Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

POLİS TEŞKİLATININ ÇALIŞMA ŞARTLARININ ERGONOMİ AÇISINDAN İNCELENMESİ KONULU MASTER TEZİNİN SONUÇ VE ÖNERİLER BÖLÜMÜ

 

                     SELÇUK ZENGİN

                        Başkomiser

            Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü

    Gazi Universitesi Fen Bilimleri Doktora Ögrencisi

 

 

Suçları toplumun dayanabileceği sınırlar içinde tutabilecek güçte, yansız ve etkin, çağdaş kent uygarlığına uygun, görev ve kuruluş yasaları çağın, toplumun ve mesleğin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş, organik ve fonksiyonel açıdan hizmetin gereklerine göre örgütlenmiş, modern araç-gereçlerle donatılmış, hizmete uygun yerleşim yerlerine ve hizmet binalarına sahip, hareket ve iletişim yeteneği üstün, personeli nitelik ve nicelik açılarından yeterli, eğitim düzeyi, morali, fizik kondisyonu ve disiplini yüksek, sosyal ve ekonomik güvencelere kavuşturulmuş, bütçe imkanları sınırlanmamış, hakça hareket eden ve halkça desteklenen, sürekli kendisini yenileyebilen dinamik, modern ve çağdaş yönetim ilkelerine göre işleyen bir polis teşkilatına kavuşmak Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisidir.

 

Polis teşkilatı çeşitli kanunlarla kendisine verilen görevleri ağır çalışma şartları altında yerine getirmektedir. Bu şartların Ergonomik açıdan incelenmesi ve bu veriler ışığında yeniden düzenleme yapılması gerekmektedir.

 

Polis teşkilatının çalışma sistemini düzenleyen esaslara göre Yetkili amirler olağanüstü durumlarda ve hizmetin gerektirdiği durumlarda haftalık ve yılık izinleri iptal edebilmektedirler. Bu yetkiye dayanarak yetkili amirler haftalık izinleri olması muhtemel olaylar karşısında  iptal etmektedirler. Bunun temel nedeni ise şudur: Özellikle toplumsal olaylardan sonra polisin davranışı sürekli eleştirilmektedir. Eğer olay ideolojik bir karakter gösteriyorsa taraflardan birisi, olaya katılan taraf polisin kötü ve sert davrandığını iddia etmekte, olaya katılmayan taraf ise polisin gösterdiği tavrın göstericilere cesaret verdiğini ileri sürmektedirler. Her iki tarafın bu iddialarına karşı Polis yetkilileri bazen gereğinden fazla önlem almaktadır. Bunun bedelini de Polis teşkilatı sürekli çalışarak ödemektedir. EK kısmında yer verilen bilgilere göre Ankara Emniyet Müdürlüğü çalışanları 1997 yılının ilk altı ayında hemen hemen hiç hafta sonu tatili yapamamıştır.

Halbuki Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli’nin Çalışma Saatlerine İlişkin Esaslarda Madde 5’de belirtilen bu tür durumlarda “hafta sonu kesilen izinler, mümkün olduğu takdirde aynı hafta içerisinde, aksi halde bir sonraki hafta içerisinde telafi edilir” hükmüne rağmen sonraki haftalarda da bu izinler verilmemiştir. Ayrıca Madde 4’de belirtilen (hizmetin gerekleri gözönünde bulundurularak olağanüstü durumlarda 12/12; diğer hallerde 12/24 veya 12/36 esaslarından herhangi birine veya her birine göre; Taşra Teşkilatında Mülki Amirin, Merkez Teşkilatlarında Genel Müdürün Onayı ile düzenlenir) olağanüstü hal tanımlanmadığı için, EK kısmındaki belgelerden de anlaşılacağı üzere her olay olağanüstü sayılarak personel sürekli çalıştırılmış, dinlenmesine fırsat verilmemiştir. 

