Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

TRAFİK ÇIKMAZI

 

Mevlüt DADAŞOĞLU[*] 

 

Trafik sorununun çözümsüzlüğünde sürücünün, yayanın, vatandaşın bin türlü hatalarının yanında, acaba Devlet Babamız da hatalar yapıyor mu? Açıklamaya çalışalım.

Önce şu trafikte yazılan para cezalarındaki adaletsizliğe değinmek gerekir.

Ancak, peşinen belirteyim ki, mevcut hükümetin bunlarda bir kusuru yoktur. Bu uygulamaların yasalarını yapan geçmiş hükümetler sorumludur. Elverir ve de ümit edilir ki, mevcut hükümetimiz bu hatalarda ısrar etme kusuruna düşmesin ve ülkemizi bu trafik belasından kurtarsın.

Polisler niçin çok ceza yazarlar, sadist midirler yoksa mecburen mi yazıyorlar?

Yazılan peşin paralarda son derece zalimane davranılmakta, polisle sürücüler gırtlak gırtlağa adeta bir menfaat savaşı vermektedirler.

Eskiden ceza yazması gereken ekiplere ve devriyelere ceza makbuzu verilir, bu makbuzlarda bittiği zaman ilgili yere teslim edilir ve yeni makbuz alınırdı. Memurların gün içerisinde ne kadar ceza yazdıkları kontrol edilmez, memurun vicdanına ve inisiyatifine bırakılırdı. Memurlar da sadece gerçek suçluya ceza tatbik ederdi. Kimse de bu durumdan kolay kolay şikayetçi olmazdı.

Zaman geçti, devran döndü, geçmişteki hükümetlerimiz, tahmini bütçeye koydukları trafik para cezalarını had safhada artırmakla kalmayıp, bu paraların da aynen tahsil edilmesinin emrini verdiler.

Akşamları her ekipten telsizle icraat istediler. Ekipleri de yazdıkları peşin paranın çokluğu ile taltif ettiler. Ekiplerde diğerlerinden geri kalmamak, azar işitmemek, ne olacağı önceden tahmin edilen tecziyelere ve tayinlere muhatap olmamak için, sürücünün gözünün yaşına bakmadan astronomik cezalar yazma mecburiyetinde kaldılar.

Halen bu uygulama aynen devam ettirilmekte, vatandaş canından bezdirilmekte, polislerle vatandaşlar adeta sinir savaşı yaşamaktadırlar.

Yetkililere diyorum ki, Allah Rızası için  bu bütçeye konulan hayali geliri tutturma pahasına bu uygulamadan vazgeçip, ekipleri ceza yazmada yarıştırmasınlar. Polisi kendi inisiyatifine bıraksınlar ve sadece gerçek suçluya ceza yazılması suretiyle de vatandaşlarımızı bu zulümden, bu eza ve haksız cefadan kurtarsınlar. Yazıktır ve çok günahtır.

Vatandaşı yolmada bununla da kalınmadı. Kalktılar Fahri Trafik Müfettişliği diye bir belayı başımıza musallat ettiler. Bu müfettişlerin bir çoğunu tenzih ederim. Lakin öylesine ne idüyü belirsiz dost ve ahbaplara paye verildi ki, Allah hepimizi bunların keyfi şerlerinden korusun.

Ne iş görür bu muhteremler? Sadece devlete avantadan gelir temin etmek için ceza yazarlar, bol bol da caka satarlar. Allah Rızası için trafik konusuna on paralık bir faydaları yoktur.

Bir an önce bu müessese lağvedilmeli. İlle de benzeri bir hizmete ihtiyaç duyulursa sadece Emekli Emniyet Müdürleri görevlendirilmelidirler.

Sonra sokağa gündüz park edilmiş araçlara sıra gözetmeksizin ceza yazmayı bir maharet saydılar. Öyle ya, ham dolsun bütün cadde ve sokaklarımız park edilemez ve de durulamaz levhalarıyla donatılmış. Peki koca şehirde bir adet park edilir levhası var mı? Yok. Hey gidi canını sevdiğim, milleti trafik konusunda yönettiğini zannedenler, hiç düşünmez misiniz ki bu levhaların altında park etmekte, ilgililer de bir av yakalamanın sevinciyle isterlerse behemahal ceza  tatbik etmekte, isterlerse de aracı çekip bir parka bağlamaktadırlar. Türkiye bir nazi kampımıdır Allah Aşkına. Vatandaşa bunca eza ve cefayı layık görenler bırakın AB’ye girmeyi, tahayyül bile edememekten yoksun olsalar gerekir.

