YÖNETSEL KONUM BELİRLEME SORUNU
Cengiz GÜN Emniyet Amiri Ank.Ruh.Tebl.Şube Müdürlüğü |
Tepe yönetimi ve stratejik düşünme ile ilgili olarak bir gazeteden okuduğum köşe yazısındaki hikayeyi anlatarak konuya girmek istiyorum. Amerika’da bir şirketin yönetim kurulu, fabrika müdürlerine fazla maaş verdiklerini düşünürler ve içlerinden seçtikleri bir heyete durumu incelettirdikten sonra gerekirse müdürün maaşında azaltma yapmaya karar verirler. Heyet fabrikaya giderek müdürü ziyaret eder, bu bahaneyle de gözlem yapmaya başlar. Müdür akşama kadar boş boş oturmakta, puro tüttürüp kahve içmektedir. Fabrikayı dolaşan heyet, her tarafta işlerin yolunda gittiğini de gözlemler. Heyet, yönetim kurulu toplantısında gündeme gelen konunun doğru olduğu, müdürün fazla bir iş yapmadığı, işlerin ise aksamadan kendiliğinden yürüdüğü, dolayısıyla müdüre verilen maaşın fazla olduğu kanaatine vararak raporunu yazar, yönetim kurulu da maaşı azaltmaya karar verir. Yönetim kurulunun maaşını azaltmak yönündeki kararını müdür kabul etmez ve işinden istifa eder. Yönetim kurulu da daha az maaşla çalışmaya razı olan başka bir müdür bulur.
Bir müddet yolunda giden işler bir zaman sonra duraklamaya, sonra da bozulmaya başlar. Bu durum doğal olarak yönetim kurulunun da dikkatini çeker ve yine oluşturulan bir heyet durumu incelemek ve değerlendirmek üzere görevlendirilir. Fabrika müdürünün odasına gelen heyet, yeni müdürü harıl harıl çalışır vaziyette görür. Adamcağız bir yandan önündeki evrakı inceliyor, bir yandan da telefonlara ve personelin soru ve sorunlarına yetişmeye çalışıyor. Heyet müdürün odasından kalkarak fabrikayı dolaşmaya başlar. Üretim kısmında işçilerin çalışmadığını görerek nedenini sorar, “yeni yapılacak bir üretim için müdürlerinin talimatını beklediklerini, müdürlerinin, kendisi gelmeden üretime başlamamaları şeklinde emir verdiği” cevabını alır. Müdür ise, evrak işini bitirdikten sonra elektrik kısmında oluşan bir arızanın giderilmesi çalışmasının bizzat başında bulunacak ve ondan sonra üretim kısmına gelecektir.
Ortadaki durum heyetin tuhafına gider ve işçilerle mülakat yapmaya başlarlar. Zaten dolmuş olan tecrübeli bir işçi sonunda patlar ve “eski müdürümüz gerçek bir müdürdü. O bir lider ve bizi temsil eden birisi olarak odasında oturur, genel yönetim konularında kararlar verir, takıldığımız konularda kendisine müracaat ettiğimizde bize yardım eder, ağırlığını bilir ve her şeye karışmazdı” deyiverir. Dersini alan heyet durumu yönetim kuruluna rapor eder ve eski müdüre tekrar teklif götürülür. Eski müdür, önceki maaşına göre astronomik sayılabilecek bir meblağa razı edilerek tekrar göreve başlatılır.
Yönetsel konum belirleme sorunundan neyi kastettiğimizi yukarıdaki hikaye ile anlatmaya çalıştıktan sonra bir de yönetim ve yönetim kademelerine göz atalım.
Yönetim ve Yönetim Kademeleri
Fonksiyonel anlamda yönetim; üretilecek mal ya da hizmetin seçimi (planlama), bu seçime uygun olarak fiziksel, beşeri ve yasal yapının kurulması (organizasyon-örgütleme), kurulan yapının birimleri arasında uyumlaştırma (eşgüdüm-koordinasyon), kurulan organizasyonu amaç doğrultusunda harekete geçirme (yöneltme-güdüleme) ve faaliyetin amaçlar doğrultusunda gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol (denetim) olarak tanımlanır. Büyük ölçekli organizasyonlarda yönetim de kendi içerisinde farklılaşmak zorundadır. Periyodik olarak tekrarlanan ve üst yönetim tarafından takip edilmesine gerek olmayan işlemlerle stratejik karar verme süreçlerinin birbirinden ayrılması ve bir faklılaşmanın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Buna göre bir üst, bir de alt yönetim konumu ortaya çıkmaktadır.
