Üst Menu
Search
Generic filters

Ana Menu

Olay Yerindeki Sessiz Tanıkların Bilimsel Olarak Konuşturulması


Ziyaettin KAYGUSUZ

Emniyet Amiri

Olay İnceleme Şube Müdürü Vekili

 

Günümüzde yaşanan bilimsel ve teknolojik gelişmeler, bireyin ve toplumun yaşamını sürekli bir biçimde etkilemekte ve değiştirmektedir.Artık, geçmişten günümüze uzanan pek çok anlayış biçiminin mevcut yapısı ve niteliğini koruyarak geleceğe taşınamayacağı düşüncesi bilimsel ortamlarda kabul edilmekte ve bu yönde çalışılmaktadır. Teknolojik gelişmeler, klasik anlayışları sorgulayarak kökünden sallamaktadır.

Kolluk güçleri, yasalarla  verilen görevleri yerine getirirken belli yetki ve sorumluluk içerisinde hareket ederler. Ancak yetki  veren mevzuatın değişik  yasalarda bulunması ve bazen yetersiz kalması, uygulamada bazı yorum farklılıklarına neden olmaktadır.

Polis, asayişe müessir veya yasa dışı bir fiil meydana geldiğinde, örneğin bir cinayet olayında, olay yerinde ceset dahil bir çok gözle görülen ve görünmeyen, fiziksel-kimyasal ve biyolojik delil  bulunmaktadır. Olayı biraz mizanser olarak değerlendirelim; Olay yerindeki hiçbir bulgu, incelemeye gelen polise olayın mahiyeti veya faili hakkında sesli veya yazılı olarak  bilgi vermezler. İşte, makalenin baslığını oluşturan bu ana temayı çeşitli açılardan örneklerle incelemeye çalışacağız.

Olay yerinde bulunan sessiz tanıkların konuşma dili nedir? Olayın mahiyeti, failleri, somut ve maddi delilleri hakkında sağlıklı bilgi elde etme ve olayın yasal çerçeve içinde kalarak çözümündeki yöntem ve teknikler nelerdir? Olayı eski klasik yöntemler içinde kalarak mi çözeceğiz, yoksa çağın teknik yöntem ve araçlar ile konusunda branşlaşmış uzman personeller ile mi çözeceğiz? Bu sorunun yanıtı hayati önem arz etmektedir.

Olay yerinde bulunan sessiz  tanık veya delillere yüksek sesle veya kibarca soru sorulduğunda cevap vermezler. Failin kim olduğunu, delillerin nerelerde bulunduğunu açıklamazlar. Şimdi sorunun çözümünü teknik yöntem ve teknolojik araçlardan da yararlanarak çözmeye çalışalım.

Hukuk sistemimiz serbest delil sistemini kabul etmiştir.Bu nedenle olay yerinde veya olayla ilgili her şey delil olabilir. Olay yeri incelemesinin “olayın meydana geldiği anda” başladığı(1) gerçeği ve en çok elde edilen iz ve delillerin olay yerlerinde çıplak gözle görünmeyen bulgulardan tespit edildiği yapılan istatistiklerden anlaşılmaktadır.

Olay yerinde bulunan ve olayın çözümünde en çok yararlanılan iz ve delillere biraz değinelim:   Bireysel tanımlayıcı izler (BTİ): parmak izi, avuç izi, çıplak ayak izi, kulak izi, alın izi, eşkali ve diş izi gibi.Vücut sıvıları: kan, tükrük, meni, burun akıntısı, göz yaşı-ter gibi sıvıların yanı sıra, kıl, doku parçası, kepek ve döküntüler, gaita ve tırnak vb. Bunun yanında olay yerinde bulunan değişik fiziksel ve kimyasal deliller; Metal parçaları, alet izleri, ayakkabı izi, oto lastik izi, lifler,  cam parçaları, toprak analizi, polen ve sporlar, böcek incelemesi, çeşitli doküman ve yazılı belgeler, svaplar, balistik ve diğer sesli ve görüntülü kayıtlar gibi bulgular olayı aydınlatmada yararlanılan önemli bulgulardır.

İşte, yukarıda bazılarına değinilen bulguların olay yerlerinde gelişmiş teknolojik araç ve teknikler ile tecrübeli uzman personel vasıtasıyla  usulüne uygun yapılacak inceleme neticesinde, olayın çözümü kolaylaşacaktır. Eğer meydana gelen olayda her hangi bir bulgu yoksa, soruşturma biriminin işi zorlaşacak ve olayın çözümü için; istihbarı çalışma, takip, gerektiğinde pusu, hakim kararı ile dinleme, sorgulama gibi uzun bir araştırma sürecine gireceği bir gerçektir.Bir çok meslektaşımız bu süreç içinde işkence, kötü muamele, gözetim süresini aşma,  zor kullanma gibi konulardan adli ve idari soruşturmalar geçirdiği ve bir çok cezalar aldığı bilinmektedir.Hatta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ülkemiz aleyhine verilen kararlarda, gerekçelerinin çoğu olay yerinin yeteri kadar teknik olarak incelenmemesi neticesinde tespit edilemeyen somut ve maddi delil  eksiklikleri oluşturmaktadır

“Bir şekilde doğar, bin bir şekilde ölürüz”(2) özdeyişi bize bir çok açıdan yol göstericidir.Çünkü her olayın işleniş şekli ve delilleri farklıdır. Meslekte tecrübe, ne kadar çok olay  incelenir  ve araştırma yapılırsa o denli gelişecektir.

