GERÇEK KAHRAMANLAR
Sevda Sain DÜLGER[*] |
Sıcak Ağustos günlerinden biriydi. Her sabah yaptığım gibi, Anıttepe’deki işime yoğun bir trafik sonrası ulaşabilmiştim. Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı’nda Uzman Kimya Yüksek Mühendisi olarak görev yapıyordum. 1995 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden burslu olarak okuduğum için, 1996 yılı itibarıyla atamam yapılıp göreve başladım. Hani çevrenizdeki insanların işinden memnun olmadığını ve bir şekilde işlerinden şikayet ettiklerini duymuşsunuzdur. Ben gerçekten işimi çok seviyordum. Her gün heyecanla geliyordum artık rutine binen işime.
Yine aynı büroda çalıştığım diğer iki uzman arkadaşımla günlük çalışma planımızı yaparken birden kapı açıldı. Gelen Daire Başkanımızdı. Direkt olarak bana bakarak Sevda Hanım “Bir olayla ilgili olarak inceleme yapmak için her şubeden birer uzman istiyorlar. Gerekli hazırlıklarınızı yapın.” dedi. Olayın detayı hakkında bilgisi olmadığını, hazırlıklarımızın eksiksiz olmasını istedi ve odadan çıktı. Biraz şaşkın, biraz heyecanla olay yeri inceleme-delil toplama çantamı hazırladım. Daha önce de olay yeri incelemeye gitmiştim. Ancak bu kez olayın detayının bilinmiyor olması, beni heyecanlandırmıştı. Kaçakçılık ve İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan da üç polis arkadaşımızın da bulunduğu minibüs bizi almaya gelmişti. Balistik, Belge, Kimya, Biyoloji ve İz İnceleme uzmanlarıyla yola çıktık. Üç Bomba İmha Uzmanı arkadaşımızda jipleriyle bize katıldı. Hala nereye gittiğimizi bilmiyor, merak ve heyecan içinde fikir yürütmeye çalışıyorduk. Her birimden uzmanın bulunması olayın ciddiyetini gösteriyordu aslında. Konya-Adana yolunda ilerlerken bir markette durup alışveriş yapıldı. Bu da uzun bir yola çıktığımızın işaretiydi. Bir yandan da keşke eve uğrayıp daha rahat bir şeyler giyebilseydim diye düşünüyordum.
Adana yolunda ilerlemeye başlamıştık. Artık yavaş yavaş tahmin edebiliyorduk. Tam bir gizlilik içinde saat 23:00 sıralarında Adana Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştık. Adana çok sıcaktı, nemden yapış yapış olmuştuk. Emniyet Müdürü tarafından yapılan toplantıda bir operasyondan bahsedildi. Gece yarısı operasyon yapıldıktan sonra, biz Kriminalistik Uzmanlarda delil toplayacaktık. Artık herşeyi öğrenmiştik. Merak duygusunun yerini heyecan, endişe ve korku almıştı.
Ekipteki tek bayan ve Biyolog arkadaşımla birlikte iki sivildik. Toplantı bitmiş, operasyon planları hazır bir şekilde saat 01:00 sıralarında tüm ekibin toplandığı Bölge Trafik Amirliği’ne gittik. Burada yaklaşık yüz kadar özel harekatçı polis hazırlıklarına başlamıştı bile. Operasyon saati için uykunun en derin olduğu gece yarısı 03:30 seçilmişti.
