Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

BASININ OLAYLARA BAKIŞ AÇISI

Feyzullah Arslan

1. Sınıf Emniyet Müdürü

Polis’in Hatıra Defterinden Kitabı,

Baskı Yılı 2000’den alınmıştır. 

Üç gazete, beni yüz bin süngüden daha çok korkutur.”

                                                      Napolen

 BASININ OLAYLARA BAKIŞ AÇISI

Elazığ’da 27-28-29 Mart 2000 tarihlerinde yerli ve yabancı birçok bilim adamının katılımıyla gerçekleşen ve uluslararası düzeyde Fırat Üniversitesi’nde yapılan 1. Milletlerarası Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu’nun birinci günü saat 12.00 civarlarında sempozyum devam etmekteyken, salonda bulunan basın mensupları birden koşarak salondan çıktılar. Bu olaydan yaklaşık 5 dakika önce de Elazığ’ın bir semtinde ikamet eden ve bir ilçede görev yapan bayan hakimin bunalıma girerek intihar ettiği haberini almıştım. Aradan 15 dakika kadar geçtikten sonra sıra ile tüm basın mensupları koruma polis memuru kanalından cep telefonu ile beni aradılar ve önceden bilgisini aldığım intihar olayı için salondan ayrıldıklarını, intihar eden bayan hakimin fotoğrafının İstanbul gazete merkezlerince acilen istendiğini ve bu fotoğrafı temin etmeden de sempozyumu izlemelerini mümkün olamayacağını söyledi.

Bir tarafta uluslararası seviyede yapılan 60 bilim adamının katıldığı bir güvenlik sempozyumu, diğer tarafta bir bayan hakimin intiharı…

Ertesi gün bütün gazetelerde bayan hakimin intiharı baş sayfalarda, sayfanın yaklaşık dörtte birini kaplayan haberlerle yayımlandı. Doğu Anadolu’da Huzur ve Güvenlik Sempozyumu ile ilgili ise hiçbir haber yoktu.

Basınımızda “Kadının doğurması haber değil, erkeğin doğurması haberdir.” Basınımız bu anlayıştan kurtulmadıkça gerçek anlamda işlevini yerine getirmesi mümkün değildir. Oysa ki basınımızın isteyeceği şeyin güvenlik ve huzur olması gerekirken, peşinde koştuğu haber huzursuzluktur yani intihardır. Sizce hangisi verilmeli?

Vakitsiz öten horozun başını keserler.

                                               Türk Atasözü

 

HOROZ HAREKATI

1994-1995 yıllarında Fethiye’de Kaymakam vekilliği ve İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlerimi yürütmeyken, turistik otellerden birisinin sahibi yanıma gelerek otelinin hemen yanında evi olan bir adamın bir horozu olduğunu, otelde kalan turistler geç yattığı için erkenden öten bu horoz yüzünden turistlerin çok rahatsız olduğunu, bu yüzden turistlerin otelden ayrılıp gittikleri söyleyerek buna bir çözüm bulunmasını istedi.

Bunun üzerine bir ekip görevlendirerek horoz sahibi ile görüşmelerini ve neticeyi bana bildirmelerini istedim. Ekip görevlileri horoz sahibi ile görüştükten sonra yanıma gelerek adamın horozunu çok sevdiğini, asla ondan vazgeçmeyeceğini, horozu başka bir yere götürmesinin veya kesmesinin mümkün olmadığını söylediğini bildirdiler. Bu arada otel sahibi de sık aralıklarla yanıma gelmeye devam etti ve otelde bu gidişle hiç turist kalmayacağını söyleyerek benden bu konuya mutlaka bir çözüm bulmamı, yoksa bir horoz yüzünden oteli kapatmak zorunda kalacağını söyledi.

Ben de “Polis ammenin istirahatını temin eder.” görevimden yola çıkarak bu değerli horozun sahibinden habersiz ortadan kaldırılmasını istedim ve görevli ekip emrin gereğini yaptıktan sonra bana gelip “Horoz harekatı tamamlandı efendim.” diye bilgi verdi.