TEHLİKEYE KARŞI TEMKİN
Feyzullah Arslan
1. Sınıf Emniyet Müdürü
Polis’in Hatıra Defterinden Kitabı
Baskı Yılı 2000’den alınmıştır.
Olay 1991 yılında İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı bir karakol mıntıkasında geçer. İzmir’in gecekondu evlerinin bulunduğu bir semtte hizmet veren karakol görevlileri, mıntıkalarındaki gecekondu evlerin zaman zaman teröristler tarafından hücre evi olarak kullanıldığını bildiklerinden, devriyeye çıktıklarında genellikle araçlarının tepe lambasını yakmadan dolaşırlar.
Olay gecesi saat 23.30 sıralarında bir vatandaş karakola telefon edip evinin adresini vererek, konuşacağı bir konu olduğunu ve bir ekip gönderilmesini ister. Bunun üzerine karakol amiri bir ekip görevlendirerek belirtilen adrese gitmelerini ancak bunun sahte bir ihbar olabileceğini, mıntıkaları terör bölgesi olduğundan dolayı daha önce bu gibi tuzaklarla ekiplerin pusuya düşürüldüğünü söyleyerek görevlileri ihtiyatlı olmaları konusunda uyarır.
Bir müddet sonra ekip belirtilen adrese gitmek üzere yola çıkar. Ekip arabası karakola yaklaşık bir kilometre mesafede bulunan bir dörtlü kavşağa girmek üzereyken, sağ taraftaki yoldan kavşağa girmek üzere olan ve dörtlüleri yanar vaziyette olan bir araç ekip şoförü olan polis memurunun dikkatini çeker ve niye dörtlüleri yakıyor diye düşünür. Mıntıkalarında acil ulaşabilmesi gereken herhangi bir kurumun olmadığını ancak dörtlülerini yakmış olan aracın sağ tarafına doğru giden yolun kestirmeden Devlet Hastanesi’ne ulaştığını düşünen polis memuru, bu istikametten gelen bir aracın hastaneye gidebilmesi için yolun ters olduğunu, hastaneye daha güvenli ulaşılabilecek bir asfalt yolun olduğunu da düşünerek araçtan ve içindeki şahıslardan şüphelenir ve bu durumu otodaki diğer arkadaşlarına da anlatır. Bunun üzerine karakol amirinin verdiği adresten önce bu aracı takip etmeyi kararlaştıran görevliler, aracın hastaneye giden kestirme yola saptığını ancak ileride yolun ikiye ayrıldığını, aracın ise hastaneye devam eden yola değil de diğer yola girdiğini gördükleri zaman ekip otosunun tepe lambasını yakarak aynı zamanda da aracın sirenini çalıştırırlar. Bir yandan da mıntıkalarındaki bir Asayiş ekibine anons eden görevliler, aracı yakalayabilmek için hızlarını da artırırlar. Şüpheli araç ekip otosunu fark edince ışıklarını söndürüp hızını arttırarak kaçmaya başlar. Kısa bir kovalamacadan sonra bir virajı alamayarak yol kenarında bulunan bir başka araca çarpıp duran şüpheli araçtan iki kişi çıkarak kaçmaya başlar. Görevliler kaçan şahısların terörist olma ihtimalini de göz önünde bulundurarak yaptıkları temkinli bir kovalama sonucu şahısları yakalarlar ve ekip otosuna getirirler. Haber Merkezi’nin o an telsizle anons ettiği çalıntı araç plakasının yakaladıkları aracın plakası olduğunu gören ekip görevlileri, yakaladıkları şahısların aracı çalan hırsızlar olduğunu anlayarak sanıkları bir süre sonra gelen Asayiş ekibine tutanakla teslim ederler. Çalıntı araç ise yapılan gerekli işlemlerden sonra sahibine teslim edilir.
Kaynak : Zafer KARADİREK (Polis Memuru)
Olayın Tahlili
Görev yaptıkları bölgenin bazı yasadışı örgüt elemanlarınca hücre evi olarak kullanıldığını bilen görevliler, her zaman olduğu gibi verilen bu göreve giderlerken de gösterdikleri dikkat ve sabırlı takipleri sonucu oto hırsızlarını yakalamayı başarmışlardır.