İÇ TEHDİT DEĞERLENDİRİLMESİ
K. Yücel TUTKUN[*] |
BİRİNCİ BÖLÜM:
İÇ TEHLİKE ve İÇ TEHDİT’ TEN NE ANLAŞILMAKTADIR?
“İç tehdit” Devletin bekasını, Halkın refahını, Ekonomiyi, Güvenliği ve Demokrasiyi (bunların temelini oluşturan insanı) hedef alarak, birlik ve beraberliği bozmak; ( bu suretle 1-Bölmek, 2-Ait olduğundan ayırmak, koparmak; 3-Mevcut rejimi yıkarak, yerine kendi benimsediği bir rejimi getirmek veya bunları bir arada elde etmek için, otorite boşluğu yaratmak, insanları sindirmek, yıldırmak, teslim olmalarını sağlamak) anlamına geldiği değerlendirilmektedir.
İKİNCİ BÖLÜM
TÜRKİYENİN YAKIN TARİHİNDEKİ OLAYLARA KISA TOPLU BAKIŞ:
“Türkiye’nin” jeopolitik konumu, komşuları ile tarihsel kültürel ilişkileri, din, dil ve rejim farklılığı ile ekonomik çıkarları her konuda etkili olmuştur.
Türkiye’nin yakın tarihinde iç tehdit ile ilgili gözlenen hususlar kısaca şöyle özetlenebilir.
I-1950- 1960 Dönemi:
29 Ekim 1923 de ilan edilen Cumhuriyet Rejiminin Demokratik yönetimi 1950 li yılların başında tek parti döneminden çok partili döneme geçmiştir. 1950 liyıllarda sokak hareketleri veya anarşik olaylar yok gibi görülmektedir. Ancak;
1- 6-7 Eylül Olayları olarak tanımlanan, “Atatürk” ün Selanik’teki evinin bombalanması nedeniyle Yunanistan’a karşı düzenlendiği ileri sürülen, İstanbul’ un Ticaret merkezlerini hedef alarak talan ettiren olaylar.
2- Üniversitelerde öğrenci olayları olarak başlayan, öğrencilerin ölmesi ile tırmanan ve Profosörlerin yürümesi ve tartaklanması olayları.
3-“Marşal” adı ile anılan ABD yardımı ile canlanan ekonominin gerileyişi, ABD Askeri Güçlerine karşı yapılan gösteriler.
4- Hükümet’ e (Vatan Cephesine) ve üyelerine ilişkin suçlamalarla ilgili yapılan gösteriler.
Dikkat çekicidir.
Sonuçta 27 Mayıs 1960 tarihindeki Askeri Harekat olmuş, olaylar duraksamış ve Anayasada değişiklikler yapılmıştır.
II- 1960- 1980 Dönemi:
1961 Anayasasının getirdiği yenilikler ile İşçiler “Sendika”; öğrenciler ve memurlar “Dernek” kurma haklarını elde etmişlerdir.
Öğrenciler TTB (Türk Talebe Birliği) ile Sağ, TTF (Türk Talebe Federasyonu) ile sol görüş olarak ikiye bölünmüş; bu bölünmüşlük sonraları kendi içlerinde daha küçük gruplara ayrılmıştır.
İşçiler; “Milliyetçi” “MİSK” ve “Devrimci” “DİSK” gibi Sendika isimleri altında sağ ve sol görüş olarak ikiye bölünmüş; bu bölünmüşlük İşyeri veya İş Kollarındaki Sendikaları ve alt grupları ile daha küçük bölümlere ayrılmıştır. (Günümüzde “KESK” , “KAMU-SEN” ile bu durum devam etmektedir. )
Memurlar “DER” li dernekler ile (Sol) “BİR” li derneklerle (Sağ) olarak bölünmüş ve bu bölünmüşlük alt gruplarda devam etmiştir.
Siyasi Partilerde çeşitlilik artmıştır.
Öğrenci, işçi, memur olmayan Müslüman vatandaş da Sünniler (Sağ) Aleviler (Sol) görüşlüdür şeklinde bölünmek istenmiş; tarikatlar bu bölünmeyi daha da ufak gruplara indirgemiştir.