Ayrıca Teşkilat Yöneticilerinin, personelinin izin, istirahat, mesai sürelerini daha iyi hale getirme hususunda çalışmaları bir tarafa Kanunla verilmiş haklar konusunda bile ne kadar cimri davrandıklarına çarpıcı bir örnek olarak Ankara Emniyet Müdürlüğünde, o dönemin İl Emniyet Müdürü tarafından verildiği söylenen bir emirle hafta sonu Cumartesi günü saat:13:00’e kadar mesai yapılması hususu, aradan geçen bu kadar süre zarfında hiçbir yazılı emirle teyit edilmemesine rağmen halen devam etmektedir.

Aşağıdaki metinden de anlaşılacağı üzere Cumartesi – Pazar tatil olması gerekirken bir zamanlar verilmiş bir emir(24 saat içerisinde de yazılı olarak teyit edilmemiş bir emir) yüzünden, büro hizmetleri yapan personel Cumartesi günü, yarım gün göreve getirilerek, bırakın ekstra iyileştirmeyi, kendilerine kanunla verilen haklarından bile mahrum edilmişlerdir.

(Büro hizmetlerinde çalışan personelin çalışma saatleri, herhangi bir olağanüstü durum olmadığı sürece Devlet Dairelerinin tabi olduğu mesai gibidir. Olağanüstü veya hizmetin gerektirdiği durumlarda, bu mesainin gereken yeni şekli veya kuvvetlere destek amacıyla görevlendirme, yetkili amir tarafından yazılı veya sözlü emirle düzenlenebilir. Sözlü emir 24 saat içerisinde yazılı olarak teyit edilmelidir.)

Sürekli çalışma durumunda olan Polis mensupları arasında çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır.

Polis teşkilatı disiplin ve hiyerarşinin egemen olduğu bir teşkilattır. Yapılan işin niteliği bunu gerektirmektedir. Çalışanların büyük bir çoğunluğunda otoriteye bağlılık görülmektedir. Otoriteye bağlılık Türkiye’nin toplumsal yapısının temel özelliklerinden birisidir. Toplumun bir mensubu olarak Polislerde de bu özelliklerin görülmesi normaldir. Otoriter özelliklerin varlığı özellikle Polis- halk ilişkilerinde sorunlara yol açmaktadır.

Polis teşkilatının çalışma şartları yanında bunun bir parçası durumunda olan özlük hakları ve sosyal statü açısından da olumsuzluklar içindedir. Bu konularda da yeni düzenlemeler yapılmalı ve Avrupa Birliği standartlarına ulaşılmalıdır. Nitekim bu hususlarda Avrupa ülkeleri arasında belirli bir düzeye erişmek ve standartlar oluşturmak amacıyla çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.

           

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Polis hakkında bildiri hazırlamıştır.Bu bildiriye ilişkin 690(1979) sayılı kararında yer alan bazı hususlar şunlardır.

            1-) Polislerin, içinde görev yaptıkları toplumun maddi ve manevi aktif desteğinden yararlanmalarını temin ederek ,

            2-) Polislerin, devletin diğer görevlilerininkine benzer, bir statü ve haklardan yararlanmaları gereğine, inanarak;

            3-) Her Polis kanunla kendisine verilmiş görevleri, vatandaşlarını ve toplumu, şiddet, mülke zarar verme ve kanunla tanımlanmış diğer haksızlıklara karşı koruyarak, yerine getirmekle yükümlüdür.

4-) Her Polis, birlik içinde, tarafsız ve onurlu bir şekilde davranmak zorundadır. Özellikle her türlü rüşvet olayından kaçınmak ve tam bir kararlılık içinde ona karşı çıkmak zorundadır.

            5-) Polis memurları, hizmete başlamadan ve hizmet sırasında, derinliğine, genel ve mesleki nitelikte bir eğitime tabi tutulmak, ayrıca da sosyal sorunlar, kamu özgürlükleri, insan hakları  ve özellikle de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, konularında uygun bir öğretimden geçmek zorundadırlar.

