Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

ÇAĞIN POLİSİ OLMAK

 

 

Lütfi TÜMTÜRK[*]

Çağın Polisi, gerçekten dergimize güzel bir isim konulmuş.Acaba gerçekten çağa ayak uydurabiliyor muyuz. Uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olmuş bir meslektaşınız olarak teşkilatımızı  irdelemek istiyorum.

İstanbul’da meydana gelen malum terör olayı, gerçekten harika bir şekilde çözüldü. Hem de geleneksel usulle değil, modern ilim kullanılarak failler tek tekortaya çıkarıldı. Bu başarıda emeği geçen tüm meslektaşlarımı kutlarım. Bizi sevindirdiler, gururlandırdılar.

Ancak, Dünyayı hayran bırakan bu başarı yeterince değerlendirilemedi. En sıradan operasyonlar bile gösterişli basın toplantıları ile duyurulurken, bu yüksek başarı gerektiği gibi kamu oyuna yansıtılamadı. Mütevazı ölçülerde yansıtılmasına rağmen bize göre, medya ve basınımız bunu yeterince değerlendiremedi. Halbuki bu teknolojiyi kullanabilen teşkilat sayısı dünyada bir elin parmaklarını geçmez.

Peki niye bu yapılmadı.Bu konudaki şahsi kanaatimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Susurluk. göktepe, tele kulak ve Onb.sarımsak olayları bahane edilerek aşağılayıp , yerden yere vurdukları , yıpratılarak pasifize ettiklerini sandıkları Polis teşkilatı tarafından bu başarı gösterilmişti. Allah’tan (Basından öğrendiğimiz kadarı ile )İsrail Polisinin yardım teklifi kabul edilmemiştir. Yoksa yabancı servisler nasıl çözdü diye kıyameti koparırlardı. Nitekim Apo eşkıyasının yakalanmasında öğle olmadı mı ? Vay efendim ABD ve İsrail servisleri olayı hazırlamışlarmış bize de buyur demişlermiş vs.vs. Peki kardeşim bu servisler ile koordinasyonu, ve onları yıllardır. Kullandıkları, eşkıyayı teslim etmeyi kim ikna etti. Yılardır kullandıkları bir araçtan nasıl kolaylıkla vaz geçtiler. Güvenlik kuvvetlerini yıpratma hususunda hiçbir fırsatı kaçırmayanlar  bu gerçekler karşısında sus pus oluyorlar. Eğri otursak da doğruyu yazmak lazım. Biz kendi hukukumuzu koruyamıyoruz., kendimizi savunamıyoruz da ondan.

Bir örnek vermek istiyorum. Bilindiği gibi, önceki hükümet,  af yasası çıkarmıştı. Bu  yasa ile hırsızlar uğursuzlar,ırz düşmanları, hainler,hortumcular vs.vs. hepsi af edildi. Yasanın af edilecekler için çizdiği sınır dışında kim bırakılmıştı. Sadece görevi sebebiyle suçlu duruma düşen güvenlik mensupları af dışında bırakılmıştı.

Bu utanç verici bir durumdur. Sen vatanını satan hainleri, ülkenin ekonomik kaosa sürüklenmesine sebep olan hortumcuları af edeceksin. Bu yetmezmiş gibi hortumcuları kayıran kamu bankaları yöneticileri için sorumsuzluk yasaları çıkaracaksın, sonra senin malını, canını, ırzını korurken hasbelkader suçlu duruma düşen garipleri af dışında bırakıp bir tekme de en vuracaksın, bu bir hükümet için  anlaşılır gaflet değildir.Asil Milletimiz , Allah’ın izni ile onlara öyle bir tekme vurdu ki, artık o kanunu çıkaranların bir daha iflah olmalarına imkan yoktur.

Konumuza gelelim. Amacımız siyaset yapmak değil teşkilatımızın hukukunun korunmasıdır. Hani atalarımız “Ağlamayan çocuğa meme verilmez.” Demişler. Gerçekten doğrudur. Biz çalışmalarımızı anlatamazsak, hukukumuzu savunamazsak herkes tekme vurur. Hele de her türlü kanunsuzlukların üzerine gitmekle görevli olan Emniyet teşkilatı olunca herkes tekme vurmak ister.

Verdiğimiz örnek öyle sıradan bir şey değildir.Böyle düşünenler varsa onlara, Malum, Manisa, Aydın olayları ile  Diyarbakır ceza evi isyanı ve İstanbul Gazi Osman Paşa mahallesi olaylarında mağdur olan meslektaşlarımızın sayısını biliyor musunuz diye sormak isteriz.