Vatandaş arasında ayrıca Türk- Kürt ayrımı yapılmaya başlanmıştır.
Bu ayrımlar neticesinde şehirlerde, mahalleler veya Ordu ilindeki Fatsa ilçesi gibi ilçeler; ülke çapında Çorum ve Kahramanmaraş gibi şehirler birilerinden kurtarılmaya – bölünmeye çalışılmıştır. Silahlı eylemler yapılmış kardeş kardeşi vurmuştur.
Türküler, şarkılar sağ, sol olarak tasnif edilmiştir.
Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan sanıkların bulundukları Ceza Evleri, Sağcıların , Solcuların Ceza Evi olarak ayrılmıştır.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk insanında biraz toparlanma olmuş ise de; bölünmeler devam etmiştir.
Sonuçta 12 Eylül 1980 tarihinde İkinci Askeri Harekat olmuş; olaylar duraklamış ve 1961 Anayasasında değişiklikler olmuştur.
III- 1980 ve Günümüze kadar geçen zaman:
1961 Anayasasının Türk Toplumuna bol geldiği söylemleri içinde 1982 tarihli yeni bir anayasa düzenlenmiştir.
Ancak; 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesinden sonrada 1950’ li lerden beri süre gelen bölünme süreci durmamış, bölme ve parçalama daha detaylanmıştır. Türk insanı; Aydın- Yarı aydın; Laik – Antilaik, İlerici – Gerici, Birinci Cumhuriyetçi, İkinci Cumhuriyetçi; Dinci- Dinsiz; Türk – Kürt- Laz – Abaza – Cerkez- Tatar- Çecen; Sünni- Alevi- Nakşi- Nurcu- Süleymancı; Alevi Kürt – Sünni Kürt; v b. Yakıştırma, tanımlama ve sloganlarla detay ayrılmaya maruz kılınmıştır.
Zıt görüşlü Partilerin oy hesabı ile; Milletvekilliği ve Belediye Başkanlıkları seçimlerinde, ayrımcılıklara paralel şekilde işbirliği yaptıkları gözlenmiştir.
Sporda yerel takımlar görüşleri yansıtır hale gelmiş; hatta FB, GS, BJK gibi taraftarı büyük sayıdaki futbol takımlarına yakıştırmalar yapılmış; taraftarlarının birbirleri ile kesici aletlerle çatışmaları temin edilmiştir.
Türkiye’ nin ekonomisi terörle mücadeleye ayrılan büyük kaynaklar nedeni ile kötüye giderken; yatırımları engellenmiş; eğitime , sağlığa, sosyal güvenceye ve insana yapılması gerekli yatırımlar yapılamamış, iç göçler nedeni ile kentlerin etraflarında, gettolar oluşmuş ve mafya tipi suçlarda artışlar yaşanmıştır.
40.00.000 (Kırk bin) den fazla insanın hayatını kayıp ettiği ülkemizde; ölüm, yaralanma, mal kaybı ve bunların yarattığı olumsuzluklar görevliler, aileleri ve halk üzerinde “Terör Sendromu” şeklinde tanımlanan olumsuz psikolojik yapıya neden olmuştur.
İnsanın, yaratılışından kaynaklanan merak ettiği, elle tutulması gözle görülmesi mümkün olmayan manevi dünyasına ait öğreti ve eğitimi; Laik – Antilaik, Dinci – Ateist v.b. söylemler, sloganlar ile Devletin din eğitiminden uzaklaştırılması, çıkartılması sonucunda irticacı; istismarcı, çıkarcı kesimin güçlenmesine neden olmuştur. Aynı camide cemaat arasında ibadette farklı davranış biçimleri oluşmuş; Camiler, mescitler Mezheplere, Tarikatlara, Cemaatlere ayrılmış; Müslüman cenazelerinde birden çok değişik Mezhebe, Tarikata ait din görevlisi dini görev yapar hale gelmiştir. Cami, Cem evi ayrılığı keskinleştirilmiş, bazı illerin bazı semtlerindeki Cem evleri bazı belli örgütlerin karargahları, sığınma yerleri, cenaze törenleri vesilesiyle eylem alanları haline getirilmiştir.
