KONTRÖLLÜ GÜÇ…
Ziyaettin KAYGUSUZ
Emniyet Amiri
Olay Yeri İnceleme Kimlik Tespit Şube Müdür V.
Toplumda teşkilatlanmış olan tüm kurum ve kuruluşlar, çeşitli alanlarda doğrudan veya dolaylı bir şekilde kamuya hizmet ederler. Her kurum veya kuruluşun yasal olarak sahip olduğu silahlı veya görevsel gücü bulunmaktadır. Elindeki gücün özelliklerini, yeteneklerini, kapasitesini ve en ideal biçimde nasıl kullanılacağı konusunda insan faktörü ön plana çıkmaktadır. Bir makine veya fiziki anlamda gücü kontrol etme ve performansını artırma ile bir insan gücünü kontrol etme ve verimini artırmada değişik faktörler önem kazanmaktadır.
Teknik ve hukuki çalışan bilimsel polisi “kontrollü güvenlik gücü” olarak adlandırabiliriz. Günümüzde, güvenlik gibi çok önemli bir görevi ifa eden polisin; konumu ve görev alanı, ülkemiz ve dünyada yeniden yorumlanmakta, tartışılmakta ve yapılanmaktadır.
Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğünde ve Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisinde Güç’ ün yaklaşık 11 değişik tanımı verilmektedir. Özet olarak;
- Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği,
- Kuvvet; Kas gücü, zihin gücü, karakter gücü, yaşama gücü gibi.
- Motorun gücü, paranın gücü, siyasi güç, ekonomik güç, askeri güç gibi.
- Güvenlik gücü: Kamu düzeninin sağlanması için hükümetin emrinde bulunan polis, jandarma, silahlı birlik gibi güçlerin tümü.
- Kamu gücü; Devletin tek yanlı iradesiyle buyruk ve yasaklar koyabilme, bunları kabul ettirebilme ve gerekirse zor kullanarak uygulatma hakkı ve yetkisi vb…
Ülkemizde huzur ve güvenliği sağlamakla yasal olarak görevli olan polis, güvenlik gücü olarak ülkemizde en ideal şekilde nasıl çalışır? Ekonomik kaygılardan uzak, branşlaşmış, mevzuat ve teşkilatlanması tamamlanmış, uygun çalışma ortamı ve yüksek moralle mi personel başarılı olur, yoksa ekonomik sıkıntı içinde, moralsiz, klasik yöntemlerle uygun çalışma ortamı ve mesaisi olmayan bir psikolojideki personel mi başarılı olur? İşte bu sorunun cevabı hayati önem taşımaktadır. Bu makalede silahlı bir güç olan polisi ele alarak, kontrolü, verimlilik içinde çalıştırma ve performansını arttırmada etki eden bazı faktörlere kısaca değinilecektir. Bunlar;
1-Hukuki etmenler
Hukuk devletinde, devlet ve organları, hukuka ve insan haklarına uygun hareket etmek zorundadır. Silahlı güçlerin kontrol altına alınmasında en büyük faktör yasal düzenlemelerdir. Çünkü yasal olarak verilen yetki ve sorumluluklara aykırılık halinde, devletin yaptırım gücü ile cezalandırılmaktadır. “Herkes kendini hesap verme yükümlülüğü altında görürse” o kadar daha dikkatli iş yapar. Polis, yasal olarak kurulmuş silahli bir güçtür. Bu gücü kontrol altına alma ve verimli şekilde çalıştırılması için çeşitli somut ve soyut etkenler olabilmektedir. Mevcut hukuki etmenlerde yapılacak olumlu düzenlemeler neler olabilir ?
a. Mevzuat; Polise yetki veren başta Anayasa-Kanun-Tüzük-Yönetmelik, Genelge ve Talimatlardır. Polisi ilgilendiren mevzuat o kadar çeşitli ve değişik yasalalarda yer almaktadır ki hukukçular bile bazen muallakta kalabilmektedirler. Verimi arttırmada istenilen yetkilerin çok dağınık değil, mevzuatın belli bir sistematik içinde toplanarak, her isteyen görevlinin kolayca anlayabileceği şekilde düzenleme yapılmalıdır.
b. Yasal yetki ve sorumluluk; Polise verilen yasal yetkilerin açık, net ve yoruma açık olmaması, yapılacak görevi olumlu şekilde etkileyecektir. Çünkü yoruma açık olan ve özellikle AB ye uyum yasaları çerçevesinde yapılan son değişikliklerde temel hak ve özgürlükler hakim güvencesine alınarak polisin yapacağı çoğu faaliyetlerde, nasıl davranacağı konusunda tereddütler bulunmaktadır. Çünkü hukukçuların bile değiştirilen maddelerde, genelde yorum yaptığı ve tam olarak bir birliktelik sağlayamadığı bu değişikliklerde, polis ne yapmalı ? Yetki ve sorumluluk sınırlarının açık ve net olarak belirlenmesi, bir çok olumsuzluğun ve tartışmaların da önüne geçilmesinisağlayacaktır.
