Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

AB’NİN GÖÇ VE İLTİCA POLİTİKASINDAKİ YENİ ARACI“EURODAC”


Ömer ERSOY

Komiser

KOM Daire Başkanlığı

Giriş

Yasadışı göç, günümüz dünyasının başta gelen gündem maddelerinden biri ni oluşturmaktadır. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve diğer kaynaklara göre dünya genelindeki yasadışı göçmen sayısı 33 milyona varmaktadır.

Yaygın ekonomik imkansızlıklar ve politik istikrarsızlık, bir ülkenin yasadışı göçte kaynak durumuna gelme ihtimalini büyük oranda artırmaktadır. Kaçakçık şebekeleri, bu gibi az gelişmiş ülkelerde yaşanan kronik işsizlik ve fakirliği suistimal ederek, yabancı ülkelerde çok yüksek maaş ve iyi çalışma şartları vaadiyle bu ülkelerdeki insanlar üzerinden büyük kazançlar elde etmektedirler.

Toplumsal ve ekonomik standartların yüksek olduğu Batı Avrupa ise, yasadışı göçte hedef bölgelerin başında gelmektedir. Avrupa Birliği, ortak göç politikası oluşturulmasının yanında yasadışı göçle mücadelede etkin yöntem ve stratejiler geliştirmesi ve uygulaması amacıyla çeşitli gayretler içindedir.

1999’daki Tampere zirvesinde AB,  göç politikasını üç çizgide modernize etmeye karar vermiştir; a)iltica amacıyla yapılan göçü kontrol altına almak b)usulsüz göçle mücadele etmek c)göçmen işçilere yeni göç kanalları açmak. 2002’deki Seville zirvesinde ise göçle ilgili diğer bir nokta olan; d)Avrupa Birliği göç politikasını kaynak ve transit ülkelere genişletilmesi konusunda karar alınmıştır. Schengen Anlaşması, Dublin Sözleşmesi, iltica politikalarının harmonizasyonu,  AB’nin bir özgürlük ve güvenlik alanı olmasını hedefleyen Amsterdam Anlaşması, AB’nin göçle ilgili sahip olduğu supranasyonel yaklaşımın köşe taşlarını oluşturmaktadır. Tüm bunlar, iltica, göç, yasadışı göç, kaçakçılık ve sınır geçişleri ile ilgilidir.

Ortak bir Avrupa İltica Sistemine Doğru

Avrupa Topluluğu, bir özgürlük, güvenlik ve adalet alanı yaratılması temel amacını taşıyan 1997 tarihli Amsterdam Antlaşması polis işbirliği ile cezai konularda adli işbirliği alanlarında üye devletler arasında ortak eylemler geliştirilmesi için kurumsal bir çerçeve sağlamaktadır. Böylece Topluluk, AB içinde kişilerin serbest dolaşımı bakımından gerekli olduğu ölçüde, göç ve iltica, dış sınırlar gibi  konularda mevzuat çıkarma yetkisine sahip olmuştur. Öncelikle, ortak bir Avrupa iltica sistemi yönünde çalışılması kararlaştırılmış ve bu kapsamda, kısa vadede, hangi üye devletin bir iltica başvurusunun incelenmesinden sorumlu olduğunun tespit edilmesini kolaylaştıracak yeni bir sistem oluşturulması gündeme gelmiştir.

Ayrıca, adil ve etkili iltica prosedürleri için ortak standartlar ve iltica talebinde bulunanların kabul edilmesi için ortak asgari şartlar benimsenmesi ve sığınmacı statüsünün tanınması ve içeriği ile ilgili kuralların yakınlaştırılması konuları da bu  kapsamda yer alacaktır. Daha uzun vadede ise, Topluluk kuralları, Birliği, iltica hakkı tanınan kişiler için AB çapında geçerli olan tek bir statüye ve ortak bir iltica usulüne götürecektir.

EURODAC 

Avrupa Otomatik Parmak İzi Tanımlama Sistemi (Automated Fingerprint Identification System – AFIS), AB’nin bu alandaki ilk sistemidir. EURODAC olarak adlandırılan bu sistem, 2003’ün başından itibaren, şu an için Danimarka hariç tüm AB ülkelerinde ve EURODAC düzenlemesine taraf Norveç ve İzlanda’da uygulamaya konulmuştur.

AB’nin göç ve iltica politikası kapsamında ortaya çıkan ve 11 Aralık 2000 tarihli Konsey Kararı ile kurulması kararlaştırılan EURODAC’ın temel amacı, mülteci başvurusu yapan kişilerin ya da yasadışı göçmenlerin parmak izlerinin karşılaştırılması ve bu sayede kimliklerinin tespiti amacıyla bir veri tabanı oluşturulmasıdır. Bu uygulama aynı zamanda, Dublin Sözleşmesinin etkin bir şekilde uygulanabilmesini sağlayacaktır.

