GÜZEL KONUŞMANIN SIRRI
Fatih BALCI
Komiser
Eğitim Daire Başkanlığı
“Hangi dili kullanırsan kullan, olduğundan daha başka bir şey söyleyemezsin.” Emerson.
Bir çocuk ailesiyle birlikte bulunduğu bir sohbet ortamında babası ile misafir oldukları evin sahibi kişinin konuşmalarını dinler. Konuşmalardan pek bir şey anlamaz ama, yine de sürekli olarak konuşmaları dikkatinden bir türlü kaçmaz. Sonra kendisini bir düşüncedir alır. “Acaba ben büyünce ne ve nasıl konuşurum” diye.
Oysa ki günlük hayatta insanlar hep konuşmaktadır. O küçük çocuk dahi büyümüş ve o zaman düşüncelere daldığını unutarak artık çok rahat konuşmaktadır, değişik sohbet ortamlarında. Fakat önemli olan topluluklara hitap edebilmektir. Bir kitle karşısında herhangi bir konuyu net bir şekilde sunabilmektir.
Kalabalık ortamlarda görüşün kimden geldiğinin bilinmeden ortama söylenen çok fazla sözler olabilir. Fakat tek tek herkesin kendi fikrini ifade etmeleri istendiğinde sanki farklı bir ortamdaymışsınız gibi bir anda ortama bir sessizlik hakim olur. Bu sessizliği belki birkaç kişi bozabilir. Ama asıl önemli olan sessizliğe bürünen çoğunluğu ortaya çıkartabilmektir. Bunun yolu ise insanın kendisine güven duyması ve konusuna hakim olması ile doğru orantılıdır.
Hedefe ulaşabilmek için öncelikle yolu kapatan engellerin kaldırılması gerekir ki yoldan geçilebilsin. Yaranın evvela mikrobu temizlenir, sonra merhem sürülür. Cesaretli olup bir kitleye hitap edebilmek ve onlara faydalı olabilmek için önümüzdeki engeller nelermiş ve onları nasıl ortadan kaldırabilirmişiz bir bakalım:
1- Çok iyi vakıf olunan bir konu seçilmelidir.
Topluluk karşısında hitap edilecek olan konu birinci dereceden önemlidir. Anlatılacak konuya her yönüyle vakıf olmak öncelikle kişinin kendisine güven duymasını sağlayacaktır. “Her konuda benim konuşacak bir birikimim vardır” düşüncesi belki kişinin kendisine olan medeni cesaretinden kaynaklanabilir ama asıl amacın dinleyici kitleyi etkilemek ve onlara güzel bir sunum yapmak olduğu durumda geçerliliği olmayan bir düşüncedir. Konuya hakim olmak, konuşma arasında yöneltilecek sorulara karşı da kişinin kendisini güvende hissetmesine yardımcı olur. Çok iyi bilinen bir konuda dinleyicilerden gelebilecek her türlü soruları yanıtlama imkanı olacaktır. Bu da dinleyici kitle üzerinde konuya hakim olunduğunun göstergesi olacaktır. Bu sayede dinleyiciler konuşmacıdan o konuda daha fazla istifade etmeyi düşünerek ilgilerini yoğunlaştıracaklardır. Konuşmacı konuşmasına başlarken kesinlikle o konuda kendisinin yetersiz olduğunu, aslında o konuda daha iyi birilerinin kişileri aydınlatabileceğini kesinlikle ifade etmemelidir. Bu durumda konuşmacı baştan dinleyicilerin ilgilerini kaybetmiş olur.
2- Konu ile ilgili bütün sorular not edilmelidir.
Çok iyi bilinen bir konuda yapılacak bir konuşmada dahi güzel ve etkili bir sunum yapabilmek için önceden hazırlık olmazsa olmaz bir şarttır. Anlatılacak konu ile ilgili olarak süreyi de göz önünde bulundurarak kısa bir plan yapılmalıdır. Planda ele alınacak konuları içeren bütün soruların öncelikle bir yere not edilmesi gerekir. Karşıdaki kitlenin durumu da göz önünde bulundurularak onların durumları, seviyeleri ve konumlarına göre anlatım yapmak, gerekli hususlarla alakalı detaylı bir soru bankası hazırlamak gerekir.
3- Hazırlanan soruların tek tek cevapları çıkartılmalıdır.
Hazırlanan bütün sorular tek tek cevaplanmalıdır. Bu sayede kişi kendisini daha çok güvende hissedecektir. Kendini güvende hissetmiş olmak, yapılacak sunumdaki konuşmaları da, kişinin hareketlerinde ve insanlar üzerindeki etkisi ile kendisini gösterecektir.