c.Hukuki Yardım; Teşkilatımızda, özellikle taşradaki hukuk işleri birimleri, etkili bir hukuki danışmanlık ve hukuki yardım konularında yetersiz kalmaktadır. Teşkilatımızda özellikle riskli görev yapan personelin görevle ilgili konularda aleyhine açılan davalarda mağdur duruma düşmekte ve olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak, Emniyet Genel Müdürlüğünce bu konularda destekleme olmasına rağmen, konunun tam olarak çözülmesi gerekmektedir. Bunun için en ideali, her ilde veya başlangıçta belli büyüklükteki illerimizde, hukuk işleri birimlerinde çalışacak kadrolu veya sözleşmeli avukatlar bulundurulmalıdır.
Avukat temini için, FYO’lu olarak teşkilatımızca Hukuk Fakültelerinde okutturulan öğrencilerin sayısı arttırılarak veya halen teşkilatımızda çalışan ve Hukuk Fakültesi mezunu olan personele yapılacak yeni bir düzenleme ile avukatlık stajı yapma hakkı tanınarak hukuk işleri birimlerinde çalıştırılabilecektir. Böylece meslek içinden yetişen avukatlar, personelin ruh ve çalışma yapısını daha iyi bilerek, hukuki konularda personele bir güvence olacaktır.
Mevcut hukuk işleri birimleri, personelin disiplin yönünden soruşturmalarının yanında görevlerinden dolayı haklarında açılan davaları da takip etme ve aynı zamanda teşkilat mensuplarına yeni çıkan mevzuat ve adliye ile ilgili veya tartışmalı konularda aydınlatıcı çalışmalar yapma, personeli bilgilendirme seminerleri düzenleme ve diğer ilgili alanlarda hukuki danışmanlık gibi çok önemli bir görevi de ifa edebileceklerdir.
Teşkilatımızda, hukuk kurallarına ve mesleki disipline uygun hareket etmeyen personelin soruşturması ve gerekli yasal cezaların verilmesi neticesinde, makalenin de konusunu oluşturan kontrolsüz güvenlik gücünün, kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.
2- Çalışma Ortamı;
Bir çok bilimsel araştırmada, çalışma ortamı ve mesai saatlerinin özelliğine göre çalışma verimi olumlu veya olumsuz olarak etkilendiği belirtilmektedir. Özellikle bilgi çağına uygun yapılanmada yeni kurulan birimlerin taşrada çalışma alanı yetersiz veya hiç bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışma alanının branşına uygun bir yapılanma ile gerekli donanımının sağlanması ve düzenli çalışma saatleri ile hizmet verimi artacaktır.
3- Eğitim ve Teknolojik Yenilikler;
Bilgi toplumunda, bilgisayar teknolojisinin kullanılması hemen hemen her alanda ön plana çıktığını görmekteyiz. Personel, yeni gelişmelere süratle adapte edilmelidir. Teşkilatımızın son zamanlarda bu konuya önemle eğildiğini hemen belirtmeliyiz. Bilgi çağı polisinin kullandığı araç ve teçhizatı teşkilatımıza kazandırma, yeni teknik yöntem ve gelişmeler, yurt içi ve yurt dışı kurslarla personelimize gösterilmelidir.
Polis Akademisi ve Polis Meslek Yüksek Okulu ders müfredatının teknik ve hukuki çalışan polis olarak yetiştirilmesinin yanında, halkla ilişkilerin en iyi sağlanmasında “diksiyon dersi” nin de konmasının polis-halk arasındaki iletişimi daha etkin, anlaşılır ve olumlu olarak etkileyecektir.
4- Teknik araç ve Teçhizat
Bir uzman kişinin yetişmesi için görmüş olduğu yurt içi ve yurt dışı kurslar ile almış olduğu eğitim, eğer uygulama alanı, araç–teçhizatı ve çalışma ortamı yoksa hiçbir işe yaramayacaktır. Teknoloji, baş döndürücü şekilde gelişmekte ve değişmektedir. Ülkemiz genelde bu tip teknik araç ve teçhizatı ithal etmektedir. Maliyeti çok yüksek olduğundan ülkemizde üretilmesi veya yeni tekniklerin ortaya çıkartılması için personele araştırma ruhu ile uygun çalışma ortamında gerekli teçhizatın sağlanması, geleceğe en iyi yatırım olacaktır.