Emniyet Teşkilatına ve mensuplarına, kısmen Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Adliye Teşkilatına karşı çeşitli olumsuz düşünceler yaratılma çabalarına girişilmiştir. Vatanı için geçmiş ve yakın zamanlarda “Şehit” olan vatan evlatlarının “Şehit oldukları” hakkında şüpheler yaratılmaya çalışılmış ve gençlerin Askerlik görevine karşı çıkmaları için gayretler gözlenmektedir.
Türk insanının Çanakkale Savaşlarında gösterdiği “Millet Olma” özelliği ve bu özelliği oluşturan, kaynaştıran, gelenek ve görenekleri ile Örf ve Adetleri ortadan kaldırılmak için; “Türk Milletinin” birbirinden farklı unsurlardan oluştuğu, kaynaşmadığı, millet olmadığı anlamına gelebilecek “Mozayikler” söylemi gündeme getirilmiştir.
Gelir dağılımın bozulması, işsizlik ve yoksulluk nedenleri ile insanlarda mevcut sisteme karşı hoşnutsuzluk yaratmıştır.
Bu durumdan yararlanan bölücü, yıkıcı, ayrılıkçı örgütler, kendi düşüncelerine yakın gördükleri, ikna ettikleri insanları örgütlerine katmışlar ve gelir kaynaklarını arttırmışlardır. Bu faaliyetler devam etmektedir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:
İNTİHAR SALDIRILARI
Terör örgütleri son iki yılda tüm dünyayı dehşete düşüren; ABD yi ve Türkiye’ de, adı geçen devletin imkanlarını (uçağını, insanını, varlıklarını) kullanarak “İntihar Saldırıları” düzenlemiştir.
Birkaç satırla özetlenen terör eylemleri sonuçlarının, manevi ve maddi maliyetinin tam olarak belirlenmesi mümkün olamamıştır, olamayacaktır da.
Türkiye’ deki eylemleri kendi insanlarımızın gerçekleştirmiş olması; insanlarımızın kendi benliğinden ne ölçüde uzaklaştırılmış olduğuna kesin delil olarak kabul edilmelidir.
I-ABD’ DE 11 Eylül 2001 Tarihinde Gerçekleştirilen Uçaklı İntihar Saldırıları: Terörün; 11 Eylül 2001 tarihinde, Amerika Birleşik Devletlerinde; yaptığı dört eylemin çok kısa bilgileri:
1- Amerikan Hava Yolları 11 Uçağı; BOEING 767 : Kalkış : 07:45 A.M.; Rotası : Boston, Los Angeles; Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesine Çakılması: 08:45 A.M.; İçindeki Terörist sayısı: Beş
2- Birleşik Havayolları 175 Uçağı I; BOEING 767 : Kalkış : 07:59 A.M.; Rotası : Boston, Los Angeles; Dünya Ticaret Merkezi Güney Kulesine Çakılması: 09:05 A.M.; İçindeki Terörist sayısı: Beş
3- Birleşik Havayolları 93 Uçağı ; BOEING 757 : Kalkış : 08:01 A.M; Rotası : Newark, New Jersey, San Francısco; Stony Creek Townshıp, Pennsylvanıadüşüş; 10:10 A.M. ; İçindeki Terörist sayısı: Dört
4- Amerikan Hava Yolları 77 Uçağı; BOEING 757 : Kalkış : 08:10 A.M. ; Rotası : Washington Dulles, Los Angeles; Pentagon’a Düşüş; 09:39 A.M.; İçindeki Terörist sayısı: Beş.
II-Türkiye’de İstanbul İlinde Meydana Gelen İntihar Saldırıları
Terörün Türkiye’de – İstanbul’ da yaptığı dört eylemin çok kısa bilgileri:
1-Neve Şalom Sinagogu patlaması: Beyoğlu İlçesi Kuledibi, Büyükhendek caddesindeki Neve Şalom Sinagogunun önünde 15.11.2003 Cumartesi günü saat 09.30 sıralarında, 34 ZR 099 plakalı, kapalı kasa kamyonete yüklenmiş bombaların patlatılması ile meydana gelmiştir. Eylemi, bir intihar eylemcisi gerçekleştirmiştir.
