Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

“ÇAĞIN POLİSİ”NİN UYANDIRDIĞI YANKILAR

 

                                                                                                                                                         Özgüner POLAT

                                                                                                                                                   Genel Sekreter Em. Em. Müd.

Çağımızı tanımlamak için değişik nitelendirmeler yapılır. Bilgi çağında yaşıyoruz denilir; çağımızın bir teknoloji çağı olduğu söylenir… Bunların hepsi, belli bir gerçeği ifade etmektedir.

Ancak, unutmamak gerekir ki çağımız aynı zamanda iletişim çağıdır. İletişim araçlarının baş döndürücü gelişmesi mesafeleri kısaltmış; yeryüzünün değişik köşelerini birbirine yakınlaştırmıştır.

ABD’nin eski başkan yardımcılarından Al Gore, iletişimin önemini anlatırken, eskiden ulaşım yollarını denetleyenlerin dünyaya hakim olabildiklerini; oysa şimdi, iletişim ağını denetleyenlerin bu güce sahip olduklarına işaret etmiştir. Gerçekten de bir zamanlar Roma İmparatorları veya Osmanlı padişahları yol şebekesinin hâkim bir noktasına sağlam bir kale inşa ettikleri vakit, güçlü bir konuma erişmiş oluyorlardı. Günümüzde ise daha etkili bir yöntem bulunmuştur. İnsanların, doğrudan doğruya düşüncelerine hükmetme olanağı elde edilmiştir.

İnsanların düşüncelerine hükmetmek, insanın davranışlarına ve toplumsal ilişkilere yön vermenin en etkili yoludur. Bir düşünür, insanları kafasından yakalayacaksınız; kafasından yakalanan insanın kolu, bacağı gövdesi kendiliğinden gelir demektedir.

Düşünceleri denetim altında bulundurmak, düşünceyi besleyen bilgi ve haber akışını denetlemekle mümkün olabilir. Belli haberleri ve bilgiler yaymak veya yaymamak olanağına sahip olan medyatik güç merkezleri, insanların düşüncelerine yön verme olanağını da elde ederler.

İletişimin böylesine etkin bir denetim gücünü mümkün kılması, bazı güç merkezlerine iletişimi etkin bir silah gibi kullanma fırsatını verir.

Bu yönde oluşacak tekeli aralamak, herkesin özgürce bilgi ve haber edinme olanaklarına kavuşmasını sağlayacak kanalların oluşumuna katkı sağlamak, demokratik oluşumların işlevlerine anlam ve içerik katan önemli sorumluluklar doğurur.

Bizim derneğimiz de Emekli Emniyet  Müdürlerinin oluşturduğu bir yapılanma olarak, değişik görevleri ve sorumlulukları arasında, üyelerini ve üyeleri adına kamuoyunu aydınlatma amacına ağırlıklı bir yer tanımış bulunmaktadır. Bu nedenledir ki ilk ve önemli bir etkinliğimiz olarak,  mütevazi ve fakat anlamlı bir iletişim aracı olarak “Çağın Polisi” yayın hayatına gözlerini açmış bulunuyor.

Dergimiz, üyelerimiz arasında iletişimin sağlanması ve üyelerimiz adına kamuoyuna seslenme görevimizin yerine getirilmesi bakımından önemli bir görev yerine getirecektir. Ne mutluyuz ki bizim bu konudaki sorumluluk anlayışımız, üyelerimiz tarafından ve genel olarak polis camiasının değişik kesimleri tarafından çok büyük bir onay toplamış ve moral destek görmüştür.

Dergimizin ilk sayısının üyelerimizden ve genel olarak emniyet topluluğundan gördüğü yakın ve sıcak ilgi, bizleri son derece memnun etmiştir. Bu sayededir ki üyelerimizin, derneğimize sahip çıkma yolunda ortaya koydukları desteğin belirgin bir biçimde canlılık kazandığına  tanık olmuş bulunuyoruz.

Hemen belirtelim ki bizim esas sorumluluğumuz, üye topluluğumuzun sorunlarıyla sınırlıdır. Ne var ki üyelerimizin sorunlarını, genel olarak emniyet camiasının sorunlarından ve ülke çıkarlarından soyutlamamız mümkün değildir. Üyelerimizle ilgili konuların gereği gibi ele alınması, yurt sorunlarına gereken ilgiyi göstermemizi zorunlu kılmaktadır.

Okurlarımız, dergimizin sayfalarında gerek camiamız mensupları tarafından, gerekse ülkemizin değişik konularda uzman bilim adamları tarafından yazılmış yazıları izlemek imkânını elde edeceklerdir. Bu yazılar, ülkemizin gündeminde yer alan temel nitelikteki genel konularla ilgili olabileceği gibi, polislik mesleğimizi ilgilendiren teknik konularla ve her şeyden önce de Emekli Emniyet Müdürlerini doğrudan ilgilendiren konularla ilgili olacaktır.

Elbette ki dergimizin birinci ve ikinci sayılarında eleştirilecek bazı yanlar bulunması doğaldır. Bu konudaki eksikliklerimizi ve düzeltilmesi gereken hususları, okuyucularımızın ve üyelerimizin uyarılarını dikkatle göz önünde bulundurarak belirlemeye çalışmaktayız. Dergimizin her sayısının gerek içerik, gerekse biçim bakımından daima daha iyi ve eksiksiz olması için elimizden geleni yapacağız.

Okurlarımız ve üyelerimiz, yalnızca takdirlerini değil, yapıcı eleştirilerini de bizden esirgememelidirler. Onların isteklerini daima daha iyi bir biçimde karşılayabilmek, bizim açımızdan zevkli bir görev oluşturmaktadır.