5-Gazi, Şehit ve Emeklilere Sahip Çıkılması
Polis, görevi nedeniyle çok şehit ve gazi veren mesleklerden birisidir. Ancak teşkilat olarak çok güzel örnekler verilen yardımlaşma ve dayanışma konularında, emeklileri de kapsayacak şekilde yasal düzenleme ile daha sıcak kucaklamanın, çalışan personeli motive ederek, gelecekle ilgili kaygılardan uzak, daha güvenli bir şekilde çalışmasını sağlayacaktır.
6- Sosyal ve Ekonomik Etkenler;
Emniyet Teşkilatı mensuplarının, hayat standartlarını yükseltmek, ekonomik güçlerini iyileştirmek, emeklilik yaşamlarında rahat, huzurlu ve ekonomik kaygılardan uzak bir dönem geçirmelerini sağlamak amacıyla Oyak benzeri bir Polbank düzenlemesi ile ülke genelinde bankacılık ve teknolojik imkanlardan tek elden yararlanılması, maaş durumunun iyileştirilmesi, lojman tahsisi veya kira yardımının arttırılması, ikramiye gibi ek bir gelir kaynağının verilmesi, çağdaş dünyanın sahip olduğu hayat standartlarının sağlanması, personelin çalışma verimini mutlaka arttıracaktır.
7- Teşkilatlanma ve Branşlaşma
Çağımızın polis teşkilatı yapılanmasında, artık çok personel değil, az ama nitelikli personel ile uygun çalışma ortamlarında teknolojik araç ve gereçlerle hizmet verilmektedir. Gelişen ve değişen dünyamızda suç teknikleri ile suç olgusu da teknolojiye paralel değişmektedir. Bu nedenle bir polisin her alanda uzman olmasını beklemek yanlış olacaktır. Bilgi çağı polisi, her alanda branşlaşmaya giderek yeniden yapılanmaktadır. Bizlerde bunun gerisinde kalmamalıyız. Son zamanlarda İstihbarat, Terör, Organize Suçlar ve Kaçakçılık, Güvenlik, Kriminal Laboratuar, Haberleşme, Bilgi-İşlem gibi birimler mevzuat düzenlemesi ile merkez ve taşrada teşkilatlanmalarını hemen hemen tamamlamışlardır. Çevik-Kuvvet, Önleyici Hizmetler, Olay Yeri İnceleme, Foto-Film, Çocuk Şubesi gibi birimlerin mevzuat düzenlemesi ile taşra ve merkezdeki yapılanmalarının devam ettiği bilinmektedir.
8- Duygusal-Moral Etkenler;
Teşkilatımız disiplini ön planda olan bir yapıya sahiptir. Bir yerde disiplin olmazsa başarılı olmak mümkün değildir. Ancak bir şeyin altını önemle çizmeliyiz.Disiplin, sadece üstlerin konuşup karar verdiği, astların verilen emirleri uygulamakla yükümlü kılan bir anlamda düşünmek çağdışı bir yaklaşım olur. Çağımızın gerektirdiği disiplini, bir koordinasyon çerçevesinde çalışma disiplini, görev disiplini, sevgi ve saygıyı ön plana alan, araştırmacı ruhu ve bilgi polisini teşvik eden bir anlayış olarak değerlendirmeliyiz.
9- Terfi, Atama ve Ödüllendirme
Çalışan ve çalışmayan personelin ayırt edilmesi gerekir. Başarılı personelin ödüllendirilmesi, çalışanlar için özendirici olacaktır. Rütbe terfilerinde belli bir standardın yakalanması, atamalarda liyakat ve kıdemin gözetilmesi, çalışma barışını sağlayarak hizmet verimini artıracaktır.
…..
Yeni bir uslüp ve bakış açısını getirecek, gelişmeleri tabana ve taşraya zamanında yayarak, eleştiri ve önerilere açık, her farklı görüşün doğruya katkı sağlayacağını düşünerek bu anlayışın yerleşmesi ve yeşermesine katkıda bulunacak bir yapılanma ile teşkilatlanmasını mevzuatıyla birlikte merkez ve taşra birimlerinde de ideal bir şekilde sağlayan, yasal yetkileri açık ve anlaşılır olan, teknik ve hukuki çalışan, araştırmacı ruha sahip, sosyal ve ekonomik olarak iyi bir seviyede, motivasyonu yüksek, branşlaşmış ve alt kültürü almış çağdaş ve bilimsel değerleri savunan, çağımızın çalışma koşulları ve hayat standartlarına ulaşmış bir güvenlik gücü, sanırım görev yapacağı en verimli iklime kavuşmuş olacaktır.