10 NİSANLAR
Erdoğan ALIVEREN
Emekli Genel Müdür Yardımcısı
Türk Polis Teşkilatının Kuruluş Yıldönümleri
Belirli günler, doğum, nişan, evlenme günleri, insanın hayatındaki etkili olayların oluştuğu günler, bayramlar, yılbaşılar daima ümitlere vesile olmuştur. Aradan geçen yıllar her ne kadar ömrümüzün eksildiğini belirtse dahi, önümüzdeki günlerden beklediğimiz, hayal ettiğimiz olumlu olaylar hep ümitlere vesile olmuş ve insanların hayata bağlılığını arttırmıştır. Toplumların da insanlar gibi geleceğe yönelik beklentileri vardır. Kuruluşların yıl dönümleri de bu beklentilerin odaklandığı günlerdir.
Türk Polis Teşkilatı modern anlamda 1845’in 10 Nisanında kurulduğu için her yılların bu günlerinde iyiye yönelik ümitler hevesler belirginleşir ve anma toplantıları daha büyük bir coşkuyla kutlanır. 10 Nisanlar teşkilatımız mensupları için böylesine mutlu bir gündür. Ben bu yazımda kutladığım yılların 10 Nisanlarından örnekler vermek istiyorum.
10 Nisan 1966 günü büyük törenlerle kutlandı. O günkü Polis Enstitüsü toplantı salonunda (Necatibey caddesindeki Polis Enstitüsü ile Jandarma Subay Okulunun müşterek kullandığı toplantı salonunda) henüz bir ay kadar önce seçilmiş olan 5.Cumhurbaşkanı Sayın Cevdet SUNAY ile senato başkanı Sayın Şevki ATASAGUN, T.B.M.M. Başkanı Sayın Ferruh BOZBEYLİ, Başbakan Sayın Süleyman DEMİREL, İçişleri Bakanı SayınDr.Faruk SÜKAN’ın davetlisi olarak katıldılar. Sayın Cumhurbaşkanı güzel bir konuşma yaparak polis teşkilatımızı övdü ve şeref defterine imzaladığı bir yazıyla da olumlu düşüncelerini ifade etti. O günkü töreni tertipleme komitesi başkanı olan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı (Emekli Jandarma Yarbay) Rıfat ERGUN Polis Arması içinde 121 yazan bir rozet hazırlatmıştı. Bu rozeti Sayın Cumhurbaşkanının göğsüne taktı.
Ertesi yıl ki törenler daha muhteşem oldu. Zira tören esnasında Ankara Emniyet Müdürlüğünün yeni binası da Sayın Başbakan tarafından açıldı. Ve kutlama töreni bu binanın spor salonunda toplanılarak gerçekleştirdi.
Bir iki gün önce Emniyet Genel Müdürü Sayın Hayrettin NAKİBOĞLU başkanlığında bay ve bayan polis memurlarından kurulu Genel Müdürlük, Polis Enstitüsü, Polis Koleji ve Ankara Emniyet Müdürlüğünü temsil eden heyet önce İçişleri Bakanı Sayın Dr.Faruk SÜKAN’ı ziyaret ederek törene davet etti. Bu heyet bakanın refakatinde Başbakan, T.B.M.M, Cumhuriyet Senatosu başkanı ve Cumhurbaşkanını da ziyaret ederek davetini tekrarladı. Ve diğer protokoldeki zevata davetiyeler gönderildi.
10 Nisan 1967 sabahı saat 9.30’da kutlama heyeti emniyet müdürü rütbesindeki Ankara görevli zevatında iştiraki ile Anıtkabir’i ziyaret etti. Mozoledeki saygı duruşundan sonra törene katılacak olan polis birliklerini saat 11.30’ da İçişleri Bakanlığı önündeki Eskişehir yolunda (bugünkü İnönü Bulvarı) toplanarak merasim yürüyüşü için hazırlandılar, Polis Enstitüsü ve Ankara Polis Kolejinden gelen birlikleri Enstitünün beden eğitimi öğretmeni Ömer hoca tertiplemişti. Ankara Toplum Polisinin yay ve süvari birlikleri ise benim tarafımdan tertiplendi. Saat tam 12.00’ da Sayın Bakan Faruk SÜKAN yanında bakanlık müsteşarı (önceleri Vali daha sonra Danıştay üyesi) Fethi TANSUK ve bakanlık erkanı genel müdürler olduğu halde merasim kıtasını teftiş etti. Daha sonra başında polis memuru Erdoğan’ın bulunduğu Polis Enstitüsü Bandosu oldu halde merasim kıt’a sı bakanın önünden onu selamlayarak geçit yaptılar ve akay kavşağından Atatürk Bulvarına dönerek bulvardan Lozan meydanına kadar yürüdüler. Yürüyüş kolunun önünde Lozan meydanındaki Atatürk Heykeline konulacak olan çelenkler bulunuyordu. Kafilenin arkasında toplum polisinin süvari kolu ile motorsikletgrubu ilerliyordu. Kafilenin geçişi bando sesi süvari ve motorsikletli polisler kaldırımlarda yürüyen halkın büyük ölçüde tezahuratına sahne oldu. Yaşa, Varol sesleri arasında bazı apartman pencerelerinden kafileye çiçeklerde atıldı. Lozan meydanında birlikler heykeli dört bir yanında yerlerini aldıktan sonra bandonun çaldığı İstiklal Marşıyla heykele çelenkler kondu. Aynı grup, aynı yürüyüş düzenin de Sıhhıye, Opera kavşağı yoluyla Ulus meydanına ulaştı.Oradaki heykele de çelenkler konuldu. 2 saatten fazla süren bu yürüyüş esnasında Ankara’nın trafiği bir hayli sıkışmıştı. Ankara Trafik Şube Müdürü Kemal Özüm ve ekiplerinin gayretine rağmen bu sıkışıklığı çözmek mümkün olamadığı için yürüyüşe Ulus meydanında son verildi. Ve otobüslerle birlikler kendi yerlerine döndürüldü.