Yüce rabbimize sonsuz hamd ve şükrederiz ki biz , bir kazaya uğramadan emekli olduk. Ancak, yıllarca şerefle ve fedakarca bu ülkeye hizmet yaptıktan sonra , bizim kadar şanslı olmadıkları için bu emekli olamayan ve bu gün ceza evlerinde çilesini doldurmaya çalışan meslektaşlarımızın acısını yüreğimizde hissediyoruz. Mütevazı  yemeğimiz boğazımızda kalıyor.

Bu meslektaşlarımızı biz savunamadığımız için defalarca berat etmelerine rağmen malum çevrelerin baskısı ile mahkum oldular. Afyon Kapalı spor salonunda meslektaşlarımız yargılanırken,bazıları topluca otobüslerle afyona gidip, mahkeme heyetini tesir etmeye çalışırlarken, hangimiz bu mağdur arkadaşlarımızın yanında yer aldık. Onlara destek olup, sahip olabildik.

Sevgili meslektaşlarım, amacım, bu geçmiş olayları hatırlatarak sizleri üzmek değildir. Amacım, bu olaylardan ders alarak, hukukumuza sahip çıkılması gereğini vurgulamaktır. Sırası gelmiş iken hemen şunu ilave etmek istiyorum. Çalışan meslektaşlarımız, belirli bürokrasinin emrinde çalışan memur olmaları sebebiyle kendilerini savunamazlar. Hukuklarını koruyamazlar. Sendikalarımız da olmadığına göre bu görevi kim yapacak. İşte asıl söylemek istediğim husus budur.

Açıkça söylemek lazım ki nasıl TSK kuvvetlerinde Emekli paşalar bu görevi yapıyorlarsa, biz de emekli Emniyet Müdürleri olarak bu işi üslenmeliyiz. Bu görevi en güzel şekilde yapacak, beceri ve kabiliyette arkadaşlarımız var. Medya ile birlikte çalışan birimlerimizin de yardımını alarak , teşkilatımızın çalışmalarını kamu oyunda değerlendirilmesini sağlayıp , hakkımızı ve hukukumuzu savunabiliriz. O zaman yıllarca ekmeğini yediğimiz teşkilatımızı savunmanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşayacağız.

Bu gün çalışan il Emniyet müdürlerinin aldığı maaşı alan bir çok hizmetliler var. TSK’de en küçük rütbelileri onlar kadar maaş alıyorlar. Yanlış anlaşılmasın kimsenin maaşında gözümüz yok ama üst seviyede sorumluluk alan , icabında bu sorumluluğunun cezasını çeken meslektaşlarımızın hakkının da verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu gün emekli memur arkadaşlarımız ek bir iş yapmıyorlarsa sefilleri yaşıyorlar. Bazı haydutlar da onları yanına alıp koruma bahanesi ile istismar edip kanunsuz işlerinde yararlanmak istiyorlar. Bu gerçekleri yazmak  zor ama artık doğruları söyleme zamanı geldi de geçiyor.

Nitekim, bazılarımız hala farkında bile değil. Eylül 2003 tarihinden itibaren, 1.sınıf Emniyet Müdürlerinin (İl Emniyet Müdürleri ve Daire başkanları dahil) ek göstergeleri sessizce 700 puan düşürüldü. Yani 2004 yılında verilen %6 zam üç ay önceden geri alınmış oldu. Bu Allah’tan reva mıdır. Üç milyar maaş alan odacıların olduğu ülkemizde Herkesin emniyetini huzurunu sağlamakla görevli ve sorumlu olan Emniyet Müdürlerine verilen önemin göstergesidir. Bir daire başkanı arkadaşımızın, bu kanun meselesi ne yapalım yani  dediği gibi, isyan edelim demiyoruz. Demokratik ortamda kanunlar çerçevesinde hakkımızı ve hukukumuzu koruyalım diyoruz.

Özellikle ve özellikle Emekli Emniyet Müdürleri derneği yöneticisi arkadaşlarımızın   bu hususu değerlendirmelerini diliyorum. Bu konuda oldukça doluyum.Ancak, dergimiz idarecilerinin müsamahalarını daha fazla sui istimal etmeden yazımı bitirmek istiyorum. Allah nasip eder ve bu arkadaşlarımız izin verirlerse gelecek sayımızda yukarıda bahsettiğim olayları tek tek açıp mağdur olan meslektaşlarımızın durumları ile bu olayların tekrar etmemesi için üzerimize düşenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Çalışan meslektaşlarımızın daha nice başarılı hizmetlerini görmek ümit ve temennisi ile saygılar sunuyor ve başarılar diliyorum.12 Ocak 2004

 

 

      



[*] Emekli Emniyet Müdürü