURAT SÜZGÜN [†]

 

 

Suç ve suçluyla mücadele, her geçen gün giderek zorlaşan bir nitelik kazanmaktadır, bunun en büyük sebebi; başta emniyet teşkilatı olmak üzere kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin kısıtlanması ve bazı haklarının elinden alınması olarak sayılabilir.

Şimdilerde yaz ayının sıcaklığını hissettirmesi ile, serinlemek maksadı ile, uyurken kapı ve pencereler açık bir şekilde yatılacaktır. Kıyı bölgelerinde, bu sebepten dolayı hırsızlık olayları artacaktır. Aynı zamanda kısa yoldan para kazanma arzusu olanlarda da, kapkaç yapma istekleri artacaktır. İnsanları bu isteklerinden vaz geçirmek için 2 unsur önemlidir: birincisi; yasal yaptırım, ikincisi; güvenlik güçlerinin caydırıcılığıdır. Yasal boyutunu ilgililere havale ettikten sonra, güvenlik güçleri boyutu ile şunları ifade edelim…

bir olay karşısında:

–         kimlik sorduğumuzda “senin kimlik sorma yetkin var mı?”

–         iyi ama “arama kararı nerede?”

–         “sen benim kim olduğumu biliyor musun”

–         “ben sana gösteririm, şimdi avukatım gelecek….”      

tarzından sorular ile polisimizin aklı karıştırılıp, passivize edilmekte, bu da görev yapma isteğini kırmaktadır….

 

Değişen dünya şartları ve gelişen teknolojiden yararlanan suçlular faaliyetlerini çeşitlendirmiştir. Kamu huzurunu  bozmayı amaç edinmiş insanlar, bu hedeflere ulaşmak için kendilerince her türlü hileyi yapmaktadırlar. Örneğin; profesyonel hırsızlar arkalarında delil bırakmamak için, parmak derilerini sulandırılmış sülfürik asit ve değişik kimyasal maddelerle yakarak parmak izlerini yok etmeye çalışmaktadırlar. Bu konuda diğer bir örnekse; tecrübeli yan kesiciler mesleklerini daha iyi icra edebilmek için baş parmaklarını keserler, böylece diğer iki parmak vatandaşın cebinde rahat hareket edebilme olanağı kazanmaktadır. Toplumda suç işleme potansiyeline sahip insanların çokluğuna rağmen yetkilerin kısıtlanması anlaşılır bir olgu değildir.

Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütünlüğüne kast eden şahıs ve gruplar boş durmamakta faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Ayrıca bu oluşumlar ve bunların faaliyetleri, “insan hakları” kavramını arkalarına alarak illegal bir olgudan, legal görünüme bürünmektedirler. Böylesine büyüyen ve saatli bir bomba niteliğine soyunan tehlikeler karşısında  yaptırımların azalmasının doğru olmadığı kanısındayız.

Devlet görevini yerine getiren polisin herhangi bir olaya maruz kaldığında mağdur olmaması ve kanunlar ışığında korunması gerekir. Oysa milletin huzurundan sorumlu olan polis, görevi gereği yaptığı bir uygulamada kendini hakim karşısında sanık olarak bulabilmektedir.

Gelişmekte olan ülkemizde çeşitli sebeplerden dolayı “önleyici hizmetler” gereği gibi yerine getirilememektedir. Öyleyse bu hizmetin verilebilmesi için Teşkilatın düzeyinin yükseltilmesi gereği düşüncesindeyiz. Yurt dışından bir örnek vermek gerekirse İngiltere polisini ele alalım. İngiltere polisi silah taşımaz ama yaptırım gücü fazladır.Yaptırımın ve kanunların tanıdığı hakkın kesin olması zanlıya değişik cezaların verilmesini sağlamaktadır. Ve siz de taktir edersiniz ki diğer Avrupa ülkelerinde polisler daha üstün yetkilere sahiptirler. Çalışma saati,sosyal imkanlar yönünden de daha iyi olanaklara sahiptirler.

Türkiye’deki bir toplumsal eylemde polisler, kısıtlanan haklarıyla görevlerini gereği gibi yapamamaktadır, buna bir de görsel basının olumsuz yaklaşımı eklenince, iş zehirli bir sarmaşığa dönüşmekte, yalnız kendi kendimizi sarmaktayız.Bir yürüyüşte göstericiler ve polisler sivil vatandaş gibi kavga edebilmekte hatta görev başındaki memur darp edilebilmektedir. Buna karşılık her türlü davranışı gözler önünde olan polis, yine olumsuz eleştirilere maruz kalmaktadır. Bu eleştiriler polis ve halk arasındaki bağı koparmakta ve arada her geçen gün büyüyen bir uçurum meydana getirmektedir. Polis ile halkın ilişkilerinde iletişimin daha sıcak ve uyumlu olması için elimizden gelen bütün çabayı sarf etmeliyiz. Çünkü polis de halkın içinden gelmiştir, ama verilen sorumluluklar sebebiyle biraz farklı davranmak zorundadır.

Devletin bütünlüğüne ve milletin huzuruna kast etmiş kurum ve şahısların yasal ortamdan,hukuki boşluktan yararlanarak faaliyetlerini sürdürmesi ağır bir yüktür.

Devletin bekası ve milletin refahı için Emniyet Teşkilatının yetkilerinin verilmesi, artırılması yanlısıyız…

 

[*]Komiser, Öğretim Görevlisi, Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulu [†]Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulu, 2.Sınıf Öğrencisi