2-Beth-İsrail Sinagogu patlaması: Şişli İlçesi Rumeli Caddesi, Nakiye Elgün Sokaktaki Beth İsrail Sinagogu yakınlarında 15.11.2003 Cumartesi günü saat 09.40 sıralarında 34 UHK 68 plakalı, kapalı kasa kamyonete yüklenmiş bombaların patlatılması ile meydana gelmiştir. Eylemi, bir intihar eylemcisi gerçekleştirmiştir.
3-HSBC Bank’ın Genel Müdürlük Binası patlaması: Beşiktaş İlçesi Levent Semti, Barbaros Bulvarı üzerinde bulunan HSBC Bank’ın Genel Müdürlük Binası önünde 20.11.2003 Perşembe günü saat 10.55 sıralarında 34 UVD 06 plakalı; kapalı kasa kamyonete yüklenmiş bombaların patlatılması ile meydana gelmiştir. Eylemi, bir intihar eylemcisi gerçekleştirmiştir.
4-İngiltere Başkonsolosluğu Binası Patlaması: Beyoğlu İlçesi Tepebaşı Semti, Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan İngiltere Başkonsolosluğu binası giriş kapısı önünde, 20.11.2003 Perşembe günü Beşiktaş/Levent’te meydana gelen ilk patlamadan hemen sonra saat 11.00 sıralarında bomba yüklü 34 VCV 25 plakalı, kapalı kasa kamyonete yüklenmiş bombaların patlatılması ile meydana gelmiştir. Eylemi, bir intihar eylemcisi gerçekleştirmiştir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM:
TÜRKİYEDE ANARŞİ VE TERÖR YARATAN UNSURLAR :
I-BÖLÜCÜ, AYRILIKÇI, YIKICI, ANARŞI VE TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE HORTUMCULAR VE MENFAAT ÇETELERİ:
Türkiye’de etkin olan, halen varlıklarını sürdüren, ortaya çıkışlarından itibaren çeşitli şekillerde bölünerek çoğalan, devam edecekleri kesin olan “Bölücü, Ayrılıkçı, Yıkıcı sağ, sol, irticai anarşi ve terör örgütleri, hortumcular ve menfaat çeteleri bunların kuruluşları, liderleri, eylem sahaları, eylem türleri, ilişkide oldukları diğer örgütler, gelir kaynakları ile durumları hakkındaki bilgi ve belgeler kamuya anlatılmalıdır.
Geçmişte sağcı, solcu, irticacı gibi özelliklere göre tasnif yapılmakta iken; günümüzde bu tasnifin birbirine karıştığı; menfaat çetelerinin, hortumcuların çeşitli ekonomik eylemler ile diğer örgütler ile öldürme, yaralama gibi fiiller yapmadan ekonomik alanda ve anlamda terör estirebildikleri görülmektedir.
Anarşi ve terör örgütlerinin yapılanmalarına, eylemlerine yeni türler eklenmiştir.
“Benim teröristim, X’ im, Y’ im, … iyidir” anlayışından evrensel boyutta vazgeçilmelidir.
II- CEZAEVLERİ
1-Terör örgütleri, güvenlik güçleri ile çatışma, ölme riski bulunmayan, kanını akıttığı milletin vergisi ile beslendikleri, istirahat ettikleri, militanlarına kariyer yaptırdıkları, üs durumuna getirdikleri ceza evlerindeki hakimiyetlerini kaybetmemek için cezaevlerine karşı yürüttükleri “Üç Kapı Üç Kilit” isimli eylemlerini, çeşitli şekillerde, isimler ile devam edecektir.
2-Yolsuzluk, usulsüzlük, hortumlama, hırsızlık v.b. yüz kızartıcı yöntemler ile devletin, milletin menkul ve gayri menkullerini yiyen kişilerin; ceza evlerinde basına sızan şekillerde yaşamaları önlenmelidir.