4- Konuşmalarda birden bire tüm detaylara girilmemelidir.
Konuşma ile ilgili detaylı bir plan hazırlanan gerekli olduğundan bahsedilmişti. Karşıdaki bireylerin ilgi ve dikkatlerinin çabuk dağılmaması için onları da konunun içerisine çekebilmek gerekir. Bu ise daha önceden hazırlanmış bir plan dahilinde olabilir. Anlatılan konu üzerinde fıkra ve/veya açıklayıcı örneklemelerin yapılması dinleyicilerin konu üzerindeki yoğunluğunun artmasına neden olacaktır.
6- Yapılacak konuşma ile ilgili bir plan çıkartılmalıdır.
İyi bir konuşmacı öncelikle konuşma yapacağı ile ilgili olarak bir plan hazırlamalıdır. Konusu ile ilgili olarak dinleyici kitlenin durumu, bilgisi ve deneyimlerini de göz önünde bulundurarak anlatacağı konunun net bir şekilde ifade edilebilmesi için öncelik sırasının belirlendiği bir plan hazırlamalıdır.
7- İlk ve son sözlerin kısa ve hatırlanabilir sözcüklerden olmasına dikkat edilmelidir.
Dinleyiciler tarafından hatırda kalınmasının istenildiği bir konuşma yapmak için öncelikle onların dikkatlerini çekecek ifadelere baş vurulmalıdır. Bu da konuşmaya başlarken konuya bir örnekle giriş yapmak ve hemen sonrasında ise konunun özünün kısa, açık ve net cümlelerle aktarılması gerekir. Daha sonrasında anlatılan meseleye dinleyicilerin dikkatlerini vermeleri ancak bu şekilde sağlanabilir. Gelişme bölümünde konu detaylarıyla anlatıldıktan sonra sonuçta tekrar yine kısa ve öz cümlelerle anlatılan konu özetlenerek sunulur. Bu sayede dinleyici kitle hem konuyu çok net bir şekilde kavramış olacak hem de konuşma boyunca dikkatinin o konu üzerinde olması sağlanmış olacaktır.
8- Ortaya atılacak fikir ve rakamların net ve doğru olmasına özen gösterilmelidir.
Konuşmacı, özellikle konuşmasının gelişme bölümünde dinleyicilere bilgiler verirken örneklere yer verilmelidir. Önemli bir nokta olarak anlatılan örneklerde rakamların net olması önemlidir. Net rakamlar her zaman için dinleyicinin anlatıcı hakkındaki görüşünü olumlu olarak destekler niteliktedir. “1950’lerde” yerine “1952 yılında” veya “yaklaşık yüz öğrenci” yerine “98 öğrencimiz başarılı olmuştur” şeklindeki ifadeler konuşmacının konuya hakimiyetini desteklemektedir.
Konu ile ilgili olarak ortaya atılan fikirlerin herkesçe kabul edilebilir gerçeklerden oluşması da önemli bir noktadır. Bir ortamda özellikle de pozitif bilimlerde bir konunun herkesçe farklı bir yorumu olabilir. Ancak bunun yanında bir de evrensel gerçekler vardır. İşte hemen hemen herkesçe doğru kabul edilebilirliği çok olan fikirlerin ortaya atılması ortak bir noktada bileşilmesini sağlayacaktır. Aynı dili konuşan insanların, ortak bir paydada birleşen insanların birlikte ortaya koyacakları ürünler ve birbirlerinden istifadeleri de o nispette fazladır.
Konuşmacı yaptığı konuşmasında daha çok olumlu anlatımlara ağırlık vermelidir. Kişiler üzerinde pozitif bir imajın uyandırılması ve aynı zamanda kişilerin hayatın güzelliklerini görebilmelerinin sağlanılması ancak pozitif yaklaşımlarla mümkündür. Bu konuda ünlü İtalyan yönetmen Roberto Benigni’nin yönetmenliğini yaptığı ve aynı zamanda da başrolde oynadığı “Life is Beautiful” (Hayat Güzeldir) filmi olumsuzluklar içerisinde dahi hayattın olumlu taraflarını görebilme ve çevredekilere bunu yansıtabilmek açısından tartışmasız bir eserdir. Pozitif yaklaşımlar her zaman kişilerin olumlu bakmalarına ve olumlu görmelerine yardımcı olur.
9- Kısa ve net cümlelerden örülü bir konuşma yapılmalıdır.