Yukarıdaki veriler ışığında, olay yerinde bulunan sessiz tanıklar, uzman kişilerce usulüne göre incelenirse, yalan veya yanılma olmadan gerçeği söyleyeceklerdir.Şöyle ki olay yerindeki ceset üzerinde faile ait vucüt sıvısı, kıl veya diğer somut bulguların kime ait oldukları, olay yerinde bulunan parmak izi, avuç izi, ayakkabı izi, liflerin veya diğer yazılı veya görsel kayıtların yanı sıra diğer fiziksel ve kimyasal bulguların kime ait oldukları bilimsel olarak tespit edildiğinde, olay yerindeki sessiz tanıklar yanılmadan gerçeği konuşmuş olurlar. Böylece delilden faile gidilerek olayın kısa sürede aydınlatılması neticesinde, adaletin sağlanması, fazla araştırma yapılmadan, personel ve zaman kaybının önlenmesinin yanı sıra polise karşı yapılan haksız eleştirilerinde önüne geçilmiş olacaktır.

Ancak söylenen bu gerçeklerin görüldüğü kadar kolay olmadığı, olay yerinin iyi korunması, iyi bir arşiv alt yapısı,  teknik araç ve malzemeler ile uzman personelin iyi yetişmiş olması gibi etkenlerin iyi hazırlanmış olması, başarı için gerekmektedir.Bu konuda gelişmiş ülkelerden bazı örnekler verebiliriz.

Şiddet Suçları Analizi Ulusal Merkezi (3), kolluk kuvvetleri teşkilatlarına yönelik bir davranış bilim ve veri analiz merkezi olup, mükerrer şiddet suçlarıyla karşı karşıya olan kolluk kuvvetleri teşkilatlarına, araştırma, eğitim, inceleme ve operasyon desteği sağlama işlevini gerçekleştirir.Vermiş olduğu bazı hizmetler şunlardır;

• Çözülmüş ve çözülmemiş cinayet, kayıp şahıs ve kimliği tespit edilememiş ceset vakalarıyla ilgili delil ve bilgilerin toplandığı, karşılaştırıldığı ve analiz edildiği bir merkez.

• Benzer karakteristikleri gösteren vakaları bir araya getiren, seri halde yapıldığı görülen vakaları tespit eden ve aynı zanlı tarafından islenen başka suçları tespit eden, insan emeği yoğun, bilgisayar desteğiyle yürütülen bir cinayet veriler merkezi.

• Benzer vakalarla ilgili  kolluk kuvvetlerinin dikkatini çekmek.

• Bir grup vaka incelenirken, karşılaştır-malarda benzerlik ve tezatlıkları gösteren ayrıntılı veri matrisleri hazırlamak.

• Çok kuruluşun katıldığı toplantılar düzenlemek, suçun işleniş şekli (modus operanti) ve kovuşturma stratejileri belirlemek.Operasyonel ve idari önerilerde bulunmak.

Hizmetin daha iyi yapılabilmesi için mevcut durumun iyi tahlil edilmesi gerekir. Ülkemizde bu konuda ki yapılanma ve arşiv sistemi hızla iyileştirilmektedir. Gelişmiş ülkelere baktığımızda, bilgisayar ortamından yararlanarak parmak izi, oto lastik izi, kumaş izi, ayakkabı izi, DNA gibi bir çok arşivin olduğunu görmekteyiz.Bizde ise parmak izi, balistik ve sicil arşivi düzenli olarak tutulmaktadır. Avuç izi arşivinin ise yeni başladığını, şüphelilerden sağlık personeli vasıtasıyla alınan DNA analiz sonuçları, Kriminal Laboratuarda mukayese amacıyla genelde 1 yıl bekletilmektedir. Asayiş Daire Başkanlığı koordinesinde 9 bölge merkezli ilde  AFİS (Otomatik Parmak İzi Tespit Sistemi) ile olay yerinden alınan bir parmak izinin AFIS sistemi sayesinde ülkemiz genelinde kısa sürede araştırma yapılmaktadır. Arşiv yapılanması, teknoloji ve yüksek maliyet gerektirdiğinden, yeniden yapılanma çalışmalarının zorluğu  ve maliyeti ortadadır.

Olay yerinin teknik incelemesi ve yöntemleri alanında literatürde fazla kaynak  bulunmamaktadır. Ancak, son zamanlarda akademik alanda mastır  ve doktora tezlerinin bu alanda  yapılmaya başlandığını görmekteyiz.Bu konuda yapılan araştırma neticeleri uygulamaya süratle kazandırılarak, uzman personel yetiştirilmesine önem  verilmelidir.