./..
-2-
Alt yönetim ya da ilk kademe yöneticileri olarak adlandırılan grup, görevini sadece emir-komuta zinciri içerisinde yerine getiren, örgütün (organizasyonun) operasyonel gücünü oluşturan gruptur. Mal ya da hizmet üretimini yapan çalışan kesime en yakın yönetici grubu bunlardır. Kendilerine verilen emirlerle ilgili inisiyatif kullanma ve tasarrufta bulunma, başka bir deyişle karar alma ve politika geliştirme süreçlerine katılma pozisyonları yoktur.
Üst kademe yönetimi ise, en üst düzey örgütsel kararların alınması, politikaların belirlenmesi, her türlü planlamanın yapılmasından sorumlu ve yetkilidir.
Stratejik karar alma konumunda olan üst yönetim ile teknik olarak adlandırılabilecek alt kademe yönetim arasındaki iletişim ve koordinasyonu sağlayacak bir orta kademe yönetime de ihtiyaç duyulur. Orta kademe yönetimi, en alttaki insan kaynağı ile üst yönetim arasındaki ilişkileri sağlar ve düzenler. Örgütün amaçları doğrultusunda yapılması istenen, ancak alt kademe tarafından hoşnutsuzlukla karşılanan faaliyetlerin yerine getirilmesini sağlar. Ortaya çıkan aksaklıkları ve hataları üst yönetime aktarır. Böylece karar verme sürecine dolaylı bir katılımı söz konusudur.
Yönetimdeki bu farklılaşma, yöneticilerde de bazı farklılıkların olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bir yöneticide olması gereken yeterlilikler üç boyutta ele alınmakta olup bunlar : 1- Teknik yetenekler, 2- Kuramsal yetenekler, 3- İnsan ilişkileri yetenekleri olarak sayılmaktadır. İnsan ilişkileri yeteneğinin her kademe yöneticide aynı derecede bulunması gerektiği genel kabul gören bir görüştür. Alt kademe yöneticilerinde teknik yeterlilik (yapılan işle ilgili ayrıntı bilgisi) ön plana çıkarken üst kademe yöneticilerde kuramsal becerinin teknik beceriden daha fazla olması gerekmektedir. Orta kademe yöneticilerde ise teknik ve kuramsal yeteneğin birbirine eşit olması gerekir. Orta kademe yöneticisi, üst yönetici gibi kuramsal düşünme yeteneğine sahip olması gerektiği gibi, örgüt hedeflerini gerçekleştirme aşamasında da bir alt kademe yöneticisi gibi düşünüp uygulama ile stratejiyi birbiri ile bağdaştırabilmelidir.
Yönetimde Verimlilik
Eldeki malzeme ve imkanlarla en iyi mal ya da hizmeti üretmek tabii ki herkesin amacı olmalıdır. İktisat teorilerinde kullanıldığı şekliyle, kıt olan kaynakların en iyi şekilde değerlendirilmesi, dolayısıyla daha yüksek yaşam standardına ulaşmamız idealimizdir. Ancak çok çalışma, yazımızın girişinde anlatılan hikayede olduğu gibi her zaman verimli sonuç doğurmaz. Zaman zaman bu tür yöneticilere sizler de tanık olmuşsunuzdur. Bir yöneticinin konumunu tayin edemeyerek her tarafa koşturmaya çalışması ancak her işi aksatmaya yarar. Yönetimde de bir kademeleşme vardır ve bu kademelere uygun davranılırsa verimli olunabilir. Aksi durumda ise karınca gibi çalışıldığı halde ortaya hiçbir şey çıkmayabilir. Yapılan görevler zaman zaman gözden geçirilerek, yöneticilerin kategorileri belirlenmek suretiyle konumlarına uygun eğitilmeleri bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Sık sık her şeyin başı eğitim diye söylenir. Ata eyer gerek, eyere er gerek atasözünde ifade edildiği gibi öncelikle uygun bir yapı, ondan sonra da bu yapıyı çalıştıracak, göreve uygun personel yetiştirmek elzemdir.
Faydalanılan Kaynak : Yrd.Doç.Dr. Bülent BAYAT, Orta Kademe Yöneticilik Ders Notları, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Orta Kademe Yöneticilik Eğitim Kursu, 2003