Hummalı hazırlık, büyük bir suküt ve titizlikle devam ederken çok karmaşık duygular içindeydim. Aklıma babamdan dinlediğim pek çok operasyon ve baskın anısı geldi. İlk özel Harekat Kursu almış 38 kişiden biri ve meslek yaşamında sayısız takdir ve taltif ödülleri olan babamın, bu tür anılarıyla büyümüştüm. Babamda bu polisler gibi hazırlanmış, operasyonlara mı katılmıştı? Çok duygulanmıştım. Bu insanlarında aileleri, çocukları var ve hayatları pahasına vatanları için bu işi seve seve yapıyorlar. Belki az sonra yaşanacakları hiç düşünmeden hazırlıklarına tam bir profesyonellik içinde devam ediyorlardı. Sakin ve vakur hareketlerle çelik yeleklerini giyiyorlar, gaz maskelerini ve silahlarını son bir kez kontrol ediyorlardı. Kendimi öyle kaptırmıştım ki, içimden kahramanlık türküleri geçiyordu. Onlar gibi gerçek polislerle gurur duymamak imkansızdı. Onlar için dua ettim. İnşaallah başarıyla, burunları bile kanamadan bu işin üstesinden geleceklerdi.
Operasyon yapılacak ev yaylada olduğu için, yapış yapış sıcak yerini buz gibi soğuğa bırakmıştı. Üşümeye başlamıştık. Derken vakit geldi, operasyon emri ile yayla evine doğru büyük bir sessizlikle yola çıkıldı. Bizde onlarla birlikte hareket ettik. Operasyon yerine yakın bir yerde biz kaldık. Atmosfer giderek geriliyor, heyecanımız artıyordu. Belki bizim için münferit olan bu deneyim, onlar için alışılmış, sıradan bir olaydı.
Çatışma başlamıştı. Yoğun silah sesleri kulağımızı deliyor gibiydi. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Çatışma devam ederken ben de dualar ediyordum.
Yavaş yavaş gün ağarıyordu. Teröristler teslim olmuştu. Olay yerine gittiğimizde ortalıkta barut ve yanık kokusu vardı. Teslim olmadan önce çatı katını yakmışlardı. Yangın fazla büyümeden söndürülmüş olsa bile, eve girdiğimizde duvarlardan yayılan sıcaklık yüzümüze vuruyordu.
Önce Bomba İmha Uzmanları ev ve çevrede olabilecek bomba ihtimaline karşı kontrollerini yaptı. Artık top bizdeydi. Bahçede yatan bir ceset vardı. Göğsünde üç mermi deliği vardı. Hayatımda ilk kez bir cesetten svap alıyordum, sakin ve rahattım. Kahramanların arasında bana da cesaret gelmişti belki de. Atış Mesafesi tayini için kıyafetlerini çıkarırken savcının “lütfen fazla sarsmadan” ikazıyla irkildim. Şaşırmıştım.
Bütün uzman arkadaşlarım son derece hassas ve titiz çalışıyordu. Bir yandan yapılan her işlem kameraya alınıyordu. Evden diğer teslim olan iki erkek, üç kadından da el svapları aldım. Evde bu insanların dışında yaşları iki ile altı arasında değişen dört çocuk vardı. İstihbarati bilgilere göre bu çocuklar kendi çocukları değilmiş. Amaçları evi kiralarken çevredekilere aile izlenimi vermek ve bu tür operasyola karşılaştıklarında onları siper olarak kullanmakmış. Zavallılar, onlarında geleceği böyle olacak belki de.
Yanık kokuları ile evdeki incelememizi de tamamladıktan sonra bütün işimizi bitirip toparlandık ve yola çıktık.
Dönüş yolunda yaşadıklarımızı konuşurken, gönlümüzün rahatlığı yorgun yüzümüzde tebessüm olarak yansımıştı. Bir yandan artık benimde babam gibi çocuklarıma anlatacak ömrümce unutmayacağım bir operasyon anım olmuştu diye düşünüyordum. Bırakın uzman arkadaşlarımı, çoğu polis arkadaşımıza bile nasip olmayan bu tecrübeyi yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Otuz saati aşkın uykusuzluk ve yorgunluğa rağmen, böyle bir operasyonda bulunmanın verdiği gurur ve kıvanç hepsine değerdi.
Adana’da o atmosferi solurken minnettar olduğumuz ve binlerce kez teşekkür edilmesi gereken vatan bekçileri gerçek polisleri gördüm. Dualarımız her zaman sizinle. Kahramanlarımızın yollarının her zaman açık olması dileğiyle başarılar dilerim.