İLK ADIM 19 MAYIS 1919
Dr.Kemal SARIDAĞLI Emekli Emniyet Müdürü |
Güneş doğudan doğar, batı’dan batar. Fakat bu sefer öyle bir güneş doğdu ki kuzey’den hırçın dalgaların arasından Samsun Rıhtımı’nda deniz sütliman oldu ve o güneş bütün Anadolu’yu aydınlattı.
Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi ile İtilaf devletlerinin kontrolü altına girmiş, memleketin birçok bölgesi işgal edilmiş, ordusu dağıtılmış, bütün silah ve cephane galip devletlerin emrine verilmişti.
Olayların bu şekilde gelişeceğini Mustafa Kemal, önceden sezinlemişti.
Mondros Mütarekesinden beş gün sonra 5 Kasım 1918 den itibaren Harbiye nezaretinden Mondros Mütarekesi gereğince orduların terhis emirleri gelmeye başlamıştı. Atatürk, aynı gün Adana’dan Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya ilk ikaz telgrafını çekti: “Ciddi olarak arz ederim ki, gereken tedbirleri almadıkça orduyu terhis etmeyiniz! Şayet orduları terhis edecek ve İngilizlerin her dediğine boyun eğecek olursak düşman ihtiraslarının önüne geçmeye imkan kalmayacaktır.”
Atatürk kararlıydı. O da milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız bir Türk devleti kurmak kararında idi. Atatürk’e göre önemli olan, Türk milletinin haysiyetli ve bağımsız bir millet olarak yaşamasıydı. Ne kadar zengin ve refah içinde olursa olsun istiklalinden mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemezdi. Yabancı bir milletin himayesini kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, acizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildi. Oysa ki Türk milleti esir yaşamaktansa mahvolsun daha iyi idi. Öyleyse Milli Mücadele’nin parolası “Ya İstiklal Ya Ölüm” olacaktı.
Artık Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele bayrağını açmak gerekiyordu. İşte bu sırada Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’dan uzaklaştırmak amacıyla kendisine 9.ordu müfettişliği teklif edildi. Bu teklif doğrultusunda 16 Mayıs 1919 günü Bandırma vapuruyla Samsun’a hareket etti. (Bu vapurun gerçek ölçülerinde bir örneği Samsun Limanı’na konulmuştur.) Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’da Anadolu topraklarına ayak bastı. Görevi Samsun ve çevresindeki asayişsizliği yerinde görüp, incelemek ve tedbir almaktan ibaretti.
Hükümete verilen İngiliz raporlarında, bölgede Türklerin Rumlara karşı gerilla hareketine giriştikleri ve bölgenin asayişini bozdukları bildirilmekte ise de durum tam tersine idi. Bu bölgede, Pontus Rum Devleti kurma amacına yönelik geniş bir Rum faaliyeti vardı. Baskı gören Rumlar değil Türklerdi.Rum Patrikhanesi’nde idare edilen Mavri Mira Cemiyeti bu bölgede kurduğu çeteler vasıtasıyla Türk köylerini basıyor, katliamlar yapıyor, yerli halkı yıldırmak istiyordu. Buna karşılık vatansever Türkler de mukabil çeteler oluşturmuşlar, bölge Rumlarıyla mücadeleye başlamışlardı. Bütün gerçeklere rağmen Mustafa Kemal Paşa’ya verilen talimat: Türklerin direnmeleri önlenecekti. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa ordu müfettişliği sıfatı ve geniş selahiyetler istedi. İstanbul Hükümeti bu istekleri kabul etti.
İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa’nın bu görevi yapacağını zannetmişti. Oysa ki Mustafa Kemal’in düşünceleri tamamen başka idi. Ama bu görev kuşkuları çekmeksizin Anadolu’ya geçmek için bir fırsattı. Mustafa Kemal’in İstanbul’dan ayrılırken yakın arkadaşlarına söylediği büyük önem taşımaktadır. “Düşman süngüsü altında milli birlik olamaz. Ancak hür vatan topraklarında memleketin istiklali için çalışılabilir. Bu gayeyi tahakkuk ettirmek üzere Anadolu’ya gidiyorum.”
Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıktıktan iki gün sonra 21 Mayıs 1919’da Genel Kurmay Başkanlığına Samsun ve çevresindeki asayişsizliğin sebeplerini açıklayan, İstanbul Hükümetinin ne de İtilaf Devletlerinin hoşlanmadığı,telgrafla bildirmiştir.
Bunun üzerine İtilaf Devletleri’nin temsilcileri İstanbul Hükümetine sordu. Tanınmış bir Türk generalinin Anadolu’da ne işi vardır? Bunun üzerine İstanbul Hükümeti Anadolu’ya gönderdiği müfettişi geri çağırma girişimine başladı.
Artık Anadolu’da başlayan Milli Mücadele liderini bulmuş, bir bayrak altında toplanmaya başlamıştı. İlk örneğini 22 Haziran 1919’da Mustafa Kemal imzasıyla Amasya’dan bütün memlekete duyurulan bir tamim görüyoruz. Bu genelgede kutsal bir ses işitiliyordu: “Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Bu cümleler Milli Mücadele’nin örgütlü olarak fiilen başladığını onun imzası ile bütün cihana ilanı idi. Bu genelge diğer bir maddesiyle beliren milli tehlike karşısında izlenecek ilk yolu da belirtiyordu. “Her vilayetten milletin güvenini kazanmış delegeler seçilerek Sivas’ta derhal bir milli kongre toplanacaktır.”
Mustafa Kemal Paşa 27 Haziran 1919’da Erzurum’a geçmek üzere halkın samimi gösterileri arasında Sivas’a geldi. Şehirde bir gün kaldı. Bu süre içerisinde Erzurum Kongresini takiben Sivas’ta yapılacak kongre için ilgililere direktifleri vererek Erzurum’a hareket etti.
Mustafa Kemal Paşa 3 Temmuz 1919 günü Erzurum’a geldi. Kendisi derki: “Benim Erzurum’a gelişim, bütün milletin ateşten bir çember içine alınmış olduğu bir zamana tesadüf etti. Bütün millet bu çemberin içinden nasıl çıkılacağını düşünmekte idi.”
Ilıca önlerinde Erzurumlular tarafından coşkun bir şekilde karşılandığı zaman Çukurova’da muhacir olarak bulunup Erzurum’a dönen bir ihtiyar olan Mevlüt Ağa ile aralarında geçen konuşma, bu ateşten çemberi yırtma gerektiği fikri Mustafa Kemal’de daha da perçinledi.
Mustafa Kemal Paşa, Mevlüt Ağa’ya sordu: “Çukurova gibi verimli memleketten niye döndün? Yoksa geçinemedin mi?” Mevlüt Ağa: “Hayır Paşam geçimimiz çok rahattı. Son günlerde işittim ki İstanbul’daki ırzı kırıklar bizim Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş. Geldim ki göreyim, bu namertler kimin malını kime veriyorlar?” Bu sözler milletle beraber, millet için çalışmak üzere Erzurum’a gelen Mustafa Kemal Paşa’yı duygulandırmış, gözlerini yaşartmıştı. Etrafındakilere döndü ve “Bu milletle neler yapılmaz ki!” dedi.
Erzurum’a gelişinden beş gün sonra 8 Eylül 1919’da çok sevdiği askerlik mesleğinden ve görevinden istifa etti. O artık milletin bir ferdi olarak milletten kuvvet ve ilham alarak tarihi vazifesine devam ediyordu. Böylelikle muzaffer olunacak Kurtuluş Mücadelesi başlamış oldu.