Bunca işkencenin, vatandaşı yolmanın ötesinde trafiğe ne gibi faydası var bilemiyorum.

Ya yollara kurulan radarlara ne demeli? Bundan iyi tuzak mı olur? Güya millet radar korkusu ile 90 km. süratı aşmayacak ve şimdilerde olduğu gibi güllük gülistanlık olacak. Bırakın efendiler, bırakın da vatandaş dünya standartları olan 130 km kadar gidebilsin. Sayın ve muhterem yöneticiler siz zaten bu süratle gitmiyorsunuz? Bırakın da vatandaşınızda sizin gibi gitsin. Yoksa onlar köleleriniz mi?

Siz asıl yürüyen trafik içerisinde bu sürati aşanlarla, en can alıcı nokta olan hatalı sollayanları, bilhassa ve bilhassa şehir içerisinde ve de şehirler arasında konvoyu ihlal edenleri tespit edip, onu adeta anasından doğduğuna pişman edin.

Nasıl mı yapacaksınız? Gayet kolay. Bir defa şehirler arasında kontrol yapan araçlar ve içerisindeki görevliler sivil olacak, benzin kısıtlaması olmayacak ve yürüyen trafik içerisindeki hatalar tespit edilip, yukarıda sıraladığımız suçları işleyenler yakalanıp tabiri caizse işte onlara kan kusturulacak ki, onlar başkalarına kan kusturmasınlar.

Trafikteki düzelmeyi işte o zaman görün.

Bu kadar sivil ekip ve memur bulunamayabilir. Üniversitelerle işbirliği yapılıp gönüllü gençlere kurs vermekle de, hatta özel aracıyla seyahat eden vatandaşlardan da yararlanmak suretiyle fevkalade çok etkin bir hizmet sunulabilir.

Bir de çok önemliden de öte, yapılan mükerrer suçlar asla takip edilememektedir.

İşte bu sebeplerledir ki, minibüsçü, taksici, kamyoncu vs. bütün sürücüler denetimde tutuluyorlar.

Çok basit bir önlemle bunların önüne geçileceği gibi, trafikte de bir anda gözle görülür düzelmeler olacaktır.

Araç ruhsatları aynı pasaportlar gibi çok yapraklı olmalı. Araçtan kaynaklanan kusura ilk etapta ceza yazılmayıp, ruhsata işlenmelidir. Hatta sürücünün hatası da işlenmelidir. Her kontrolde ruhsata bakılacağından, ne ayarsız far kalır, ne de bir noksanlık söz konusu olur.

Bir sürücü diyelim ki affedilmez bir hata yaptı. Hem cezasını yaz, hem de ruhsatına işle. Bir daha benzeri hata yaptı mı o zaman da ona göre işlem uygula.

Bu ruhsat değişikliğinden sonra görülecektir ki, sorunların çok büyük bölümü çorap söküğü gibi birer birer çözülecektir.

Netice olarak, çok yazma keyfiyetinden, Fahri Trafik Müfettişliği Müessesesinden, keyfi araç çekmelerden, araçtan kaynaklanan kusura ceza yazmalardan, radar kuma aldatmacasından biran önce vazgeçilmeli, çok yapraklı ruhsatlar ihdas edip, bütün kusurlar, noksanlıklar ve hatalar bu ruhsatlara yazılmalıdır.

Belediyeler de artık park yapılmaz ve durulmaz levhalarını biran önce söküp, yerine, park yapılır levhalarını dikmelidirler.

Şehir içerisinde korna çalınmasının, bilhassa uzun huzmeli farların yakılmasının, ayarsız ve fazladan takılmış farların önüne geçilmelidir. İhlal edenlerin ruhsatlarına işlenmeli, tekerrüründe de çok caydırıcı uygulamalar yapılmalıdır.

Hem zaten bir konu ruhsata işlendi mi, her kontrolde de bakılacağı için, vatandaş ruhsatına işlenen konuya bilaistisna özen göstermek mecburiyetinde kalacaktır.

Ümit ederim ki, bir ilgili okur da, bizler de karınca kararınca kaderince faydalı olmuş oluyoruz.



[*] Emekli Emniyet Müdürü