3- Bu konuda terör örgütlerine, devlet millet malını götüren kişi ve kişilere destek veren yerli ve yabancı gerçek ve hukuki şahıslar ile ilgili bilgiler kamuya açıklanmalı, kamu aydınlatılmalıdır.
Ceza evleri “İslah ve Eğitim, İş Evi” haline getirilmelidir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
ÖĞRENCİ PANSİYONLARI
Toplumda, özellikle kırsal alanda babaları veya anneleri ölmüş, geçim sıkıntısı nedeni ile okuma imkanı bulamayan zeki çocukların ve gençlerin bulunduğu bir gerçektir.
Bu ihtiyacı karşılamak üzere Türkiye’de; önceleri babası ölen erkek çocukların okumasını temin eden, İstanbul’da kurulmuş, vakıf niteliğindeki “Darüşşafaka” kurumu halen faaliyetini sürdürmektedir.
Türkiye’deki mevcut kurum ve kuruluşların bu konuda yetersizlikleri, siyasilerin duyarsızlıkları nedeni ile özellikle radikal dini gruplar “Okul ve kurs öğrencilerine yurt ve pansiyon temin eden dernekler” kurmuşlardır. Kurdukları yurt ve pansiyonlara zeki çocuklar alınmış, vatandaştan da rağbet görmüşlerdir.
Bu dernekler dernek mallarını gerçek kişiler üzerine yaparak, kapatılma halinde malların ellerinden gitmelerine mani olacak yöntemler geliştirmiştir.
İlkokuldan itibaren alıp yüksek tahsilli meslek sahibi yaptıkları gençler bu gün çeşitli alanlarda görev yapmaktadır.
Gençliğin yetiştiği bu tür yurt ve pansiyonlar üzerindeki Devlet politikasının “İzleme / Denetleme” yerine; “Yönetime Katılma” şeklinde değiştirilmesinin gerektiği değerlendirilmektedir.
ALTINCI BÖLÜM
SONUÇLAR:
I-Türkiye’de Anarşi ve Terörün yakın zamanda bitmesinin mümkün olmadığı, devam edeceği değerlendirilmektedir.
II-Ülkenin Bekasına Yönelik İç Tehdit konularının genel önem sıralaması:
Türkiye’de Bölücü, Ayrılıkçı, Yıkıcı Sol Terör Örgütleri ile Bölücü, Ayrılıkçı, yıkıcı Sağ Terör Örgütlerinin; Hortumcuların, Menfaat Çetelerinin yönelttiği İç Tehdit vardır. Bu tehditler bir kıskacın, kopartma aparatının iki ucu gibi birlikte mütalaa edilmelidir.
Genel anlamda bir sıralama yapmak gerekir ise sıralama;
1-Etnik İdeoloji ile “Silahlı eylem bırakıldı” söylemi ile taktik değiştiren, siyasallaşma sürecine giren faaliyetler ve bunu destekleyen Bölücü, Ayrılıkçı, Yıkıcı Terör Örgüt faaliyetleri.
2-Rejim Değişikliğini amaçlayan, köklerinden birisi de etnik İdeolojiye dayanan İrticai Bölücü, Ayrılıkçı, yıkıcı Terör Örgüt faaliyetleri.
3-Ekonomik istikrarsızlık, bunalım ihtimali.
4-Güvenlik, Sağlık, Eğitim, Adalet, v.b. Devlet hizmetlerindeki yavaşlama, yetersizlik, fırsat eşitsizliği, hizmetten yararlanamama, paraya dayalı hizmet alamama v.b. nedenlerden dolayı devlete, hükümetlere duyulan güven duygusunun zedelenmesi.
5-Ekonomik alanda, kurum ve kuruluşlarda yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükler, hortumlama eylemleri, menfaat çeteleri.
Şeklinde olabilir.
III-Etnik Dil, Yayın ve Eğitim konusu; Etnik İdeolojisi ile yürütülen ve siyasallaşma sürecine giren bir etnik dil faaliyetinin; diğer etnik ideolojileri de tetiklediği, canlandırdığı gözlenmektedir.