Konuşmadaki amaç, karşıdaki kitlenin verilen mesajı alabilmesinin sağlanmasıdır. Dolayısıyla dinleyicilerin, konuşmacının sunacağı teknik donanımı yüksek olan ve bu oranda anlaşılırlığı fazla olan bir konuşmadan amaca yönelik olarak fazla bir şey öğrenmesi beklenemez. Dinleyici kitle üzerinde konuşmacının o konuya hakim olduğu gibi bir sonuç çıkabilir ortaya ama asıl amacın bu olmadığı da bilinmelidir. Çünkü kişinin kendisinin farklı olduğunun göstermesinin yolu bilgi birikimini başkalarıyla paylaşmasıyla olur. Schiller “Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir” der. Evet, büyük başarılar elde etmek isteniliyorsa öncelikle küçük şeylerden başlanmalıdır. Konuşmalarda karmaşıklıktan ziyade net ifadelerle bilgi ve birikimlerinin insanlarla paylaşılması sağlanmalıdır.
10- Kendini geliştirmek için iyi konuşmalar ve yazılar okunmalıdır.
İnsan araştırdıkça yeni şeyler öğrenir ve öğrendikçe ise daha çok bilmediği şeylerin olduğunu anlar. Kendini geliştirmek amacıyla sürekli olarak araştırmak ve okumak gerekir. “Düşünmek kolay, yapmak zordur. Dünyada en güç olan şey ise düşünüleni yapmaktır” der Goethe. Düşüncelerin gerçekleştirilmesi, onlara yön verilmesi ancak ve ancak okumakla olur.
11- Kopyacı ve taklitçi olunmamalıdır.
İnsan kendisi olarak başarıya ulaşabilir. Taklit ile ancak taklidi yapılan kişinin kopyası olunur. Konuşma üslubuyla, hareketleri ve mimikleriyle konuşmacı kendisi olmalıdır.
12- Hata yapmaktan korkulmamalıdır.
Bir Fransız yazar “Yapılacak o kadar çok yeni hata var ki aynısını yapmak için hiçbir sebep yok” der. Yapılan bir hatayı da asla tekrarlamamaya çalışılmalıdır. İnsanın hata yapmaması gibi bir şey söylenemez. Herkesin hata yapması muhtemeldir. Fakat önemli olan aynı hatanın tekrarlanmamasıdır. Edison elektriği bulduğu zaman tam bin deneme yapmış ve sonuçta 999 farklı yol ile elektriğin bulunamayacağını öğrendiğini belirtmiştir. Fakat her denemede yeni bir hata yapmış olup körü körüne aynı hataları tekrarlamamıştır.
Konuşmalarda hata yapabilme ihtimalinin de olduğunu düşüncesi ile konuşmacı kendisini rahat bırakmalıdır. “Hata yapmamalıyım” düşüncesi kafasını meşgul ettiği durumlarda hata yapma riski daima artacaktır.
13- Konuşma bittikten sonra “tam istediğim gibi olmadı” diye üzülünmemelidir.
Bir konuda hazırlanan konuşma tamamlandıktan sonra artık o bitmiş demektir. Kişi öz eleştiri yapmalı ve hataları ortaya koyarak yeni konuşmaları da ona göre bir planlama yapılarak hazırlanması en güzel olanıdır. Fakat bunun yerine tam istenilen gibi bir konuşma olmadı diye sürekli üzülerek kaybeden kendisi olur. Her şeyden önce artık cesaretini kaybetmiş olur ve bir sonraki yapılacak konuşma için heyecanını da kaybeder. Oysa ki düşünülmesi gereken şey bir sonraki konuşmaya hazırlanmak olmalıdır.
İnsanların birbirleri ile iletişimlerinin sağlanmasının aracı olan konuşmak, her insanda var olan bir cevherdir. Fakat bazı insanlar için daha keşfedilmemiş olabilir. İçinizdeki cevheri keşfetmeniz için size sunulan işte bu reçete ile emin olun siz de çevrenizdekileri etkileyen çok iyi bir hatip olabilirsiniz. Her şey sizin elinizde. Biz size anahtarı gösteriyoruz. Gidip almak ve kapıyı açmak, sizin bu konudaki gayretinize bağlıdır. Başarı için kendinizle baş başa olmalısınız. İşte size yol, yürüyün, hatta yürümeyin koşun zira zaman çok kısa ve yapılacak işlerse oldukça fazla. Ve şunu asla unutmayın:
“Dünyada düzeltebileceğiniz, daha iyi yapmayı başarabileceğiniz ilk ve en mühim kimse kendinizsinizdir.” Konfiçyüs