Delil arşiviniz ne kadar zengin ve düzenli ise delilden sonuca o kadar sağlıklı gidersiniz.Çünkü, olayla ilgili ne kadar bulgu alınırsa, diğer soruşturma  ve adli makamların işi o kadar kolaylaşacaktır.

Olay yerinden alınan bulgular, eğer arşivde kaydı yoksa, bekletmeye alınarak gelecek şüpheli veya mukayeseler ile tespit edilmeye çalışılmaktadır.Soruşturma birimleri elindeki bir çok şüphelinin, hiçbir sorgu, ihbar veya araştırma yapmadan sadece eldeki delillerle mukayese neticesinde şüpheli kişinin olayla ilişkisi tespit edilmektedir.İşte teknik yöntemlerle delilden sonuca gidilmesi neticesinde, polise karşı yapılan kötü muamele, işkence iddiaları gibi asılsız suçlamaların da önüne bu sayede geçilmiş olacaktır.Delilden sonuca gitmek, zaman ve  personel tasarrufu sağlamanın yanı sıra, adaletin tecellisinde çok önemli bir görevi ifa etmektedir.Branşlaşma ve uzmanlaşmanın giddikçe yaygınlaştığı çağımızda, polislik mesleğinin çağın gereklerine göre icra edilebilmesi için, sadece “mesleki tecrübelerin” yeni meslek mensuplarına aktarılmasıyla yeterli olunamayacağı(4) açıktır.Sadece bilimsel ve teknik çalışmalara dayanarak tecrübeyi küçümseme iddiası da gerçekçi değildir.

ABD’de, yerli ve yabancı araba markalarının boyalarının temsil eden orijinal boya sistemleri  “FBI-Ulusal Otomotiv Boya Arşivinde” kayıtlıdır.(5) Oto üzerinde, kaza yada suç mahallinde  mağdurun eşyalarının dikkatle aranması sonucu boya kalıntısı bulunabilmektedir.

2002 yılının başında Ankara Üniversitesi Adli Tip Ana Bilim Dalı Tarafından organize edilen ve Emniyet- Olay Yeri İnceleme, Jandarma Kriminal, Adli Tip Kurumu Başkanlığı ile Üniversite Adli Tip Kürsüsü hocalarının katılımı ile  “Olay Yeri İnceleme” konulu çok önemli bir sempozyum düzenlenmiştir. Değinilen bazı konuları paylaşmamızda yarar vardır. Şu anda ülkemizde, kurumlar arasında ortak arşiv olarak sadece GBT (Genel Bilgi Toplama) bulunmaktadır.Ancak diğer alanlarda da ortak arşive gidilmelidir.Ortak amaç, ülkemizde huzur ve güvenliğin sağlanması ile hazırlanan evraka zamanında delil desteğinin verilebilmesidir.Örneğin: İzmir’de silahla yaralama olayına karışan bir kişinin, kullandığı silah, çekirdek ve kovanlarının daha önceki faili belli veya meçhul olaylarda kullanılıp kullanılmadığı mevcut arşivden araştırma yapılmaktadır.Ancak, balistik arşivi, emniyet kriminalde ayrı, jandarma kriminalde ayrı, Adli Tip Fizik İnceleme Kısmında belli oranda ayrı yapılmaktadır.İzmir’deki mahkemede, Erzurum’da veya kırsal alanda karıştığı olay bildirilmeyecektir.Sempozyumda vurgu yapılan belki de en önemli konu burası olmuştur. DNA arşivinin de bir an önce yapılması gereği önemle vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, ülkemizde; polisin her branşta uzmanlaşmaya gitmesi, Kriminal Laboratuarlar ile Asayiş Daire Başkanlığına bağlı Olay Yeri İnceleme Kısımlarında, yetkili makamların katkılarıyla azımsanmayacak kadar yeniden yapılanma çalışmaları devam etmektedir.Yapılan bu çalışmaların sürmesi, polisin görevini kolaylaştırarak adaletin sağlanması ile ülkemizde huzur ve güven ortamının oluşmasına belki de en önemli katkıyı sağlayacaktır.

ERZURUM – 2002

 

KAYNAKLAR:

(1)Erzurum Emn. Olay Yeri Kılavuzu -2001(20.sf)

(2)İnsan Mühendisliği (201.sf) Nüvit OSMAY

(3)FBI-Terrorist Crime Scene İnv. Kursu Ders Notları(82.sf)

     Ankara-06/17.12.1999(Güvenlik ve Suç Mahalli)

(4)21.Yüzyılda Polis (XV.sf) İ.CERRAH-E.SEMİZ

(5)FBI-Terrorist Crime Scene İnv. Kursu Ders Notları(67.sf)

     Ankara-06/17.12.1999 (Güvenlik ve Suç Mahalli)