IV-İç tehdit; Dış tehdit ile doğrudan ilintilidir. Söylemlerde “Dış Mihrak” sözcüğü yerine, konunun o devlette yaşayan insanlar ile ilişkisi olmadığın izahı ile konuyu destekleyen devletin adı mutlaka telaffuz edilmelidir.
İç ve dış tehdidin birbiri ile bağlantılı olduğu değerlendirmesine esas olan bazı hususlar maddeler halinde aşağıda sıralanmıştır.
Uluslar arası terör örgütleri, bunları destekleyen devletler ile Türkiye’ deki terör örgütlerini destekleyen, yardımcı olan, TV yayınlarına müsaade eden, soy kırım iddialarına alet olan, Türkiye ile sınırları olmadığı halde, sınırı varmış gibi, Türkiye ye karşı “Savunma İşbirliği” anlaşmaları imzalayan devletler; “Ortodoks Kuşağı”nın gerçekleri v.d. konularda kamu aydınlatılmalı, konular anlatılmalıdır.
V-Uluslar Arası Alınması Gerekli Olduğu Değerlendirilen Tedbirlerden Bazıları:
11 Eylül 2001 tarihinde ABD’ de Meydana gelen Terör Eylemi sırasında; Terör ve Terörizmle Mücadele Konusunda Birleşmiş Milletler; Nato, ABD, AB, AGİT ve bazı Avrupa Ülkeleri tarafından yürütülen çalışmalar da dikkate alındığında Türkiye tarafından alınması gerektiği değerlendirilen bazı önlemler:
1-Ülkeler Arası İşbirliği sağlanmalıdır. Terörün Uluslararası Nitelikte Tanımlanması (tarifi) yapılmalıdır. Türkiye kendi yaşadıkları anlatarak Nato imkanlarından yararlanmalıdır.
2-Uluslar arası kurum ve kuruluşlardaki personel sayısı arttırılmalı; görev almalarını temin etmelidir.
3-Avrupa Ülkelerinin Uluslararası Terörizmle Mücadele Anlaşmalarına uymaları temin edilmelidir. Terörün, dünya Ülkelerce reddedilmesi, “İnsanlık Suçu Olduğunun Kabul Edilmesi” sağlanmalıdır. Anlaşmalara yanaşmayan Ülkeler açıklanmalıdır.
4- BM’in 1373 Sayılı Kararı Uyarınca Yeni Düzenlemeler Yapılmalıdır. Sığınma Talebinde Bulunanlar Hakkında 1373 sayılı BM kararı doğrultusunda Bilgi Mübadelesi temin edilmelidir.
5- “Yasadışı Göç” önlenmeli, bu konudaki Uluslararası Hukuk Boşlukları Giderilmelidir; uygulamadaki engeller kaldırılmalıdır.
6-Lobicilik ve benzeri sivil toplum örgütlenmesine ağırlık verilmelidir.
VI-Yurt içinde Terörle Mücadele Alanında, Kısa, Orta ve Uzun vadede Alınması Gereken Tedbirler Önce Genel Olarak ve Altında Konuları itibarı ile Maddeler Halinde Aşağıda Sıralanmıştır.
A-Kısa ve Orta Vadede:
1-İnsan üzerinde durulmalıdır. Geçmişte yapılmış faaliyetler samimi olarak en kısa sürede değerlendirilmeli; Görev yapmış olanların ve yapanların fikirlerine baş vurulmalı; İnsanı ilişkilerinde tespit edilen olumsuzluklar giderilmeye çalışmalıdır.
2-Topyekun Terörle Mücadele Politikası oluşturulmalıdır.
3-Her biri bir kanun olan Kalkınma Planlarındaki hedeflere ulaşılmama nedenleri araştırılmalıdır.
B-Uzun Vadede;
Kamu Yönetiminde (Yürütmede), Yasamada (TBMM), Yargıda, Sağlık, Sosyal Güvenlik Güvenlikte; Sosyal, Kültürel (Dini) eğitim ve öğretide çağdaş, insancıl, paylaşımcı, birleştirici, yapıcı tedbirler alınmalıdır.