            6-) Polisin içinde görev yaptığı çevre, mesleki psikolojik ve maddi koşulları, birliği, tarafsızlığı ve onur’u koruyacak nitelikte olmalıdır.

            7-) Polisler adil bir ücret hakkına sahiptirler, bu ücretin tespitinde, tehlike ve sorumlulukların önemi, çalışma saatlerinin düzensizliği gibi özel faktörler dikkate alınmalıdır.

 

            Yapılacak düzenlemeler yukarıda yer verdiğimiz esaslar çerçevesinde yapılmalıdır.

 

            Yukarıda değindiğimiz, polis yetkililerinin çalışma saatlerinin belirlenmesinde yetkili olması çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların bir kısmı özellikle de yöneticilerde sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Üst düzey yöneticilerde bu durumlarda ortaya çıkan sorunlar bir araştırma da şöyle sıralanmıştır: “Kamu ve özel sektörde görev yapan tepe yöneticilerinin stres kaynakları karşılaştırıldığında yükselme olanağının az olması, işin sıkıcı olması, çalışırken kullanılacak araç ve gereçlerin yetersizliği, yeteneklerin yapılan işte tam olarak kullanılmaması, astlarla anlaşmazlık, iş arkadaşlarıyla politik görüş farklılığı, meslektaşların koyduğu kurallara uyma zorunluluğu maddelerinin hepsinin, kamu sektöründeki tepe yöneticilerinin özel sektördeki tepe yöneticilerine göre, anlamlı bir düzeyde daha yüksek ortalamalara sahip olduğu görülmektedir”. Bu araştırmada ortaya konan hususların hepsi polis teşkilatı üst düzey yöneticileri için geçerlidir. Yapılması gerekenler ise aynı araştırmada şu şekilde sıralanmıştır:          “Bu bilgilerin ışığında kurumların, özellikle kamu kuruluşlarının, personel değerlendirme, ücret ve yükselme politikalarının stresi azaltacak yönde daha adilane bir biçimde düzenlenmelidir. Tepe yöneticilerini rolleri ve sorumlulukları açık bir surette belirtilmelidir”.

 

            Polis teşkilatının çalışmaları süresince yeterli araç ve gerece sahip olmadığı da bilinmektedir. Bu yetersizliklerin temel nedeni ekonomiktir. Bütçeden hizmetin gerektirdiği ölçüde mali kaynak aktarılamamaktadır Bunun nedeni bütçe imkanlarının kısıtlı olmasıdır. Kısıtlı bütçe imkanlarından ancak bu kadar pay ayrılabilmektedir. Türkiye’nin ekonomik olarak azgelişmiş olmasının sonucu olarak sanayi sektörü gereken katma değeri üretemediği için hizmet sektörüne yeteri kadar kaynak aktaramamaktadır. Az gelişmiş ekonomik yapıların temel özelliği tarıma dayalı, yetersiz sanayileşme ve çarpık hizmet sektörüdür. Bu özellikler Türkiye ekonomisinin yetersizliğini ortaya koymaktadır. Sanayi sektörünün gelişmemesi hizmet sektörünün yeterli kaynağa sahip olamaması sonucunu doğurmaktadır. Ekonomik azgelişmişlik sürdüğü sürece bütçeden gerekli ödeneklerin ayrılması da oldukça zordur.

 

            Polis teşkilatının çalışma şartlarının Ergonomik olmadığı açıktır. Emniyet Hizmetleri sınıfı personelinin çalışma saatlerine ilişkin esaslara göre çalışma süreleri 12/12, 12/24 ya da 12/36 şeklindedir. Oysa yapılan ergonomik çalışmalar 8 saati aşan mesai sürelerinden prensip olarak kaçınılmasını önermektedir. Bu noktada yeniden düzenleme yapılmalı ve ergonomik veriler dikkate alınmalıdır.