Ankara Emniyet Müdürlüğü müstakil bir binadan senelerdir yoksundu. Emniyet müdürü ve yardımcıları ile personel şubesi (3.şube) ve lojistik şubesi (6.şube) Ulus meydanındaki tarihi vilayet binasının alt katında karanlık odalarda ve sıkışık bir vaziyette çalışıyorlardı. Siyasi şube (1.şube), Pasaport şubesi (4.şube), Necatibeycaddesindeki Çankaya Emniyet Müdürlüğünün üst katına sıkışmıştı. Ayrıca, burada birde bekar polis enstitüsü öğrencileri için yatakhanede vardı. İş yükü çok fazla olan Asayiş Şubesi (2.şube), ise İsmetpaşa semtinde Pazar içinde, eski bir Ankara evinde çalışıyordu. Trafik Şubesi (5.şube) de gene Aydınlıkevler de kiralık bir binada oturuyor, trafik müracaat bürosunda, Hacettepe de ufak bir kulübede işine devam ediyordu. Bu duruma gören ve polisin yaşadığı bu sıkıntıyı hisseden 1950-1957 yılları arasında, zaman zaman Ankara Vali vekili ve Emniyet Genel Müdür Vekili olan sayın Kemal Aygün 1956 yılında Ankara’ya büyük bir Emniyet Müdürlüğü binası yapımını planlamış, ödeneğini bulmuş ve temelini attırmıştı. Sayın Aygün’ün bu görevlerinden ayrılıp 1957 sonunda İstanbul Belediye Başkanı oluşuyla bu bina inşaatına önem veren kimse kalmadığı için ve daha sonraki yıllarda 1960 ihtilali ve ihtilal hükumetleri de bu konuya eğilmediklerinden Ankara Emniyet Müdürlüğü bina inşaatı büyük ölçüde aksamış ve bitirilememiştir.
14 Ekim 1965 seçimlerinden sonra Adalet Partisi iktidara gelince Emniyet Genel Müdürlüğüne getirilen Hayrettin Nakiboğlu bu konu üzerinde önemle durmuş Bayındırlık Bakanlığı nezdinde yaptığı teşebbüslerle Maliye Bakanlığından elde ettiği ödeneklerle bina inşaatını tamamlatmış, binanın yan tarafında bulunan yatakhaneler, garaj ve mutfak üstü bölümlere toplum polis teşkilatının yerleşmesini sağlamıştır. O güne kadar Keçiören yolundaki süvari polisi binasında iki odaya sıkışmış olan toplum polisinin bu modern binaya taşınması büyük rahatlık sağlamıştı. Şimdi ise sıra 8 katlı ana binanı hizmete açılmasına gelmişti. Bu iş de 10 Nisan 1967 günü sayın Başbakan Süleyman Demirel tarafından bina kapısındaki kurdelanın kesilmesiyle gerçekleşti.
Böylece davetliler spor salonunda hazırlanan yere alındılar. Davetliler arasında binanın yapımını başlatan Sayın Kemal AYGÜN, Ankara valisi Sayın CelalettinCOŞKUN (daha sonra Aydın senatörü ve spor bakanı) sayın başbakanlık müsteşarı Munis Faik OZANSOY, Ulaştırma bakanı Dr.Sadettin BİLGİÇ, Devlet Bakanı SayınSeyfi ÖZTÜRK, Eski İçişleri Bakanı Hıfsı Oğuz BEKATA, K.K.K.Orgeneral Şahap GÜRLER, Orgeneral Kemalettin GÖKAKIN, Ankara daki 4.kolordu komutanı Eşref AKINCI, Ankara milletvekili Şinasi ÖZDENOĞLU, eski Emniyet Genel Müdürlerinden Vali Cemalettin TARLAN, Ankara Cumhuriyet Savcısı Fazıl ALP, 5. Ceza Asliye Hakimi İsmail Hakkı KÖYLÜOĞLU ile protokole dahil pek çok zevat bulunuyordu. Törenin açış konuşmasını yapan Emniyet Genel Müdürü Hayrettin NAKİBOĞLU hükümetin polisin ihtiyaçlarını karşılamakta gösterdiği desteğe teşekkür eden bir konuşma yaptı daha sonra kürsüye gelen Başbakan Demirel ise polise güvenini belirten ve 1960 ihtilali sebebiyle polise yapılan hücumlardan dolayı polisin moralini yükselten bir konuşma yaptı. Böylece konuşma faslı sona erdikten sonra davetliler binanın çatı katında hazırlanan büfede izaz ve ikrama davet edildiler.
1968 10 Nisanında ise bakanın desteği ile günlük mutat anma törenlerinden sonra polis aileleri için 5 bin kişilik Atatürk Spor Salonunda büyük bir gece eğlencesi tertiplendi. Polis memurlarının eşleri ve çocukları ve yakınları bu eğlence gecesinde Ankara 3. Şube Müdürü Yusuf SEZGİN’in organize ettiği sanatkarlar tarafından şarkı, türkü, milli oyunlar gösterisinde hazır bulundular. Bu arada kavalını burnundan üfleyen genç bir sanatçıyı bakan yanına çağırarak ayrıca kutladı. O günlerdeki kadroların işbaşından ayrılmasından sonra bu geniş çaplı eğlenceler günümüzde yerini Hilton gibi otellerde verilen balolara bıraktı.