C-Yeniden yapılanma:
1-Türkiye’nin Bekası ve halkın refahı için, ülke genelinde Ekonomik, Güvenlik, Sağlık, Eğitim, Adalet, v.b. Devlet hizmetlerinden kaynaklanan, güven duygusu sağlanmalı, kuvvetlendirilmelidir.
2-Güvenlik güçlerinde, istihbaratta, operasyonel unsurlarda birlik ve beraberlik sağlanmalı, eş güdüm amacı ile KAMU GÜVENLİĞİ bakanlığı kurulmalı, güvenlik güçleri (Emniyet Teşkilatı, Jandarma Genel Komutanlığı v.d. müsteşarlıklar haline bu bakanlık altında birleştirilmelidir.
3-Siyasi Partiler ve siyasi kişiler aldıkları yardımlar, bağışlar ile ilgili her yıl Bildirimde bulunmalı, bu bildirimleri denetlenmelidir.
4-Belediye başkanları seçildikten sonra, partisinden ayrılmalı, beldenin ihtiyaçları için “Partiler Üzerinde” bir konuma getirilmelidir.
5-Üniversite mezunu, meslek – kariyer sahibi gençler iş bulamamaktadır.
Emekli meslek mensuplarının; emekli sonrası, iş yeri açma yerine; gençlere ait iş yerlerinde çalışmaları özendirilmeli; bu yolla gençlerin iş sahibi olmaları, üstatların tecrübelerinin değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir.
D-Hukuksal Yapılanma ve Denetim
1-Sosyal Güvenlik kapsamı genişletilmelidir. Kendisinden başka, bakmakla mükellef kişiler bulunmayan “Genç Birey”lerin, Sosyal güvenlik kesenekleri normallerine göre düşük tutulmalı, Sosyal Güvenlik ödemelerinin kolayca ödenmesi sağlanmalıdır.
3-Vergi adaleti sağlanmalı, vergi ödenir duruma getirilmeli, kayıt dışı ekonomi kontrol altına alınmalıdır.
4-“Vergi Kaçağı Suçu” Topluma karşı işlenen suç olarak kabul edilmelidir.
5-Ekonomik bunalıma sebep olan siyasilerin veya sorumluların; eylemlerine uygun biçimde siyasi sorumluluklarının yanı sıra başka tür sorumlulukları da olmalıdır.
6-Bakanlıkların merkez teşkilatları, bağlı Müsteşarlıkların, Genel Müdürlüklerin Merkez Teşkilatları mutlaka denetlenmelidir.
7-Yatırımlar için tahsis edilen kamu kaynaklarının harcamaları mutlaka denetlenmeli, usulsüzlük, yolsuzluk yapanlara mutlaka yaptırım uygulanmalıdır.
Sonuçlar vatandaşa açıklanmalı ve devletin sarsılmış olan güveni vatandaşa geri verilmelidir.
8-Dini; siyasete, ekonomiye ve kişisel çıkarlara alet edenler mutlaka gerekli tepkiyi görmelidir.
9-Terörle Mücadele yasası olarak Almanya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın, ABD’nin yasalarından birisi aynen alınmalı; Türk yasalarında değiştirilme ile uğraşılmasından vazgeçilmelidir.
10-Terör örgütlerine katılanlar için geri dönüş yolları açık tutulmalı, pişman olanlara sahip çıkılmalıdır.
11-Ceza evleri “İslah ve Eğitim, İş Evi” haline getirilmelidir.
12- Yabancı ülkelerden Türkiye’ ye olan göç kontrol altına alınmalıdır. Yabancı ülkelerden gelen kaçak göçmenler arasında kalifiye işçiler bulunmaktadır. Bu kalifiye işçiler Türkiye’de çalışma imkanı bulmakta ve işsizliği daha da arttırmaktadır. Bu önlenmelidir. Yasalar mutlaka çalıştırılmalıdır.
E-Medya:
1-Türkiye’ nin bölgesindeki devletler arasında en fazla yayın yapan TV kanalı ve Radyo istasyonuna sahip olduğu kesindir. (Yaklaşık 260 TV.; 1300 Radyo istasyonu.)