Bilindiği gibi, tüm AB üyesi ülkelerin taraf olduğu 15 Haziran 1990 tarihli Dublin Sözleşmesi, üye ülkelere iltica başvurularını inceleme ve karar verme mekanizması sağlamaktadır. Başka bir ülkede de iltica başvurusu yapan bir yabancının tespit edilmesinde karşılaşılan zorluklardan dolayı, 1991 yılında göçten sorumlu bakanlar, iltica başvurusu yapanların parmak izlerinin karşılaştırmasını yapmak için bir sistem kurulmasana karar vermiş ve bu alanda hukuki bir çalışma yapılmasını istemişlerdir. Nihayet Konsey, 11 Aralık 2000 tarih ve 2725/2000 sayılı düzenlemesiyle EURODAC sisteminin kurulmasına karar vermiştir.

EURODAC sistemi üye ülkelerin iltica talep edenlerini ve topluluğun dış sınırlarını uygun olmayan kişileri tespit etmelerini sağlamaktadır. Parmak izlerini karsılaştırarak üye ülkeler bir üye ülkede yasadışı kanunsuz olarak bulunan ve iltica talep eden bir kişinin veya yabancı uyruklu bir şahsın daha önceden başka bir üye ülkede iltica talebinde bulunup bulunmadığını anlayabilmektedir. Şayet alınan parmak izlerinin daha önceden kayıt edildiğini ortaya çıkarsa, iltica başvurusu yapan kişi parmak izlerinin daha önceden alınan ülkeye gönderilir.

EURODAC, Komisyon’da bulunan ve iltica talep eden şahısların parmak izlerini karşılaştıran bilgisayarlı merkezi veri tabanı ile katılımcı ülkeler ve Merkez ünite arasında  elektronik veri aktarımını sağlayan bir sistemden oluşmaktadır.

Parmak izlerine ek olarak üye ülkelerce gönderilen veriler, iltica talebinin yeri tarihi talep edenin cinsiyeti ve referans numarasını da içerir. 14 yaşından büyük herkes için toplanan veriler, merkezi birim ya da üye ülkeler tarafından veri tabanına girilir. Parmak izini alma prosedürü Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ortaya konan tedbirlere uygun olacaktır.

Bilgisayardaki veriler, iltica talep eden üye ülkelerden birinin vatandaşlığını kazanmadıkça 10 yıl boyunca saklanır. Uygunsuz olarak Birliğin sınırlarından girmeye çalışırken yakalanan yabancı uyruklularla ilgili veriler, 2 yıl boyunca saklanır. 2 yılın sonunda şu durumlarda derhal silinir:

  • Yabancı uyruklu şahıs oturma iznini alırsa
  • Üye ülkelerin sınırlarından ayrılırsa

Bir üye ülke topraklarında yasadışı olarak bulunan yabancı uyruklu şahıslarla ilgili olarak, EURODAC, merkezi veri tabanındaki parmak izleri ile bu şahısların parmak izlerinin karşılaştırılmasına da imkan verir. Karşılaştırmak amacıyla parmak izleri gönderildikten sonra bunlar EURODAC tarafından depolanmaz.

Bu sisteme erişim, EURODAC yönetmeliğinde ortaya konan yegane amaçlarla sınırlıdır. Bir kişinin adı gibi kişisel detaylarına ilişkin bilgilerin yer almadığı bu sistem, en güvenilir ve en doğru tanımla metodu olan biyometrik karşılaştırma üzerine kurulmuştur.

Kişisel bilgilerin korunması çerçevesinde üye ülkelerden, parmak izlerinin yasaya uygun olarak alınması, kullanılması, gönderilmesi saklanması ya da silinmesini sağlamaları istenmektedir. Komisyon ise, bu sistemin hukuka ve amacına uygun olarak yürütülmesini gözetmekle yükümlüdür.

Ulusal denetleme birimlerinin yanında her ülkenin denetim birimlerinden en fazla iki temsilcinin katıldığı müşterek bağımsız bir denetim birimi kurulur. Bu birim sistemin düzenli ve yasaya uygun olarak çalışıp çalışmadığını kontrol eder. Bu müşterek denetim birimi, Avrupa Topluluğu anlaşmasının 286/2 maddesi kapsamında bağımsız bir denetim birimine görevini devredecektir.

Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosuna ve Konseyi’ne EURODAC’ın performansı ve işletilmesi ile ilgili tüm hususları kapsayacak bir yıllık rapor sunacaktır.

Sonuç

Hukuki düzenlemesinin kabul edilmesinden kısa bir süre sonra, EURODAC sistemini tüm üye ülkelerde kuran ve bu ülkeler adına bu sistemi çalıştıracak olan Avrupa Komisyonu, iltica ve yasadışı göç gibi çok hassas bir konuda önemli bir teknik tedbir almış görünmektedir. Bu işbirliği, ikinci nesil Scehngen Bilgi Sistemi ya da Avrupa Vize Tanımlama Sistemi gibi gelecekteki diğer geniş tabanlı IT projeleri için de iyi bir örnek teşkil etmeye namzettir. Öte yandan, bu sistem kapsamında kişi hakları ihlallerinin ortaya çıkmaması, sistemi kullanan görevlilerin bu konuda iyi eğitim almış olmalarına ve bu görevlileri denetleyecek organların denetim görevlerini etkin olarak yerine getirmelerine bağlıdır.