2- RTÜK’ e halkın desteği sağlanmalıdır.
3-FRAKANS İHALELERİ MUTLAKA EN KISA SÜREDE YAPILMALI ve Türkiye’deki sistem kendi içinde disipline edilmeli, sonrasında dış ülkelere ile ilgili tedbirlere baş vurulmalıdır.
4-Medyada Tekelleşme önlenmelidir.
5-Medyanın Terörle Mücadeleye katılımı sağlanmalı; Terör örgütlerinin gerçek yüzleri, amaçları ve faaliyetleri kamunun gözleri önüne serilmelidir.
6-“Basın özgürlüğü” ile “Ulusal Güvenliğin tehlikeye düşürülmesinin” birbirinden farklı olduğu dikkate alınmalıdır.
7-Olay yerinden yapılacak naklen yayınların veya maddi suç delillerinin açıklanmasının “Haber alma ve verme özgürlüğü” ile izahının mümkün olamayacağı;
“Olay yerinde üç kovan bulundu” haberinin, suçluya “kovanlar bulundu sen tabancayı yok et”; “olaya karışanların kimliği şöyledir” haberinin, suçluya “kendine yeni kimlik temin et”; “olayı gören tanığın yüzünün doğrudan ekrana getirilmesinin, adının açıklanmasının” suçluya “Seni gören, tanıyacak olan var, bunu bil, bu kişiye göre tedbir al ” anlamına geldiği izahtan varestedir.
8-Özdenetimi sağlanmalı, Medya Etiği’ ne (Basın Ahlak Yasasına) aykırı davranışlar (Kişiselleştirme, Şiddeti özendirici yayın v.b.) önlenmelidir.
F-Sosyal, Kültür Yaşam ve Dini Eğitim:
1-“Yalan” “Yalan ile insanın aldatılması” insan onuruna aykırıdır. Önlenmelidir.
2-Sosyal yönü olan Din eğitimi Radikal istismarcılardan kurtarılmalı, Din eğitiminde Felsefi – Tasavvuf düşünceye yer verdirilmelidir.
3-İlk ve orta öğretimde Din Eğitimi “Din’ de zorlama olmadığı” kuralından hareketle; arzuya bırakılmalı, ehil öğretmenler tarafından verilmeli; derslerde sınav yapılmamalı, Türkçe olmayan ve ezberlenemeyen bir konu için kırık not verilmesinin çocuğu soğutacağı değerlendirilmeli; not verilmemelidir.
4-Kurban kesimlerinde, özellikle büyük şehirlerde, kalıcı (Mezbahane vb.) veya geçici ( Kontenyr v.b.) kesim merkezleri mutlaka oluşturulmalıdır.
“Anons” ile yönlendirme çözüm değildir. İhtiyaç için çözüm üretilmelidir.
5-Gençler için ve emekli olmuş, yaşlanmış insanlar için kültürel ve sportif faaliyetlerini geliştirecek ve bu iki kesim arasında bilgi, kültür alış verişi yapacakları alt yapı oluşturulmalıdır.
6-Yüksek okul ve Fakülte öğrenci harçlarını ödeyemeyenlere kolaylık sağlanmalıdır.
7-Gençliğin yetiştiği yurt ve pansiyonlar üzerindeki Devlet Politikası “ İzleme / Denetleme” yerine; “ Yönetime Katılma ” şeklinde değiştirilmelidir.
8-“Zührevi Hastalıklarla Mücadele” yeterli değildir. Gençlerin doğal ihtiyacı için Kentlerde ciddi anlamda yapılanma ile gerekli yeni sistemler ve tedbirler oluşmalıdır.
9-Genç nesilde görülen uyuşturucuya ve alkole yönelmenin, ahlaki çöküşün İç tehdit unsurlarının işine yaradığı göz önünde bulundurulmalıdır. 16.12.2003
e-mail: kytutkun@egm.gov.tr
[*] 1.Sınıf Emniyet Müdürü, Polis Başmüfettişi, Kriminalistik Uzmanı, TODAİE-Kamu Yönetim Uzmanı,Milli Güvenlik Akademisi.